Sevgi, bir gönül terbiyesidir. Sevgi şeklin, sevgiyi nasıl yaşadığın, tüm koşullar içinde dahi sevgiyi yaşama halin, korkusuzca kalbinin aşkla atması yüksek bir bilinç halidir.
Aşkı ele geçirmeyi düşünüyorsun, bırak aşk ruhunu ele geçirsin. Gerçek aşk, koşullar gerektiğinde yaşanmaz, onu sen kendin yaratırsın. Çünkü sen aşk olmuşsundur ve bir ayna seçersin.
İnsanlar birbirleri üzerinde hakimiyet kurmak isterler. Güya sevgisi için sevgilerini öldürürler gün be gün. Sevdiklerinizi özgürlüğün kollarına bırakın, onun özgür seçimlerine saygı duyun ve yaşamına müdahale etmeyin. Siz birbirinize sadece sevgiyi vermek için birliktesiniz ama bu en önemli noktayı kaçırıyorsunuz. Sevdiğinizi söylemekten korkuyor, aşk oyunlarına giriyorsunuz. Aşkı doyasıya yaşamak dururken, çeşitli oyunlarla ilişkilerinizi yaralıyorsunuz. Yaşamda kendiniz dışında değiştirebileceğiniz kimse yok. Siz birlikte gelişebilirsiniz ancak. Hükmetmeyle, cezayla değil, ilişkilerinizi sevgiyle dokursanız, her anı aşk dolu muhteşem bir yaşam sizindir. Anlayışın özgürlüğünde birlikte uçmak varken ne diye bu tutsaklık?
Çok güzel bir deyiş vardır; ‘ Cennet ile cehennem arasındaki mesafe; bir insan kalbi kadardır.’
Aydınlanmanın merkezinden uzaklaşmadan aşkın kucağında salınmaktan sizi ne alıkoyuyor?
Sevgi dolu gönüllerle tüm dünyayı aydınlatabilirsiniz. Ya da kini, nefreti, hasedi seçerek, dünyayı cehenneme çevirebilirsiniz.
Sabrınızı ve emeğinizi sevgiye verin ki hakikat olanca güzelliği ile ortaya çıksın. İşe önce kendinizi sevmekle başlayın. Nasıl seviyorsunuz, nasıl donatıyorsunuz kendinizi gün içinde gözleyin. Düştünüz; bir anda toparlanın sevginin bağışlayıcı kucağında yıkanıp arının. Sevgi dolu insanlar kendilerini sevenlerdir.
Hayatınızda uzaklaşmak istediğiniz kişiler de olacaktır. Sevgiyle uğurlayın onları başka sevgilere. Aynalığınız bitmişse birbirinize, başka aynalarda kendisini bulacaktır. Kendinizi terk etmediğiniz sürece yalnız kalmazsınız. Terk edilmek sizi sadece yalnızlaştırır. Bu yalnızlıktan yeni bir ben doğacaktır.
Hep söylediğim bir şey; çocuklarınızı nasıl seviyorsunuz?
Her ne yapıyorsa affedici, bağışlayıcı mısınız? Onlara her şeyinizi koşulsuz verebilirsiniz değil mi? Her koşulda seviyorsanız, sevdiğinizi de öyle sevebilir misiniz? Sizden belki çok uzaklarda, sevginizi yaşatabiliyor musunuz? Kaybetme korkusu duyarak seviyorsanız bağımlısınızdır. Bağımlılıkla sevgi yan yana olamaz. Bağımlılıklarınıza tutundukça siz henüz sevmeyi bilmiyorsunuz demektir. Seviyorum diyemiyorsanız sevdiklerinize özgürce, sizin bu yaşamda söyleyecek bir şeyiniz de kalmamıştır.
Oysa varoluş gayemiz sevgi üzerine kuruludur ve bizi birbirimize yapıştıran en büyük güçtür.
Tekamül yolculuğumuzda en kutsal amacımız sevgidir. Aşkla eğlenmek için geldik yaşama. Oysa en önemli amacımızdan uzaklaşıp, egolarımızın tutsağı bireyler olarak buluyoruz kendimizi.
Sevgiyle dolu gönüller, her güne yeni cennetler yaratarak uyanacaklardır. Bırakın aşk istila etsin tüm yaşamınızı. Dünyayı cennete çevirmek için hala ne bekliyorsunuz?
Affedemediğiniz mi var? Önce kendinizi affetmekle başlayın işe. Terk mi edildiniz, bırakın, salıverin, siz de mutlu olun, bir zamanlar sevdiğiniz olan kişi de. Eşinizi, arkadaşınızı, çocuklarınızı, anne-babanızı affedin.
Sevgi dolu kalbinizi aktive edin, her an sevginin dilini kullanarak yaşamlarınızı aşkla dokuyun.