Eşcinsellere yönelik şiddet

 “Varoş kesimler Bülent Ersoy’u başlarına taç yapmışlar ama yolda bir eşcinsel görünce dövüyorlar, şiddet uyguluyorlar”

eşcinsel

Club Otherside’in sahibi Vedat Özyağ üçüncü sayfa haberlerine konu olan olayları şöyle yorumluyor:

‘Şiddet olayları tamamen yanlış seçimden dolayı. Hiçbir gey diğerine şiddet uygulamaz. Straight erkeklerle birlikte olmak isteyen geyler böyle olaylara maruz kalıyorlar. Gey-straight ilişkilere gey taraf seks için, straight tarafsa ya tatmin ya da para için giriyor. Cinsel ilişkinin hemen sonrası da durumu kabullenemiyor, kendinden nefret ediyor ve karşı tarafı cezalandırıyor. Ya da bir geyle birlikte olduktan sonra kendini kötü hissedip başkaları öğrenecek korkusuyla karşı tarafa zarar veriyor. Homofobiklik ya da gey düşmanlığı tıpkı aşırı dincilerle komünistlerin çatışması gibi bir şey . Bir taraf diğer tarafı kendi değer yargıları için tehdit unsuru olarak algılıyor.


Mekan sahipleri bu konuda bir şey yapamaz, yetişkin insanların kişisel özgürlüklerine müdahale edemeyiz. Ama gey camiasında tanınmayan insanlarla dikkatli olmak lazım.’


Türkiye Ayıları grubu adına Akif E. ve Barış C. anlatıyor:

Birçok eşcinsel arkadaşım faili meçhul cinayetlere maruz kaldı ne yazık ki. Fail ile maktulün arasında geçen şu cümlenin buna neden olduğunu düşünüyorum: ‘Sen de geysin.’ Yani ilişkide aktif olarak rol alan kişi o anda eşcinsel olduğunu fark ediyor ve bu çok büyük bir öfkeye yol açabiliyor. Ve kendisine bunu hissettiren kişi de hemen yanı başında yatmakta… Dikkat ediniz, eşcinsel cinayetlerinde genelde hep kesici alet kullanılır. İnanılmaz bir öfke var. Kafayı gövdeden ayıracak derecede gırtlağı kesme durumu var. Biz erkeğe değer veriyoruz. Ama bu adamlar kendilerini o değere layık görmüyor. Latent denilen bir olgu var. Bu da gizli eşcinsellik aslında. Yani kişi, eşcinsel olduğunu fark etmemiş olabilir ve bunu karşısındaki insanın daha rahat yaşadığını gördüğü zaman bir anda öfkeye kapılabiliyor. ‘Bunları asmalı, hortumla dövmeli…’ gibi. Mesela; Hortum Süleyman da latenttir bence! (Haftalık Dergisi, Nisan 2004)

Çağın daha 19 yaşında ama bu konuda yorumu çok çarpıcı:

“Varoş kesimler Bülent Ersoy’u başlarına taç yapmışlar ama yolda bir eşcinsel görünce dövüyorlar. Şiddete maruz kalmaktan korkmuyorum bana zarar verdikleri taktirde cezasını çekerler.”

BATUHAN: Dört yıl önce Lüleburgaz’da bir aile apartmanında aynı daireyi paylaşan iki gey arkadaşım bir gece tanıştıkları iki kişiyi eve getiriyorlar. Bir miktar alkol alıyorlar sonra gelenler ev sahiplerini bıçak zoruyla sandalyeye bağlıyorlar, elektrik süpürgesinin hortumuyla dövüyorlar, hırsızlık falan da yapmadan gidiyorlar. Dertleri hırsızlık değil gey düşmanlığı var. Polise haber verdiler, mahkemelik oldular ama çoğunlukla polise bile yansımıyor böyle olaylar. Daha hazin hikayeler de var, Samatya’da bir buçuk yıllık genç sevgilisi tarafından öldürülüyor bir arkadaşımın tanıdığı.

