Sosyal medyada gezinirken başkalarının “kusursuz” hayatlarını görüp kendi hayatınızı sorguluyor musunuz? Gözünüzü açar açmaz telefonu elinize alıyor, şarjınız bittiğinde panikliyor musunuz? Eğer bu sorulara cevabınız evet ise, dijital çağın en yaygın psikolojik sorunlarından biri olan FOMO (Fear of Missing Out) yani “günceli kaçırma korkusu” yaşıyor olabilirsiniz. Uzmanlar, bu durumun sosyal medya kıyaslaması ile tetiklendiğini ve ciddi bir kaygı bozukluğuna dönüşebileceğini belirtiyor.

Batıgöz Balçova Cerrahi Tıp Merkezi’nden Psikiyatri Uzmanı Uzm. Dr. Sema Bayçın, FOMO’nun, başkalarının heyecan verici deneyimler yaşadığı ve bizim bunlardan geri kaldığımız algısıyla tetiklenen bir dışlanma endişesi olduğunu söylüyor. Bu psikolojik sendrom, dijital detoks ve JOMO (Joy of Missing Out) gibi kavramlarla yönetilmediğinde, kişinin ruh sağlığını olumsuz etkileyebilir. Düşük özsaygı ve depresyon gibi durumlar da FOMO’yu tetikleyen faktörler arasında yer alıyor.
📌 Öne çıkanlar: FOMO (Günceli kaçırma korkusu) ve belirtileri
- Uzm. Dr. Sema Bayçın, FOMO’nun (Günceli Kaçırma Korkusu), sosyal medyadaki “idealize edilmiş gerçeklik” nedeniyle kişinin kendini yetersiz hissetmesiyle tetiklendiğini belirtiyor.
- FOMO belirtileri arasında; telefonu sürekli kontrol etme ihtiyacı, batarya bitince panikleme, yoğun sosyal medya kıyaslaması yapma ve anı yaşayamama yer alır.
- FOMO’nun panzehiri olarak görülen JOMO (Joy of Missing Out – Kaçırma Sevinci), bilinçli olarak çevrimdışı kalmanın ve sessizliğin tadını çıkarmanın verdiği huzuru ifade eder.
- Dopamin detoksu, beynin sürekli ödül (beğeni, bildirim) beklentisini kırmak ve dikkat dağınıklığını azaltmak için kullanılan bir yöntemdir.
- Eğer FOMO, uyku düzenini bozuyor, sosyal ilişkileri zedeliyor veya depresif bir ruh haline yol açıyorsa, altında yatan düşük özsaygı veya kaygı bozukluğu gibi nedenler için uzman desteği almak önemlidir.
🔎 En çok merak edilenler
- FOMO tam olarak nedir?
Başka bir tabirle, çevrenizde (özellikle sosyal medyada) her an önemli veya eğlenceli bir şeylerin olup bittiği ve sizin bundan mahrum kaldığınız korkusudur. - FOMO’nun en büyük tetikleyicisi nedir?
Sosyal medyadır. İnsanlar genellikle hayatlarının sadece en parlak, en mutlu ve en başarılı anlarını paylaştığı için, izleyenler kendi normal hayatlarını bu “seçilmiş” anlarla kıyaslayarak kendilerini geride kalmış hissederler. - JOMO (Kaçırma Sevinci) nedir, nasıl uygulanır?
JOMO, FOMO’nun tam tersidir. Telefonu bilinçli olarak kapatmanın, bir daveti reddedip evde kitap okumanın veya sessizce doğada vakit geçirmenin verdiği mutluluktur. Anı yaşamanın ve içsel huzura odaklanmanın bir pratiğidir. - FOMO bir hastalık mıdır, ne zaman doktora gitmeliyim?
FOMO, tek başına bir ruhsal bozukluk olarak sınıflandırılmaz ancak ciddi bir kaygı belirtisidir. Eğer bu durum uyku düzeninizi bozuyor, işinize odaklanmanızı engelliyor ve sosyal ilişkilerinizde sorunlara yol açıyorsa, bir psikiyatri uzmanından destek almanız faydalı olacaktır.
