Oscar Analizi: Kimler Oscar’a Göz Kırpıyor

‘Oscar’lar 2 Mart gecesi Ellen Degeneres’in sunumuyla 86. Oscar Ödül Töreni’nde sahiplerini buluyor. Öne çıkan 3 filmin “Gravity / Yerçekimi”, “American Hustle / Düzenbaz” ve “12 Years a Slave / 12 Yıllık Esaret” ödülleri paylaşacakları mı yoksa içlerinden birinin sıyrılıp ödüllere ambargo mu koyacağı merak konusu…

Gravity  ve American Hustle’ın 10, 12 Years a Slave’in ise 9 adaylık ile en fazla adaylık kazanan filmler oldular. Altın Küre ve Bafta galipleri, Oscar’ların kimlere gidebileceğine dair ipuçları verse de Akademi’nin politikanın ve güçlü yapımcıların etkisinde olduğu ve zaman zaman bu faktörlere bağlı beklenmedik sürprizler yaşandığı da aşikâr.’


1

En İyi Film:

En iyi film ödülü için tam 9 aday var. “Rush / Zafere Hücum”, “Inside Llewyn Davis / Sen Şarkılarını Söyle” ve “All is Lost / Sona Doğru” gibi yılın ses getiren ve beğenilen yapımlarının “En İyi Film” kategorisinde Oscar’a aday gösterilmemesi tepkilere neden oldu.

Bu yıl “En İyi Film” ödülü için 2 ciddi aday var; 12 Years a Slave ve Gravity. 12 Years a Slave, Altın Küre’de “Drama Dalında En İyi Film” ve Bafta’da “En İyi Film” ödüllerini kazanarak bir adım öne çıkmayı başardı. 2 filmi kıyaslamak gerekirse Gravity’nin teknik yönlerden 12 Years a Slave’in ise hikaye açısından önde olduğu söylenebilir. 12 Years a Slave’de siyahi dünyanın özgürlük mücadelesinin sembol isimlerinden Solomon Northup’un gerçek hikayesinin işleniyor olması, Oscar yarışında pozitif ayrımcılık ibresinin de 12 Years a Slave’den yana olacağını gösteriyor. Ödülün hak edeni ve favorisi 12 Years a Slave.

En İyi Yönetmen:

Bu kategorideki 5 adaydan Martin Scorsese ve Alexander Payne’in şansı yok gibi görünüyor. Diğer 3 aday Alfonso Cuaron, David O. Russell ve Steve Mcqueen arasında ise ciddi bir yarış var. Ancak Altın Küre’de ve Bafta’da “En İyi Yönetmen” ödüllerini kazanan Alfonso Cuaron’un rakiplerine oranla ödüle daha yakın olduğu söylenebilir.

En İyi Özgün Senaryo:

Bu kategoride net favori gözükmese de Spike Jonze imzalı “Her / Aşk” ve Eric Warren Singer ile David O. Russell imzalı “American Hustle / Düzenbaz”, Oscar için rakiplerinden daha şanslı gözüküyor. Akademi, çok dalda aday olmuş ancak ödüllerin birçoğunu kaybetmesi olası filmleri, hak etmeseler de belli kategorilerde ödüllendirme gibi saçma bir politikaya sahip olduğu için American Hustle’ı ödüllendirme yoluna gidebilir. Ancak Her, fütüristikliği ve özgünlüğüyle kesinlikle ödülün hak edeni ve eğer kazanamazsa büyük haksızlık olur.

En İyi Uyarlama Senaryo:

Bu yıl “En İyi Uyarlama Senaryo” kategorisindeki 3 filmin gerçek hayat hikayelerinden uyarlama olması dikkat çekiyor. John Ridley imzalı Solomon Northup’un gerçek hayat hikayesinden uyarlama olan 12 Years a Slave, bu kategorinin öne çıkan filmi. Bafta’da “En İyi Uyarlama Senaryo” ödülünü kazanan Steve Coogan ve Jeff Pope imzalı “Philomena”, Terence Winter imzalı “The Wolf of Wall Street / Para Avcısı” ve Richard Linklater, Julie Delpy ile Ethan Hawke imzalı “Before Midnight / Geceyarısından Önce” de dengeli ve eğer ödülü kazanırsa niye kazandı denilmeyecek filmler. Bu ödülü kazanması sürpriz olacak tek film, rahatlıkla sıradan ve vasat olarak değerlendirilebilecek olan Billy Ray imzalı “Captain Phillips / Kaptan Phillips” olur.

