Lütfen beni bağışlayın! Organ nakli olmam gerek

Doğuştan böbrek hastası olan Ayşe, 14 yaşında su gibi bir genç kız. Şu an %10 işlev gören tek böbreğiyle her gün günde 14 saat diyaliz makinesine bağlı kalarak yaşam mücadelesi veriyor. Kendine kurduğu 3 metrekarelik yaşam alanında sadece alabildiği kitapları ile hayatını bir sandalye üzerine oturtulan emanet bir diyaliz makinesi ile yaşıyor. Koşullar zor, mücadele büyük. Buyurun işin içinden siz çıkın!

organ bağışı

Siz hiç, canınızı bir sandalye üzerine bıraktınız mı?

Ayşe canını 14 saat boyunca bir sandalyenin üzerine emanet bırakıyor.


Bir listeye adını ekledi ve 3 senedir bekliyor.

Ama nefesi daha fazla beklemeye yetecek mi, bunu hiç bilmiyor!

Doğuştan böbrek hastası olan Ayşe, 14 yaşında su gibi bir genç kız. Şu an %10 işlev gören tek böbreğiyle her gün günde 14 saat diyaliz makinesine bağlı kalarak yaşam mücadelesi veriyor. Kendine kurduğu 3 metrekarelik yaşam alanında sadece alabildiği kitapları ile hayatını bir sandalye üzerine oturtulan emanet bir diyaliz makinesi ile yaşıyor.

Koşullar zor, mücadele büyük. Buyurun işin içinden siz çıkın! Ben sözlerimi burada bitiriyorum. Sanırım topladığım bilgiler ve Ayşe’nin sizler için kaleme aldıkları, her şeyi açık seçik ifade edecektir. Ve şimdi sizleri Ayşe’nin kaleme aldıkları ile baş başa bırakıyorum. Bakalım Ayşe neler diyor.

Bu gün de penceremden yüzüme sızan ışığa merhaba! Ufak tefeksin minik pencerem ama bu gün de ışığını bana getirdin.

IMG_0584

Yine zor günlerden biri başlıyor. Neden mi zor? 15 saat boyunca bir boru ile makineye bağlı olarak yaşamak kim için kolay olabilir ki? Bağlı olduğum diyaliz yüzünden çektiğim ağrılar ve böbrek yetersizliğim yüzünden diğer organlarımın işlevsizliği çok da mutlu olunacak şeyler değil=)

Diyaliz almaya başladıktan sonra hayatım iyice kötüye gitmeye başladı. Bu benim için en büyük korkularımdan biri olmuştu. Çünkü arkadaşlarımın ve diğer insanların beni dışlayacağından korkuyordum.

Size sevineceğiniz bir haber vereceğim.=) Hiç de düşündüğüm gibi olmadı. Ama ben, yine de onlar gibi olmadığımı biliyorum. Koşamıyorum, aynı yemekleri yiyemiyorum, onlar gibi terleyince bol su içemiyorum. Hatta onların yaşama sürelerinin benimkinden çok fazla olduğunu biliyorum. Ama yine de onlarla ortak bir özelliğimiz olduğunu keşfettim! Hepimiz okula gidiyoruz=)

Biliyorum! Benim organ nakli olmam gerekiyor! Hatta bütün diyaliz hastalarının organ nakli olması gerekiyor.

Eğer ailelerimizden birilerinin organı tutmuyorsa, kadavra listesine yazılıyormuşuz. Eğer birilerinin beyin ölümü gerçekleşirse ve bağış yapmışlarsa bizler kurtulabiliyormuşuz. Ama ne yazık ülkemizde kadavradan böbrek nakli çok az oluyormuş.

Ben 3 yıldır bekliyorum ve daha ne kadar bekleyeceğim ya da bekleyebileceğim bilmiyorum. Diyalizdeyken diğer organlarım da bozuluyor ve büyük acılar çekiyorum. Çektiğim bu acılar bana diyalizden daha büyük acı veriyor ve sonuçta tüm organlarım iflas edeceği için sonucun ne olacağını biliyorum. Geceleri sancılardan neredeyse hiç uyuyamıyorum. Tabi benimle birlikte ailem de uyuyamıyor.

Ailem bana, her ne kadar böbreklerini vermek için ellerinden geleni yapmış olsalar da, annem yüksek tansiyon ve şeker hastası olduğu için, babamsa böbrek hastası olduğu için veremedi. Sürpriz! Bu durum ‘genetik’ dedikleri şeylerden biriymiş.

Diyaliz sonrası yaşadığım mide bulantıları ve halsizlikten dolayı çoğu kez okula gidemez hale geldim. Oysa okumayı o kadar çok istiyorum ki. Son nefese kadar ‘sadece okumak’ diyorum.

IMG_0581

İngilizceyi seviyorum. Hayalimde İngilizce öğretmeni olmak var. Sizce ‘hayal’ mi? Şimdi orta sondayım. Seneye liseye başlamam gerekiyor. İmkânlarımız çok kısıtlı, ailem çok üzülüyor. Belki benim için de bir bağışçı çıkar ve her şey yoluna girer. Böyle bir şansım olmazsa adımlarımın nereye doğru yaklaştığını biliyorum.