Çocuk ‘Ben bir sigara alayım’ diye çıkıyor dönüşte yanında bir arkadaşıyla gelip sevgilisini öldürüyor, para için, yakalandılar tabi sonra. Yine benim bir arkadaşım 3-4 aydır beraber olduğu partneriyle yazlığına gitmek için arabaya biniyor, çocuk telefonunu alıp arabadan iniyor. Savcılığa beraber gittik. Bu örnekleri görünce güven duygusu geliyor gündeme. Sırf bu olaylar yüzünden ,hedef olmamak için.sokakta kimliğini gizlemek zorunda kalıyorsun. Birlikte olacağın insanları dikkatli seçmek lazım, her hoşlandığınla olamazsın güven telkin etmesi gerekiyor. Beraber olduğun insanla duygusal bir şey paylaşıyorsun, malın ya da canın için endişelenerek nasıl bir şey paylaşabilirsin ki? dışarıda tanıştığım birisini öyle hemen eve getirmiyorum, önce dışarıda tanımaya çalışıyorum, 3-4 kez dışarıda buluşuyorum. Sonra evde ilk etapta fotoğraflarını çekiyorum bu kendimi güvende hissettiriyor, karşımdaki için de caydırıcı oluyor. Önceleri güvenlik amacıyla başladım ama sonra estetik amaçlar da güderek koleksiyon yapmaya başladım, birlikte olduğum herkesin fotoğrafı var.

MURAT: Türkiye’de her kuruma karşı şiddet var, sağcı, solcu, aile içi, okul hayatı… Türkler’in kanında var bence, Göktürkler’den geliyoruz, atalarımız barbar. Yeri gelmişken bir kitap alıp araştırayım bu konuyu.

eşcinsel

Douglas Janoff: “Kanada’da ‘gey’lere sokakta saldırıp dövüyorlar. Türkiye’de ise daha çok cinayet var”

Douglas Janoff, Vancouver’da bir parkta, homoseksüel arkadaşı yeniyetme gençler tarafından gözlerinin önünde öldüresiye dövülünce 37 yaşında üniversiteye döner ve kriminoloji üzerine mastır yapar. Tezinin konusunu çoktan belirlemiştir: Eşcinsellere yönelik şiddet… Bu konuda bir de kitap yazar; “Pink Blood: Homophobic Violence in Canada” (Pembe Kan: Kanada’da Homofobik Şiddet”). Kitapta homoseksüellere yönelik 350 saldırı ve 107 cinayetin analizi var…

Douglas Janoff:

eşcinselKanada, ABD ve İngiltere’de “hate crime” (nefret suçu) denen bir suç türü var. Zencilere, Yahudilere karşı işlenen suçlar diye de sınıflandırılır. Eşcinsellere yönelik suçlar nefret suçu olarak kabul edilmiyor. Diyelim mağdur siyah, bunu kolayca sınıflandırabilirsiniz ama eşcinsellikten rengi gibi kolay anlaşılır bir durum değil. “Bu iki adam zaten arkadaşmış, bu nefret suçu olamaz” deniyor. Polis genelde homoseksüelleri suçluyor, “Parka gitmeyecektiniz, adamı evinize davet etmeyecektiniz” diyor. Ama bu suçları işleyenler eşcinselleri özellikle hedef alıyorlar. Onları arayıp buluyor ve canlarını acıtmak istiyorlar. Kanada’da gey gruplarla polis arasında sürekli bir tartışma var. Her saldırıda geyler bunun bir nefret suçu olduğunu söylüyor. Polis ise aksini iddia ediyor.

