Kara kışın gelmesiyle birlikte insanlığın kış sınavı da başladı. Kış aylarında güneş, bizi ısıtma sorumluluğunu misyonu gereği terk ediyor ve insanlığın vicdan, yardımlaşma, hoşgörü sınavının soruları ağırlaşıyor.
Gelin aşağıdaki soruların cevaplarını vicdanımızda arayalım. Ve kendimize 100 üzerinden kaç puan verirdik düşünelim:
- Soğukta yiyecek bulamayan sokak kedileri ve köpekleri için artık yemeklerimizi uygun yerlere uygun şekilde bırakabiliyor muyuz?
- Kardan buzdan yemlenemeyen kuşlar için balkonlarımızda, teraslarımızda buğday, bulgur ve ya ekmek parçaları bulundurup, hayatta kalmalarını sağlayabiliyor muyuz?
- Trafikte mendil satan çocuklara eldiven, bere, atkı hediye edebiliyor muyuz?
- 10 tane kışlık ayakkabımızın 6 tanesini, 5 tane kışlık kabanımızın 3 tanesini “sağ elin verdiğini, sol el görmez” anlayışının getirdiği edeple ve adapla ihtiyacı olanlara verebiliyor muyuz?
- Evimizin çevresinde bütün gün dışarıda çalışan belediye işçilerine, yaya veya motorla sokak sokak gezen ve kapımıza gelen bir kuryeye içini ısıtsın diye bir bardak çay verme inceliğini gösterebiliyor muyuz?
- Yalnız yaşayan yaşlı komşu amca ve teyzeler karda buzda dışarı çıkmasın diye kapılarını çalıp, bir ihtiyaçları olup olmadığını sorabiliyor muyuz? Ya da yolda karşılaştığımız yaşlı , hamile veya engelli insanlarımızın elinden tutup, poşetlerini alıp evlerine kadar eşlik edebiliyor muyuz?
- Arabamızla işe giderken, durakta birbirine sokulup ısınan, okula gitmek için otobüs bekleyen birkaç öğrenciyi, korkmadan, insanlık namına arabamıza alıp, okullarına götürebiliyor muyuz?
- Buzlanmadan dolayı kaza yapmış, ya da arabası arıza yapmış bir vatandaşımıza arabasını kenara çekmesi için yardım edebiliyor muyuz? Ya da yapılacak bir şey yoksa bile kayıtsız , tepkisiz yanından geçmek yerine, içten bir “Geçmiş olsun” diyebiliyor muyuz?
- Deprem bölgesinde, zaten zor olan koşullara eklenen zorlu kış koşullarında yaşam mücadelesi veren insanlarımızı daha çok hatırlayıp, yardımlarımızı arttırıyor muyuz?
- En önemlisi bu soğuk kış günlerinde hava koşullarına paralel olarak dalgalanan duygusal ve ruhsal durumlarımızı, birbirimize karşı hoşgörü ve sevgi duygularımızı pekiştirip, gülümseyişimizle dengeleyebiliyor muyuz?
Şu bir geçek ki; Kışın dünyaya daha çok insanlık gerekiyor.
