Yapılan çalışmalar gösteriyor ki haftada 2 – 3 kez yapılan kas güçlendirici direnç antrenmanlarıyla kas kaybının önüne geçebilir, yıllar içerisinde kaybettiğimiz kasları 70 – 80 yaşına da gelsek geri kazanabiliriz.
Yapılan araştırmalara göre biyolojik olarak her birey 25 – 30’lu yaşlardan itibaren kas ve su oranını 10 yılda yüzde 2 ila 5 oranında kaybeder. Örneğin; 30 yaşında hareketsiz bir birey her yıl yaklaşık 250 gr kas kaybederek 10 yılda 2.5 kilo kas dokusunu kaybeder. Vücudun motoru olan kaslarımızı kaybetmeye başladığımızda daha az yememize rağmen kilo alırız, çünkü artık vücudumuzda yağ yakan bir makine (kas dokusu) kaybolmaya başlamıştır. Bu da metabolizmanın yavaşlamasına dolayısıyla yağlanmaya neden olur.
Super Slow Zone ile Kaybolan Kaslarınızı Geri Kazanın…
Her birimiz yaşamımızın belirli alanlarında fazla hareket etmeden yaşıyoruz. Çoğumuz bilgisayarın başında adeta ekrana kitlenmiş bir halde oturuyoruz. Maalesef, zamanla vücudumuzun duruş şeklinde bozulmalar başlıyor. Bu duruma zamanla bel ve boyun ağrıları eşlik ediyor. Doğal olarak da hareketsiz geçirdiğimiz tüm süreçlerde kaslar zayıflıyor ve kilo alıyoruz. Pekiyi, sağlıklı bir yaşam için ne tür egzersizler yapmak gerekiyor? Tüm merak edilenleri Super Slow ZONE’dan Dilek Emir’e ve Fizyoterapistlerine sorduk…
Röportaj: Rüya Yüksel
Neden egzersiz yapmalıyız?
Kaslarımız, fiziksel görünüşümüzden tutun da gün içindeki enerjimize kadar pek çok şeyden sorumludur. Sağlık açısından büyük öneme sahip olmalarına rağmen ihmal edilmektedir. Yaşla birlikte, her yıl tıpta ‘sarkopeni’ dediğimiz bir kas kaybı yaşarız ve bu kayıp çoğunlukla bizlerin fark edemediği kadar sessiz olur. Kas kaybetmek demek; vücudun metabolik yönden en aktif dokusunun kaybedilmesi demektir. Bu kayıp metabolizmamızı yavaşlatır ve kilo almamıza neden olur. İskelet sistemimiz yeterince desteklenemez ve duruşumuz bozulur. Kaslar zayıfladıkça eklemlere, bağlara yük biner ve kireçlenme, kemik erimesi sırt, bel, boyun ağrıları başlar.
Kasları güçlendirmek için ne yapmak gerekiyor?
Egzersiz bir bilimdir. Kontrolsüzce yapılan antrenmanlar fayda yerine zarar verir . Profesyonel bir eğitmen eşliğinde birebir ve kişiye uygun egzersiz programıyla kasları güçlendirmek gerekir.
Bilinen bir yanlış şudur ki; aerobik egzersizler ciddi anlamda kas güçlendirmek için yeterli değildir, özellikle kadınlar kas gücü bakımından oldukça zayıf olduğu için direnç egzersizleri ile kas güçlendirme programına ihtiyacı vardır.
Neden yaşla birlikte kolay kilo alıyoruz ve zor veriyoruz?
Yapılan araştırmalara göre biyolojik olarak her birey 25 – 30′ lu yaşlardan itibaren kas ve su oranını 10 yılda yüzde 2 ila 5 oranında kaybeder. Örneğin; 30 yaşında hareketsiz bir birey her yıl yaklaşık 250 gr kas kaybederek 10 yılda 2.5 kilo kas dokusunu kaybeder. Vücudun motoru olan kaslarımızı kaybetmeye başladığımızda daha az yememize rağmen kilo alırız, çünkü artık vücudumuzda yağ yakan bir makine (kas dokusu) kaybolmaya başlamıştır. Bu da metabolizmanın yavaşlamasına dolayısıyla yağlanmaya neden olur.