Cinayetlerde durum daha da zor. Çünkü yaşayan tek kişi var; o da katil. Ve istediği hikayeyi anlatıyor. “Tecavüz etmeye kalkıştı, kendimi korudum” diyor. Soruşturmayı yürütenler bunu bir nefret suçu saymak için şahit arıyorlar. Katilin “Ben bir homoseksüeli öldürmek istiyorum” dediğini duyan bir şahit… Bu cinayetlerin çoğunda aşırı şiddet var. Defalarca bıçaklıyorlar mesela. Bu noktada ben katilin “Onurumu korumak için öldürdüm” sözünü kabul etmiyorum. Bundan daha fazla bir şey olduğu açık. Nefret suçu bunlar. Şahit bulunamayınca katiller “Nefsi müdafaaydı” diyerek daha az ceza alıyorlar. Mahkemede katil mesela “Ahlaksız biriydi, birçok erkekle seks yapıyordu” diyor. Benzer bir durum fahişeler ve tecavüz kurbanı kadınlar için de geçerli. Mesela tecavüz ettiği kadını “Zaten kötü bir kadındı” şeklinde suçluyor, aslında suçlu kendisiyken.

Homoseksüel barlara giden heteroseksüel adamlar var. Gay’lere gülümsüyor, onlarla flört ediyorlar. Ama amaçları seks yapmak değil. Bir geyin parasını almak ve canını acıtıp zarar vermek istiyorlar. Çünkü eşcinsellerden hoşlanmıyorlar. Bu onun için hem para kazanma hem de eğlenme yolu. Polise göre ise basit bir hırsızlık olayı.

Kanada ve Amerika’daki problem sokaktaki şiddet. Türkiye’de sokaklarda görüyorum; iki erkek birbirine dokunuyor, sarılıyor. Bu kültürel bir şey tabii. Kanada’da, Amerika’da ise çok tehlikeli. Bunun kabul edilebilir bir davranış olmadığını göstermek için sokakta gördüklerinde dövüyorlar. Bir tür sosyal kontrol… Kuzey Amerika’da önemli bir gey topluluğu yaşıyor. Montreal’daki bir kilometrelik bir cadde, geylerin caddesi gibidir. Ama şehrin bir başka yerinde orada olduğu gibi giyinmeleri ya da el ele yürümeleri tehlikelidir. Bu caddede eşcinseller kendilerini güvende hisseder ama öte yandan bir mıknatıs gibidir burası, kötüleri de kendine çeker. İstanbul’daki Taksim Gezi Parkı gibi… Herkes homoseksüellerin orada buluştuğunu, aradıkları insanları orada bulabileceğini biliyor. Sanırım Kanada’da saldırı, Türkiye’de cinayet daha ciddi bir sorun. Latin Amerika ülkelerinde ise durum Türkiye’den de kötü. Polisin kendisi homoseksüellere karşı şiddet uyguluyor.

Lezbiyen kültürü daha dışa kapalı, az görünür olan bir kültür. Homoseksüel birini bulup zarar vermek daha kolay. İncelediğim lezbiyen vakalarında ilginç bir nokta bulunuyor. Fahişelik yapan lezbiyenler var. Para için erkeklerle seks yapıyor ama aslında kadınlardan hoşlanıyorlar. Saldırıya uğradıkları an ise erkeklere “Seninle birlikte olmak istemiyorum” dedikleri an.

Olaylardan birinde kurban 60 bıçak yarasıyla ölmüştü. Bir barda tanışıp kurbanın evine gidiyorlar. Tam beş bıçak kullanıyor. O kadar şiddetle vuruyor ki bıçaklar parçalanıyor. Savunmasında ise kurbanın kendisine tecavüz etmek istediğini söylüyor. 140 bıçak yarasının olduğu bir diğer vakada katil homoseksüel değil, biseksüel. Kurbanla tanıştıktan bir süre sonra başka bir nedenden hapis cezası alıyor. Hapisten çıktığında tekrar görüşmeye başlıyorlar. Ve bir süre sonra öldürüyor. Suçunu kabul etti çünkü çok delil vardı. Ama savunmasında küçükken erkekler tarafından tacize uğradığını, bu yüzden cinayeti işlediğini söyledi. Oysa kendisine yapılan tacizin öldürdüğü kişiyle hiçbir ilgisi yok! Eskiden hayvanlar kurban edilirmiş, şimdi homoseksüeller ediliyor.