Sürekli “Bir Şeyi Kaçırıyorum” Kaygısı Yaşıyor musunuz!
Dijitalleşen dünyada sürekli bağlantıda kalma isteği, birçok kişide bir şeyleri kaçırıyorum endişesini beraberinde getirebiliyor. Batıgöz Balçova Cerrahi Tıp Merkezi’nden Psikiyatri Uzmanı Uzm. Dr. Sema Bayçın, gündemi kaçırma korkusu olarak da bilinen FOMO hakkında merak edilenleri anlatıyor.
Uzm. Dr. Sema Bayçın, FOMO’nun yaygınlaşmasındaki etkenlerden birinin sosyal medya olduğunu belirtiyor. Sosyal platformlar, bize hayatın sadece parlak ve seçilmiş anlarını gösterir. Bu “idealize edilmiş gerçeklik” karşısında, kendi günlük yaşantımızı kıyaslama eğilimine gireriz.
Eğer siz de sürekli çevrimiçi olma ihtiyacı hissediyor, telefonunuzun şarjı azaldığında panikliyor, sosyal medyada sürekli kıyaslama yapıyor ve anı yaşamakta zorlanıyorsanız, FOMO’nun yaşam kalitenizi etkiliyor olabileceğini belirten Dr. Bayçın, bu döngüyü kırmak için pratik önerilerde bulunuyor: Düşünceleri yazıya dökmek, dijital sınırlar koymak ve JOMO (Kaçırma Sevinci) felsefesini benimsemek.
📱 Sosyal medyanın rolü: İdealize edilmiş gerçeklik ve kıyaslama kültürü
FOMO‘nun kökeninde, psikolojide “sosyal kıyaslama teorisi” olarak bilinen temel bir insan davranışı yatar. İnsanlar, kendi yeteneklerini ve görüşlerini değerlendirmek için doğal olarak kendilerini başkalarıyla karşılaştırırlar. Ancak sosyal medya, bu kıyaslamayı zehirli bir hale getirmiştir. Geleneksel yaşamda, insanların hem iyi hem de kötü günlerine şahit olurken, sosyal medyada sadece özenle filtrelenmiş, en başarılı ve en mutlu anların (“idealize edilmiş gerçeklik”) bombardımanına tutuluruz. Bu durum, beynimizde gerçekçi olmayan bir “normal” algısı yaratır. Kendi sıradan günümüzü, başkalarının en iyi anlarının bir kolajıyla kıyasladığımızda, kaçınılmaz olarak düşük özsaygı, yetersizlik ve dışlanmışlık hissederiz. (Kaynak: “The comparison crisis in the age of social media”, Psychology Today)
Dopamin detoksu nedir? Beynin sürekli “ödül” arayışını kırmak
FOMO’nun arkasındaki biyokimyasal tetikleyici “dopamin”dir. Dopamin, beynimizin motivasyon ve ödül sistemini yöneten nörotransmitterdir. Bir bildirim sesi duyduğumuzda veya bir beğeni aldığımızda, beynimiz küçük bir dopamin salgılar ve bu da bizi anlık olarak iyi hissettirir. Sosyal medya platformları, bu dopamin döngüsünü sürekli ayakta tutmak için tasarlanmıştır. “Aşırı düşünme” ve sürekli telefonu kontrol etme ihtiyacı, aslında beynimizin bir sonraki “dopamin vuruşunu” beklemesinden kaynaklanır.
Dopamin detoksu (veya dopamin orucu), beynin bu sürekli uyarılma haline bir mola verdirmeyi amaçlayan bir dijital detoks yöntemidir. Bu pratikte:
- Belirli bir süre (birkaç saat veya bir tam gün) boyunca sosyal medya, video oyunları, hatta bazen müzik gibi yüksek dopamin salgılatan aktivitelerden bilinçli olarak kaçınılır.
