Küçük kar tanesi süzüle süzüle aşağıya inerken mutluluktan uçuyormuş. Aheste aheste mutluluk ile ilerlerken çevresindeki onunla aynı olan taneleri inceliyormuş. Bir de bakmış ki herkes onunla aynı şeyi hissediyor. Benimle onların arasında fark mı var demiş?
Hepimiz aynıyız demiş
Aa diye bir çığlık atmış o anda, yok tabi yok. Tabi ki hepimiz aynıyız demiş heyecanla. Düşünmeye başlamış nasıl olduk biz diye… Geriye gitmiş, oluşum esnasına, bir film şeridi gibi geçmiş gözünün önünden herşey.
Ama o an içinde kıpırtı ve şaşkınlık hissetmiş, karışık hisler içinde gerçekliğini algılamaya çalışmış. Yanlış mı algıladım herşeyi diye düşünmeye başlamış. Daha da derine gitmiş, en kökenine, oluşum anına, dünyaya inmeye adım adım hazırlandığı an’ı algılamaya çalışmış.
O an bir gerçekliği farketmiş,
Hepimizin kökeni aynı, öz’ümüz aynı ama hepimiz özeliz. Hepimiz aynıyız, mesela hepimizin 6 köşesi var, hepimiz aynı kurallara sahibiz, hepimiz aynı şeydeniz, aynı hızla iniyoruz dünyaya ama hepimiz kendimize özgüyüz… Bunları derken içinden bir ses, boşver detayı öz’üne bak demiş küçük kar tanesine. O da bırakmış kendini huzura…
Hepsi de aynıymış işte. Git gide yaklaştığı yere doğru şöyle bir bakmış, herkes toplanıyor. Onların yanına gideceği için birden bir heyecandır kaplamış içini. ‘Acaba bütün olunca ne olacak ki?’ demiş. Bu düşünceler içinde kendini akışa bırakmış.
Aşağıdaki karıncaların koşuşturup yuvalarına kaçtıklarını görüp izlemeye başlamış. Hepsi nasıl da ahenkle yapmalarını gerekenleri yapıyormuş. Onlara da bakmış şaşkınlıkla, onlar da aynıymış. Onlar da bir olunca herşeyi değiştirip güzelleştiriyorlarmış.
Çok sevmiş karıncaların ahenkle çalışmalarını, kendilerini akışa bırakmalarını. Şarkı söyleye söyleye mutlulukla yere yaklaşmanın heyecanını daha da hissetmiş içinde.
O esnada insanları görmüş,
Herkes bir yere koşuşturuyormuş. Kafası karışmış birden kar tanesinin, ‘ee demiş bunların da özü aynı’. Daha bir dikkatle incelemeye başlamış bu sefer. Aşağıda gördüğü herşeyden, daha da farklı şeyler görmeye başlamış insanlarda. Herkes farklı bir yere koşturup duruyor. Herkes sadece kendisini düşünüyor, kendisini düşünürken de diğerlerinden daha önce olmayı şart belliyormuş.
Arabaları görmüş; bir anda herkes daha önce gitmek istiyor gibi bir sıkıntı içindeymiş. Kar tanesinin kafası iyice karışmaya başlamış. Çünkü kimisi arabanın içindeyken, kimisi köşede otobüs bekliyor, kimisi öylece duruyor, kimi koşuyor, kimisi gülüyor, kimisi de bağırıyormuş, kimisinin elinde şemsiye varmış. İyice şaşırmış kar tanesi. Bunlar bizden galiba korkuyor demiş şaşkınlıkla.
Anlamadığı şeyler varmış artık kar tanesinin. Huzursuzluk oluşmaya başlamış içinde, dünyada herşey ahenkle, akışta süreçlerine devam ederken, bu insanlar farklı davranıyorlarmış. ‘Halbuki en büyük enerjiye onlar sahip’ diye üzüntü içinde söylenmiş yine kar tanesi. İnsanların haline üzülmeye başlamış. Yere inme heyecanının yerine, insanların gereksiz yere yaşadıkları karışıklığa takılmış.
Ama demiş, ‘biz karışıklık bilmeyiz ki. Bizde yoktur karışılık diye bağırmış birden.’ Kar taneleri ona şaşkınlıkla bakmış. Sanki hepsi ne yapması gerektiğini biliyormuş gibi yerde toplanmaya başlamışlar. Git gide büyümüşler, git gide büyümüşler.
Eski heyecanından daha büyüğünü hissediyormuş artık kar tanesi. Yere inmek o toplulukla bir olmak için ‘daha da hızlanalım’ demiş kar tanelerine. Daha da hızlanalım. Hepsi huzurla uymuş bu isteğe. Hepsi hızlanmaya başlamış. Aşagıda gitgide büyüyen bir topluluk oluşturmuşlar.
Kar tanesi bağırmış evrene;
Ben küçük bir kar tanesiyim
Yere inince anında eriyenim
Eriyip yok mu oldum ben,
Eriyip hiç mi oldum ben,
Bakın bize ey insanlar,
Bakın bir dakikada görün,
Bakın bizler küçük kar taneleri, indik yere, bir olduk, aynı olduk, herşey olduk.
Tekken yok olan ben , bir olarak var olduk. Sizin değişinizle kocaman olduk.
Var olduk. Güç olduk. Biz olduk.
Şimdi ister yok ederiz, ister var ederiz…
Kar tanesi heyecanla bağırıyormuş. Herkes ona eşlik etmiş artık. Herkes bir ağızdan aynı cümleleri bağırıyormuş. Kar tanesi artık mutluluk içinde bir olmanın keyfini çıkartırken, insanlara bir örneği göstermenin keyfiyle yine gülümseyerek akışa bırakmış kendini.