Hatırlayalım; yaz aylarının sıcaklığının etkisini gösterdiği zamanların içindeyiz. Yaşamın içindeyken bazen unuttuğumuz çok önemli bir madde var; SU…
Bizler aşırı meşguliyet sırasında da susuzluğumuzu unutabiliyoruz.
Su nedir?
Bir birim Oksijen ve iki birim Hidrojenin birleşiminden oluşan kokusuz, renksiz, tatsız ve sıvı halindeki maddeye ‘Su’ denir. İçeriğinde kafein, şeker, katkı maddesi ve kolesterol içermeyen tek sıvıdır.
Niye suya ihtiyacımız var?
Tüm canlıların hayati fonksiyonlarını yerine getirebilmeleri için ihtiyacı olan yegane içecektir. Başlıca önemli işlevleri; bedenimize aldığımız besinlerin sindirimi, emilimi ve hücrelere taşınmasını sağlar, hücre, organ, doku ve eklemlerin düzenli çalışmasında önemli bir bileşendir. Beden için zararlı olan atık maddelerin vücuttan atılmasını gerçekleştirir. Vücut ısısını denetler.Vücudumuzun ihtiyaç duyduğu sıvı ve mineralleri sağlar ve daha pek çok önemli görevleri vardır.
Günde ne kadar su içmeliyiz?
Vücudumuzun ortalama % 75 ‘lik bölümü sudan oluşmaktadır. Beynimizin %85’i, kanımızın %90’ı, kaslarımızın %75’i, böbreklerimizin %82’si ve kemiklerimizin %22’si sudur. Yetişkin bir insan her gün terleme, idrar ve soluk yoluyla yaklaşık 2,5 litre su kaybeder. Böylece eğer vücudumuza su içilerek takviyede bulunmaz ve vücuttaki su oranının %5 seviyelerine düşürürsek sorunlar yaşamaya başlarız.
Yeteri kadar su içmezsek ne olur?
Eğer yeterli miktarda sıvı almazsak, hücreler ihtiyacı olan suyu dolaşım sisteminden yani kandan çekerler. Bu durumda kalbe pompalanan kanın kalitesi düşeceğinden kalbimiz zorlanır. Böbrekler süzme görevini layıkıyla yapamazlar ve böbreğin görevini karaciğer ya da diğer organlar üstlenir. Bu da organların tahrip olması anlamına gelmektedir.
Yaşlılarda yüksek tansiyonun tetiklenmesine neden olur. Vücut suyunun %2 oranında düşmesi bile kısa dönem hafızayı bozmaktadır. Su kaybı kandaki tuz (sodyum) düzeyinin bozulması anlamına da geldiği için özellikle diyet yapanların sodyum oranlarını kontrol ettirmeleri önemlidir. Özellikle yüksek tansiyon tedavisinde azaltılan sodyum oranının kontrolü çok mühimdir.
Susuz kaldığımızı nasıl anlarız?
İlk belirgin belirti bitkinlik, depresyon, öfke ve huzursuzluk halleridir. Diğer tipik özellikler kabızlık, deride kuruluk, kaşıntı, sivilce, burun kanaması, idrar yolları enfeksiyonu, baş ağrısı, nezle, sinüzit, öksürük gibi başlıca rahatsızlıklara neden olur.
Vücudumun su ihtiyacı ne kadardır?
Vücudunuz için ihtiyacınız olan su miktarı kilonuzla doğru orantılıdır. . Basit bir hesaplama için vücut ağırlığınızı 32 gram ile çarpabilirsiniz.
Su dışında içtiklerimiz vücudumuzun sıvı ihtiyacını karşılıyor mu?
Toplumda sıvı ihtiyacının su dışında da karşılanabileceği inancı hakimdir. Oysaki eğer yeteri kadar su içmiyorsak ya da su yerine şekerli sıcak içecekler (kahve, çay), gazoz, kola, meyve suları, enerji içecekleri ve bira gibi alkol içeren içecekler alıyorsak knonik olarak susuzluğa maruz kalıyoruz demektir. Çünkü bu tür içecekler sıvı ihtiyacımızı karşılamak yerine su kaybımızı daha da artırmaktadır.
Suyu nasıl içmeliyiz? Ayakta mı, oturarak mı su içmeli?
Eğer suyu ayakta tüketirsek sıvı gıda doğrudan doğruya onikiparmak bağırsağına geçer. Su içinde bulunan gerekli mineralleri , vitaminleri alamadan hızla atılır .Eğer insan sıvı gıdayı oturarak içerse bunlar önce midede birikir, asitle karışarak mikropları ölür ve vücuda faydalı bir hale gelerek 12 parmak bağırsağına geçer. Aynı zamanda mide asitleriyle mikroplardan da arındığı için bulaşıcı hastalıklara yakalanma riskini bertaraf etmiş oluruz.
İçme suyumuz (soğuk ya da ılık) nasıl olmalı?
Soğuk su metabolizmayı az da olsa artırdığı bilinmektedir, ılık su ise bağırsak hareketlerini hızlandırarak kabızlığın önlenmesine yardım eder. Soğuk suyla sıcak su arasındaki başka bir fark, mideyi terk etme hızlarıdır. Soğuk su mideyi 20 dakika içerisinde terk ederken, sıcak su için bu süre 80 dakikadır.
Diğer taraftan eğer vücudumuz ihtiyacımız olan suyu alıyorsa hararet hissetmeyiz. Yeterince su içmiyorsak hararetimiz artar ve soğuk içme ihtiyacımız artar. Ancak elbette kişilerin seçimlerine göre sıcak veya soğuk içilmesi söz konusudur.
