Çocuklar boşlukta oynamaz; oyunları, içinde bulundukları fiziksel ve sosyal çevreden doğrudan etkilenir. Gelişim düzeyi ve cinsiyet farklılıkları gibi bireysel etkenlerin yanı sıra, ebeveynlerin ve öğretmenlerin oyuna katılım şekli de çocuğun deneyimini belirler. Yeterli ve çeşitli oyun materyallerinin sunulması, yaratıcılığı desteklerken, materyal eksikliği saldırgan davranışlara yol açabilir.

📌 Öne çıkanlar: Çocukların oyununu etkileyen faktörler ve ebeveyn tutumları
- Çocukların oyunu; gelişim düzeyi, bireysel farklılıklar, ruh hali ve cinsiyet gibi içsel faktörlerden etkilenir.
- Erkek çocuklar daha çok yarışmacı ve fiziksel oyunları tercih ederken, kız çocukları sosyal ve dramatik oyunlara yönelir.
- Çocukların oyununu etkileyen en önemli dış faktörler, ebeveyn-çocuk ilişkisi, kardeşlerin ve arkadaşların etkisi ile fiziksel çevrenin (oyuncak ve alan) niteliğidir.
- Araştırmalar, babaların çocuklarıyla daha çok kaba-fiziksel oyunlar oynadığını, annelerin ise daha çok öğretici (didaktik) ve rol oyunlarına odaklandığını göstermektedir.
- Yeterli oyuncak olmadığında veya alan çok daraldığında, çocuklar arasında saldırgan davranışların ve kavgaların arttığı gözlemlenmiştir.
- Oyuncakların karmaşıklık düzeyi önemlidir: Basit materyaller tek bir oyuna, karmaşık materyaller ise daha yaratıcı ve sembolik oyunlara yol açar.
Oyunun oynandığı ortam nasıl olmalıdır?
Çocuklar boşlukta oynamaz. Yetişkinler, çocuklarla kuracakları ilişkiler ve oyunun olacağı ortamı düzenleme yoluyla, çocukların oyunlarında değişiklikler yapabilirler.
- Çocukların ilgilerini çeken materyaller, bilinen arkadaşlar, oyuncaklar ve materyaller olmalı.
- Çocuklar ortamda bulunan seçeneklerden istediklerini seçmede serbest olmalıdır.
- Çocukların rahat ve güvenli hissetmelerini sağlayıcı bir atmosfer ve
- Çocukların yorgun, aç, hasta, stresli olmalarını engelleyici bir program olmalıdır.
Çocuklar
Gelişim düzeyi:
Çocukların oyun oynayabilmeleri için oyun için gerekli fiziksel, kognitif, sosyal, duygusal yeteneklere sahip olmaları gerekir. Çocuklar olgunlaştıkça oyunlarında da farklılık görülecektir.
Bireysel farklılıklar (her çocuk farklıdır):
Çocuklar sadece çevrelerinde yaşadıkları deneyimlere uygun nesneleri ve olayları kullanabilir, yapabilir, görebilir, dokunabilir veya hayal edebilir.
Çocuklar seçicidirler:
Her çocuğun sevdiği oyuncakları ve insanlar vardır. Çocuklar geçmiş deneyimlerine uygunluk gösteren oyuncakları seçerler. Çocukların oyuncak seçimleri büyük bir olasılıkla o anki ihtiyaçlarıyla ilgilidir. Çocuklar ilgilerini çeken oyuncaklardan tatmin duyarken çok basit veya çok karmaşık bir oyuncaktan aynı tadı almayacaklardır. Oyuncakların ilgi çekici olması çocukların gelişimleri ve ruh halleriyle ilgilidir.
Çocuklar uygun ruh halinde olmalılar:
Oyun genellikle çocuklar normal bir ruh halinde oldukları zaman olur. Aşırı yoğun duygular içinde olduklarında ise olmaz. Örneğin: bir ameliyattan sonra çocuklar yaklaşık bir hafta oyuncak ameliyat oyuncaklarıyla oynamayı reddederler.
Ruh hali çocukların güvenlik duygusuyla da ilgilidir. Hutt, 1976 bulmuştur ki çocuklar yeni bir oyun ortamında oldukları zaman daha heyecanlıdırlar ve daha çok araştırıcı bir davranış sergilerler. Bu araştırıcı davranışı da başkalarının yanındayken daha çok gösteriyorlar. Annelerine güvenli bir şekilde bağlı bebeklerin daha fazla araştırdıkları görülmüştür.
Çocukların oyun stilleri değişir:
Çocukların karakter özellikleri oyun stillerini etkiler.