- Bu süre zarfında yürüyüş yapmak, kitap okumak (dijital olmayan), meditasyon yapmak veya sadece düşüncelerle baş başa kalmak gibi “düşük uyaranlı” aktivitelere odaklanılır.
Amaç, beynin ödül sistemini “resetlemek”, sıkılmaya karşı toleransımızı artırmak ve daha küçük, doğal şeylerden (bir sohbet, bir fincan çay gibi) keyif alma yeteneğimizi yeniden kazanmaktır.
😌 JOMO (Joy of Missing Out): FOMO’nun panzehiri “kaçırma sevinci”
FOMO, sürekli olarak “dışarıda” olmanız, her şeye yetişmeniz gerektiğini söyleyen bir kaygı bozukluğudur. JOMO (Joy of Missing Out – Kaçırma Sevinci) ise bunun tam tersi bir felsefeyi, yani bilinçli olarak “içeride” kalmanın verdiği huzuru ve mutluluğu savunur.
| FOMO (Kaçırma Korkusu) | JOMO (Kaçırma Sevinci) |
|---|---|
| “Herkes bensiz eğleniyor” kaygısı. | “Evde kalıp kitap okumanın keyfi” huzuru. |
| Enerjiyi dış dünyaya ve başkalarının onayına odaklar. | Enerjiyi iç dünyaya ve kişisel ihtiyaçlara odaklar. |
| Sürekli “Evet” deme baskısı yaratır. | Gerektiğinde “Hayır” demenin ve sınırlar koymanın gücünü verir. |
JOMO’yu benimsemek, sosyal medyayı kapatıp anı yaşamayı, bir daveti reddedip dinlenmeyi seçmek ve başkalarının ne yaptığıyla ilgilenmek yerine kendi ihtiyaçlarınıza öncelik vermektir. Bu, psikolojik sendrom olarak görülen FOMO’ya karşı en güçlü panzehirdir.
🛡️ FOMO’nun altında yatan nedenler: Düşük özsaygı ve sosyal izolasyon
FOMO, genellikle göründüğünden daha derin psikolojik sorunların bir belirtisidir. Neden bazı insanlar sosyal medya kıyaslamasından daha fazla etkilenir? Cevap genellikle şu iki temel alanda yatar:
- Düşük Özsaygı: Kendi değerini ve mutluluğunu, dışarıdan gelen onaylara (beğeniler, davetler, popülerlik) bağlayan kişiler, FOMO’ya karşı çok daha savunmasızdır. Kendilerini “yeterli” hissetmek için sürekli olarak başkalarının hayatında yer almaları gerektiğini düşünürler.
- Sosyal İzolasyon ve Yalnızlık: Gerçek hayatta derin ve anlamlı sosyal bağları eksik olan kişiler, bu boşluğu doldurmak için sosyal medyaya yönelebilirler. Ancak, dijital etkileşimler genellikle yüzeysel kaldığı için, bu durum yalnızlık hissini daha da derinleştirir ve “dışlanma” korkusunu (FOMO) tetikler.
Eğer FOMO, altta yatan bu gibi nedenlerden kaynaklanıyorsa, sadece dijital detoks yapmak yeterli olmaz. Depresyon veya kaygı bozukluğu belirtileri eşlik ediyorsa, bir uzmandan psikoterapi desteği almak, bu sorunları temelden çözmenin en sağlıklı yoludur. (Kaynak: “FOMO and Its Link to Well-Being”, Journal of Social and Clinical Psychology)
📲 Dijital sınırlar nasıl konulur? FOMO ile başa çıkmak için pratik adımlar
Uzm. Dr. Sema Bayçın’ın da belirttiği gibi, kontrolü geri almak için bilinçli adımlar atmak gerekir. İşte FOMO ile başa çıkmak için atılabilecek pratik adımlar:
- Farkındalık Geliştirin: Telefonunuzu elinize aldığınızda kendinize sorun: “Şu an bunu bir amaç için mi yapıyorum, yoksa sadece kaçınmak veya uyuşmak için mi?”
