Ablasyon: Tümörleri buharlaştıran kanser tedavisi yöntemi

Son yıllarda kanser tedavilerinde yaşanan gelişmelerle özellikle girişimsel onkoloji kavramı ön plana çıkmaya başladı. Girişimsel onkolojiyi ultrason, tomografi, anjiyografi gibi radyolojik görüntülemelerle yapılan minimal cerrahi tedaviler olarak tanımlamak mümkün. Tam bu noktada tümörleri ısıyla eriterek adeta buharlaştıran ablasyon tekniğinden bahseden Anadolu Sağlık Merkezi Hastanesi Girişimsel Radyoloji Uzmanı Doç. Dr. Ahmet Murat Dökdök, “Ablasyon sayesinde görüntülüme yaparken bir yandan da ısı vererek tümörü yok edebiliyoruz. İşlemde kullanılan özel bir iğne sayesinde herhangi bir kesiye de ihtiyaç duyulmuyor. Cerrahi ile neredeyse eş düzeyde başarı sağlayan bu teknik, son yıllardaki kanser tedavileri arasında oldukça dikkat çekiyor” dedi.

Ablasyon tümör kanser

📌 Öne çıkanlar:

  • Ablasyon, tümörleri ısıyla eriterek yok eden minimal invaziv bir tedavi yöntemidir.
  • Cerrahi ile neredeyse eş düzeyde başarı sağlar.
  • Kesi ve yara izi gerektirmez.
  • Karaciğer, akciğer, böbrek, yumuşak doku ve kemik kanserlerinde sıkça kullanılır.
  • Yapay zeka destekli görüntüleme ile tümör sınırları kontrol altında tutulur.

🔎 En çok merak edilenler:

  • Ablasyon nedir ve tümörleri nasıl yok eder?
  • Ablasyon tedavisi hangi kanser türlerinde kullanılır?
  • Ablasyon işleminin avantajları nelerdir (kesi, iyileşme süresi)?
  • Ablasyon tedavisinin süresi ne kadar sürer?
  • İşlem sonrası tümör kontrolü nasıl sağlanır?

Ablasyon: Tümörleri hedefleyen minimal cerrahi tedavi

Ablasyon, girişimsel onkoloji başlığı altında en çok dikkat çeken uygulamalardan biri. Son yapılan bilimsel çalışmalarda cerrahi seçeneklerle aynı başarıyı yakaladığı görülen bu işlemin her tümörde kullanılabildiğini belirten Anadolu Sağlık Merkezi Hastanesi Girişimsel Radyoloji Uzmanı Doç. Dr. Ahmet Murat Dökdök, ablasyonun kullanım alanlarını ve tanımını şöyle açıklıyor:

  • Her tümörde kullanılabilen bir yöntemdir.
  • Özellikle karaciğer, akciğer, böbrek, yumuşak doku ve kemik kanserlerinde daha sık başvurulan bir yöntemdir.
  • Sözcük olarak ‘eritme’ anlamına gelir.
  • Tümörlerin en az 70-80 derece sıcaklığa maruz bırakılarak yakılmasına ve böylece kitlenin tamamen yok edilmesi anlamına gelir.

🔪 Kesi ve yara izi yok: Ablasyonun avantajları

Ablasyonun, biyopsi iğnesine benzer özel bir iğneyle ciltten kesi yapmadan görüntüleme eşliğinde tümörün içine girilerek yürütüldüğünü ifade eden Doç. Dr. Ahmet Murat Dökdök, ablasyonun başlıca avantajlarını vurguluyor:

  • Cilt üzerinde herhangi bir yara izi oluşmuyor.
  • İğnenin ucundan tümör hücresine verilen ısı enerjisiyle tümör yakılıyor.
  • Cerrahi ile karşılaştırıldığında risklerin düştüğünü ve iyileşme sürecinin hızlandığını görüyoruz.
  • Sadece ileri evre hastalarda değil, hastalığın en erken evrelerinde de önerilebiliyor.