Cinsiyet farklılıkları vardır:
12 aylık çocuklarda oyunlarında cinsiyet farklılıkları görülmüştür. Erkek çocukların oyunları daha yarışçı ve daha uzundur. Erkek çocuklar büyük gruplarda bloklarla ve hareket edebilen oyuncaklarla oynamayı seçerler. Kız çocukları daha çok ikili gruplarda sosyal oyunla ilgilenir, sanat materyallerini kullanır ve dramatik oyunları tercih eder. 4 yaş çocuklarında paralel oyun ve koperatif oyun aynı- cinsiyetli arkadaşlarla oynanır.
McLoyad şu sonuçları bulmuştur:
| Rol Çeşidi | Erkekler | Kızlar |
|---|---|---|
| Mesleki | %32 | %19 |
| Ailevi | %28 | %75 |
| Hayali | %40 | %6 |
Çocukların kültürleri rol oynar:
Çocukların yaşadıkları kültürler de oyunu etkiler. Örnek: Amerika gibi karmaşık, fazla talepleri olan ve yüksek stres seviyesi olan kültürlerde daha fazla oyun ve yarışmalar görülür. Otoriter toplumlarda çocukların oyunları daha çok taklit içerir. Daha serbest kültürlerde ise çocuklar yeni davranışları rahatlıkla denerler.
Çocukların bulundukları gelir seviyeleri de oyunlarını etkiler:
Düşük-gelir kesimindeki çocukların daha az çeşitte oyunlar oynadıkları, daha az yaratıcı oldukları, daha az sözel ifadeler kullandıkları, oyunlarında daha az nesne kullandıkları görülmüştür. Bu çocuklar daha çok yalnız ve paralel oyun oynamışlar, daha az yapıcı oyun oynamışlardır. Bu sonuçlar ışığında denilebilir ki ana sınıfı ve yuva çocukları düşük-gelir seviyesinden geldiklerinde daha az olgun oyun türü oynuyorlar.
Çevre
Çocuklar birbirleriyle kavga etmeye başladıklarında veya diğer yıkıcı davranışlarda bulunduklarında, veliler ve öğretmenler genellikle “çocukları” bu durumun sebebi olarak görürler. Bu durumda, sorunun gerçek kaynağı-sosyal ve fiziksel çevre göz ardı edilmektedir. Şimdi bu faktörlerin çocukların oyunlarını nasıl etkilediğine daha yakından bakalım:
Sosyal çevre
Çocukların oyunları onların diğer insanlarla olan ilişkilerinden etkilenir. Yetişkinlerin çocuklara davranış şekilleri ve yetişkinlerin oyuna karşı tutumları, çocukların oyunlarını etkiler. Yetişkinlerin çocukların oyunları üzerine olan etkilerine daha yakından bakalım:
Veli – çocuk ilişkisi: Yapılan çalışmalar göstermiştir ki ana-baba katılımı ve oyun materyallerinin sağlanması, iki çok önemli etkidir çocukların bilişsel gelişimlerinde.
Yapılan bir çalışmada, boşanma sürecine adapte olmaya çalışan çocukların oyunlarına bakıldığında, oyunlarının daha az olgun ve daha az karmaşık olduğu görülmüştür ve erkek çocukların, kızlardan daha çok boşanmadan etkilendikleri görülmüştür.
Fein (1979), bebeklerle annelerin oyunlarını incelemiştir. Annelerin bebeklerinin oyunlarına karşı farklı derecelerde hassasiyet gösterdikleri görülmüştür, 3 farklı ilişki türü gözlemlenmiştir:
- İlgisiz: anne oyunda oyuncağı ve hareketi değiştirir. Cevapları ve hareketleri çocuklarının davranışlarına dayanmaz. Daha çok anne, hareketleri ve oyuncakları çocuğuna empoze eder.
- Taklitçi: Anne, çocuğun hareketini oyuncakla tekrar eder.
- Detaylı: Anne, çocuğun hareketi ile oyuncak arsındaki ilişkiyi göz önüne alır. Basit, değişik oyunları çocuğa tanıtır.
Detaylı stil oldukça hassas bir denge gerektirir. Levenstein (1985) der ki, eğer anne çocuğun öğrenmesini ısrarla isterse, çocuk sıkılır, aradaki iletişim bozulur ve ilişki artık oyun değildir. Eğer anne, eğlenceli bir ortam içinde, zevk alarak çocuğun öğrenmesine yaklaşırsa, çocukta öğrenmekten zevk alacaktır.
Araştırmacılar annelerle-babaların oyunları arasındaki farklılığa da eğilmiştir.
