Medya baskısı yeme bozukluğunu besliyor: Farklı beden tipleri normalleştirilmeli!

Toplumda idealize edilen beden imajları, özellikle gençler arasında anoreksiya nervoza gibi ciddi yeme bozukluklarını tetikliyor. Kişinin kendini olduğundan kilolu görmesiyle karakterize olan bu yanlış beden algısı, tehlikeli bir kilo alma korkusuna yol açıyor. Uzmanlar, iyileşme sürecinde psikoterapiyi de içeren multidisipliner bir yaklaşımın şart olduğunu belirtirken, yeme bozukluğu belirtileri konusunda ailelerin de bilinçli olması gerektiğini vurguluyor.

Anoreksiya nervoza kaynaklı çarpık beden algısı, yeme bozukluğu belirtileri ve multidisipliner yaklaşım ile iyileşme.

Üsküdar Üniversitesi NP Etiler Tıp Merkezi’nden Psikiyatri Uzmanı Dr. Murat Yusuf Hüseyin, medya baskısının gençlerin kendilerini kıyaslamasına ve sağlıksız davranışlara yönelmesine neden olduğunu belirtiyor. Bilişsel Davranışçı Terapi (BDT) gibi yöntemlerle hastanın beden imajı düzeltilmeye çalışılırken, bu yeme patolojisinin tedavisinde psikiyatrist, diyetisyen ve psikologdan oluşan bir ekip çalışması esastır.

📌 Anoreksiya nervoza ve beden algısı hakkında öne çıkanlar

  • Psikiyatri Uzmanı Dr. Murat Yusuf Hüseyin, anoreksiyanın temelinde psikolojik, biyolojik ve genetik faktörlerin bir arada rol aldığını belirtiyor.
  • Anoreksiyanın en belirgin özelliği, kişinin aşırı zayıf olmasına rağmen kendini kilolu görmesiyle ortaya çıkan çarpık beden algısı ve yoğun kilo alma korkusudur.
  • Medya ve sosyal medyanın dayattığı “ideal” vücut tipleri, özellikle gençlerde yeme bozuklukları için önemli bir tetikleyici olarak görülüyor.
  • Tedavi; beslenme düzenlemesi, Bilişsel Davranışçı Terapi (BDT) ve aile desteğini içeren multidisipliner bir yaklaşım gerektirir.
  • “Beden Olumlama” ve “Beden Nötrlüğü” gibi toplumsal hareketler, sağlıksız güzellik standartlarına karşı farkındalık yaratmayı amaçlamaktadır.

🔎 En çok merak edilenler

  • Anoreksiya sadece zayıflama isteği midir?
    Hayır. Anoreksiya, temelinde düşük öz saygı, aşırı kontrol ihtiyacı ve duygusal sorunların yattığı karmaşık ve ciddi bir psikiyatrik hastalıktır. Zayıflama, bu altta yatan sorunların bir sonucu olarak ortaya çıkar.
  • Bir yakınımda yeme bozukluğu olduğundan şüpheleniyorsam ne yapmalıyım?
    Kişiyi yargılamadan, “endişelendiğinizi” belirterek konuşmayı deneyin. Yediği veya yemediği şeyler üzerine odaklanmak yerine, nasıl hissettiğini sormak daha yapıcıdır. Onu profesyonel bir yardım almaya teşvik edin ve bu süreçte yanında olacağınızı hissettirin.
  • Beden Algısı Bozukluğu (BDD) ile anoreksiya aynı şey mi?
    Hayır. BDD’de kişi vücudunun herhangi bir bölümündeki (burun, cilt vb.) kusura takıntılıdır. Anoreksiyada ise takıntı genel olarak kilo ve beden şekli üzerinedir. Ancak iki bozukluk sıklıkla bir arada görülebilir.
  • Tedavi ne kadar sürer ve başarı oranı nedir?
    İyileşme süreci kişiden kişiye değişir ve yıllar sürebilir. Erken teşhis ve doğru multidisipliner tedavi ile başarı oranı önemli ölçüde artar. Ancak yeme bozuklukları kronikleşme eğilimi olan hastalıklardır.

🧠 Psikiyatri Uzmanı Açıkladı: Anoreksiya nervoza hakkında bilinmesi gerekenler

Birçok farklı özellikte yeme bozukluğu olduğunu belirten uzmanlar, en sık görülenlerden birinin anoreksiya nervoza olduğunu söylüyor. Üsküdar Üniversitesi NP Etiler Tıp Merkezi Psikiyatri Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Murat Yusuf Hüseyin, anoreksiya nervozanın nedenleri, belirtileri ve toplumdaki beden algısının rolü hakkında açıklamalarda bulundu.

Yanlış beden algısının, kilo alma korkusunu besleyerek sağlıksız yeme davranışlarını tetiklediğini söyleyen Hüseyin, toplumda farklı beden tiplerinin normalleştirilmesi gerektiğini vurguladı.

Anoreksiya nervozanın psikolojik, biyolojik ve genetik faktörlerin bir araya gelmesiyle geliştiğini aktaran Dr. Hüseyin, “Erken dönem bağlanma sorunları, ebeveyn tutumları, düşük öz saygı ve olumsuz yaşam olayları yeme patolojisine zemin hazırlar.” dedi.