⏳ İşlem süresi ve hazırlık: Kitlenin sayısına göre değişiyor

Ablasyon tedavisinin süresinin lezyon sayısına göre değiştiğini açıklayan Doç. Dr. Ahmet Murat Dökdök, işlem süresi ve dikkat edilmesi gerekenleri belirtiyor:

  • Bir-iki lezyon için ablasyon süresi bir saat iken, 10 lezyon söz konusuysa üç-dört saatlik bir süreye ihtiyaç duyuluyor.
  • İşlem öncesinde ve sonrasında hastanın standart cerrahi prosedürlere uygun hazırlık yapması yeterlidir.
  • İşlem sonrasında olası kanama ya da enfeksiyonlar için hastaların bilgilendirilmesi ve periyodik kontrollerin sıkı bir şekilde yürütülmesi önemlidir.

Ablasyon sonrası tüm tümör sınırları kontrol altında

İşlemin başarısını ölçmek için yapay zekâ destekli görüntüleme yöntemlerinden faydalanıldığını vurgulayan Dökdök, kontrol süreçleri ve gelecek teknolojileri hakkında bilgi veriyor:

  • Tüm tümör sınırları kontrol ediliyor.
  • Görüntüleme için en sık ultrason kullanılsa da yavaş yavaş anjiyografik tomografinin öne çıkmaya başladığı bir gerçek.
  • Özellikle tümörlere ulaşırken navigasyon ve planlama amaçlı kullanılan anjiyografik tomografi, diğer görüntüleme yöntemleri ile saptanamayan ek lezyonları yakalayabiliyor.
  • X-ışını ile kan damarlarının görüntülenmesi anlamına gelen anjiyografik yöntem ile atar damara ilaç veriliyor ve elde edilen tomografik görüntülerle tümör hakkında detaylı bilgiye ulaşılıyor.
  • Ablasyon uygulanan kitleler işlem sonrası aynı yöntem ile tekrar kontrol ediliyor.
  • Yakın gelecekte tüm bu tedaviler yapay zekâ ve navigasyon teknolojileriyle daha çok entegre olacak.
  • Bu entegrasyon sayesinde hastalar daha hızlı, kolay bir tedavi imkanına sahip olacak ve radyasyona daha az maruz kalacaklar.

🌐 Bunlar da ilginizi çekebilir:


🔗 Kaynaklar:

Editor
Haber Merkezi ▪ İndigo Dergisi, 20 yıldır ilkelerinden ödün vermeden tarafsız yayıncılık anlayışı ile çalışan bağımsız bir medya kuruluşudur. Amacımız: Gidişatı ve tabuları sorgulayarak, kamuoyu oluşturarak farkındalık yaratmaktır. Vizyonumuz: Okurlarımızda sosyal sorumluluk bilinci geliştirerek toplumun olumlu yönde değişimine katkıda bulunmaktır. Temel değerlerimiz: Dürüst, sağduyulu, barışçıl ve sosyal sorumluluklarının bilincinde olmaktır. İndigo Dergisi, Türkiye’nin saygın çevrimiçi yayınlarından biri olarak, iletişim özgürlüğünü halkın gerçekleri öğrenme hakkı olarak kabul eder. Bu doğrultuda Basın Meslek İlkeleri ve Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi’ne uymayı taahhüt eder. İndigo Dergisi ayrıca İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ni benimsemekte ve yayın içeriğinde de bu bildirgeyi göz önünde bulundurmaktadır. Buradan hareketle herkesin ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasi veya diğer herhangi bir milli veya toplumsal köken, servet, doğuş veya herhangi diğer bir fark gözetilmeksizin eşitliğine ve özgürlüğüne inanmaktadır. İndigo Dergisi, Türkiye Cumhuriyeti çıkarlarına ters düşen; milli haysiyetimizi ve değerlerimizi karalayan, küçümseyen ya da bunlara zarar verebilecek nitelikte hiçbir yazıya yer vermez. İndigo Dergisi herhangi bir çıkar grubu, ideolojik veya politik hiçbir oluşumun parçası değildir.