Çok zor bir konu: Kadın Beyni

Yazının başlığına bakıp da bir makaleyle falan karşılaşacağınızı umuyorsanız yanılıyorsunuzdur. Üzerinde çok şey söylenmiş,yazılmış bir konuyu ele alan bir yazardan ve O’nun çok değerli bir kitabından söz edeceğim ben size bu yazımda.

Çok Zor Bir Konu: Kadın Beyni the female brain

Dr. Louann Brizendine’ın “Kadın Beyni” adlı çalışması hayli ilginç ve okunmaya değer. Kitap için oldukça yorucu bir süreç geçirmiş yazar. Çok kişinin görüşlerinden yararlanmış. Bunlardan hiç de yüksünmeden bahsediyor. Çalışmanın başlangıcından kitap halinde geldiği aşamaya kadar katkısı olan insanların isimlerini büyük bir değerbilirlik örneği göstererek sıralıyor. Kitabın orijinal adı:

Kadın Beyni kitabı louann brizendine kadın beyni
Dr. Louann Brizendine

The Female Brain. Çeviri işini Zeynep Heyzen Ateş yapmış. Çevirmeni de ödüllü ve çok verimli, bir yazar. 295 sayfalık orta hacimli bir kitap okuduğum nüsha. Kelebek Yayınları tarafından 2007 yılında yayınlanmış. Üç baskı yapmış peş peşe. Kitap bir giriş, yedi bölüm, bir son söz, üç ek ve notlar, kaynakça ve bir de dizinden oluşuyor. Kitabın sonunda bizim banka sözleşmelerinin puntolarında biraz büyükçe dizilmiş 58 sayfalık bir kaynakça var. Kaynakçada 9 Eylül Üniversitesi Öğretim Üyeleri Nazan Uysal ve Kazım Tugyan isimleri de geçiyor. Bizden birilerinin de isimlerini görmek beni heyecanlandırdı. Kitabın sonraları başka yayınevlerimizce de defalarca ( Say Yayınları 9.baskı ) basılmış olması onun okunan bir kitap olduğunu gösteriyor sanırım. Bu da sevindirici bir gelişme hiç şüphesiz. Tüm bunların dışında kitap 26 dilde yayınlanmış. Yazarın bu kitabından başka bir de “Erkek Beyni” kitabı var…


Kadın Beyni vs. Erkek Beyni

Dr. Louann Brizendine kim peki? Ne kadar tanıyoruz kendisini? Kitaptan öğrendiğimiz kadarıyla nöropsikiyatrislerin öncülerinden. Harvard Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde görev yapan Brizendine, Yale Üniversitesi Tıp Fakültesi ve Berkeley California Üniversitesi, nörobiyoloji mezunu. Oldukça çalışkan bir bilim insanı. Bilimsel geçmişine baktığımızda San Francisco, California Üniversitesi’nde nöro-psikiyatr olan Dr. Louann Brizendine, hormonal nedenlerle duygudurum, konsantrasyon, enerji, kaygı, cinsel fonksiyon gibi konularda sorunlar yaşayan her yaştan kadının tedavi edildiği “Kadınlar ve Genç Kızlar İçin Duygudurum ve Hormon Kliniği”ni (Women’s and Teen Girl’s Mood and Hormone Clinic) kurmuş.
Yazar, kitabının “Giriş” bölümünde “Bizi Kadın Yapan Nedir ?” sorusuyla işe başlıyor. “Erkek ve kadın genetik kodunun %99’dan fazlası aynıdır. İnsan genomundaki otuz bin genin yüzde birinden daha azı cinsiyetler arasında değişiklik gösterir.

