Türkiye’nin sessiz sağlık krizi: Diyetisyenlik Meslek Yasası zorunluluğu

Türkiye’nin giderek artan beslenme kaynaklı kronik hastalıklar tablosu, acil bir halk sağlığı sorununa işaret ediyor. Sosyal medyadaki bilgi kirliliği ve “beslenme uzmanı karmaşası” ile mücadele etmek için Diyetisyenlik Meslek Yasası çıkarılması, hem mesleki standartları hem de toplum sağlığını korumak için bir zorunluluk olarak öne çıkıyor.

Diyetisyenlik Meslek Yasası: Halk sağlığı ve beslenme kaynaklı kronik hastalıklara karşı "beslenme uzmanı karmaşası".

🔎 En çok merak edilenler

  • Diyetisyenlik Meslek Yasası neden bu kadar önemli?
    Çünkü bu yasa, kimin “diyetisyen” unvanını kullanabileceğini netleştirerek, halkın eğitimsiz ve yetkisiz kişilerin (sahte “beslenme uzmanı”) sağlığa zararlı tavsiyelerinden korunmasını sağlar.
  • Türkiye’deki temel beslenme sorunları nelerdir?
    Yüksek obezite (%32.1) ve diyabet oranları, DSÖ önerisinin üç katı tuz tüketimi ve yetersiz meyve-sebze alımı en kritik sorunlardır.
  • “Diyetisyen” ile “beslenme uzmanı” arasındaki fark nedir?
    “Diyetisyen”, 4 yıllık üniversite eğitimini tamamlamış kişilere verilen yasal ve korunan bir unvandır. “Beslenme uzmanı” ise Türkiye’de yasal bir tanımı veya eğitim standardı olmayan, herkesin kullanabildiği bir ifadedir.
  • Yasa çıkarsa ne değişecek?
    Sadece lisanslı diyetisyenler bu unvanı kullanabilecek, hastalıklara yönelik “Tıbbi Beslenme Tedavisi” uygulama yetkisi sadece onlarda olacak ve okul/hastane gibi yerlerde diyetisyen çalıştırmak zorunlu hale gelecektir.

Diyetisyenlik Meslek Yasası neden bu kadar önemli?

Türkiye, beslenme kaynaklı kronik hastalıklarda dünyada hızla yükselen bir ülke konumunda. Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) ve Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verileri, durumun vahametini gözler önüne seriyor. Bu sağlık krizinin merkezinde ise değişen beslenme alışkanlıkları ve bu alandaki düzenleme eksikliği yatıyor. Bu yazı, halk sağlığını korumanın en kritik adımlarından biri olan Diyetisyenlik Meslek Yasası‘nın neden olmazsa olmaz olduğunu, resmi veriler ve somut örneklerle açıklamayı amaçlamaktadır.


1. Türkiye’nin beslenme profili: Rakamlar ne söylüyor?

  • Obezite: Türkiye Beslenme ve Sağlık Araştırması (TBSA) 2019 sonuçlarına göre; bireylerin %34.8’i fazla kilolu, %32.1’i obezdir. Başka bir deyişle, her 3 yetişkinden 1’i obezdir. (Kaynak: T.C. Sağlık Bakanlığı, TBSA 2019)
  • Diyabet: International Diabetes Federation (IDF) 2021 Atlası’na göre, Türkiye’de 20-79 yaş arası 6,9 milyon diyabet hastası bulunmaktadır. Bu, Avrupa bölgesindeki en yüksek prevalans oranlarından biridir.
  • Tuz Tüketimi: DSÖ’nün önerdiği günlük tuz tüketimi 5 gramın altıyken, Türkiye’de bu miktar ortalama 15 gram/gün‘dür. (Kaynak: T.C. Sağlık Bakanlığı)
  • Meyve-Sebze Tüketimi: TBSA 2019’a göre yetişkinlerin sadece %12.9’u günde 5 porsiyon veya daha fazla meyve ve sebze tüketmektedir.

Bu rakamlar, Türk halkının sağlığını doğrudan tehdit eden bir beslenme tablosu çizmektedir.


2. Mevcut sistemdeki açık: “Beslenme uzmanı” karmaşası

Türkiye’de “diyetisyen” unvanı, 4 yıllık lisans eğitimiyle Beslenme ve Diyetetik bölümlerinden mezun olan kişilere aittir. Ancak, “beslenme uzmanı”, “nutritionist”, “sağlıklı yaşam koçu” gibi unvanlar için herhangi bir yasal düzenleme veya standart bulunmamaktadır. Bu durum, ciddi sorunlara yol açmaktadır.

Sosyal medyada bilgi kirliliği

  • Bir “instagram fenomeni”, eğitimsiz olmasına rağmen “karaciğer detoksu” adı altında sadece limonlu su ve acı biber tüketilmesini önermektedir. Takipçilerden biri, bu uygulamayı yaptıktan sonra aşırı halsizlik ve kan şekeri düşüklüğü yaşar.
  • Bu tür tek tip, şok diyetler, vücudun dengesini bozar, kas kaybına neden olur ve uzun vadede metabolizmayı yavaşlatır. Lisanslı bir diyetisyen, kişinin tıbbi geçmişini, kan değerlerini ve yaşam tarzını değerlendirerek sürdürülebilir bir beslenme planı oluşturur.

