Terörün Türk Turizmine Etkisi

Dogmatik bir düşüncenin ürünü olan terör örgütleri belli bir kesimin (kendilerince) temsilcisi ve savunucusu oldular; sözde temsilcisi oldukları halkın amaçları doğrultusunda silahşörü haline geldiler.

Bugün terör eylemleri süreç içerisinde değerlendirildiğinde siyasi krizler oluşturmasının yanında, yapılan eylemlerin ekonomik etkileri de güçlü oldu. Türkiye sınırları içerisinde yaptıkları eylemler kimi zaman sonuç bularak ülke ekonomisinde de etkili oldu. Hedeflerinden biri olan “ekonomiyi baltalama” girişimleri bu yüzden çeşitli zaman ve yerlerde faaliyet göstererek Türk turizminde etkisini arttırdı. Turistik destinasyonlarda yaptıkları eylemlerin sonuç bulması terör örgütlerinin bu alanda iştahını kabarttı ve özellikle 1993’den itibaren Türkiye’de “turizm incisi” olarak nitelendirilen büyük şehirlerde eylemlerine yoğunluk kazandırmış oldu. Eylemlerin sonucunda da Türk turizmi ciddi oranda etkilendi.

Terörün Türk turizmine etkisi nasıl?


Hizmet sektörünün önemli bir kolu olan turizm endüstrisinin terör örgütünün üyeleri için kolay hedef olmasıyla turistik destinasyonları etkileyen terörist faaliyetlerin ülkenin ekonomik ve sosyal kollarına büyük zararlar vermesi söz konusudur. Bu yüzden sadece bir bölgeye saldırarak bütün ülke istikrarsızlaştırılabilir. Toplumların sosyo-ekonomik şartlarından doğan olumsuzlukları, ülkelerde yaşanan sıkıntıları ve yetersizlikleri istismar eden bazı kişi ya da grupların şiddete yönelmesi ile ortaya çıkan terörizm, yıllarca birçok ülkede istikrarı bozmak ve kalkınmayı engellemek için birçok kez araç olarak kullanmıştır (Barutçu, 2010: 13). Bu anlamda turizmin ve terörün birçok ortak noktası vardır. Bu ortak noktalar ise şu şekilde sıralanabilir (Unur, 2007: 171):

  • Her ikisi de ulaştırma ve iletişim alanında meydana gelen teknolojik gelişmeleri kendi çıkarları doğrultusunda kullanmaktadır.
  • Her ikisinin de hedefi birden çok ülke vatandaşlarıdır.
  • Her ikisi de ulusal sınırların ötesine taşarak uluslararası boyut kazanır.
  • PKK terör örgütünün 1991’den itibaren Türkiye’nin turizm endüstrisine yönelik terör eylemlerinde sonucunda Türkiye’ye gelen yabancı turist sayısı 1993’te 1992’ye oranla % 8 düşüş göstermiştir (Unur, 2000: 173).

1990’lar süresince Türkiye’de PKK tarafından yapılan periyodik bombalı ve silahlı saldırılar, turist girişleri üzerinde olası bir negatif etkiye sahiptir. Türkiye’deki PKK eylemleri nedeniyle sadece İngiltere’den gelen turistlerin sayısında yaklaşık % 20 oranında azalmaya yol açmıştır. Bu rakam, turizm sektörünün Türkiye’nin yabancı gelirlerinin yaklaşık % 25’ini oluşturması nedeniyle oldukça anlamlıdır (Emsen ve Değer, 2004: 70).

TURSAB’ın yaptığı bir araştırma sonucuna göre 1999 yılının ikinci yarısı ile Nisan ayı sonuna kadar toplam tur iptalleri 725 bin kişiyi bulmaktadır (Unur, 2000: 176).