Türkiye’de insanlar genelde ya aileleriyle ya da arkadaşlarıyla yaşıyor. Bu durum geyleri güvensiz yerlerde seks yapmaya itebilir. Bir de Türkiye’de çeteler olduğunu duydum. Lambda’daki arkadaşlar Türkiye’deki cinayetleri anlattıklarında şaşırdım. Birden çok katilin yer aldığı vakalar var. Bir gey mesela internette biriyle tanışıp chat yapıyor. Randevulaşıp buluşuyorlar. Buluştuğu kişi arkadaşlarıyla gelip öldürüyor. Bir de Türkiye’de Kanada’dakinden daha fazla homoseksüellere yönelik cinsel saldırı, tecavüz var.

Şu anda üzerinde ciddiyetle durulması gereken konu transseksüel cinayetleri. Kanada’da nüfusa göre oranladığınızda çok fazla transseksüel cinayeti var. İstanbul’da bir morga gittim. Oradaki uzman transseksüel kurbanların arttığını söyledi. Ayrıca Kanada’da olduğu gibi Türkiye’de de ailelerin cesede sahip çıkmadıklarını öğrendim. Utandıkları için morga cesetlerini almaya bile gitmiyorlar. Cinayetler artıyor çünkü artık daha görünür durumdalar, daha özgürler ama bu da bir kısır döngü. Daha özgürler ama daha çok saldırıya maruz kalıyorlar.

 

Eşcinsel İnsanlar Evlerinde Öldürülüyorlar

• 1990’la 2001 arasında Kanada’da işlenen 107 eşcinsel cinayetinden yüzde 3’ü lezbiyen, yüzde 91,6’sı homoseksüel, yüzde 6’sı transseksüellere yönelik.

• Kurbanların yüzde 62’si kendi evine ya da evine yakın bir yerde, yüzde 11’i park gibi eşcinsellerin buluşma noktaları olan yerlerde öldürülmüş.

• Florida’da yapılan bir araştırmaya göre eşcinsel cinayetlerin yüzde 30’u kesici bir aletle işlenmiş. Bu oran heteroseksüellerde yüzde 17. Kullanılan alet sıralamasında ateşli silahlar yüzde 22 ile ikinci sırada. Heteroseksüel cinayetlerdeki ateşli silah oranı ise yüzde 61.

• Eşcinsel cinayetlerinde katillerin yüzde 63’ü başı, 58’i boğaz bölgesini, 54’ü yüzü hedef almış. Kurbanın heteroseksüel olduğu olaylarda ise oranlar sırasıyla yüzde 46, yüzde 19 ve yüzde 36.

Nilüfer Oktay, “Sadece zarar vermek için geylerle flört edenler var” (Milliyet Gazetesi, Pazar Eki, 30.09.2003)

Eşcinsel Katiline Ömür Boyu Hapis Cezası

ABD’nin Kaliforniya eyaletinde, AIDS hastalığının yayılmasına engel olmak için 5 eşcinseli öldüren Juan Chavez adlı katil, 5 kez ömürboyu hapis cezasına çarptırıldı. Chavez’in (35), birlikte olmak vaadiyle barlarda tanışarak evlerine gittiği eşcinselleri boğarak öldürdükten sonra, kurbanlarının paralarını çaldığı belirtildi. Chavez, savunmasında “Bu sapık adamları, başkalarına AIDS bulaştırmasınlar diye öldürüyordum” dedi. (Gözcü, 23.06.1999)

