2024 ABD Cumhurbaşkanlığı Seçimini Trump kazandı. Son zamanlarda aldığım en iyi haber bu. Biliyorum, nasıl Trump’ı tutarsın diye şaşkınsınız. Anlatacağım.
ABD
Dünyada devletler arasında bir şeytan seçilmesi gerekse… ABD, bu şerefi kimseye bırakmaz. Bir önceki yazımda buna vurgu yapmıştım. Şimdiki yazımda biraz cumhurbaşkanı adaylarına odaklanacağım.
ABD, dünyanın süper gücü. Halihazırda halen en güçlü olduğu için sınır tanımıyor. Sınır tanımamak deyince aklınıza gelenleri tahmin edebiliyorum. Aklınıza, teknolojik, finansal, bilimsel, siyasal, müdahaleci konular geliyor. Sadece bunlara sınırlı değil sınırsızlığı. İnsan hakları ihlali, insani değerleri hiçe sayma, çıkar uğruna milyonlarca insanı doğrudan veya dolaylı katletme… Uluslararası Mahkeme’yi tanımaması ve üye olmaması da zaten ikinci kısımdaki sınırsızlığını açıklıyor.
Zira, uluslararası mahkemelerde ABD yargılanabilse idi, ne olurdu? Birçok ABD Cumhurbaşkanı Beyaz Saray’da geçirdiği süreden daha uzun bir süreyi demir parmaklıklar arkasında geçirirdi.
Kamala Harris
Demokrat kesimin Biden’dan sonraki adayı oldu. Çok büyük umutlar bağladı insanlar ona. Bir kadın cumhurbaşkanı olacaktı. ABD yine bir kadın cumhurbaşkanı çıkaramadı. (İddiam, Türkiye Cumhuriyeti, ABD’den daha önce bir kadın cumhurbaşkanı çıkartacaktır.)
Kamala Harris, seçimi açık bir şekilde kaybetti. Kendisi seçilseydi, Ortadoğu’daki karışıklık aynen devam edecekti. 1 senedir mütematiyen süren Gazze (şimdi Lübnan) katliam ve soykırımı devam edecekti.
Trump
Trump ile hiçbir zaman değerlerimiz örtüşmedi. İlk döneminden önce de, ilk döneminde de icraatlarını ve beyanlarını genelde tasvip etmedim. NATO’ya karşı duruşunu takdir ettim. İnsanları bu şekilde bir sorgulama içine soktu.
Her ne kadar ırkçılığından dolayı kendisini mutlak tasvip edemesem de… Kendisi bir ehveni şerdir. Zira Trump soykırım karşıtı bir insandır. Bir savaş karşıtıdır. Unutmayın ki, ABD tarihinde, iki tane açık savaş karşıtı cumhurbaşkanı vardı. Biri Kennedy diğeri de Trump. Biri suikastle öldürüldü, diğerinin suikastle katline ramak kaldı.
Trump’ın ikinci döneminde nasıl çalkantılar yaşanacağını öngörmek zor. ABD’nin demokrasisinin geleceğinden kaygılananlar var. Dünyanın birçok yerinde vahşet/katliam/açlık/soykırım ile eşdeğer olan bir demokrasi eğer bir demokrasi ise.. O zaman siz o sözde demokrasi için kaygılanmaya devam edin.
Dünyanın Hali
Bir senedir televizyonda kısmen canlı yayında Gazze soykırımını izliyorum. Dünya, şeytan ABD’nin İsrail’e desteği yüzünden bir şey yapamıyor. Kahrolsun öyle demokrasi.
Makkabi Tel Aviv’in Hollanda’daki maçında olaylar çıkmış. Olayları inceledim. Antisemitik damgası hemen medyada vurulmuş. Saçmalığın daniskası. Holiganvari sahneler. O kadar. Ama Makkabi Tel Aviv taraftarlarına yapılınca hemen antisemitik oluyor. O zaman da kimse düşünemiyor. Amaç, insanları düşündürmemek. Utandırmak. İkinci Dünya Savaşı’nı hatırlatmak.
Maç öncesi/sonrası olanları pogrom olarak niteleyen oldu. Pogrom olmadığı kesin… Ancak progromlu bir propaganda makinesinin tuşuna bu vesileyle basıldığı da su götürmez bir gerçek.
Yeri gelmişken söyleyelim. İsrail bir devlettir. BİR DİNİN KENDİSİ DEĞİLDİR. İnsanlar kendini bir devlete karşı konumlandırabilirler. Zira, politik olarak yapılanlara karşıdırlar. İnsanların, İsrail’e karşı olmalarını fikren engellemek, insanlık suçudur. Düşünce özgürlüğü maddesinin ihlalidir. İsrail’i eleştirmek ve karşı duruş sergilemek şu an insanlığın vicdanının sorumluluğunun gereğidir.
Ehven-i Şer
Harris seçilseydi, Ortadoğu’da müslümanlara karşı yapılan soykırım uzun bir süre daha devam edecekti. Trump’ın gelmesiyle bunun duracağına inanıyorum. Onun dışında, dünyanın müesses nizamı değişmedikçe.. İşler daha uzun süre çalkantılı gidecek. Trump’ın gelişi 3. Dünya Savaşı’nın ve atom savaşının biraz gecikmesine sebep olabilir. Ama tümden engelleyemez. Enseyi gene de karartmamaya çalışın.