Dünyada 6.000’den fazla yaşayan lisan mevcut. Kimi çok baskın, kimi çok yaygın, kimileri de yok olma tehlikesi altında. En baskın dil İngilizce. İspanyolca çok yaygın. Örneğin Megrelce de tehlike altındaki diller arasında.
El Hukmu Li-men Galebe
Bu bölümün başlığı bir Arap atasözüdür. Anlamı ‘Galibin dediği olur’dur. Ben manayı atlatarak, galibin lisanı galip gelir diyorum. Gelin ne demek istediğimi biraz açayım. 1. Dünya Savaşı bitince, Versailles Antlaşması imzalandı. Görüşmeler ve antlaşma tamamen Fransızca olarak gerçekleşti. Zira, o zaman Fransızca hükmeden lugatti.
2. Dünya Savaşı bitince yine antlaşmalar imzalandı. Görüşmeler ve antlaşmalar çift dilli yürütüldü. Hem İngilizce hem de Fransızca. Yani maç dönüyordu. 3. bir Dünya Savaşı çıkarsa, barış antlaşmalarının hangi dilde yazılacağını tahmin etmeniz sanırım zor değil.
Fransızca’ya Karşı İngilizce
ABD’nin dünyanın en büyük imparatorluğu unvanını Büyük Britanya’dan alması ile İngilizcenin hükmü daha da kuvvetlendi. Bilimde, sanatta, teknolojide yerini sağlamlaştırdı. Önümüzdeki dönemde de bir süre bu yarışta bir değişiklik görünmüyor. Orta dönemde Çince adına bir değişim muhtemel.
Devleti Aliyye’nin özellikle Tanzimat Dönemi ile birlikte Fransızca’ya temayülü arttı. Birçok kavram ve sözcük Fransızcadan yerelleştirildi. Bugün kullandığımız Fransızca kökenli birçok kelime mevcut.
Ancak İngilizcenin Batı Dünyası’ndaki özellikle de Kıta Avrupasında örneğin Almanca’ya verdiği kelimeler inanılmaz boyutlardayken, Türkçe bu konuda daha kendince kaldı. Burada, bilim ve teknoloji çalışmalarının takip edilebilme seviyesi ile paralellik olabilir.
Ayrıca Türkiye’de kendini moderen olarak tarif eden kesim, cumhuriyetten itibaren en az 60 yıl Fransızca’yı önemli addetti. Yani Batı’da İngilizce daha erken revaçta olurken, Türkiye’de bu zaman aldı.
Ebced’de Cim Harfi (ج) ve Telaffuzu
Elifba alfabesinde, ‘c’ sesi için cim harfi kullanılır. Aynı harfi Mısırlılar ‘g’, Tunuslular ‘c’, Yemenliler ‘j’ diye okurlar. Yani aynı harf, coğrafyaya göre farklı okunur. Bunu, sadece ek bilgi olarak verdim.
Peki bunu nereye bağlamak istiyorum? Türkiye’de son zamanlardaki ziyaretlerimde dikkatimi çeken bir husus var. Başında ‘j’ olan kelimelerin telaffuzu ile ilgili bir başkalaşım seziyorum. Özellikle de genç nesilde. Başında ‘j’ olan birçok kelime Fransızca kökenlidir. İki örnek vermemiz gerekirse, biri jimnastik, diğeri de jenerasyon olsun.
Son zamanlarda gençlerin bir kısmı bu sözcükleri ‘cimnastik’ ve ‘cenerasyon’ diye telaffuz ediyor. Hatta üzerinde ‘cimnastik’ yazılı bir reklam panosu bile gördüm İstanbul’da. ‘J’ yerine ‘c’ sesinin söylenmesinin bence sebebi çok açık. Bahsedilen sözcüklerin İngilizceleri ‘c’ ile telaffuz ediliyor. Yani İngilizce ‘cim’ harfi üzerinden Fransızca’ya galebe çalıyor.
Dilin Serüveni ve Nesil (Jenerasyon) Farkı
Dedem Bakırköy’den bahsederken Bakırköyü derdi. Zira, oranın eski adı oydu. Kadıköy’den bahsederken aynı şekilde Kadıköyü derdi. Zira, haklıydı, orasının kadim adı oydu. Dedemden sonraki nesil, artık Bakırköy ve Kadıköy diyordu. Bizler de bunu koruduk.
Şimdi jenerasyon ve cenerasyon telaffuzu üzerinden yeni bir nesillerarası fark bizi bekliyor. Önümüzdeki 5-10 yılda tahminen kendini daha da gösterecek. Ve akabinde de keskin bir ayrım olacak. Yaşı ileri olanlar ‘jenerasyon’ derken yaşı o kadar ileri olmayanlar ‘cenerasyon’ diyecekler, hem de farkında bile olmadan.
Dillerin serüveni böyledir. Her zaman öngörülemez, bazen de herkesi şaşırtır. Umarım bu yazı sizin için iyi bir beyin ‘cimnastiği’ olmuştur.