6 Şubat depremi: Birinci yıl dönümünde durum ne?

6 şubat depremi

6 Şubat depremi olarak akıllara kazınan 6 Şubat 2023 tarihinde meydana gelen Kahramanmaraş merkezli depremler; Kahramanmaraş, Hatay, Adıyaman, Malatya, Gaziantep, Osmaniye, Şanlıurfa, Diyarbakır, Adana, Kilis ve Elazığ’da büyük yıkıma yol açarak yaklaşık 14 milyon kişinin yaşadığı 120 bin kilometrekarelik alanda çok ağır bir yıkıma neden oldu.

6 Şubat depremi nedeniyle resmi verilere göre 53 bin 537 kişi hayatını kaybetti, 107 bin 213 kişi yaralandı. Deprem bölgesinde yaşamına devam eden vatandaşların çoğu çadır ve konteynerlerde yaşamını sürdürmeye devam ediyor.

6 Şubat depremlerinde hayatını kaybedenler için saat 04.17’de deprem bölgesindeki şehirlerde anma törenleri düzenlendi.


6 Şubat 2023, sabah saat 04:17’de Kahramanmaraş’ın Pazarcık ilçesinde gerçekleşen 7.7 büyüklüğündeki deprem, beraberinde yeniden tekrar eden 7.6 büyüklüğündeki ikinci depremin ardından büyük yıkımların öncüsü oldu.

AFAD tarafından açıklanan verilere göre depremlerden etkilenen 11 il, bir yıl boyunca yaklaşık 60 bin artçı sarsıntı yaşadı.

Dünya Sağlık Örgütü, “6 Şubat depremleri bölgede son zamanların en büyük felaketlerinden biriydi.” açıklaması yaptı.

Kahramanmaraş ve beraberindeki 10 ilde hissedilen, büyük yıkımlara sebep olan ve sayısız can kaybının yaşandığı depremin ardından tam bir yıl geçti. Kahramanmaraş, Hatay, Adıyaman, Osmaniye, Gaziantep, Şanlıurfa, Malatya, Diyarbakır, Adana, Kilis ve Elazığ’ın etkilendiği acı felaketin ardından 11 ilde yaralar sarılmak için uğraşılmaya devam ediliyor.

“6 Şubat Depremi” olarak anılmaya başlanan Kahramanmaraş depreminin üstünden tam bir yıl geçti. Acı tazeliğini korumaya devam ediyor.

Geçen bir yılın ardından depremzedeler, 6 Şubat’ın yıldönümünde yaşadıklarını anmak için enkaz noktalarında sessiz yürüyüşler düzenledi. Depremine etkilediği illerde yaşadıklarını hatırlatmak isteyen depremzedeler geceyi sokakta geçirdi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan anma mesajı

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın da, üstünden bir yıl geçen 6 Şubat depremi için tam 04:17’de bir anma mesajı yayınladı.

Depremin yıldönümünde depremzedelere geçmiş olsun dileklerini ileten Cumhurbaşkanı Erdoğan, mesajında şu ifadelere yer verdi:

“Bir yıl önce yaşadığımız Kahramanmaraş merkezli depremlerde kaybettiğimiz canların acısı ilk günkü tazeliğiyle yüreklerimizi yakmayı sürdürüyor. Yitirdiğimiz 53 bin 537 canımızın her birine Allah’tan rahmet, yakınlarına ve milletimize başsağlığı diliyorum. Asrın felaketinde yaralanan 107 binin üzerindeki vatandaşımıza geçmiş olsun dileklerimi tekrarlamak istiyorum. Tedavileri hâlen devam eden yaralılarımıza Allah’tan acil şifalar niyaz ediyorum. İnsanlık tarihinin en kadim yerleşim yerleri arasında bulunan 11 ilimizde yaşanan yıkım gerçekten çok büyüktü. Böylesine büyük felaketler, büyük acılar aynı zamanda milletlerin birliğinin, beraberliğinin ve kardeşliğinin gücünün sınandığı dönüm noktalarıdır. Hamdolsun milletimiz bu acı ve bir o kadar da tarihî sınamayı başarıyla vermiştir. Devletimiz tüm imkânlarıyla anında harekete geçerken Türkiye tek yürek, tek bilek olmuş, milletimiz depremzede kardeşlerinin yanına koşmuş, asrın felaketi karşısında asrın birlikteliği ortaya konulmuştur. Toprağa verdiğimiz canlarımızı Fatihalarla, dualarla, hüzünle yâd ederken milletimize verdiğimiz sözleri tutmak için canla başla çalışıyoruz. Bu çalışmaları, şehirlerimizi inşa ve ihya ederek ayağa kaldırıncaya, evi yıkılan veya kullanılamaz hale gelen son vatandaşımızı da güvenli yuvasına kavuşturuncaya kadar sürdüreceğiz. Rabbim ülkemize ve milletimize bir daha böyle afetler yaşatmasın, bizleri böyle imtihanlara maruz bırakmasın…”

6 Şubat depremi birinci yıl dönümünde durum ne?

