Ege Denizi’nde art arda yaşanan depremler, Santorini Yanardağı patlaması, aktif hale gelmesiyle ilgili endişeleri artırdı. Bölgede toprak kaymaları görülürken, adayı terk edenler oldu. Uzmanlar, patlama durumunda tsunami ve volkanik aktivitelerin ciddi sonuçlar doğurabileceğini belirtiyor.
Ege Denizi’nde son günlerde yaşanan deprem fırtınası, Santorini Yanardağı’nın tekrar aktif hale gelmesi ihtiamalini gündeme getirdi. Yunanistan’ın turizm adası Santorini’de meydana gelen toprak kaymaları ve artan sismik aktivite, bölge halkını tedirgin ederken uzmanlar muhtemel bir patlamanın neden olabileceği tehlikeler konusunda uyarılarda bulunuyor.
Santorini yanadağı patlarsa ne olur?
Santorini Yanardağı’nın patlaması durumunda, ilk etkilerden biri şüphesiz büyük çaplı bir volkanik patlama olacaktır. Bu patlama, volkanik küllerin ve lavların atmosfere yayılmasına, taş ve volkan bombalarının yeryüzüne fırlatılmasına yol açabilir.
Patlamanın büyüklüğüne bağlı olarak Santorini Adası‘nın fiziksel yapısı ciddi şekilde değişebilir. Adanın bazı bölümleri genişleyebilir veya tamamen yok olabilir. Patlama aynı zamanda, hava kirliğine neden olabilir. Bunun yanı sıra atmosferde de birtakım değişikliklere neden olabilir. Bu durum, hem yerel ekosistemi hem de daha geniş bir coğrafyada hava kalitesini olumsuz etkileyebilir.
Patlama sonucunda en büyük tehlikelerden biri de tsunami riskidir. Santorini’nin geçmişteki patlamaları, büyük tsunamilere neden olmuş ve Ege Denizi çevresindeki birçok kıyı şeridini etkilemişti.
Santorini yanardağı en son ne zaman patladı?
Ege Denizi’ndeki Santorini bir diğer adıyla Thera, aktif bir yanardağa sahip. Uykuda olmasına rağmen aktif bir yanardağ olarak değerlendirilen Santorini Yanardağı son patlamaları 1950 yılında gerçekleşti.
9 Temmuz 1956’daki büyük depremi akıllara getirdi. Merkez üssü Amargos adası olan ancak en çok beyaz ve mavi kerpiç binalarıyla turistlerin uğrak yeri Santorini adasını etkileyen 7.8’lik deprem felaket, en az 54 kişinin ölümüne yol açmış, evlerin yüzde 35’ini yıkmıştı. Sarsıntı, 30 metreye varan tsunamilere de neden olmuştu.
9 Temmuz 1956 yılında Ege Denizi’nin güneyindeki Amorgos Adası yakınlarında meydana gelen ve Uluslararası Sismoloji Özeti (ISS) tarafından rapor edilen 7.8 büyüklüğündeki deprem, 20. yüzyılda Yunanistan’ı vuran en sarsıntıydı.
En çok Santorini adasında olmak üzere 53 kişinin ölümüne ve 100’den fazla kişinin yaralanmasına yol açan deprem, ciddi hasara yol açtı. Evlerin yüzde 35’i çöktü ve yüzde 45’i büyük ya da küçük hasar gördü.
Neredeyse tüm kamu binaları tamamen yıkıldı.
Sarsıntı ayrıca Kiklad ve Oniki Adalar, Girit ve Türkiye kıyılarını etkileyen deniz yükselmeleri yarattı.
10 ila 30 metre büyüklüğünde tsunami dalgaları oluştu
Amorgos’un güney kıyısında, Astipalya ve Folegandros’ta sırasıyla 30, 20 ve 10 metrelik tsunamiler meydana geldi.
Bu değerler 20. yüzyılda tüm Akdeniz Havzası’nda rapor edilen en yüksek değerler olarak kayıtlara geçti.
Bu tür bir yıkım, Santorini nüfusunun başta Atina olmak üzere büyük bir iç göçüne yol açtı.
