Bilim insanları mamutları diriltmeye bir adım daha yaklaştı!

mamutları diriltmeye

Bilim insanları, fillerden türetilmiş pluripotent kök hücreler elde ettiler ve bu gelişme tüylü mamutları diriltme şansını artırabilir.

Colossal Biosciences isimli nesli tükenmiş canlıları geri getirme şirketi, fillerde kök hücrelerle ilgili bir atılım yapıldığını duyurdu. Bu atılım, araştırmacıları uzun süredir nesli tükenmiş olan yünlü mamutları geri getirmeye bir adım daha yaklaştırabilir.

Ekip, Asya fillerinden (Elephas maximus) türetilmiş pluripotent kök hücreleri (iPSC – induced pluripotent stem cells) başarıyla elde ettiğini söylüyor. iPSC’ler vücuttaki herhangi bir hücre tipini oluşturabilecek şekilde yeniden programlanmış hücrelerdir. Bu, araştırmacıların artık yünlü mamutları (Mammuthus primigenius) yaşayan en yakın akrabalarından ayıran adaptasyonları araştırabilecekleri ve canlı hayvanlardan doku almaya gerek kalmadan gen düzenlemelerini test edebilecekleri anlamına geliyor.


Colossal Biosciences’tan Dr. Eriona Hysolli, “Bu hücrelerin mamutları geri döndürme çalışmalarımıza kesinlikle büyük faydası var.” diyor.

mammoth Hysolli, bunlarla ilgili önemli olan şeyin, tüylü mamutların Kuzey Kutbu’nda gelişmesine yardımcı olan özelliklerin ardındaki hücresel ve genetik süreçleri ortaya çıkarabilmeleri olduğunu söylüyor. Bu özellikler arasında tüyler, kavisli dişler, yağ birikintileri ve kubbe şeklinde bir kafatası bulunuyor.

iPSC’ler ayrıca laboratuvarda mamutların neslinin geri döndürülmesi için gerekli olan fil spermi ve yumurta hücrelerini oluşturma yolunu da açıyor. WWF’ye göre, vahşi doğada 52.000’den az Asya fili kaldığı için, bu hayvanlardan hücre toplamak zor ve istenmeyen bir durum.

Daha önce fil iPSC’lerinin türetilmesi zordu çünkü bu hayvanlar diğer türlerde bulunmayan karmaşık bir gen yoluna sahipti. Şimdi ise araştırmacılar, hücre büyümesini düzenleyen ve hücrelerin süresiz olarak çoğalmasını önleyen TP53 adı verilen çekirdek genleri baskılayarak bunun üstesinden geldi.

Hysolli, “Fil hücreleri için üstesinden gelmemiz gereken şeylerden biri de onların bu geniş TP53 yoluna sahip olmalarıydı. Bu iPSC’leri elde etmek için bu yolu iki yöntemle bastırmamız gerekiyordu, dolayısıyla bunları başarmak için çok adımlı bir süreçten geçmemiz gerekiyordu.” diyor.

Bu buluş aynı zamanda yünlü mamutların geri döndürülmesinin önündeki en büyük engel olarak kabul edilen fillerdeki erken gelişime de ışık tutabilir. Araştırmacılar, antik mamut DNA’sını fil hücreleriyle birleştirerek yünlü bir mamut embriyosu yaratmayı başarırlarsa, 22 aylık gebelik süresini tamamlamak için bu embriyoyu bir fil taşıyıcı anneye yerleştirmeleri gerekecek.

Hysolli, “Fillerin hamileliği çok uzun ve karmaşık olduğundan, fil biyolojisinin gelişimsel biyoloji yönünü anlamak gerçekten çok önemli” diyor.