Kronik hastalıklarda yanlış yönlendirme

  • Yeni teşhis konulmuş bir Tip 2 diyabet hastası, bir “spor eğitmeni”nden “düşük karbonhidrat” diyeti alır. Eğitmen, hastaya meyveyi tamamen kesmesini söyler. Hasta, meyve yemediği için vitamin eksikliği yaşarken, bir yandan da hipoglisemi (düşük şeker) atakları geçirir.
  • Bir diyetisyen, diyabetli bireye meyvelerin glisemik indeksine göre porsiyon kontrolünü öğretir, kompleks karbonhidratları hayatına nasıl katacağını planlar. Tıbbi beslenme tedavisi, ilaçla uyumlu bir programdır.

3. Diyetisyenlik Meslek Yasası neleri değiştirecek?

Bir Meslek Yasası sadece bir unvan koruması değil, bir halk sağlığı güvencesidir.

  1. Unvanın Korunması: “Diyetisyen” unvanı, sadece 4 yıllık lisans eğitimini tamamlamış kişiler tarafından kullanılabilir. Bu, halkın doğru uzmana ulaşmasını sağlar.
  2. Yetkinin Tanımlanması: “Tıbbi Beslenme Tedavisi”nin sadece diyetisyenler tarafından uygulanabileceği yasal olarak tanımlanır. Bu, doktor-hasta-diyetisyen iş birliğini güçlendirir.
  3. Toplu Beslenme Sistemlerinde Standart: Okul, hastane, kamu kurumu yemekhaneleri gibi toplu beslenme yapılan yerlerde menü planlama, denetleme ve hijyen kontrolü görevleri için diyetisyen istihdamı zorunlu tutulur.
  4. Etik ve Denetim: Yasa, meslek etik kurallarını belirler ve bu kurallara uymayan diyetisyenler için disiplin yaptırımları getirir.

Türkiye, beslenme kaynaklı kronik hastalıkların yüksek olduğu bir ülke olarak, bu alandaki düzenlemeleri geciktirme lüksüne sahip değildir. DSÖ, sağlıklı beslenmenin bulaşıcı olmayan hastalıkları %80 oranında önleyebileceğini belirtmektedir.

Diyetisyenlik Meslek Yasası:

  • Bir lüks değil, bir halk sağlığı gerekliliğidir.
  • Bir ayrıcalık değil, bir mesleki standarttır.
  • Bir seçenek değil, tıbbi bir zorunluluktur.

Sağlık Bakanlığı, TÜBİTAK ve üniversitelerin iş birliğiyle hazırlanan “Türkiye Beslenme Rehberi”nin sahada etkili olabilmesi için, onu uygulayacak olan diyetisyenlerin yetki ve sorumluluklarının yasayla netleştirilmesi şarttır.

Bu yasa, sadece diyetisyenlerin değil, sağlıklı bir yaşam isteyen her vatandaşın hakkıdır. Konuyu bir meslek grubunun talebi olarak değil, ülkemizin gelecek nesillerine yapılacak en değerli yatırım olarak görmeliyiz.

Bu konuda profesyonel destek ve doğru bilgi için uzman diyetisyenlere başvurabilirsiniz.

Türk Diyetisyenleri Birliği Akademik Diyetisyenler Derneği Uzm. Dyt. Nurettin Şahinli'nin açıklamaları.


🔗 Kaynaklar:

  1. T.C. Sağlık Bakanlığı, Halk Sağlığı Genel Müdürlüğü. (2019). Türkiye Beslenme ve Sağlık Araştırması (TBSA). T.C. Sağlık Bakanlığı Yayın No: 1132.
    https://hsgm.saglik.gov.tr/…/TBSA_2017.pdf
  2. International Diabetes Federation. (2021). IDF Diabetes Atlas (10th ed.).
    https://diabetesatlas.org/…/IDF_Atlas_10th_Edition_2021.pdf
  3. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) veri tabanları.
  4. T.C. Sağlık Bakanlığı. (n.d.). Yeterli ve dengeli beslenme. Halk Sağlığı Genel Müdürlüğü.
    https://hsgm.saglik.gov.tr/…/yeterli-ve-dengeli-beslenme

🌐 Bunlar da ilginizi çekebilir:

Nurettin Şahinli
Diyetisyen Nurettin Şahinli Kırıkkale’de doğdu. Yükseköğrenimini Kırşehir Ahi Evran Üniversitesinde Gıda İşleme Bölümü Gıda teknolojisi programında ön lisansını 2014’te aldı. Daha sonra lisansını Doğu Akdeniz Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Beslenme ve Diyetetik bölümünde 2017 yılında tamamladı. Yüksek lisans eğitimini T.C. Üsküdar üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsünde Nörobilim Anabilim dalında Duygusal yeme bozukluklarında uzmanlık almıştır. Bazı yerel gazetelerde sağlık ve tıp alanında güncel yazıları bulunan İntern Nörobilim Uzmanı & Diyetisyen Nurettin ŞAHİNLİ, İstanbul Çekmeköy’de Umut Obezite ve Diyet Kliniğini kurucu olarak açmıştır. 2019 yılının sonlarında ise yine İstanbul Çekmeköy ilçesinde “UMUT PSİKOLOJİ VE DİYET KLİNİK” adı ile Psikoloji ve Beslenme alınında uzman kadrosu ile merkezini 2. kez kurmuş danışanlarını kabul etmektedir.