Santorini dışında depremin merkez üssü olan Amorgos ile birlikte Anafi, Astypalea, Ios, Paros, Naxos, Kalymnos, Leros, Patmos ve Lipsi adaları da ağır hasar gördü. Toplam 529 ev yıkılırken, 1482’si ağır hasar, 1750’si hafif hasar gördü.
Tonga patlamasından 15 kat daha büyüktü
Akdeniz deniz tabanındaki 15 metre kalınlığındaki bir süngertaşı tabakası, Santorini yanardağının daha önce bilinmeyen bir patlama sırasında Hunga-Tonga’dan 15 kat daha fazla madde püskürttüğünü gösteriyor.
Santorini adasının etrafını saran Akdeniz deniz tabanının derinliklerinde, bilim insanları Avrupa’nın gördüğü en yıkıcı volkanik patlamalardan birinin kalıntılarını keşfettiler.
150 metreye (500 fit) kadar kalınlığa sahip dev bir süngertaşı ve kül tabakası, yaklaşık yarım milyon yıl önce Santorini yanardağının o kadar patlayıcı bir şekilde patladığını ortaya koydu ki, 2022’deki Hunga Tonga-Hunga Ha’apai patlamasından 15 kat daha şiddetliydi.
“Bu volkanın birçok büyük, patlayıcı püskürmesi olduğunu biliyoruz – bir nevi Krakatoa tarzı,” diyor çalışmanın baş yazarı, Fransa’daki Clermont Auvergne Üniversitesi’nde volkanoloji profesörü olan Tim Druitt Live Science’a. Ancak yeni keşfedilen tortular, “varlığından bile haberdar olmadığımız” bir felaket patlamasına işaret ediyor.
Daha önce yapılan kapsamlı kara tabanlı araştırmalar, Afrika tektonik plakasının Avrupa’nın altına daldığı kavisli bir çizgi boyunca Yunanistan‘dan Türkiye‘ye uzanan bir dizi volkanik ada olan Helen Yayı boyunca geçmiş volkanizmanın nispeten ayrıntılı bir resmini çizmişti.
Jeologlar Santorini’nin yaklaşık 400.000 yıl önce ardışık patlamaların deniz tabanına volkanik döküntüler yığmasıyla denizden ortaya çıktığını biliyorlardı. Günümüzdeki Santorini takımadaları, Geç Tunç Çağı’nda (MÖ 1600 ila 1200), patlayıcı Minos patlamasının o zamanlar tek bir ada olan tepeyi patlatmasıyla oluştu. Santorini kalderasının merkezindeki Kameni adalarının altındaki bir magma odası bugün hala yanardağı besler durumda.
Fransa’daki Clermont Auvergne Üniversitesi’nde volkanoloji profesörü olan Tim Druitt ve bilim insanlarından oluşan ekibi, karada öğrenebilecekleri çok fazla şeyin olmadığını, zira yağmur ve rüzgarın yol açtığı erozyonun bazı jeolojik kanıtları yok ettiğini belirtiyor. “Bu yüzden deniz alemine geçtik, çünkü denizde daha sakin” ifadelerini kullanıyor.
Dr. Druitt ve araştırma ekibi, bölgenin volkanik aktivitesi hakkında daha fazla bilgi edinmek için 2022’nin sonlarında ve 2023’ün başlarında Santorini Adası çevresindeki deniz tortularına sondaj yaptılar. Uluslararası Okyanus Keşif Programı’nın yardımıyla araştırmacılar, 12 sondaj sahasında deniz tabanının 3.000 fit (900 m) altına kadar tortu çekirdekleri çıkardılar.
Türkiye’yi nasıl etkiler?
Santorini’de gerçekleşecek muhtemel bir patlamanın etkileriyle ilgili kesin bir şey söylemek oldukça zor. Bilim insanları yalnızca projeksiyon yaparak belli tahminlere ulaşabiliyorlar. Buna göre; deniz altında büyük bir yer değiştirmeye neden olarak dev dalgalar oluşturabilir. Bu dalgalar sadece Santorini’yi değil, Yunanistan’ın diğer adalarını, Türkiye’nin Ege kıyılarını, özellikle Bodrum, Muğla ve Aydın gibi bölgeleri ciddi şekilde tehdit edebilir.