6 Şubat’ta meydana gelen Kahramanmaraş merkezli depremlerin birinci yıl dönümünde, depremden en çok etkilenen bölgelerde yaşayanlar, bir yandan hayatını kaybeden yakınlarının yasını tutmaya devam ederken diğer yandan geçimini sağlamaya çalışıyor.

Kimileriyse hâlâ kayıp olan yakınlarına ulaşabilmek için mücadelesini sürdürüyor.

Euronews tarafından aktarılan habere göre; Uluslararası Kızılay Kızılhaç Dernekleri Federasyonu’na (IFRC) göre, işsizlik son derece yaygın ve bölgedeki ailelerin yaklaşık dörtte biri yardıma muhtaç.

Türkiye’de resmi kayıtlara göre 50 binden fazla kişinin ölümüne neden olan depremlerin yıktığı bölgeleri yeniden inşa çabaları da hâlâ devam ediyor.

Evleri yıkılan ya da ağır hasar gören ailelerin çoğu, konteyner evlerde hayatını idame ettiriyor.

İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya’nın açıkladığı güncel verilere göre, 414 konteyner kentte 215 bin 224 konteyner kurulumu yapıldı ve 691 bin depremzede bu konteyner evlerde kalıyor.

“Diğer çocuklarımı da kaybetmek istemiyorum”

Hatay’da 50 yaşındaki Fatma Kırıcı ise eşi ve iki yetişkin çocuğuyla birlikte, depremden bir yıl sonra hâlâ bir çadırda yaşıyor.

Depremde hasar gören ancak yıkılmayan çok katlı evine dönmekten korktuğunu söyleyen Kırıcı, “Ben depremde kızımı kaybettim, diğer çocuklarımı da kaybetmek istemiyorum. O yüzden evime gidemiyorum.” şeklinde konuşuyor.

Kırıcı 20 yaşındaki kızının damadıyla birlikte, yaşadıkları evin yıkılması sonucu hayatını kaybettiğini söylüyor.


Kırıcı’nın evi kayıtlara “hafif hasarlı” olarak geçtiğinden aile, ne inşaat halindeki konutlar ne de konteyner evler için uygun değil.

Mimarlar Odası Hatay Şubesi ekim ayında, hükümetin Kırıcı ailesi gibi ailelerin hasarsız ya da az hasarlı olarak belirlenen binalara dönüşünü hızlandırmak için gösterdiği çabayı eleştirmiş ve bu binaların çoğunun yaşamak için güvenli olmadığını savunmuştu.

Hükümetin kızının ölümü nedeniyle kendisine 100 bin Türk Lirası tahsis ettiğini belirten Kırıcı’nın oğlu, bu parayla eşi ve üç küçük çocuğu için bir konteyner ev almış.

Antakya’dan Kamil Ezer de depremde yakınlarını kaybetti ve evi yıkıldı. Ezer, “Yönetim şu ana kadar bize herhangi bir açıklama yapmadı, yıktılar, kaldırdılar. Ev vereceğiz, diyorlar. Ne zaman, nasıl, bilmiyoruz.” şeklinde konuşuyor.

Hatay’ın Tepehan köyünden Bekir Temizkan ise “1 yıl oldu depremden bu yana. Daha gelip gören, soran yok. Çoğunun evleri yıkıldı çadırlarda oturuyorlar.” diyor.

41 bin konut ve 5 bin köy evi için kura çekimi yapılacak

Hükümet, bölgeyi yeniden inşa çabaları kapsamında 300 binden fazla konut yapılacağını açıklamıştı.

Yerlikaya cuma günü yaptığı açıklamada, “Tüm süreçler tamamlandıktan sonra, 389 bin konut, 40 bin 658 iş yeri ve 11 bin 531 ahır olmak üzere toplam 441 bin 567 hak sahipliği belirlendi. İl, ilçe ve kırsal alanda toplam 250 bin bağımsız bölümün ihalesi yapıldı.” dedi.

Yerlikaya, Hatay’da 41 bin deprem konutunun ve 5 bin köy evinin kura çekimi ile anahtar teslim törenlerinin bu hafta yapılacağını bildirdi.

Öte yandan uzmanlar, hükümeti bina yönetmeliklerini güncellemeden, acele ederek, geçmişteki hataları tekrarlayabileceği ve insanları bir sonraki doğal afete karşı savunmasız bırakabileceği konusunda uyarıyor.

Mimarlar Odası Hatay Şube Başkanı Mustafa Özçelik, “Yönetmeliklerin değiştirilmesi gerektiği konusunda uyardık ancak bunun zaman alacağını düşünüyorlar, bu nedenle zemini biraz iyileştirdikten ve başka önlemler aldıktan sonra evleri inşa ediyorlar” şeklinde konuşuyor.

Hükümet yetkilileriyse, inşa edilen yeni evlerin güçlü depremlere dayanacak şekilde tasarlandığını söylüyor.

İnsan Hakları İzleme Örgütü: “Tek bir kamu görevlisi yargılanmadı”

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığının açıklamalarına göre, bölgede en az 36 bin 932 bina deprem anında yıkıldı. Toplam 872 bin bağımsız bölümden oluşan 311 bin binaysa aldıkları hasarlar nedeniyle kullanılamaz hale geldi.