Dr. Louann Brizendine Kadın Beyni kitabı

Ama bu farklı olan yüzde, acıyı ve zevki kaydeden sinirlerden algıyı, düşünceleri ve duyguları belirleyen nöronlara kadar vücudumuzdaki bütün hücreleri etkiler.” diyerek, bu kadar fark/ farksızlık kadar az olan ayrıntılardan sıyrıldıktan sonra kadınların farklılığını yapanlara geliyor ve sözü şöyle sürdürüyor. “Eğer kadınların gerçekleri haftadan haftaya radikal değişikliklere uğrayabiliyorsa, bunun nedeni kadınların hayatları boyunca hormonlarıyla ilgili yaşadıkları aşırı değişimler olmalıydı. Bu olasılıkla ilgili daha fazla araştırma yapmak istiyordum ve 1994’te San Francisco’daki California Üniversitesi’nin Psikiyatri Departmanındaki Kadın Davranışları ve Hormonlar Kliniği’ni buldum…

Bulgularımız, hormonların, kadın beynini derinden etkiledikleri ve bu etkinin kadınların gerçeklerini değiştirdiği yönünde oldu…

Bu değişimler üç dört aylık kadar erken bir dönemde başlayıp menopoza kadar devam ettiklerinden kadının nörolojik gerçekliği erkeğinki kadar sabit değildi. Erkekler, buzullar, hava değişiklikleri ve yeryüzünün ani tektonik hareketlerinden korunan dağlar gibiler, kadınlarsa havanın kendisi gibi her an değişken ve tahmin edilmesi güç.”

Yazar, daha ileriki bölümlerde de bulgularını bizimle paylaşmaya devam ediyor : “Kadın ve erkek beyinlerinin baskı ve çelişki durumlarında tamamen farklı tepkiler verdiğini öğrendik. Sorunları çözerken, konuşurken, deneyimlerken ya da güçlü duyguları depolarken beynin farklı bölgelerini kullanıyorlardı. Kadınlar ilk randevularındaki, ilk kavgalarındaki en ufak detayları dahi unutmazken kocaları bu olayların gerçekleştiğini bile zar zor hatırlıyordu. Bunun neden böyle olduğu beynin yapısı ve kimyasıyla ilgiliydi… Bir erkeğin beyninden 52 saniyede bir cinsellikle ilgili bir düşünce geçiyor, kadınlardaysa bu rakam günde bir ateşli olduğu bir günde belki üç ya da dört.”

İnternette bu konularda ne var ne yok diye bakarken, çokça yere alınmış bir fıkraya rastladım. Sizinle de paylaşmak istedim. Amacım zülfüyâra dokunmak değil elbet:

Ağır bir hasta, hastanede… Tüm ailesi bekleme odasında doktorlardan haber bekliyor. Nihayet yorgun ve umutsuz bakışlı bir doktor çıkıyor:

— Hastanızın tek yaşam şansı var o da beyin nakli. Böyle bir ameliyatı ilk olarak deneyeceğiz. Tabii tüm masrafları sigortanız ödeyecek. Ancak nakledilecek beyin temini gideri hastanın ailesine ait olacak.

Aile şaşkın, yorgun, çaresiz… Aralarından biri:


— Peki, ama nakledilecek beynin fiyatı nedir diyor.

— ‘Değişir’ diyor cerrah. Erkek beyni kullanırsak 5000 Euro, kadın beyni kullanırsak 200 Euro.

Uzun bir sessizlik olur. Beyler gülmemeye çalışırlar. Hanımlarla göz göze gelmekten kaçarlar. Ama aralarından biri merakını yenemez:

— Peki, doktor bu fiyat farkının nedeni nedir, diye sorar.

Cerrah gülümser:

— Eh tabii aynı arabalar gibi diyebiliriz. Kadın beyinleri ucuz oluyor. Çünkü kadınlar akıllarını çok kullanıyorlar. Çok kullanılmış akıl da çok kullanılmış beyin demek olduğuna göre, tabii, fiyatı düşük oluyor. Erkek beyinleri ise hiç kullanılmamış sıfır km araba gibi. Eh böyle yepyeni sayılabilecek bir beyin de pahalı oluyor elbet.

Sevgili okuyucularım, okumalarımın bir amacı var:


Bu hayatı, çevreyi, insanları, içinde yaşadığım dünyayı daha iyi öğrenip, anlamaya çalışmak… Kitaptan şunu öğrendim: Kadınları iyi anlamak lâzım, hem de onları olduğu gibi kabul edecek kadar iyi…

Kadınların kurtuluşu erkek gibi olmak mı?