Yazım tarihe geçebilir. O niyetle yazılmasa da, tarihi aydınlatmaya muktedir olacağı kesindir.
Panem et Circenses
Ara başlık daha önceki bir yazıma da konu olmuştur. Latince ‘ekmek ve sirkler’ manasındadır. İnsanları kontrol altına almak için onlara yemek verilmesi ve ayrıca eğlendirilmeleri gerektiğini ifade eden özlü Latince sözdür. Batı Dünyası’nda entelektüeller tarafından sık olmasa da, yeri gelince kullanılır.
Üç Sınıf Devlet
Dünyada devletler üçe ayrılır. İlki, toplumun çoğunluğunda ekmek ve eğlence olanlar. İkincisi, ekmek olup eğlence olmayanlar. Üçüncüsü de, ne ekmek ne de eğlence bulunanlardır. Rastlantısal olmayacak şekilde, birinci sınıfın çoğu Batı Dünyası’nda mevcuttur. Sınıflara birer örnek vermeye çalışalım. İsveç’te çoğunluğun hem ekmeği hem de eğlencesi vardır. Tibet’te insanların ekmeği vardır ama eğlencesi yoktur. Gazze’de (devlet olmasa da) ne ekmek ne de eğlence vardır.
Kul-Köle
Birinci sınıf özellikle Batı Dünyası’nın temsil ettiği sınıftır. Demokratik değerleri ve insan haklarını savunduğu iddia edilir. Bu tam olarak doğru değildir. Zira insanlar Batı’da Karun gibi zenginlerin yönettiği sermaye düzeninde kapitalizmin bilinçsiz askerleridirler. Sürekli büyüme üzerine kurulu düzenin, belirli bir kesime sömürme, diğer kesimine de sömürülme dayatmasına bağlı neferleridirler. Hem de yüz milyonlarcası.
Ekmeği olup eğlencesi olmayan toplumlarda resim biraz değişir. Oralarda otoriter rejimler hüküm sürer ağırlıkla. Bu sebepten modern kölelik yerine farklı bir mekanizma işler. Dayatılmış kimlikler üzerinden otoriter rejime ya da lidere bağlılık yemini edilir bilinçsizce. Yani o toplumlar ya rejimin ya da önderlerinin kullarıdırlar.
Görüldüğü üzere, toplumların ekseriyetinde kul ya da köle olmaktan başka bir ihtimal yoktur. İki ihtimalde de insanlar kendi iradelerini kendi seçimleri ile ortaya koyamazlar. Birinde eğlencelerle akıllar çelinirken, diğerinde ekmek davası ile korkutularak insanlar hizaya getirilir.
Son söz: Dünya düzeni değişmedikçe, kul ya da köle olmaktan başka seçeneğiniz yoktur.
🌐 Bunlar da ilginizi çekebilir:
- Jimnastik mi, cimnastik mi? Bir kelimenin ardındaki sessiz kültürel savaş
Spor terimlerinin kökeni üzerinden dildeki kültürel yönelimler ve ideolojik tercihler tartışılıyor. - Ukrayna tezgahı: Silah baronlarının oyunu
Rusya-Ukrayna savaşının arka planında silah endüstrisinin rolü ve küresel çıkar çatışmaları analiz ediliyor. - Gazze: 21. yüzyılın Auschwitz’i
Gazze’de yaşanan insani kriz, tarihsel soykırımlarla karşılaştırılarak uluslararası hukuk bağlamında ele alınıyor. - NATO Lahey Zirvesi: Yüzde beş, beleş, yerleş!
Zirvede gündeme gelen askeri yerleşim stratejileri ve NATO’nun genişleme politikaları eleştiriliyor. - MAGA-LO-MONEY
Amerikan popülizminin ekonomik yansımaları ve küresel finans sistemine etkileri sorgulanıyor. - Bu ülkenin adı nedir?
Devlet tanımı, sınır kavramı ve ulusal kimlik üzerine felsefi ve politik bir sorgulama sunuluyor. - Israel: Playing the victim, being the aggressor
İsrail’in uluslararası söylemde mağduriyet stratejisi ile askeri müdahaleleri arasındaki çelişki analiz ediliyor. - Almanya’nın makûs talihi
Almanya’nın tarihsel döngüleri, enerji politikaları ve dış ilişkilerdeki kırılganlıkları ele alınıyor. - Büyük tezgah
Küresel düzenin perde arkasındaki ekonomik manipülasyonlar ve medya stratejileri sorgulanıyor. - Trump: Ehven-i şer
ABD siyasetinde Trump’ın yeniden yükselişi, pragmatizm ve kutuplaşma ekseninde değerlendiriliyor. - Min eş-şeytan
Ortadoğu’daki dini ve politik söylemlerde “şeytanlaştırma” stratejileri ve kültürel kodlar inceleniyor.