4En İyi Erkek Oyuncu:

Bu kategoride 2 ciddi aday var ve ödül kuvvetle muhtemel Chiwetel Ejiofor veya Matthew Mcconaughey’ye gidecek. Kariyerine bakıldığında birkaç başrol dışında genel olarak yan rollerde izlediğimiz Ejiofor, 12 Years a Slave’deki Solomon Northup karakteri ile kariyerinin fırsatını yakalamış gibi görünüyor. Daha çok kadın izleyicilere yönelik 2. sınıf yapımlarla kariyerini ziyan eden Mcconaughey ise çok uğraş verdiğini söylediği ve muazzam bir fiziksel değişim geçirdiği “Dallas Buyers Club / Sınırsızlar Kulübü” ile turnayı gözünden vurmuşa benziyor. Performans bakımından Ejiofor ile Mcconaughey kafa kafaya da olsalar, Mcconaughey’nin inanılmaz fiziksel eforu onu favori kılmış durumda.

En İyi Kadın Oyuncu:

Bu kategorinin net bir favorisi var ve onun dışında birinin ödülü kazanması büyük sürpriz olur; Cate Blanchett. Woody Allen’ın “Blue Jasmine / Mavi Yasemin” filminde deyim yerindeyse döktüren Blanchett, Altın Küre’de “Drama Dalında En İyi Kadın Oyuncu” ve Bafta’da “En İyi Kadın Oyuncu” ödüllerini kazandı ve şimdi zamanı gelen Oscar’ını bekliyor. Bu kategoride sürpriz olması uzak ihtimal gibi görünüyor. Zaten diğer adaylar arasında “Gravity / Yerçekimi” ile sıkı bir hazırlık evresinden geçmiş olan Sandra Bullock’un dışında  ciddi olarak değerlendirilebilecek bir rakip de yok.

En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu:

Bu kategorinin ciddi favorisi, Dallas Buyers Club’ta bir transseksüeli canlandıran Jared Leto. Akademi’nin bu tarz rollere hep sempatiyle bakıyor olması Leto’nun avantajı. Ancak objektif bir değerlendirme yapmak gerekirse Leto’nun performansı iyi olmakla beraber makyaj ve maskeyle kapanmış ve mimikten yoksun bir yüz ve hikayeninin gelişimine yaptığı etki itibariyle pek de önem taşımayan bir karakteri canlandırdığı söylenebilir. Bu kategorinin plasesi hatta bazı değerlendirmelerde ancak 3. favorisi olarak gösterilen Michael Fassbender ise gerek güçlü bir oyunculuk gerekse hikayeye doğrudan katkı yapan bir karakteri canlandırmış. Sürpriz yapması zor olsa da Bafta’da “En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu” ödülünü kazanan Barkhad Abdi’nin Captain Phillips’te başarılı bir performans sergilediğini belirtmek gerek. Değerlendirme kriteri sadece oyunculuk performansıysa bir adım önde olan ve ödülü hak eden Michael Fassbender. Ancak başta transseksüel bir karakteri oynamanın pozitif ayrımcılığı olmak üzere çeşitli nedenlerden ötürü ödül Jared Leto’ya yakın gözüküyor.

En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu:

Bu yılın Oscar haksızlığı yapılabilecek en olası kategorisi “En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu” kategorisi. Bu kanının temel nedeni, ödülün 2 güçlü adayının aralarındaki popülerlik ve lobi farkları. David O. Russell imzalı filmlerin, abartılı sayıda Oscar adaylığı kazandığı ve bu adaylıkların genellikle oyuncu kategorisinde yoğunlaştığı biliniyor. Jennifer Lawrence, American Hustle’da başarılı bir performans sergileyip haklı bir adaylık elde etmiş olsa da ödül şayet hak edilene verilecekse ödül tartışmasız Lupito Nyong’o’ya gitmeli.

Henüz ilk filmi olan 12 Years a Slave’deki doğallığıyla seyircileri büyülemeyi başaran Nyong’o filmdeki performansıyla 23 ödül kazandı ve aralarında “En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu” dalında Oscar’ın da bulunduğu 17 ödül adaylığı kazandı. Jennifer Lawrence’la birlikte Oscar’ın en güçlü 2 adayından biri olarak gösteriliyor. Popülerlik ve lobi bakımından Lawrence’ın gerisinde olması ve Akademi’nin bir oyuncuya ilk filminde Oscar vermeye sıcak bakmaması, Nyong’o’nun dezavantajları olsa da; performans kriteri göz önüne alındığında Nyong’o’nun ödülü hak eden kişi olduğunu belirtmek gerek.

