İşkoliklik ruh sağlığını olumsuz etkiliyor: İşten uzak kalınca huzursuzluk yaşayanlar dikkat!

İşkoliklik ruh sağlığını ve sosyal hayatı olumsuz etkileyebilir. Sürekli çalışmak depresyon ve tükenmişliğe yol açabilir, önlem almak önemli. Özellikle işten uzak kalınca huzursuzluk yaşıyorsanız dikkat!

İşkoliklik

  • İşkoliklik nedir ve nasıl ortaya çıkar?
  • İşkolik bireylerin en yaygın belirtileri nelerdir?
  • İşkolik bireylerin sosyal ve aile hayatı nasıl etkilenir?
  • İşkolikliğin ruh sağlığı üzerindeki olumsuz etkileri nelerdir?
  • İş-yaşam dengesi nasıl korunabilir?
  • İşkoliklikten kurtulmak için hangi yöntemler uygulanabilir?
  • İşkoliklik depresyon ve tükenmişliğe nasıl yol açabilir?

İşkoliklik ruh sağlığını ve aile hayatını olumsuz etkiliyor

İşkoliklik, bireyin yalnızca ekonomik kaygılarla değil, üretkenlik ve sosyalleşme ihtiyacıyla da çalışma temposunu artırmasıyla ortaya çıkabilir. Ancak bu durum abartıldığında, psikolojik sağlamlığın bozulmasına yol açabilir. Uzman Klinik Psikolog Sedef Koç Bal, iş temposunun kişinin doğasına göre şekillenmesinin işkoliklik göstergesi olabileceğini vurguluyor.

İşkolik bireylerde işten uzak kalmak huzursuzluk yaratıyor

İşkolik bireyler, çalışma saatlerinin dışında da iş ile ilgili aktiviteler yapar ya da işten uzak kaldıklarında huzursuz hissederler. Sürekli işe odaklanmaları nedeniyle özel hayatlarını dengelemekte zorlanırlar. Bu durum, kendine vakit ayıramama, sosyal etkileşim eksikliği ve ruhsal ya da fizyolojik sağlık sorunları gibi belirtilere neden olabilir.

Yoğun çalışma her zaman işkoliklik değildir

Uzman Klinik Psikolog Sedef Koç Bal, bazı işlerde dönemsel yoğunluğun doğal olduğunu belirterek, “Belirli bir plana göre ve hedefe ulaşmak amacıyla geçici olarak yaşanan yoğunluk tolere edilebilir. Ancak işkolik birey, süresiz olarak çalışma zorunluluğu hisseder ve işten uzak kaldığında huzursuz olur.” diyor.

İşkoliklik depresyon ve tükenmişliğe neden olabilir

Sürekli iş odaklı bir yaşam, zamanla başarıyı sürdürme arzusu, başarısızlık kaygısı ve rekabet baskısı gibi psikolojik stres faktörlerine dönüşebilir. İş dışındaki sosyal etkileşimlerden keyif alamayan bireyler, zamanla izole yaşama yönelir ve duygusal ilişkilerinde sorunlar yaşayabilir. Bu süreç, depresif belirtiler ve uyku problemleri ile sonuçlanabilir. Bkz. Tükenmişlik sendromu mu, depresyon mu? İnsanı tükenmişliğe iş yaşamı sürüklüyor!

aşırı çalışmak

İş-yaşam dengesi bozulduğunda aile ilişkileri zarar görebilir

İş-yaşam dengesinin bozulması, aile içinde iletişim kopukluğu, sorumlulukların aksaması ve önceliklerin değişmesi gibi problemlere yol açabilir. Bu durum, zamanla aile içi çatışmalara sebep olabilir.

İşkoliklikten kurtulmak için önerilen yöntemler

  • İş dışında farklı alanlardan beslenmek: Sosyal etkileşimi artırmak, motivasyonu yükseltebilir ve çalışma verimini destekleyebilir.
  • Haftalık plan oluşturmak: İş, aile, bireysel zaman, sosyalleşme ve spor gibi alanları dengelemek faydalı olabilir.
  • Uyku ve dinlenmeye özen göstermek: Fiziksel ve ruhsal dengeyi sağlamak için düzenli dinlenme gereklidir.
  • Alternatif ilgi alanları edinmek: Sanat, spor veya toplumsal amaçlara yönelik aktivitelerle üretkenliği farklı yönlere kanalize etmek işe yarayabilir.

Uzman Klinik Psikolog Sedef Koç Bal, işkolikliğin önüne geçmek için bireyin kendini tanımasının ve ihtiyaçlarını fark etmesinin önemine dikkat çekiyor. Sosyal destek almak, süreci daha sağlıklı bir şekilde yönetmeye yardımcı olabilir.


Kaynaklar:

Bilgi yükü ve dijital tükenmişlik: Zihnimiz tükeniyor mu?


Editor
Haber Merkezi ▪ İndigo Dergisi, 20 yıldır ilkelerinden ödün vermeden tarafsız yayıncılık anlayışı ile çalışan bağımsız bir medya kuruluşudur. Amacımız: Gidişatı ve tabuları sorgulayarak, kamuoyu oluşturarak farkındalık yaratmaktır. Vizyonumuz: Okurlarımızda sosyal sorumluluk bilinci geliştirerek toplumun olumlu yönde değişimine katkıda bulunmaktır. Temel değerlerimiz: Dürüst, sağduyulu, barışçıl ve sosyal sorumluluklarının bilincinde olmaktır. İndigo Dergisi, Türkiye’nin saygın çevrimiçi yayınlarından biri olarak, iletişim özgürlüğünü halkın gerçekleri öğrenme hakkı olarak kabul eder. Bu doğrultuda Basın Meslek İlkeleri ve Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi’ne uymayı taahhüt eder. İndigo Dergisi ayrıca İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ni benimsemekte ve yayın içeriğinde de bu bildirgeyi göz önünde bulundurmaktadır. Buradan hareketle herkesin ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasi veya diğer herhangi bir milli veya toplumsal köken, servet, doğuş veya herhangi diğer bir fark gözetilmeksizin eşitliğine ve özgürlüğüne inanmaktadır. İndigo Dergisi, Türkiye Cumhuriyeti çıkarlarına ters düşen; milli haysiyetimizi ve değerlerimizi karalayan, küçümseyen ya da bunlara zarar verebilecek nitelikte hiçbir yazıya yer vermez. İndigo Dergisi herhangi bir çıkar grubu, ideolojik veya politik hiçbir oluşumun parçası değildir.