Serpil abla bana ‘yaz’ dedi. ‘Umut ol’ dedi. Sizce hem kendim, hem başkaları için ‘umut’ olabilir miyim?

Lütfen beni bağışlayın! Ama beni bağışlarken, lütfen ben ve diğerleri için de organlarınızı bağışlayın.

IMG_0609

Ayşe’nin sözlerine eklenecek tek kelime bile bulamıyorum. Şimdi bir de resmi kayıtlı bilgilerimizi tazeleyelim.

Bu arada, doğum günlerimden birinde kendime bir ‘doğum günü hediyesi’ vermek istemiştim. Ve tüm organlarımı bağışlamıştım. ‘Böyle doğum günü hediyesi olur mu?’ demeyin.

‘Sizin bir parçanızla, sizden sonra var olacak bir hayattan daha büyük bir hediye olabilir mi?’


IMG_0607
Ayşe umutla bekliyor…

Organ bağışı nedir?

Bir insanın organlarının bir kısmının veya tamamının, henüz sağlıklı iken ya da beyin ölümünün ardından başka insanlarda yararlanılmak üzere bağışlanmasıdır. Bir bakış açısıyla; organ bağışının, kan naklinden farkı yoktur. Hayat kurtarma anlamında, sağlıklı olan her organ bağışlanabilir.

On sekiz yaşını doldurmuş ve doğru ile yanlışı ayırabilme yeteneğine sahip herkes, başta kalp olmak üzere, akciğer, böbrek, karaciğer ve pankreas gibi organlar; kalp kapağı, göz kornea tabakası, kas ve kemik iliği gibi dokuları bağışlayabilmekte ve bunlar günümüz tıp teknolojisinde nakledebilmektedir. Bir kişi organlarını bağışlayarak birçok insana yaşama şansı verebilir.

Organ bağışı nerelerde yapılabilir?

  • Sağlık Müdürlüklerinde,
  • Hastanelerde,
  • Emniyet Müdürlüklerinde (ehliyet alımı sırasında),
  • Organ nakli yapan merkezlerde,
  • Organ nakli ile ilgilenen vakıf, dernek vb. kuruluşlarda yapılabilir. 

Yasal dayanağı nedir?

Türkiye’de 1980 tarih ve 2238 sayılı yasa gereği organ bağışı yapılabilmesi için 18 yaşını doldurmuş olmak ve bu dileğin, iki tanık önünde, sözlü olarak yapılması, genişletilmiş gönüllülük ve ayrıca bunun bir hekim tarafından tasdik edilmesi yeterlidir. Bunun için en yakın sağlık kuruluşuna başvurarak “Doku ve Organ Bağış Belge”si alınabilir. Bu belge, genellikle nüfus kimlik cüzdanı yanında taşınarak, herhangi bir kaza durumunda doktorların, gerekli organları kurtarması sağlanmaktadır.

Organ Bağışı azlığının nedenleri nelerdir?

Organ bağışında, dünya çapında bir yetersizlik vardır. Bu nedenle bekleme listeleri zaman geçtikçe uzamaktadır. Örneğin Almanya’da böbrek nakli için bekleme süresi 2005 yılı verilerine göre yaklaşık 7 ila 9 yıl arasında değişmektedir.

Kalp, karaciğer ve akciğer organ bekleme listelerindeki birçok hasta, zamanında bir organ bulunamadığı için ölmektedir. Uzun bekleme sürelerinin oluşma nedeni, diğer başka nedenlerin yanı sıra, ölümcül trafik kazalarının azalması, fakat buna karşılık sadece organ nakli ile iyileştirilebilecek hastalıkların da çoğalmasıdır.

Ayrıca genelde yaşam beklentilerinin yükselmesi ve teknolojinin gelişmesi sonucu, tıbbın giderek daha çok hastalığa organ nakli yapılabilir gözüyle bakmasıdır. Organ bağışlarının azlığına başka bir neden de, bazı devletlerdeki yasal düzenlemelerin bağışların yapılmasına engel olmasıdır. ABD’de ise organ bağışını teşvik için vergi indirimleri ve iş kaybını karşılama yöntemlerine başvurulmaktadır.

lütfen beni bağışların

Organ bağışı listesinde bekleme süreci nedir?

Bekleyen hasta sayısına karşın, organ bağışı yeterli sayıda olmadığı için, hastaya aylar içinde böbrek çıkabileceği gibi çoğu zaman yıllarca beklemesi de gerekebilir. Sadece 18 yaş altı beyin ölümü gerçekleşen kişilerden bağışlanan organların paylaşımı, yine aynı yaş grubu çocuk hastalar için yapılır.