Hysolli, yünlü bir mamut embriyosu tasarlamanın artık büyük bir zorluk teşkil etmediğini, ancak sağlıklı bir yavru doğurmanın daha fazla zaman ve çalışma gerektireceğini söylüyor.

mamut

Ekip hala fil iPSC’leri oluşturmak ve yeni geliştirdikleri iPSC’leri olgunlaştırmak için alternatif yöntemler araştırıyor. BioRxiv’de yayınlanacak olan çığır açan iPSC buluşu henüz hakem değerlendirmesinden geçmedi.

Hysolli, “Doğrulanması gereken daha çok şey var, dolayısıyla deneyi yapana kadar asla emin olamazsınız. Ancak pluripotent potansiyelinin herhangi bir hücre tipine farklılaşma potansiyelinin mevcut olduğunu düşünüyoruz.” diyor.

Colossal’ın çalışmasına dahil olmayan, Buffalo Üniversitesi’nde gelişimsel biyolog ve doçent olan Vincent Lynch, “Bu, yünlü mamut benzeri bir fil yaratmak için önemli bir atılım” diyor.

“Bence amaç, bu iPSC’leri sperm ve yumurtaya dönüştürmek, bu da in vitro fertilizasyona ve nihayetinde taşıyıcı anneliğe olanak sağlayacak. Bu yöntemler oldukça zorlu ve henüz geliştirilmedi ancak bu artık sadece an meselesi.”

asya fili kök hücresi
Farklı unsurları vurgulamak için farklı renklerde boyanmış bir Asya fili kök hücre çizgisi. (Kaynak: Colossal Biosciences)

Açıklamaya göre, fil hücrelerinin iPSC’lere yeniden programlanmasının, tüylü mamutların geri getirilmesinin ötesinde de bazı sonuçları var. Örneğin bu teknoloji, araştırmacıların üreme hücrelerini yapay olarak üretmesine ve döllemesine olanak tanıyarak fillerin korunmasına bir destek sağlayabilir.

2020’de Nature’da yayımlanan küçük bir çalışma; at, bizon, yak ve ren geyiği gibi büyük memelilerin Sibirya gibi korunan bir bölgede, diğer arazilere kıyasla daha düşük derecedeki toprak sıcaklıklarında daha iyi korunduğu sonucuna ulaştı.


Kaynak: Arkeofili

Yaşamın nasıl başladığı keşfedildi: Dünya ateşli bir magma çorbasıydı!


Editor
Haber Merkezi ▪ İndigo Dergisi, 19 yıldır yayın hayatında olan bağımsız bir medya kuruluşudur. İlkelerinden ödün vermeden tarafsız yayıncılık anlayışı ile çalışmaktadır. Amacı; gidişatı ve tabuları sorgulayarak, kamuoyu oluşturarak farkındalık yaratmaktır. Vizyonu; okuyucularında sosyal sorumluluk bilinci geliştirerek toplumun olumlu yönde değişimine katkıda bulunmaktır. Temel değerleri; dürüst, sağduyulu, barışçıl ve sosyal sorumluluklarının bilincinde olmaktır. İndigo Dergisi, Türkiye’nin saygın İnternet yayınlarından biri olarak; iletişim özgürlüğünü halkın gerçekleri öğrenme hakkı olarak kabul etmekte; Basın Meslek İlkeleri ve Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi’ne uymayı taahhüt eder. Ayrıca İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ni benimsemekte ve yayın içeriğinde de bu bildiriyi göz önünde bulundurmaktadır. Buradan hareketle herkesin ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasi veya diğer herhangi bir milli veya içtimai menşe, servet, doğuş veya herhangi diğer bir fark gözetilmeksizin eşitliğine ve özgürlüğüne inanmaktadır. İndigo Dergisi, Türkiye Cumhuriyeti çıkarlarına ters düşen; milli haysiyetimizi ve değerlerimizi karalayan, küçümseyen ya da bunlara zarar verebilecek nitelikte hiçbir yazıya yer vermez. İndigo Dergisi herhangi bir çıkar grubu, ideolojik veya politik hiçbir oluşumun parçası değildir.