Eşcinsel sevgilisini öldürerek parçalayan mahkum idam edildi

ABD’nin Georgia eyaletinde, matkapla eşcinsel sevgilisini öldürerek parçalayan idam mahkumunun cezası, zehirli iğneyle infaz edildi. Robert Dale Conklin adlı 44 yaşındaki mahkum, Georgia Af ve Şartlı Tahliye Kurulu’na cezasının affedilmesi için yaptığı son dakika başvurusunun reddedilmesinin ardından idam edildi. Yetkililer, Conklin’in, 26 Mart 1984’te George Crooks adlı 28 yaşındaki avukatı, Georgia eyaletine bağlı Sand Springs ilçesindeki kendi evinde çıkan anlaşmazlık sonucu öldürmekten idam cezasına çarptırıldığını belirtti. Conklin’in tutuklandıktan sonra polise verdiği ifadede, öldürdüğü eşcinsel sevgilisinin vücudunu banyoda parçalara ayırdıktan sonra çöp torbalarına koyarak, evinin dışındaki bir çöplüğe bıraktığını itiraf ettiği kaydedildi.

Eşcinsel ve Travestilere karşı özel tim

İstanbul polisi, yol kenarlarında fuhuş için bekleyen travestilere karşı özel bir tim kuruyor. En az 5 yıl deneyimli, çevik kuvvette eğitim görmüş ve iri yapıya sahip 50 polisten oluşacak timin başında bir emniyet amiri bulunacak. Gayrettepe’deki hizmet binasında, önceki gün 4 saatlik toplantıda, uluslararası kadın ticaretinin önlenmesi ve fuhuş için alınacak önlemler tartışıldı. Toplantıda, özellikle karayolu kenarlarında fuhuş için bekleyen travestilerin çirkin görüntüsü ve kargaşanın önlenmesi için özel tim kurulmasına karar verildi. Bu özel ekiplerin gözaltına alcağı travestiler hakkında da, 6 ayla 1 yıl arasında hapis cezası gerektiren TCK’nın 225. maddesi gereği, ‘Alenen cinsel ilişkide bulunmak veya teşhircilik yapmak suretiyle hayasızca hareketlerde bulunmak’tan işlem yapılacak. Öte yandan, Emniyet’in, otoyol ve karayolları çevresindeki kavşaklarda bulunan ağaçlık alanların fuhuş olaylarında kullanıldığını ortaya çıkaran araştırması nedeniyle, ağaçlık alanların her noktasının dışarıdan görünecek şekilde yeniden düzenlenmesi kararlaştırıldı.

eşcinsel

“Soyunmazsan kafana bir mermi sıkarım”

Kendisini Hülya olarak tanıtan ve gerçek ismini vermek istemeyen bir travestinin verdiği bilgilere göre kendisini polis olarak tanıtan ve silahlı olan kişiler Kadıköy Bağdat Caddesi’nde Hülya’yı bir araca bindirdiler.

‘Gece saat 02.00 sıralarındaydı, arabadan inmek istemeyince beni dövmeye başladılar. Bana ‘Biz polisiz; fuhuş yapıyorsun seni Gayrettepe Emniyet Müdürlüğü’ne götüreceğiz’ dediler. Arabanın içinde başıma silah dayayıp soyunmamı istediler. Ben soyunmak istemeyince ‘Soyunmazsan kafana bir mermi sıkarım ve vücudunu yavaş yavaş kesip sana acı çektiririm’ diyerek tehdit ettiler, bir tanesi de bacağımı kesmeye başladı. Zorla üzerimdeki elbiseleri çıkardılar, çırıl çıplak kaldım, arabanın içinde bana sırayla tecavüz ettiler. Daha sonra yaklaşık iki saat kadar yol gittikten sonra beni bir inşaata götürdüler ve burada işkence yaptılar’

İşkence sırasında kafasına sert bir cisimle vurulduğu belirtilen Hülya tekstil atölyesinde çalışan işçi kadınlar tarafından bulunduğunu belirtiyor. İşçiler Hülya’ya kendi elbislerini giydirip polise haber veriyor. İfadesi alınırken kurbanın yara bere içinde ve hala şokta olduğu dikkat çekiyor.

