21.12.2012 tarihi itibariyle dünya üzerinde yaşanan bilinç boyutlarının sergilediği gerçeklik oyunu da bitmiştir.
Sabah kalkıyorum, gün rutin işler ile geçiyor sonra akşam yatıyorum, gün bitiyor. Dış dünyaya odaklanmazsam içeridekiler benim gerçeklik sınırlarım içinde. Nasıl bir düşünce yapısı içindeysem yaşamım da o oranda şekilleniyor. Dünyaya baktığımda ise dünyanın gerçekliği ile buluşuyorum.
Tıpkı bir oyun gibi;
Nasıl benim özelimde benim bireysel bilincim söz konusuysa bu kez dış dünyada kollektif bilincin yarattığı yansımalar var. Tıpkı bir oyun gibi; oyunu oynarken her birimiz kendi rolümüze odaklanırız ve bir taraftan da oyunun ana senaryosu şekillenir. Dışarıdan bir seyirci ise oyunun tümünü görebilir, rolleri birbiriyle ilişkilendirebilir ama kendi duygularını katmaz. Bu durumda oyunun senaryosu hakkında bir yargısı yoktur.
Oyuncuları irdeler sadece, tespitlerde bulunur ve tüm bunları kendi gerçeklik algı penceresinden yapar.. Kim rolüne daha uygun bir oyun sergiliyor ya da kim oyuna hakkını veriyor. Oyunun sonunda ise tespitler ne olursa olsun oyuncular, senarist vs hepsi ayakta alkışlanır. Mesaj verilmiştir, oyun bitmiştir.
21.12.2012 tarihi itibariyle de dünya üzerinde yaşanan bilinç boyutlarının sergilediği gerçeklik oyunu da bitmiştir. Mayalar geçmiş çağlarda kendi varoluş dönemlerinde oluşturdukları takvimle de bunu vurgulamak istemişlerdir. Burada bir şeylere işaret edilmektedir. Bizlerin dünya üzerindeki canlıların oluşturduğu bir diğer deyişle kolektif bilincin oluşturduğu senaryoda, senaryonun içindeki gerçeklik de bitmiştir.
Yeni bir dönem, yepyeni bir döngü başlamıştır!
Yeni bir dönem, yepyeni bir döngü başlamıştır. Bu sürece girerken her birimiz bireysel hayatlarımıza bir bakalım; neleri sıfırladık? Kaçımız yeni bir sayfa açma niyetindeyiz? Hangilerimiz hedeflerinde bambaşka yaşamlar amaçlıyor?
Eminim pek çoğunuz kendi hayatlarınızda bir şeyler buldunuz. Örneğin ben 36 yıllık profosyonel iş hayatımı sonlandırıyorum. Bu kararın verilmesi tesadüf mü sizce? Elbette hayır; 3+6=9 tamamlanma sayısıdır. Benim için süreç tamamlanmıştır ve biliyorum ki bundan sonrası hiç de aynı döngüler içinde olmayacaktır. Kendimi sıfır noktasına çekmiş bulunmaktayım ve bir başka gerçeklikle buluşacağım.
Bir şey bitmeden bir yenisi başlamaz. Bir iş biter, bir diğeri başlar. İlişkilerde de hayatınızdaki biri gider, yenisi gelir. Yeni dünya gerçekliğinde de durum aynıdır. Eski düşünce kalıplarımız, eski inançlarımız, hayatı algılama biçimimiz, değer yargılarımız her şey değişecek.
Dış dünya görselliği aynı gibi gözükse de değişen algılarımızla onlar da farklılaşacak. Örneğin bilgisayarın hayatımıza girişi, derken internet ve geçen süreç. Sanki dün gibi, sanki hep hayatımız içinde onları kullanarak yaşamışız gibi. Bilinç değişiminin davranışlara yansıması da aynı biçimde gerçekleşecek ve bir gün her şeyin değişmiş olduğunu farkedeceğiz. 21 Aralık öncesine kadar bu böyle değildi.
Eski bilincin güçlü kalıpları varlığını sürdürmeye devam ediyordu ancak yeni dönem ve yeni döngülerde var olmak isteyenler bu değişim- dönüşümü gerçekleştirmek zorundalar. Aksi halde yeni gerçeklik içinde olamayacaklar. Bilgisayar örneğinden yola çıkarsak aynı şeyi görebiliriz. Bu gün İnternet kullanamayan çağın gerisinde kalıyor ve pek çok uygulamadan da mahrum kalabiliyor. Yeni dünya gerçekliğinde bu durum tüm yaşamımızda var olacak.
Örneğin ilişkilerimizi ele alalım. Eski dünya gerçekliğinde birbirimize yardım etmek önemliydi. Yardımın maddi yada manevi olması önemli değildi. Bunu yapmak bizim insanlık vazifemizdi. Bir diğer taraftan da egolarımızı beslemekteydi.
Yeni dünya modelinde ise herkesin kendi ayakları üzerinde durması ve kendi potansiyeline ulaşması esas olmakta. Böyle bir gerçeklik içinde bizim bizden yardım isteyen kişiye yardım edip onu pasif hale getirmek ve /veya kendi kişisel tatminimizi yaşamak yerine onu kendi güç ve güvenini kazanması için motive etmemiz yeterli olacaktır.
Çünkü aksi durumda biz karşımızdakini kendimize minnet duyguları içinde bırakıyorduk. Oysa şimdi buna hakkımız yok. Herkes insan olarak eşit haklara sahip ve kendi gerçeğini kendi yaratabilir. Eski davranış modelinde çözüm geçiciyken yeni dünya da sürekli ve kalıcıdır.
Örnekleri çoğaltabiliriz. Ancak uyum sürecimiz tamamlandığında herkesin aynı hak ve özgürlüklere sahip düşünce yapısının olduğu ve birbirine saygı ve sevgi duyan insanların bir arada cennet dünyayı yaratacağını ve cenneti yaşayacağını söyleyebiliriz..