1999 yılındaki olaylar nedeniyle 1998 yılında Türkiye’ye gelen turist sayısı 9 milyon 752 bin iken, 1999 yılında bu sayı 7 milyon 464 bin olmuş ve turist sayısında 1999 yılında 1998’e göre % 23,4’lük bir azalma olmuştur. Turizm geliri ise 1998 yılında 7 milyon 177 bin iken, 1999 yılında 5 milyon 193 bin olmuş ve yine 1998 göre turizm gelirlerinde % 27,64’lük bir azalma olmuştur (Unur, 2000: 173).

Öcalan’ın yakalanmasından sonra özellikle turizm bölgelerinde meydana gelen terör olayları nedeniyle Avrupa’daki en büyük Türk tur operatörü Ögertur, 90 bin rezervasyon iptal ettiklerini belirtmiştir. İptal edilen bu rezervasyonlar nedeniyle yüzlerce işletme zarara uğramış, binlerce insan işten çıkartılarak, mevsimlik işsizlerin oluşmasına neden olmuştur (Hacıtahiroğlu, 2011: 215).

Yukarıda ifade edilenler bir kez daha turizmin ne kadar hassas ve ekonomik ‘çarpan etkisi’nin ne kadar güçlü olduğunu göstermektedir.  Bu ifadelerin yanında turizmin ne kadar hassas bir dengede yürüdüğünü aşağıdaki olaylardan da çıkarmak mümkün olacaktır.

·      1993 yılında Antalya’da 26 kişinin yaralandığı terör eylemi sonucunda Almanya, İtalya ve Hollanda’dan gelen turistlerin rezervasyon iptallerine ve son dakika satışların azalmasına neden olmuştur (Unur, 2000: 174).

·       PKK terör örgütünün 1994 yılında kapalı çarşıya bomba koyması ve bir İspanyol turistin hayatını kaybetmesi sonucu aynı yıl gelmesi beklenen İspanyol turistlerin sayısının % 35 azalmasına neden olmuştur (Unur, 2000: 174).

·      1993 yılındaki olayların sonucunda İtalya basınının manşetinde “Kürt gerillasından uyarı: İtalyan turistleri dikkat”; Alman basınında ise, “Kürtler Almanları Türkiye’ye gitmemeleri için uyarıyor, Türkiye’de tatile uyarıyor; Türkiye’de tatile uyarı, bombalar turistlere korku saldı” gibi ifadeler yer almıştır (Unur, 2000: 175).

·      Öcalan’ın yakalanmasından önceki yıl yani 1998’de Türkiye’ye yalnız AB bölgesinden gelen turist sayısı 5.322.282 iken, bu rakam 1999’da 3.506.169’a düşmüştür (Hacıtahiroğlu, 2011: 213).


·      1999 yılında 2008’e göre bazı Avrupa ülkelerinden gelen turist sayısında şu düşüşler olmuştur: Alman turistlerin sayısı % 36 oranında bir düşüşle 844.953, Avusturya turistleri için % 45 oranında bir düşüşle 105.655, Belçika turistleri % 38 oranında bir düşüşle 166.652, İtalya turistleri için % 69,5 oranında bir düşüşle 180.454 olmuştur (Hacıtahiroğlu, 2011: 213).

·      16 Temmuz 2005 yılında Kuşadası’nda PKK terör örgütü tarafından minibüste patlatılan bomba sonucu, İngiliz vatandaşı Helyn Bennett, İrlanda vatandaşı Tara Whelan ile Türk vatandaşları Deniz Tutum, Eda Okyay ve Ufuk Yücedeniz hayatlarını kaybetmişlerdir. Türkiye, Bennett’in ailesine 1.099.531,94 Sterlin (2 milyon 614 bin TL) tazminat ödemiştir. Aynı saldırıda hayatlarını kaybeden Türk vatandaşlarının anne ve babalarına 30’ar bin TL, kardeşlerine ise 10’ar bin TL tazminat ödendiği, ölen üç gencin de birer kardeşi olduğu için aileleri 70’er bin lira tazminat almıştır. PKK terör örgütü böylece eylem yapmakta, insan öldürmekte ve Türkiye tazminat ödemektedir (Hacıtahiroğlu, 2011: 215). Bu güne kadar verilen kayıplara bu ölçüde tazminat verilmesi durumunda ise maliyeye getireceği yük yaklaşık 90 milyar lira olacaktır (Öztürk ve Çelik, 2009: 96).

