ABD’nin en önde gelen üniversitelerinden MIT bünyesinde kurulan Commonwealth Fusion Systems adlı şirket, dünyanın ilk şebeke ölçekli nükleer füzyon santralinin inşasına başlayacak.
Massachusetts Teknoloji Enstitüsü (MIT) bünyesinde kurulan ve daha sonra bağımsız olan enerji girişimi Commonwealth Fusion Systems, ABD’nin Virginia eyaletinde ‘dünyadaki ilk’ şebeke ölçekli nükleer füzyon santralinin inşasına başlayacağını duyurdu.
Şirketin açıklaması, yıldızlara güç veren sonsuz enerji kaynağının şebeke ölçeğinde kullanılmasına bir adım daha yaklaşmış olabileceğimizi düşündürüyor. Tesis bu hedefle milyarlarca dolar yatırım topladı.
Commonwealth Fusion Systems, bu tesiste 150.000 eve yetecek miktarda 400 megavatlık elektrik üretmeyi hedefliyor. MIT’nin yayınladığı basın bültenine göre Virginia tesisi “2030’ların başında” inşa edilecek.
Şirketin kurucu ortağı ve MIT mühendislik profesörü Dennis Whyte, “Bu, füzyon için bir dönüm noktası olacak,” dedi.
Whyte, “Ticari füzyon santrallerine doğru yarışta tempoyu belirliyoruz. Hedef, bu santrallerden binlercesini inşa etmek ve dünyayı değiştirmek” diye de ekledi.
Nükleer füzyon ile ‘temiz ve sonsuz bir enerji’
Nükleer füzyon çalışmalarının nihai hedefi, Güneş’teki nükleer süreci taklit ederek sonsuz ve temiz enerji üretmek. İki hafif elementin nükleer reaksiyonlar sonucu birleşerek daha ağır bir element oluşturduğu sürece nükleer füzyon adı veriliyor.
Kömür, petrol, doğalgaz gibi tükenme tehlikesi taşıyan ve çevre için tehdit oluşturan fosil yakıtların aksine bu reaktörün işleyebileceği hammadde neredeyse sınırsız.
Ancak füzyon reaktörlerinin hayata geçmesi henüz mümkün değil. Zira sıcaklığını ve nükleer füzyon sürecini 4,6 milyar yıl sürdüren Güneş’e kıyasla bu reaksiyon, Dünya’daki reaktörlerde yalnızca saniyeler boyunca devam ettirilebildi.
Füzyon enerjisi, halihazırda birçok ülkede inşa edilen ve kullanılan nükleer reaktörlerden farklı. Kullanımdaki reaktörlerde aslında “nükleer fisyon” denen başka bir süreç işliyor.
Fisyon, kütle numarası çok büyük bir atom çekirdeğinin parçalanarak daha küçük iki veya daha fazla çekirdeğe dönüşmesi. Fisyonda bir atom parçalanırken, füzyonda ise atomlar birleşerek daha ağır bir atom ortaya çıkarıyor.
Bugün nükleer santrallerde kullanılan tepkimeler ve atom bombası gibi teknolojiler fisyon sürecine dayanıyor.
Şirket henüz kendini kanıtlamadı
Bilim dünyası, 2030’larda şebeke ölçeğinde ilk füzyon reaktörünü inşa etmeyi planlayan Commonwealth Fusion Systems firmasının açıklamasına şüpheyle yaklaşıyor.
Nitekim bu şirket, Massachusetts eyaletinin Devens kenti yakınlarında inşa edilen ve SPARC adını taşıyan çok daha küçük reaktörünün inşasını bile henüz tamamlamadı.
Şirket ayrıca, kuracağı tesislerin füzyon sürecini başlatmak için gereken bazı dönüm noktalarına ulaşabildiğini de kanıtlamadı. Firmanın bunu kanıtlamak için önce deneylerinde net füzyon enerjisi üretebildiğini göstermesi gerekiyor.
ABD’deki Lawrence Livermore Ulusal Laboratuvarı, Aralık 2022’de bu dönüm noktasına ulaşan ilk kurum olmuştu. Laboratuvardaki deneylerde nükleer füzyonla ilk kez net bir enerji kazancı elde edildiği (harcanan miktardan daha fazla enerji üretildiği) biliniyor.
Bu başarının ardından ABD hükümeti de ticari bir nükleer füzyon santrali kurma planlarına hız vermişti.
Diğer yandan, Commonwealth Fusion Systems’in CEO’su Bob Mumgaard ise risklerin ve sınırlamaların farkında olduklarını söylüyor.
CNN’e yaptığı açıklamada Mumgaard, “Füzyonda hiçbir şey bir gecede gerçekleşmez,” dedi ve şirketin net füzyon enerjisi elde edebilen bir reaktör inşa etmek için “derinlemesine” çalıştığını savundu.
Mumgaard, 2026’da ilk füzyon plazmasını oluşturmayı ve kısa süre sonra SPARC reaktörünü kullanarak net enerji üretmeyi umduklarını dile getirdi.
Mumgaard’a göre Virginia’daki şebeke ölçekli tesis, “bir sonraki adım” olacak.