Anoreksiya nervoza ciddi fiziksel ve psikolojik etkiler yaratır…

Genellikle 12–25 yaş aralığındaki genç kadınlarda daha sık görülse de her yaş ve cinsiyette anoreksiya nervoza ortaya çıkabildiğine dikkat çeken Hüseyin, kalp ritmi bozukluklarından kemik erimesine kadar ciddi fiziksel ve psikolojik sonuçlara yol açabildiğini ifade etti. Tedavinin, beslenme düzenlemesi, Bilişsel Davranışçı Terapi (BDT) ve aile desteğini içeren multidisipliner bir yaklaşım gerektirdiğinin altını çizdi.

Medya baskısı yeme bozukluğunu besliyor!

Toplumdaki güzellik ve ideal vücut algısının anoreksiya nervozayı tetikleyebildiğine işaret eden Hüseyin, “Medya baskısı ve sosyal medyada sürekli idealize edilen beden imajları, özellikle gençlerin kendilerini başkalarıyla kıyaslamasına ve sağlıksız davranışlara yönelmesine neden olur.” dedi.

📋 Anoreksiya, bulimiya ve tıkınırcasına yeme: 3 yaygın yeme bozukluğu arasındaki farklar

📋 Anoreksiya, bulimiya ve tıkınırcasına yeme: 3 yaygın yeme bozukluğu arasındaki farklar

Yeme bozuklukları, benzer kaygılardan (kilo, beden imajı) kaynaklansa da, davranışsal olarak önemli farklılıklar gösterirler. İşte en sık görülen üç yeme bozukluğunun karşılaştırması:

Özellik Anoreksiya Nervoza Bulimiya Nervoza Tıkınırcasına Yeme Bozukluğu
Kilo Durumu Yaşına ve boyuna göre beklenenin belirgin şekilde altında, aşırı zayıftır. Genellikle normal veya normalin biraz üzerinde bir kilodadır. Genellikle normalin üzerinde veya obezite sınırındadır.
Ana Davranış Besin alımını aşırı kısıtlama, aç kalma. Tıkınırcasına yeme atakları ve ardından telafi edici davranışlar. Tıkınırcasına yeme atakları.
Telafi Davranışı Yoktur (veya aşırı egzersiz). Ana yöntem yememektir. Vardır (kendini kusturma, laksatif kullanma, aşırı egzersiz). Yoktur. Atak sonrası yoğun suçluluk hissi yaşanır.
Temel Korku Yoğun kilo alma korkusu ve kontrolü kaybetme endişesi. Kilo almaktan korkar ancak yeme atakları sırasında kontrolü kaybeder. Yeme atakları üzerindeki kontrol kaybından utanç ve suçluluk duyar.

❤️ Bir yakınınızda yeme bozukluğundan şüpheleniyorsanız: Uyarı işaretleri ve yardım etme yolları

Bir sevdiğinizin yeme bozukluğu yaşadığını fark etmek zorlayıcı olabilir. Onu yargılamadan destek olmak, atılacak en önemli adımdır. İşte dikkat etmeniz gereken bazı uyarı işaretleri ve izlenebilecek yollar:

Uyarı İşaretleri

  • Davranışsal: Yemek porsiyonlarını aşırı küçültme, belirli yiyecek gruplarını (karbonhidrat, yağ vb.) tamamen kesme, yemeklerden sonra sık sık tuvalete gitme, yemekler hakkında takıntılı konuşma.
  • Duygusal: Kendi bedeni hakkında sürekli olumsuz konuşma, sosyal ortamlardan ve özellikle yemekli davetlerden kaçınma, aşırı sinirlilik veya içe kapanma.
  • Fiziksel: Hızlı ve belirgin kilo kaybı veya dalgalanmaları, sürekli yorgunluk ve üşüme hali, saç dökülmesi, kadınlarda adet düzensizlikleri.

Nasıl Yaklaşmalısınız?

“Ben” dilini kullanarak endişelerinizi ifade edin (Örn: “Son zamanlarda çok yorgun görünüyorsun, senin için endişeleniyorum”). Onu dinleyin ve duygularını küçümsemeyin. Profesyonel bir yardım alması için onu nazikçe teşvik edin ve bu süreçte yanında olacağınızı belirtin. (Kaynak: National Eating Disorders Association – NEDA, 2024)

🤔 Aynadaki yabancı: Beden algısı bozukluğu (vücut dismorfik bozukluğu) nedir?