·      Terör örgütünün 2006’da Antalya’da gerçekleştirdiği bombalı eylemler neticesinde ise sadece Antalya’da günlük kayıp 903.000 dolar olmuş, rezervasyonlarda % 40’a varan iptallerle sarsılmış, turizm operatörleri ile havayolu şirketleri ciddi etkilenmiştir (Öztürk ve Çelik,  2009: 99).

Görüldüğü üzere Türkiye’de terörün turizm üzerindeki etkisi rakamlar boyutu ile ciddi anlamda görülmektedir. Oluşan bu tablo, real ekonomi içinde Türk turizmini düşündürecek boyuttadır. Devletin yetkili organları süreçte oluşabilecek, ekonomiyi istikrarsızlaştıran olayların önüne geçecek eylem paketlerini ortaya koymalıdır. Bu anlamda bir sonraki yazımızda terörün turizm üzerindeki etkisinin nasıl çözüleceği üzerinde tartışma ortaya koyulacaktır.

[divider]

Kaynaklar:

Barutçu, D. (2010). “Türkiye’de Terörizmin Ekonomik Kalkınmaya Etkisi”. (Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi). Gazi Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Ankara.

Emsen, Ö. S. ve Değer, M. K. (2004). “Turizm Üzerine Terörizmin Etkileri: 1984-2001 Türkiye Deneyimi”, Akdeniz İ.İ.B.F. Dergisi (7). 67-83. http://asosindex.com/journal-article-fulltext?id=2851&part=1, (14 Haziran 2012).

Hacıtahiroğlu, K. (2011). “Türkiye’deki Terörizmin İşsizlik Üzerine Etkileri”. (Yayınlanmamış Doktora Tezi). İstanbul Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, İstanbul.

Öztürk, S. ve Çelik, K. (2009). “Terörizmin Türkiye Ekonomisi Üzerine Etkileri”, Alanya İşletme Fakültesi Dergisi. http://www.arastirmax.com/bilimsel_yayin/6420/1/2/85-106_ter%C3%B6rizmin-t%C3%BCrkiye-ekonomisi-%C3%BCzerine-etkileri, (22 Nisan 2012).


Unur, K. (2000). “Turizm-Terörizm İlişkisi ve Türkiye Örneği”, Anatolia: Turizm Araştırma Dergisi. http://www.anatoliajournal.com/atad/depo/dergiler/Cilt11_Sayi2_Yil2000_1304942791.pdf, (18 Nisan 2012).


Erdal Kişioğlu
Kişioğlu, zıt düşüncelere sahip kişilerle tartışmayı seven ve her olaya bilimsel olarak yaklaşıp, olaylara septik yaklaşmaktan kaçınmayan biridir. Olayları derinlemesine incelemeyi ve yanlışın ortaya çıkarılıp doğruya nasıl ulaşılacağı konusunda fikir üretilip bunun üzerinden felsefe yapılmasını arzulayan biridir. Etik, ahlaki ve hukuki sınırları aşmadan herkesin, her ortamda eleştirilmesi taraftarıdır. Dogmatik düşüncelerden uzak; sormayı, sorgulamayı kendisine görev edinmiş ve bunun çabası içerisindedir… Her türlü bilgi alışverişine açık; farklı görüşlerin çarpıştıkça büyüyebileceğine ve kolektif düşünsel ürünlerin ikamesinin de olabileceğine inanmakta; halk için, halk yararına olan her şeyin de yanındadır…