Tsunami, kıyı şeritlerinde büyük hasarlar ve can kayıplarına yol açabilir. Ayrıca, volkanik patlamanın sonucunda duman bulutları, içinde kızgın su buharı, cam parçacıkları ve volkanik kül içererek, rüzgarın yönüne göre geniş bir alanda tehlike oluşturabilir.
Batı Ege kıyıları, Bodrum, Muğla ve Aydın gibi bölgeler, potansiyel bir tsunamiden etkilenebilir. Ayrıca, volkanik kül ve duman bulutları rüzgar yönüne göre Türkiye’yi de etkileyebilir.
Yer bilimci Doç. Dr. Bülent Özmen, kıyılardan uzak durulması, balıkçılık ve deniz faliyetletinin askıya alınmasına yönelik çağrılara değindi.
Bu uyarıların tsunami tehdidi nedeniyle yapıldığını belirten Özmen, “Deprem olduktan sonra depremin yıkıcı etkilerinin yanı sıra tsunami dalgaları da oluşuyor. Bu bölgede de 6,5’u geçecek depremlerin Tsunami dalgalarını oluşturma ihtimali var. Bu dalgaların da depremin sarsıntısının yanı sıra yine can kaybını yaratma ihtimali var” dedi.
Muğla, Aydın ve İzmir’e kritik uyarı
Doç. Dr. Bülent Özmen konuşmasının devamında, “Santorini Adası, Türkiye’de Bodrum ve Muğla kıyılarına yaklaşık yaklaşık 175-180 kilometre uzaklıkta. Zaten 4,8 büyüklüğündeki depremi de Muğla, Aydın ve İzmir’deki insanlar hissetti. Eğer daha büyük deprem olur ve Tsunami dalgaları yaratırsa hem depremin sarsıntısı Muğla ilindeki yerleşim birimlerinde hem de tsunami dalgaları nedeniyle Türkiye kıyılarında hasar yaratabilir” diye konuştu.
1956 yılında Santorini Adası’nın yakınında meydana gelen 7,3 ve 7,4 büyüklüklerindeki depremlerin Türkiye sınırlarında tsunami dalgaları oluşturduğunu hatırlatan Özmen, “Tarihte olduğuna göre yarın daha büyüğü gelirse de maalesef ülkemizi de etkileyecek tsunami dalgaları olabilir” dedi.
Prof. Dr. Naci Görür: Dikkatli olunmalı!
Endişe yaratan depremleri NTV’ye değerlendiren Yerbilimci Prof. Dr. Naci Görür, “Dün ve bugün yüzlerce deprem oluyor. En büyüğü 4.8, haliyle buralardaki adalarda dikkatli olmak lazım. Burası Muğla ile Aydın’a yakın. Burada olan depremler hissedilir depremler. Büyük olursa zarar da verebilir. Yönetimin, deprem fırtınası sona erene kadar yerel yönetimlerin dikkatli olması gerekir.” uyarısında bulundu.
“Bölge ile Türkiye arası 140 kilometre, Ege kıyılarında tsunami olabilir”
Kıbrıs fayının daha önce 8’in üzerinde deprem ürettiğine dikkat çeken Görür, “Çok büyük depremler üretebilir Helen Kıbrıs fayı. Bölge ile Türkiye arası 140 kilometre.” dedi.
“7 üzeri bir deprem olursa Türkiye kıyılarında yıkıcı bir etki yapar mı?” sorusuna yanıt veren Görür, “7 üzeri olursa yapar. Hatta bu hareket, Santoroini’de normal faylardan dolayı herhangi bir şey olursa, o zaman Ege kıyılarında tsunami dahi beklemek mümkündür. Deniz sevilerinde kıyı bölgelerinde tsunami zarar verebilir. Yönetim ve müdahale bazında alarma geçmeleri ve dikkatli olmalarını öneririm.” uyarısında bulundu.