Anoreksiya Nervoza ve Bulimia Nervoza

Beden algısı bozukluğu (BDD), kişinin dış görünüşündeki, başkaları tarafından fark edilmeyen veya önemsiz görülen küçük bir kusura aşırı derecede takıntılı olmasıyla karakterize bir ruhsal durumdur. Bu “kusur” ciltteki bir leke, burnun şekli, saçların seyrekliği gibi herhangi bir şey olabilir. BDD, bir yeme bozukluğu değildir, ancak sıklıkla birlikte görülebilirler. Temel fark, odak noktasındadır: Anoreksiyada ana kaygı kilo ve genel beden şekli iken, BDD’de odak belirli bir vücut bölgesi veya özelliğidir. Kişi bu takıntısı nedeniyle saatlerini ayna karşısında geçirebilir, sosyal ortamlardan kaçınabilir ve hayat kalitesi ciddi şekilde düşebilir. (Kaynak: International OCD Foundation)

🧘 Medyaya karşı bir duruş: “Beden olumlama” ve “beden nötrlüğü” hareketleri

Medyadaki tek tip ve gerçek dışı güzellik standartlarına bir tepki olarak doğan “beden olumlama” ve “beden nötrlüğü” akımları, insanlara bedenleriyle daha sağlıklı bir ilişki kurmaları için alternatif bakış açıları sunar.

  • Beden Olumlama (Body Positivity): Her bedenin, boyutu, şekli, rengi veya yeteneği ne olursa olsun değerli ve güzel olduğunu savunan bir harekettir. Amaç, insanların kendi bedenlerini sevmelerini ve toplumun dayattığı güzellik kalıplarını reddetmelerini teşvik etmektir.
  • Beden Nötrlüğü (Body Neutrality): Bu daha yeni yaklaşım ise, bedeninizi sevmek veya ondan nefret etmek zorunda olmadığınızı savunur. Odak noktası, bedeninizin nasıl göründüğü değil, sizin için ne yaptığıdır (yürümenizi, nefes almanızı, sevdiklerinize sarılmanızı sağlaması gibi). Bedeninize saygı duymayı ve onu bir araç olarak kabul etmeyi teşvik ederek, dış görünüşe verilen aşırı önemi azaltmayı hedefler. (Kaynak: The Cleveland Clinic, 2023)

🤝 İyileşme bir ekip işidir: Yeme bozukluğu tedavisindeki multidisipliner yaklaşım

Yeme bozuklukları hem zihinsel hem de fiziksel sağlığı etkileyen karmaşık durumlardır. Bu nedenle, başarılı bir tedavi ancak farklı uzmanlık alanlarından profesyonellerin bir araya geldiği bir ekip çalışması ile mümkündür. İdeal bir “multidisipliner tedavi ekibi” genellikle şu uzmanları içerir:

  • Psikiyatrist: Tanıyı koyar, gerekli durumlarda ilaç tedavisini (antidepresanlar vb.) yönetir ve yeme bozukluğuna eşlik edebilecek diğer psikiyatrik durumları (depresyon, anksiyete) tedavi eder.
  • Psikolog/Terapist: Bilişsel Davranışçı Terapi (BDT) gibi yöntemlerle, hastanın yeme bozukluğunun temelindeki olumsuz düşünce ve davranış kalıplarını değiştirmesine yardımcı olur.
  • Diyetisyen: Yeme bozuklukları konusunda uzmanlaşmış bir diyetisyen, hastanın vücudunun ihtiyaçlarını karşılayacak, sağlıklı ve dengeli bir beslenme planı oluşturur ve yemekle yeniden sağlıklı bir ilişki kurmasına rehberlik eder.
  • Aile Hekimi/Dahiliye Uzmanı: Tedavi süresince hastanın genel fiziksel sağlığını (kalp ritmi, kan değerleri, kemik yoğunluğu vb.) takip ederek tıbbi komplikasyonları yönetir.

🌐 Bunlar da ilginizi çekebilir:


🔗 Kaynaklar:

Editor
Haber Merkezi ▪ İndigo Dergisi, 20 yıldır ilkelerinden ödün vermeden tarafsız yayıncılık anlayışı ile çalışan bağımsız bir medya kuruluşudur. Amacımız: Gidişatı ve tabuları sorgulayarak, kamuoyu oluşturarak farkındalık yaratmaktır. Vizyonumuz: Okurlarımızda sosyal sorumluluk bilinci geliştirerek toplumun olumlu yönde değişimine katkıda bulunmaktır. Temel değerlerimiz: Dürüst, sağduyulu, barışçıl ve sosyal sorumluluklarının bilincinde olmaktır. İndigo Dergisi, Türkiye’nin saygın çevrimiçi yayınlarından biri olarak, iletişim özgürlüğünü halkın gerçekleri öğrenme hakkı olarak kabul eder. Bu doğrultuda Basın Meslek İlkeleri ve Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi’ne uymayı taahhüt eder. İndigo Dergisi ayrıca İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ni benimsemekte ve yayın içeriğinde de bu bildirgeyi göz önünde bulundurmaktadır. Buradan hareketle herkesin ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasi veya diğer herhangi bir milli veya toplumsal köken, servet, doğuş veya herhangi diğer bir fark gözetilmeksizin eşitliğine ve özgürlüğüne inanmaktadır. İndigo Dergisi, Türkiye Cumhuriyeti çıkarlarına ters düşen; milli haysiyetimizi ve değerlerimizi karalayan, küçümseyen ya da bunlara zarar verebilecek nitelikte hiçbir yazıya yer vermez. İndigo Dergisi herhangi bir çıkar grubu, ideolojik veya politik hiçbir oluşumun parçası değildir.