Araştırmalar göstermiştir ki babalar çocuklarıyla annelere oranla daha az zaman harcamaktadırlar. Ama, babalar harcadıkları zamanın daha fazla bir yüzdesini oynayarak geçiriyorlar.
Babalar daha çok oldukça değişik ve paralel oyunlar oynuyorlar çocuklarıyla, kaba-fiziksel oyunları oynamayı seviyorlar. Annelerin ise çocuklarıyla daha geleneksel türde oyunlar oynadıkları; örneğin, ce-e, çocuğa okumak, çocuğun ilgisini çekebilmek için bir oyuncağı kullanmak gibi, çocuğun ilgisini bir nesneye çekebilmek ve onu araştırmasını sağlayabilmek için, o nesneye işaret ettikleri veya nesneyi nasıl kullanacaklarını gösterdikleri görülmüştür. Annelerin oyun yoluyla çocuklarına daha çok şeyler öğretmeye çalıştıkları yani didaktik oldukları görülmüştür.
Kardeşlerin etkisi:
Çocukların oyunları incelendiğinde, anneler daha çok izleyici veya öğretmen durumundayken, kardeşler ise oyunda eşit eşler durumundadır. Rol oyunları kardeşlerle, annelerle olduğundan daha zevklidir.
Öğretmen – çocuk ilişkisi:
Acaba öğretmen çocukların oyununu nasıl etkiliyor? Yapılan bir çalışmada bulunmuştur ki; öğretmen- çocuk ilişkisinin %37’ si sanat köşesinde olmaktadır, sadece %17’ si blok köşesinde ve evcilik köşesinde olmaktadır. Çocuklar ise zamanlarının %37’sini blok ve evcilik köşesinde harcamakta, sadece %21’ni sanat etkinlikleriyle harcamaktadır.
Arkadaş etkisi:
4 yaşındaki çocuklara kiminle oynamayı istedikleri sorulduğunda yani arkadaşlarıyla mı yoksa velileriyle mi, bu çocuklar daha çok velileriyle oynamayı seçmişlerdir. Niçin? diye sorulduğunda ise bu çocukların cevabı şu şekilde olmuştur: “velilerimizle oynadığımızda, patron olabiliriz.”
Çocuklar bilmedikleri bir ortamdayken, oyuncaklarla daha çok ilgilendikleri, evdeyken ise daha sosyal oldukları (ilişkileri başlatmak, genişletmek, saldırgan davranmak gibi ) görülmüştür.
Fiziksel çevre
Oyuncaklar ve materyaller- nasıl etkiler?
Oyuncaklar olmadığı zaman, çocukların birbirleriyle daha fazla ilgilendikleri görülmüştür. Oyuncaklar olmadan çocukların sosyal ilişkilerinin daha karmaşık, daha koordine ve daha uzun olduğu görülmüştür. Fakat bulunan diğer bir gerçekte şudur ki; oyuncaklar olmadığı zaman, saldırgan davranış sayısında artış görülmüştür. Yapılan araştırmalar, az oyuncağın küçük alanlara oranla daha fazla kavga ve saldırgan davranışlara yol açtığını göstermiştir.
Sanat materyallerinin varlığı, sosyal rol oyunlarının oluşmasını engellemiştir. 7 yaşındaki çocuklar izole oyuncaklar verildiğinde örnek: kil, yap-boz, boya kalemleri gibi, sosyal oyunun görülme sıklığı %16 iken, bu çocuklar sosyal oyuncaklar verildiğinde örnek: oyun kartları vs. sosyal oyunun görülme sıklığı %78 idi.
Çocuklar yenilik, karmaşıklık ve çeşitlilikten yararlanırlar:
Yapılan araştırmalar göstermiştir ki yeni nesneler, çocuğun daha evvelden bilmediği oyuncaklar, araştırıcı oyunu daha fazla arttırmaktadır. Ayrıca çok karmaşık oyuncakların ve materyallerin de çocuklarda araştırıcı oyuna sebep olduğu görülmüştür. Çocuklar için orta derecede kompleks (karmaşık) olan oyuncakların ise sembolik ve fonksiyonel oyuna yol açtıkları görülmüştür.
Şu hiçbir zaman unutulmamalıdir ki öğrenme için uygun ortam her “çocuğa” göre değişir.
Oyuncakların çocuklara “cevap verebilir” nitelikte olması da çok önemlidir. Çocukların hareketlerine cevap verebilen oyuncaklar, örneğin, müzik aletleri gibi, çocukların yeni yeteneklerini daha da geliştirebilmeleri için onları güdüler. Çocuklar tarafından kolaylıkla görülebilen ve erişilebilen oyuncaklar, çocukların kognitif gelişimine kuvvetlendirir.