Gey sitelerinde tanıştıkları kişileri buluşmaya çağırıp silah tehdidiyle soyan altı kişi, ‘chat’le yakalandı

Sanal âlemdeki gey sayfalarında sohbet ederken ‘ilişkiye girme bahanesiyle’ tanıştıkları kişileri gasp eden 6 internet cafe çalışanı yakalandı. Son üç hafta içinde, birbiri ardına gasp başvuruları yapılıyordu. Son olarak emniyete başvuran A.A.Ö., internet ortamında tanıştığı iki kişinin tabanca ve bıçak tehdidiyle 800 dolar, bin 250 mark, cep telefonu, kredi kartları ve walkman’ini gasp ettiğini söyledi. Daha önceki şikayetlerle bu olayı bir araya getiren polis, müştekilerin ‘gey’ sitelerini kullandıklarını belirledi. Bu tür sohbet sayfalarında chat yaparak şüphelileri saptayan polis, bir haftalık takip sonucunda internet kafe sahipleri Sami ve Nusret E., Mustafa A., Ali T., Mustafa E. ile Ferhat A.’yı gözaltına aldı. Sanıklar suçlarını itiraf etti. (Milliyet, 24.11.2001)

eşcinsel

Hepsi vahşice katledildi

Adı: Çetiner Çalık

Yaşı: 30

İşi: Mühendis

Öldürüldüğü yer ve tarih: Beşiktaş, Ocak 2001


Ailesinden ayrı yaşıyordu. Genç ve yakışıklıydı. Polis ilk önce aşk cinayeti ihtimali üzerinde durdu. Yakın çevresindeki kadınların hepsi araştırıldı. Sonuç alınamadı. Bu sırada Çalık’ın gey bir arkadaşı olduğu ortaya çıktı. Soruşturma bu yönde ilerletildi. Galatasaray maçından bir gece önce Beyoğlu’ndaki gey barlardan birine gittiği ve bir erkekle gece geç saatte ayrıldığı tespit edildi. Çalık’ın son gününü takibe alan polis Galatasaray maçına kadar izini sürebildi. Ancak Çalık’ın maçtan sonra ne yaptığı şimdilik karanlıkta. Polise göre cinayet gecesi Çalık maçta tanıştığı biri ya da birileriyle eve geldi. Katilleri bulunamadı.


Adı: Hüseyin Çavuş

Yaşı: 54

İşi: İşçi emeklisi

Öldürüldüğü yer ve tarih: Topkapı, Ocak 2001

Samsunlu. Çevresinde dürüst ve sakin kişiliğiyle tanınıyordu. Öldürüldüğü gün Topkapı civarındaydı. Üç gençle para karşılığında cinsel ilişki kurmak üzere anlaştı. Ancak paranın miktarında tartışma çıkınca öldürüldü. Cesedi kaledibinde yarı çıplak bulundu. Katilleri yakalandı.


Adı: Petro Melikşahoğlu

Yaşı: 35

Öldürüldüğü yer ve tarih: Harbiye, Şubat 2001

İstanbul’da askerlik yapan Eskişehirli bir gençle uzun süredir devam eden bir ilişkisi vardı. Gencin askerliği bitince memleketine döndü. Ancak bir süre sonra üç-dört arkadaşıyla İstanbul’a geri geldi. Arkadaşlarına ”size inanamayacağınız şeyler yaşatacağım” vaadinde bulunmuştu. Eskişehirli grup Melikşahoğlu’nu cinsel ilişkiye zorladı. Kabul etmeyince de öldürüldü ve soyuldu. Katilleri yakalandı.


Adı: Berç Anahtarcı

Yaşı: 37

Öldürüldüğü yer ve tarih: Kumkapı, Şubat 2001

Gedikpaşa’da harap bir evde yaşıyordu. Parasızdı. En son ilişki kurduğu kişi tarafından öldürüldü ve soyuldu. Katili yakalandı.