18 yaş üstü bekleyen hastalar, öncelikle aciliyet durumlarına daha sonra bağışlanan organa olan doku uyumlarına, organ yetmezliğine girme ve listede bekleme sürelerine göre sıralanır. 30.01.2011 tarih ve 950 sayılı Ulusal Organ ve Doku Nakli Koordinasyon Sistemi Yönergesi’ne göre her organ ve doku için dağıtım ilkeleri belirlenmiştir.

Bekleme listelerinin oluşturulması ve güncel tutulması ilgili organ nakil merkezinin ve merkezin organ nakli koordinatörünün sorumluluğundadır. Organ nakli bekleme listesinde ki hastaların sosyal ve psikolojik durumları bilinmeli, organ nakli merkezine ulaşım süreleri, koşulları, hastanın merkeze gelirken nasıl davranacağı ( sevk, kan vericisi, mali konular, ameliyat öncesi aç kalması vb…) anlatılmalı. Ayrıca listedeki hastaların sosyal ve tıbbi değişiklikleri söz konusu olduğu zaman kayıtlı olduğu merkeze haber vermesi konusunda bilgilendirilmelidir.

Türkiye’de bir yılda bağışlanması gereken organ sayısının milyon nüfus başına göre düşünüldüğünde 2000 – 3000 arasında olması gerekmektedir. Bu rakam maalesef 300 – 400 ile sınırlıdır. Yani günümüz şartlarında 10 kat daha fazla bağışa ihtiyaç olduğu görülmektedir.

Organ nakli, aynı yaş grupları arasında mı yapılır?

Bebeğe nakledilecek bir organın yine bebekten alınması gibi bir kural yoktur. Uygun boyutta bir organ olması durumunda bir yetişkinin organı bebeğe nakledilebilir. Örneğin; anneler çocukları için verici olabilir.

Sadece 1. derece akrabalar mı organ bağışı yapabilir?

Sağlık Bakanlığının yönetmeliği gereğince 4. dereceye kadar akrabalar arası nakiller olabilir. Bölgesel Etik Kurullarından alınan onay ile akraba dışı organ nakli de söz konusu olabilmektedir. Organ nakilleri açısından çapraz nakil olarak adlandırılan donör değişimleri de yine yasal çerçeve içerisinde gerçekleşebilmektedir.

Bazı istatistikler

Yıl

 Böbrek 

 Karaciğer 

 Kalp 

1999 3220 344 183
2000 4286 401 164
2001 4526 414 199
2002 6060 430 146
2003 6501 351 191
2004 8536 759 183
2005
Toplam 33.129 2699 1.066

Siz şu anda bu yazıyı okurken; 19448 hasta böbrek, 1844 hasta karaciğer ve 327 hasta kalp bekliyor. 2012 yılında, sadece 2287 hastaya böbrek bulunup nakledilebilmiş. 785 hastaya karaciğer, 55 hastaya kalp, 20 hastaya akciğer, 2 hastaya kalp-akciğer, 6 hastaya pankreas, 3 hastaya ince bağırsak, 3 hastaya kalp kapağı nakledilerek ikinci bir hayat şansı sağlanabilmiş.

Organ nakli yapılabilen hastalar yeniden çocuklarının ellerini tutabilmişler, sevdikleri ile yeniden anılar biriktirmeye başlamışlar. Geride kalan binlerce hasta ise her sabah “belki de bugün sıra bendedir” umuduyla yaşıyor.


Binlerce hastayı yeniden sağlıklarına kavuşturabilmek için; kültürümüze, geleneklerimize ve genlerimize işlemiş paylaşma duygusunu yeniden hatırlamak için Türk Böbrek Vakfı, “Beni Bağışlayın” kampanyası başlatmıştır. Kişilikleri ve davranışları ile topluma örnek olan insanlarımızın, bu kampanyaya vereceği destek ve organ bağışı için bilinçlenmeye yapacakları katkı, kurtulacak binlerce insan hayatı çok büyük önem taşıyor.

‘Organ’ nakli olan kişide korku ve mutluluk bir arada


Serpil Çavuşoğlu
1973 İstanbul doğumluyum. Hayatın her alanında gönüllü olarak faaliyet göstermekteyim. Bağımlılık ile mücadele, kadın ve çocuk istismarına karşı destek, eğitime katkı amaçlı kütüphanaler kurulması, yardımlaşma derneklerinde faaliyetler, tüketicinin her tür hakkı (sağlık, hukuk...) üzerine destek çalışmaları, kültür sanat projelerine koçluk, danışmanlık, tutuklu çocukların topluma kazandırılması amaçlı eğitim organizasyonları, kan bağışı, organ bağışı, ilik bağışı üzerine organizasyonlarda koordinatörlük, özel eğitim öğretmeni olmam sebebiyle engelli çocuklarımızın ailelerine danışmanlık, okullarda çocuklarımızın yardımlaşma güdüsünü pekiştirme amaçlı seminerler ve sayamayacağım daha pek çok alanda, neredeyse hiç durmadan yıllardır gönüllü olarak faaliyet göstermekteyim.