- Bildirimleri Kapatın: Sizi sürekli olarak telefona çeken gereksiz sosyal medya ve haber bildirimlerini kapatın. Kontrolün sizde olmasını sağlayın.
- Zaman Sınırları Koyun: Telefonunuzun “Dijital Denge” veya “Ekran Süresi” ayarlarından, sosyal medya uygulamaları için günlük zaman sınırları (örn: günde 30 dakika) belirleyin.
- Telefonsuz Alanlar Yaratın: Yatak odasını ve yemek masasını “telefonsuz bölge” ilan edin. Bu, hem uyku kalitenizi artırır hem de sosyal bağlarınızı güçlendirir.
- “Şükretme Pratiği” Yapın: Kıyaslama yapmaya başladığınızı fark ettiğinizde, dikkatinizi bilinçli olarak başkalarının sahip olduklarından, kendi sahip olduklarınıza (sağlığınız, aileniz, küçük başarılarınız) çevirin.
🌐 Bunlar da ilginizi çekebilir:
- FOMO ve sosyal karşılaştırma: Sosyal medya bağımlılığının iki tuzağı
FOMO’nun dijital tükenmişlik ve sosyal medya kıyaslaması üzerinden ruhsal etkileri açıklanıyor. - Dijital detoks nedir? Ekran bağımlılığından nasıl kurtulacağız?
Dijital bağımlılıkla başa çıkmak için önerilen ekran arınma yöntemleri ve zihinsel rahatlama stratejileri sunuluyor. - Çocuklarda ekran bağımlılığı: Dijital detoks neden gerekli?
Çocukların ekran süresiyle ilişkisi ve dijital detoksun gelişimsel faydaları açıklanıyor. - Sosyal medya bağımlısı mısınız? İşte o belirtiler!
Dijital detoks ihtiyacını tetikleyen davranışlar ve düşük özsaygı ile ilişkili sosyal medya alışkanlıkları ele alınıyor. - Sosyal medyada mutluluk pozları: Gerçek mi yoksa gerçeklikten kaçış mı?
İdealize edilmiş gerçeklik algısı ve sosyal medya üzerinden oluşan mükemmeliyetçilik baskısı açıklanıyor. - Sosyal medyada psikolojik teşhisler tehlikeli boyutta!
Sosyal medya kıyaslaması ve yanlış teşhislerin ruhsal etkileri ele alınıyor. - Depresyon beyin fonksiyonlarını nasıl değiştiriyor?
Depresyonun bilişsel işlevler üzerindeki etkileri ve ruh sağlığı bağlantısı ele alınıyor. - Depresyon vakaları endişe verici şekilde artıyor
Depresyonun yaygınlaşma nedenleri ve psikolojik sendrom olarak etkileri açıklanıyor. - Kaygı bozukluğu (Anksiyete) ile baş etmek için öneriler
Kaygı bozukluğunun belirtileri, günlük yaşam üzerindeki etkileri ve başa çıkma yolları sunuluyor. - Anksiyete bozukluğunu yönetmek için gevşeme teknikleri
Kaygı bozukluğu ile başa çıkmak için önerilen gevşeme ve yaşam tarzı stratejileri açıklanıyor.
🔗 Kaynaklar:
- Uzm. Dr. Sema Bayçın – Batıgöz Balçova Cerrahi Tıp Merkezi (2025)
- Escaping the Comparison Trap – Psychology Today (2025)
- Characterizing the Mental Health Concerns of Significant Others – Journal of Social and Clinical Psychology (2024)
- The How of Happiness – Sonja Lyubomirsky (2025)
| 🚀 | Markanızın hikayesini yüz binlerce okurumuza ulaştırın. Sunduğumuz tanıtım yazısı ve backlink fırsatlarını inceleyerek SEO gücünüzü ve marka prestijinizi artırabilirsiniz. |