Adı: Salem Demircigöz

İşi: Turizmci

Öldürüldüğü yer ve tarih: Beyoğlu, Mart 2001

Genç bir erkekle uzun süreli bir ilişki yaşadı. Sevgilisine kendi çalıştığı şirkette iş buldu. İlişkileri bitince sevgilisini işten attırdı. Öfkeli genç bir gün geri döndü. Ancak polise verdiği ifadede ”Bana cinsel ilişki teklif ettiği için öldürdüm” dedi. Ancak araştırma aralarında uzun süreli ilişkinin varlığını gösteriyordu. Katili yakalandı.


Adı: Aziz Çabuk

Yaşı: 45

İşi: Ticaret

Öldürüldüğü tarih ve yer: Küçükçekmece, Ocak 2000

Öldürülmeden önce Mecidiyeköy civarından dört gençle birlikte oldu. Gençler para karşılığında Çabuk’la birlikte olduktan birkaç gün sonra geri döndüler. Çabuk’un cesedi bulunduğunda beyni ezilmiş, penisi kesilmiş ve soyulmuştu. Katilleri yakalandı.


Adı: Cemalettin Karakuş

Yaşı: 44

İşi: Almanya’dan dönüş yapan işçi

Öldürüldüğü yer ve tarih: Şişli, Ekim 2000

Beyoğlu’ndaki gey barların müdavimlerindendi. Cinayet gecesi iki erkekle bardan ayrıldı. Bulunduğunda defalarca bıçaklanmış ve kafası sert bir cisimle ezilmiş, aynı zamanda da evi soyulmuştu. Katilleri yakalandı.


Adı: Ekrem Yılmaz

Yaşı: 49

İşi: İşçi emeklisi

Öldürüldüğü yer ve tarih: Fındıkzade, Ekim 1999

Öldürüldüğü gün doktor arkadaşını aramış ve üç gencin geleceğini söylemişti. Cesedi bulunduğunda 20 yerinden bıçaklanmış ve boğazı kesilmişti. Evi soyulmuştu. Evde yapılan incelemede katilleriyle ilişki kurduğu anlaşıldı. Katilleri bulunamadı.

(Aynı şekilde Tarlabaşı’ndaki evinde öldürülen Ozan adlı eşcinsel, cinayet zincirinin dokuzuncu halkası. Ancak Emniyet’ten Ozan’la ilgili bilgi gelmedi.)


İstanbul Emniyet Müdürlüğü Cinayet Masası Amiri Metin Örel: ‘Katiller anlaşılmaz bir hınçla dolu’

Bu cinayetler biraz karmaşık. Hem cinsel ilişki kuruluyor hem de soygun yapılıyor. Mesela bir olayda, üç dört genç maktülü evinde cinsel ilişkiye zorluyor. Adam hastayım diyerek kabul etmiyor. Bunun üzerine grup adamı vahşice öldürüyor. Bütün cinayetlerde grubun diğer üyeleri de cinayete katılıyor. Eşcinsel cinayetlerinin dikkat çeken bir başka özelliği de kurbanların vahşice katledilmeleri. Sanki katil bilmediğimiz bir hınçla dolu, defalarca bıçak saplıyor, kurban delik deşik ediliyor. Bunun şimdilik sistemli olduğunu gösteren kesin bulgu yok. Ama garip bir çelişki var bu cinayetlerde çünkü öldürülen eşcinselle mutlaka cinsel ilişki de sözkonusu.

Eşcinsel Cinayetlerin ortak yönleri

  • Eşcinselleri öldüren katillerin hepsi bıçak kullanıyor.
  • Bütün cinayetler vahşice işleniyor. İşkenceye uğrayan maktül çok. Polise göre bu katiller bilinmez bir hınçla dolu.
  • Cinayetlerin birçoğu üç-dört kişilik gruplar tarafından işleniyor.
  • Hepsinde katil ya da katiller cinsel ilişkiye girdiği halde mahkemede ”Cinsel ilişki teklif ettiği için öldürdüm” diyerek ceza indiriminden yararlanmaya çalışıyor.
  • Bütün cinayetlerde soygun gerçekleşiyor.
  • Katil önce ilişki kurduğu eşcinselin güvenini kazanıyor. Karşılıklı güven sağlanınca arkadaşlarını da eve getirmeyi teklif ediyor. Sonrası soygun ve cinayetle sonuçlanıyor.

