İşin Zor Bademim

Genelkurmay, her sene Anıtkabir’e 10 Kasım’da gelen ziyaretçi sayısını açıklardı. Bu yılki sayı ne diye TSK’nın sitesine bakayım dedim; sayı yok, açıklama var:

Bu sene kapıya koyduğu askerlerin, ziyaretçi sayısı 450 bine geldiğinde tansiyonları düşünce Özel Paşa saydırmaktan vazgeçmiş ve kapıların açılması talimatını vermiş.

10 Kasım'da Anıtkabir

O yüzden bu yıl için kesin sayı belli değil ama geçen yıl ki 1 milyon 90 binmiş. Yani, 85 ülkenin nüfusundan fazla. Bunların içinde Malta, Lüksemburg, Karadağ, İzlanda da var. Mesela, Pasifik’deki adalara Karayip’dekileri ekle bu sayıyı bulamıyorsun. Hatta öyle ülkeler var ki; bir yıl boyunca ziyarete gelen turist sayısını ülkenin nüfusuna kat, öğlene kadar gelenler bile etmiyor.



Boş ver dünyayı, biz kendi içimize bakalım dersen, 74 kentimizin nüfusunu sollamış. Bazı kentleri sınır komşusu kentlerle topla, yine yetişemiyor. Üstüne Suriyeli eklenmiş Urfa bile kısa kalıyor. Irak’dan getirilen Peşmergeleri de katman lazım. Mesela, Konya’nın nüfusu 1 milyon 107 bin. O gün Konya’yı saysan, bu kadar adam bulamazdın.


Gelelim savaşlara; anlata anlata bitiremediğin, havada mermilerin çarpıştığı, ölenin gömülmek için bir ay sıra beklediği Çanakkale Savaşı’ndaki şehit, yaralı, hasta, esir, firar ve kayıpların toplamının 4 katı, Kurtuluş Savaşı dahil Cumhuriyet tarihinde verilen toplam şehit sayısının 55 katı, 10 yıl süren Vietnam Savaşı’nda ABD’nin kaybettiği asker sayısının 20 katı, 8 yıl süren İran-Irak Savaşı’nda her iki tarafın sivil/asker toplam insan kaybına eşit, 5 yıl süren II.Dünya Savaşı’nda ABD’nin asker kaybının 3, İngiltere’nin asker kaybının 3, tepesine iki atom bombası yemiş Japonya’nın sivil kaybının 2, yedi düvelin üstüne çullandığı Almanya’nın sivil kaybına eşit sayıda insan bir günde ziyaret etmiş Ata’yı. Üstelik bunlar bindirilmiş kıtalar da değil. Ne belediyenin bedava toplu taşıması ne de ceplere koyulan 30 TL var. Bunların hepsi içten, hepsi samimi. Hiçbir menfaatleri yok. TOKİ’nin anahtar teslim törenine bile bu kadar koşa koşa gidenini göremezsin yani. Tek sebep, aynı vatanda beraber yaşadıkları insanların ihanetlerinden utanıyorlar. Vicdanları sızlıyor. Onların adına af diliyorlar.

Dünyanın neresinde, ölümünün üzerinden 76 yıl geçtiği halde böyle sevilen bir lider var? Benden duymuş olma ama işin zor be bademim.


Taner Erim
1966 yılında İstanbul'da doğan yazar, Cerrahpaşa Tıp Fakültesi'nden mezun olmuştur. Hava Kuvvetlerinin çeşitli birimlerinde hekim olarak görev yaptıktan sonra 2010 yılında emekli olmuştur. Halen özel sektörde kulak burun boğaz uzmanı ve bir yüksek öğretim kurumunda öğretim görevlisi olarak çalışmakta olan yazarın ilgi alanları siyasi tarih, sinema ve motosiklettir.