Eğer çocuklar materyallere kolaylıkla ulaşamazlarsa, oyuncakları göz ardı ederler. Bu sebeple çocukların oyuncaklarını kapalı kutularda saklamak sakıncalıdır; çünkü çocuklar görmedikleri şeyler hakkında düşünemezler.
Peki, acaba çocukların yeterli çeşitliğe sahip olup olmadıkları materyaller açısından ve oyun için yeterli çevreleri olup olmadıklarını nasıl belirleyebiliriz?
Bu konuda Kritchevsky ve Prescott (1977) un geliştirdikleri bir form kullanılabilir. Bu formda oyuncaklar ve araç-gereçler karmaşıklık derecesine göre sıralanmıştı:
- Basit materyaller: tek kullanımı olan materyaller örnek: salıncaklar.
- Karmaşık materyaller: bu tür oyuncaklar veya materyallerin küçük parçaları vardır veya iki değişik materyali gerektirir örnek: kum kutusu ve kum oyuncakları gibi.
- Süper üniteler: 3 veya daha fazla farklı çeşitte materyallerden oluşur örnek: rol yapmak için kullanılan çeşitli giysiler gibi.
“Alan” çocukların oyunlarını nasıl etkiler?
Alan azaldıkça, sosyal ilişki seviyesi, saldırganlık artar. Saldırganlıktaki artış sınırlı sayıdaki oyuncak ve etkinliklerden dolayı olabilir. Alan azaldığı zaman, kaba oyunlar ve koşma azalmış, fiziksel kontak artmıştır. Diğer bir araştırmada ise, kalabalık sonunda daha az sosyal ilişki olmuştur çocuklar arasında. Az sayıda çocuktan oluşan sınıflarda çocuklar arasında arkadaşlık ve hayali oyunlar daha çok görülmüştür.
🔗 Kaynaklar:
- Hutt, C. (1976). Exploration and Play in Children – Routledge
- McLoyd, V. C. (1983). The Effects of the Recession on Unemployed Black Families – Europe PMC (1983)
- Fein, G. G. (1979). Play and the Acquisition of Symbols – ERIC
- Levenstein, P. (1985). Mother-Infant Play – Springer
- Kritchevsky, S., & Prescott, E. (1977). Planning Environments for Young Children: Physical Space – Internet Archive
🌐 Bunlar da ilginizi çekebilir:
- Yapboz oyunlarının çocukların zeka gelişimi üzerindeki etkileri neler?
Oyunların zihinsel gelişim üzerindeki etkileri ve gelişim düzeyine göre oyuncak seçimi açıklanıyor. - Konsol oyunları çocuk gelişimini nasıl etkiliyor?
Fiziksel çevrenin daralması, oyun alanlarının azalması ve dijital oyunların çocuk davranışlarına etkisi ele alınıyor. - Güvenli çocuk parkları rehberi: Oyun alanlarında yaralanma nasıl önlenir?
Fiziksel çevre düzenlemeleri, oyun alanı güvenliği ve çocukların oyun deneyimini etkileyen dış faktörler açıklanıyor. - Oyuncak mutfaklar ile çocuğunuzun yaratıcılığı gelişsin
Oyun materyalleri ve oyuncak seçiminin çocukların sosyal becerileri ve hayal gücü üzerindeki etkisi anlatılıyor. - Oyuncak: Oyalanmak mı dersiniz?
Oyuncakların karakter gelişimi, merak alanları ve oyun motivasyonu üzerindeki etkileri açıklanıyor. - Çocuklar anne babayı rol model olarak alıyor
Anne-baba tutumlarının oyun davranışlarına ve kişilik gelişimine etkisi ele alınıyor. - Çocuk gelişimi: Nasıl bir anne baba olmalı?
Ebeveyn-çocuk ilişkisi ve tutumların oyun sürecindeki rolü açıklanıyor. - Çocuklarda davranış bozuklukları ve öneriler
Sosyal çevreyle etkileşim, uyum sorunları ve oyun davranışları arasındaki ilişki ele alınıyor. - Çocuklarınızda çevre bilincini artırmak için nasıl eğitebilirsiniz?
Fiziksel ve sosyal çevrenin çocukların oyun algısı ve davranışları üzerindeki etkisi anlatılıyor. - Oyun bağımlılığı ve yalnızlaşan çocuklar: Aileler nelere dikkat etmeli?
Arkadaş etkisi, sosyal izolasyon ve oyun alışkanlıklarının çocuk psikolojisine etkisi açıklanıyor. - Afrika’daki çocuk eğitimi modeli
Kardeşlerin ve büyük çocukların küçük çocuklara oyun yoluyla rehberlik ettiği kültürel modeller anlatılıyor.