İnsan Hakları İzleme Örgütü’ne (HRW) göre, yıkılan binlerce binaya ilişkin müteahhitlere, inşaat denetimcilerine ve teknik personele davalar açıldı ancak sorumluluğu bulunan kamu görevlileri yargılanmadı.

HRW tarafından depremlerden bir yıl sonra yayımlanan raporda, “Henüz tek bir kamu görevlisi, seçilmiş belediye başkanı veya belediye meclisi üyesi, güvenli bina standartlarının çok altında kalan çok sayıda inşaat projesinin onaylanmasındaki rolleri nedeniyle ve yapısal sorunları olduğu bilinen binalarda yaşayan insanları korumak için önlem almadıkları gerekçesiyle yargılanmadı.” ifadeleri kullanıldı.

HRW Avrupa ve Orta Asya Direktörü Hugh Williamson, “6 Şubat 2023’te meydana gelen yıkıcı depremlerin yıl dönümünde, Erdoğan hükümeti sadece yeniden inşaya değil, aynı zamanda depremlerde mezara dönen evleri, hastaneleri ve otelleri inşa eden ve izin verenlerden hesap sorulmasını sağlamaya odaklanmalıdır.” şeklinde konuştu.

Kayıplar nerede?

Depremlerin üzerinden bir yıl geçti. Kaybettiklerinin yasını tutanlar ya da kalacak bir evi olmayanların yanında depremin etkilerini yakından hisseden bir grup daha var: Yakınlarından hâlâ haber alamayanlar.

Yetkililer nisan ayında toplam kayıp sayısını yaklaşık 300 olarak açıklamıştı. Deprem Mağdurları ve Kayıp Yakınlarıyla Dayanışma Derneği’nin güncel açıklamasına göre, şu anda 38’i çocuk 145 kayıp var.

Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş ocak ayı başlarında “1912 çocuğumuzdan bir tanesinin bile kayıp olması durumunun söz konusu olmadığını tekrar ilan ediyorum.” açıklaması yapmıştı.

Kayıpların akıbetine ilişkin belirsizlikler sürerken aileler, Meclis’te kayıplara yönelik bir araştırma komisyonu kurulmasını istiyor.


Antakya’da 22 yaşındaki Sevda Köse, enkaz altından çıkmayan yakınlarının izini arayan onlarca kişiden biri.

Depremin gölgesinde seçim


Editor
İndigo Dergisi Haber Merkezi | İndigo Dergisi, 18 yıldır yayın hayatında olan bağımsız bir medya kuruluşudur. İlkelerinden ödün vermeden tarafsız yayıncılık anlayışı ile çalışmaktadır. 2005 yılında kurulan İndigo Dergisi, indigodergisi.com web sitesi üzerinden tamamen dijital ortamda günlük yayın yapmaktadır. Aynı zamanda Türkiye’nin ilk internet haber dergisi olmakla birlikte, tüm yayın kadrosu ve okurlarıyla birlikte sürekli gelişmektedir. İndigo Dergisi’nin amacı; gidişatı ve tabuları sorgulayarak, kamuoyu oluşturarak farkındalık yaratmaktır. Vizyonu; okuyucularında sosyal sorumluluk bilinci geliştirerek toplumun olumlu yönde değişimine katkıda bulunmaktır. Temel değerleri; dürüst, sağduyulu, barışçıl ve sosyal sorumluluklarının bilincinde olmaktır. İndigo Dergisi, Türkiye’nin saygın İnternet yayınlarından biri olarak; iletişim özgürlüğünü halkın gerçekleri öğrenme hakkı olarak kabul etmekte; Basın Meslek İlkeleri ve Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi’ne uymayı taahhüt eder. İlaveten İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ni benimsemekte ve yayın içeriğinde de bu bildiriyi göz önünde bulundurmaktadır. Buradan hareketle herkesin ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasi veya diğer herhangi bir milli veya içtimai menşe, servet, doğuş veya herhangi diğer bir fark gözetilmeksizin eşitliğine ve özgürlüğüne inanmaktadır. İndigo Dergisi, Türkiye Cumhuriyeti çıkarlarına ters düşen; milli haysiyetimizi ve değerlerimizi karalayan, küçümseyen ya da bunlara zarar verebilecek nitelikte hiçbir yazıya yer vermez. İlkelerinden ödün vermeyen şeffaf yayıncılık anlayışını desteklemektedir. Herhangi bir çıkar grubu, örgüt, ideoloji, politik veya dini; hiçbir oluşumun parçası değildir. Köşe yazarlarımızın yazdıkları fikirler, kendi özgür düşünceleridir; İndigo Dergisi yayın politikası dahilinde değerlendirilir ve yayın ilkeleri ile çelişmediği müddetçe, düşünce ve ifade özgürlüğünü teşvik ederek yayına alınır. İndigo Dergisi, sunduğu tüm bilgilerin doğruluğunu teyit ve kontrol eder; bu bilgilerin geçerliliğine son derece önem verir.