Vücudumuzdaki yağ sadece oradan oraya gezdirdiğimiz fazla kilo değildir, yağlanmanın sağlığımıza zarar veren bir dizi etkisi vardır. Yağ; metabolizmayı bozan, kronik hastalık ve yaşlanmayı arttıran kimyasalları serbest bırakan bir zehirdir. Kas ilaçtır ve sağlığı arttıran birçok madde salgılar. Kas güçlendirmek metabolizmayı hızlandırır; daha kaslı ve yağsız olduğunuzda kilonuzu (kas yağ oranınızı) sabit bir aralıkta tutmanız kolaylaşır.
Kas kaybı neden oluşur?
30’lu yaşlarla birlikte kas yoğunluğu ve kas kuvvetinde kayıp yaşanır. Hareketsiz kişiler, yetişkinlik dönemlerinde kaslarının %20-40’ını kaybederler, bu da kas gücünde büyük kayıplar olmasına neden olur. Yaşlanan pek çok yetişkin, fiziksel aktiviteler ve hatta yürüme aktivitesinde bile bulunma zindeliğini veya kabiliyetini kaybeder.
Hareketsizliğin yanı sıra yaşa bağlı kas kaybını geliştiren dört faktör daha vardır. Bu faktörler: motor üniteler, hormonların azalması, protein sentezi, besinsel ve genetik faktörler ile yaşam tarzı faktörü gibi diğer etkenlerdir. Egzersiz yapan birinin bu etkenlerin gelişmesini yavaşlatabildiğini söyleyebiliriz.
Şok diyetler vücudumuza nasıl zarar veriyor?
Şok diyetler, kilo kaybıyla birlikte vücudumuzun en değerli yapıları olan kas ve su kaybına da neden olurlar. Dolayısıyla diyetlerle kas kaybetmiş ve metabolizmamızı yavaşlatmış oluyoruz ki, bu da hiç sağlıklı bir durum değildir .
Super Slow Zone egzersizleri ile kas kaybetmeden nasıl incelebiliriz?
‘Super Slow Zone’ egzersizleri ile yıllar içinde kaybettiğiniz kaslarınızı kısa sürede kazanıp, aynı kiloda kalsanız dahi daha ince görünebilirsiniz.
Sağlıklı kilo vermek isteyenlere tavsiyeleriniz nelerdir?
Sağlıklı kilo vermenin sırrı düzenli beslenmenin yanı sıra düzenli egzersiz yapmaktır. Araştırmalar; yüksek yoğunluklu kas güçlendirme antrenmanlarının yaşlı insanlardaki kas kuvveti üzerinde etkili olduğunu ve yaşlanmanın iskelet kası üzerindeki zararlı etkilerinin antrenman ile azaltılabildiğini göstermiştir.
Yapılan çalışmalar gösteriyor ki haftada 2- 3 kez yapılan kas güçlendirici direnç antrenmanlarıyla kas kaybının önüne geçebilir, yıllar içerisinde kaybettiğimiz kasları 70-80 yaşına da gelsek geri kazanabiliriz.
Başlamak için hiçbir zaman geç değildir…
Daha rahat bir doğum için kadınlara tavsiyeleriniz?
Doğum öncesi vücudumuzu hamilelik sürecine hazırlamalıyız. Güçlü kaslarla iyi bir postüre sahip oluruz. Böylece hamilelik boyunca sırt, bel, boyun problemleri yasamayız. Daha sağlıklı bir doğum ve doğum sonrası bozulan postürümüzü düzeltmek için egzersiz şarttır .
Hamilelik sonrası postür bozulması ve idrar kaçırma gibi problemleri çözmek için neler yapılabilir?