Üç kişi canını zor kurtardı

Eşcinsellere yönelik saldırıların hepsi cinayetle sonuçlanmadı. Geçtiğimiz ay biri bankacı iki kişi saldırganların elinden canını zor kurtardı. İki olayda da saldırganlar aynı taktiği izlemişti. Bir barda tanışılıyor, saldırgan güven kazandıktan sonra arkadaşlarını eve getirmeyi teklif ediyor.

Üçüncü saldırı ise bu yılın başında (2001) meydana geldi. Yaralanan Mehmet Aydın’dı. Saldırganın Kudret Bozok olduğunu tespit eden polisin açıklaması ise ilginç: Bozok iki eşcinsel cinayetinin daha zanlısı olabilir. (Hürriyet, 27.03.2001)

 

Dosya: İlkay CAM | 1 Aralık 2005 | Sayı: 03 | Eşcinsellik Dosyası

 


DOSYA KONULARI:

Editor
İndigo Dergisi Haber Merkezi | İndigo Dergisi, 18 yıldır yayın hayatında olan bağımsız bir medya kuruluşudur. İlkelerinden ödün vermeden tarafsız yayıncılık anlayışı ile çalışmaktadır. 2005 yılında kurulan İndigo Dergisi, indigodergisi.com web sitesi üzerinden tamamen dijital ortamda günlük yayın yapmaktadır. Aynı zamanda Türkiye’nin ilk internet haber dergisi olmakla birlikte, tüm yayın kadrosu ve okurlarıyla birlikte sürekli gelişmektedir. İndigo Dergisi’nin amacı; gidişatı ve tabuları sorgulayarak, kamuoyu oluşturarak farkındalık yaratmaktır. Vizyonu; okuyucularında sosyal sorumluluk bilinci geliştirerek toplumun olumlu yönde değişimine katkıda bulunmaktır. Temel değerleri; dürüst, sağduyulu, barışçıl ve sosyal sorumluluklarının bilincinde olmaktır. İndigo Dergisi, Türkiye’nin saygın İnternet yayınlarından biri olarak; iletişim özgürlüğünü halkın gerçekleri öğrenme hakkı olarak kabul etmekte; Basın Meslek İlkeleri ve Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi’ne uymayı taahhüt eder. İlaveten İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ni benimsemekte ve yayın içeriğinde de bu bildiriyi göz önünde bulundurmaktadır. Buradan hareketle herkesin ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasi veya diğer herhangi bir milli veya içtimai menşe, servet, doğuş veya herhangi diğer bir fark gözetilmeksizin eşitliğine ve özgürlüğüne inanmaktadır. İndigo Dergisi, Türkiye Cumhuriyeti çıkarlarına ters düşen; milli haysiyetimizi ve değerlerimizi karalayan, küçümseyen ya da bunlara zarar verebilecek nitelikte hiçbir yazıya yer vermez. İlkelerinden ödün vermeyen şeffaf yayıncılık anlayışını desteklemektedir. Herhangi bir çıkar grubu, örgüt, ideoloji, politik veya dini; hiçbir oluşumun parçası değildir. Köşe yazarlarımızın yazdıkları fikirler, kendi özgür düşünceleridir; İndigo Dergisi yayın politikası dahilinde değerlendirilir ve yayın ilkeleri ile çelişmediği müddetçe, düşünce ve ifade özgürlüğünü teşvik ederek yayına alınır. İndigo Dergisi, sunduğu tüm bilgilerin doğruluğunu teyit ve kontrol eder; bu bilgilerin geçerliliğine son derece önem verir.