US-ENTERTAINMENT-ACADEMY AWARDS-NOMINATION ANNOUNCEMENTYabancı Dilde En İyi Film:

Ülkemizde de gösterilen ve beğenilen, önyargıları ilginç bir bakış açısıyla gözler önüne seren ”Jagten / Onur Savaşı”, zıt kutupların kimyasını ve bir acıyla sarsılmasını işleyen “The Broken Circle Breakdown / Kırık Çember”, savaş eksenli bir özgürlük savaşçısının hikayesinin anlatıldığı Filistin draması “Omar / Ömer”, önemli filmlere imza atıldığı bir senede bu kategoride neden aday gösterildiğine akıl sır erdirilemeyen animasyon “L’image Manquante” ve ödülün net favorisi olarak gösterilen, yılın en beğenilen filmlerinden yaşlı bir yazarın çarpıcı hikayesini anlatan “La Grande Belleza / Muhteşem Güzellik”, “Yabancı Dilde En İyi Film” ödülü için yarışacaklar. Görüşler bu kategoride çok büyük bir sürpriz olmazsa ödülün La Grande Belleza’ya gideceği şeklinde.


En İyi Animasyon:

Bu kategorinin favorisi “Frozen / Karlar Ülkesi”. Frozen’ı zorlayabilecek tek yapım son filmine imza atan Hayao Miyazaki’nin “Kaze Tachinu / Rüzgar Yükseliyor” isimli animesi.

En İyi Görsel Efekt:

Teknik dalları silip süpüreceği kesin gibi gözüken Gravity, bu kategorinin net favorisi.

En İyi Şarkı:

Yılın ses getiren şarkılarından biri olan “Mandela: Long Walk to Freedom / Özgürlüğ Giden Yol” filminin U2 imzalı şarkısı Ordinary Love, Oscar’ın net favorisi olarak gösteriliyor. Bununla birlikte Grammy’lerden de ödülle dönmeyi başaran Pharell Williams’ın “Despicable Me 2” için yaptığı Happy isimli şarkısının da Dünya genelinde ciddi bir popülariteye ulaştığı da göz ardı edilmemeli.

En İyi Müzik:

Bu kategoride öne çıkan tek aday Gravity. Her’de müzikleriyle dikkat çeken bir yapım olsa da favori Gravity gibi görünüyor.

En İyi Kostüm Tasarımı:

Bu kategoride öne çıkan 2 aday var; “The Great Gatsby / Muhteşem Gatsby” ve 12 Years a Slave. Great Gatsby’nin bir adım önde olduğu düşünülmekle beraber 12 Years a Slave’e de şans verenler var.

2

En İyi Kurgu:

Teknik dalların net favorisi Gravity, “En İyi Kurgu” dalının da favorisi durumunda. Pek ihtimal verilmese de Gravity’yi bu dalda American Hustle’ın zorlayabileceği söyleniyor.

En İyi Yapım Tasarımı:

Bu kategoride 5 aday da gayet güçlü yapımlar. Bununla birlikte The Great Gatsby’nin burun farkıyla önde olduğu söylenebilir. Her ne kadar The Great Gatsby şanslı görünse de Her’de bu kategoride hakkı teslim edilmesi gereken bir yapım. The Great Gatsby’nin favori, Her’ün plase olduğunu söyleyebiliriz

En İyi Ses Kurgusu:

Bu dalın net favorisi Gravity olarak gözüküyor. Büyük ihtimalle ödülü alır.

En İyi Makyaj ve Saç Tasarımı:

Bu dalda 3 aday var. Ödülün net favorisi, özellikle başarılı makyajlarıyla dikkat çeken Dallas Buyers Club.

En İyi Görüntü Yönetimi:

Görüntü teknikleri ve kalitesiyle James Cameron’ın dahi övgüsüne mazhar olan Gravity, bu dalın ağır favorisi. Ödülün başka birine gitmesi büyük sürpriz olur.

En İyi Ses Miksajı:


Bu dalda ödülün net favorisi Gravity. Sürpriz yapma ihtimali olan tek aday Inside Llewyn Davis. Ancak ödül büyük ihtimalle Gravity’ye gider.


Çağrı Gırlangıç
14.03.1985 tarihinde Kadıköy'de dünyaya geldim. Kadıköy'de doğdum, Kadıköy'de büyüdüm. Yazma sevdası içime düşünce önce 2 roman yazdım, sonra da sinemaya dair yazılar yazmaya başladım. 2011'in başından beri bloğum cagrigirlangic.blogspot.com da 500'ü aşkın filme dair yazdım. Hala da devam ediyorum. Sonra metin yazarlığı yapmaya başladım ve yazarlık mesleğim haline geldi. Yazımına devam ettiğim Türk Sinema Tarihi Ansiklopedisi, emek ve zaman isteyen bir proje. Sabırla yazımına devam ediyorum. Bir sinema yazarı olarak yazmaya başladığım, sonrasında ise deneme, gündem, kritik, yaşam ve kişisel gelişim yazıları yazmaya başladığım İndigo Dergisi ise hem beni geliştiren, hem de bir parçası olmaktan haz aldığım yer.