Doğum vücudun yenilenmesi için iyi bir fırsattır. İyi bir postür dengeli bir kas yapısına sahip olmakla olur. Super Slow Zone antrenmanları mükemmel duruşu hedeflediği için doğum sonrası bozulan kas demetlerini yeniden inşa eder. Doğumla birlikte zayıflayan sırt bel ve özellikle idrar inkontinans (idrar kaçırma) ile ilgili pelvik taban kaslarını çalışmak için ideal bir yöntemdir.
Aynı pozisyonda uzun saatler kalmak, kaslarımızın gevşeme yeteneğinin kaybolmasına neden olur ve beraberinde ciddi sağlık problemleri getirir. Ofis çalışanlarına önerimiz; çalışma saatleri arasında kendilerine kısa aralıklarla dinlenme molaları vermeleri ve günlük hayatın temposuna uyum sağlayabilmek için mutlaka kas güçlendirme egzersizlerine zaman ayırmalarıdır.
İlerleyen yaşlarda, özellikle kadınların kabusu olan osteoporoz için en iyi ilaç egzersizdir. Osteoporoz kemiklerin içindeki kalsiyum miktarının azalmasıdır. Yeterli miktarda kalsiyum almanıza rağmen direnç egzersiziyle kemikler üzerinde yeterince baskı sağlamazsanız kalsiyum depolanamaz. Alınan kalsiyumun kemiklerde tutulması ancak yüksek yoğunlukta direnç egzersizi ile mümkündür. Super Slow Zone, yoğun ve etkin bir antrenman olduğu için kemiği kalsiyum depolamaya zorlar. Florida Üniversitesinde yapılan 30 yıllık bir bilimsel geçmişe sahip olan Super Slow Zone egzersizleri, kas ve kemik yoğunluğunu arttırmak için tüm dünyada uygulanan en güvenli egzersiz yöntemdir.
Kişiye Özel Kas Geliştirme Programı ile vücutta bir çok kas grubu çalıştırılarak vucudunuzu sağlamlaştırabiliyoruz. Super Slow Zone ile 10 yılda kaybedilen kasın 6 ayda geri kazanımı mümkün. Bedensel enerjimizi kaslarımız sağlamaktadır. Ancak 30 yaşlarından itibaren kadın, erkek herkes kaslarını kaybetmeye başlar. Kas dokusunun kaybolmasıyla vücutta güçsüzlükler başlar. Bundan dolayıda vücut daha az kalori yakmaya başlar ki bu da vücutta yağlanma anlamına gelir.
Biyografi: Dilek Emir
1987 yılında Çukurova Üniversitesi İngilizce İşletme bölümünü bitiren Dilek Emir, 1996 – 2007 yılları arasında çok uluslu şirketlerde CFO’luk yapmıştır. Evli ve iki çocuk annesidir. Uluslararası düzeydeki tüm bilgi ve deneyimleri doğrultusunda aradığı iş modelini ve sistemi Türkiye’ye getirebilmek için, Super Slow Zone başkanı Madeline Ross ile görüşmüştür.
Amerika’da alınan uzun süreçli eğitimler ve sertifikasyon sürecindeki başarılarıyla Super Slow Zone Master Developer olarak, Ocak 2010 yılında Super Slow Zone’un ilk uluslararası Franchise sahibi girişimcisi olmuştur. Yaklaşık 5 yıllık bir süre içerisinde binlerce kişiye sağlıklı, formda ve kaliteli bir yaşam sağlamış, “Yaşam Boyu Form” sloganı ile Super Slow Zone’u Türkiye’ye tanıtmıştır.
Dördü İstanbul’da olmak üzere, altı Super Slow Zone şubesinin açılmasını sağlayarak, 5 yıllık dönem içerisinde bu sayıyı 50’ye çıkarmayı hedeflemektedir.
İlgili yazılar:
Üç kişiden biri obezite hastalığında!
Sporda duygusal hazırlık ve önemi
