Kaya gazı; sanayi ve enerji alanlarında yeni oluşumların kapısını açarken doğalgaz üreticisi ülkeleri de tedirgin etmektedir. Avrupa doğalgazının yüzde otuzunu tek başına karşılayan Rusya; değişen ve değişecek dengelerin kendini zora sokacağını hissetmektedir.
Dikkatlerimizi, ana akım medyanın yapay gündemlerle oluşturmaya çalıştığı algı operasyonlarından kurtarıp; dünyanın yeni bir ekonomik krize girmekte olduğunu ve uzun zamandır tek kutuplu güce dayalı yönetilen ülkelerin farklı bloklaşma arayışlarına girdiğinin şifrelerini çözmeye vermemiz gerekiyor. Dünya genelinde petrol fiyatlarının yüzde kırka varan düşüşünün yanında, petrol üreticisi ülkeler örgütünün (OPEC) ısrarla üretimi kısmayacağı yönünde yaptığı açıklamaların perde arkasına bakıldığında güç dengelerinin yeniden şekillendirildiğini göreceğiz! Dünya ekonomisi 2007 yılında ortaya çıkan finansal krizin uzun dönemli olumsuz sonuçlarıyla mücadele ederken, petrol fiyatlarının düşüşünün arkasındaki planlayıcısının ABD (Amerika Birleşik Devletleri) olması, hedefine Rusya ve Çin’i alması yeni bir buhran olasılığını korkunç- gerçek olarak gündeme getirdi.
Kaya Gazı ve çevreye etkileri
ABD’nin ‘kaya gazı’ ile petrole olan bağımlılığını en aza indirmesi, bu enerji türünün bir alternatif olacağını çevresel etkiler açısından kabul edilebilir kılmamakta. Kaya gazı, petrol ve doğalgaz yataklarından farklı olarak tortul kayaların içerisindeki fosil yakıtlardan konvansiyonel (geleneksel) olmayan yöntemlerle elde ediliyor. Yeraltı ve yerüstü su kaynaklarında civa kirliliği, erozyon, sülfürlü gaz emisyonları, hava kirliliği gibi olumsuz çevre etkileri biliniyor.
Kaya gazının çıkartılmasında kullanılan yüksek hacimli ‘hidrolik kırma’ teknolojisinin çevresel etkilerinin üzerinde durulması yaşamsal bir zorunluluktur!
Bu teknolojide daha fazla su ve kimyasal kullanılmasına rağmen, üretim petrol ve doğalgaza göre daha düşük olmaktadır. Jeolojik sahaların seçilmesi ve hidrolik kırmada kullanılan kimyasal akışkanların uzun süre yaraltında kalmasına bağlı belirsizliklerin soruları yanıtlanamıyor!
Kaya gazı, gaz üretimi ve petrol fiyatları
ABD’de hızla üretimi artan kaya gazı ve sıvılaştırılmış gaz üretimi, petrol fiyatlarının gerilemesindeki en önemli etkendir. 1970’li yıllardan bu yana üretimi iki katına çıkan kaya gazının Amerika’da yıllık dokuz milyon varile ulaştığı söyleniyor. 2005 yılına kadar ABD, ihtiyaç duyduğu petrol ve gazın yüzde altmışını ithal ederken, bu oran kaya gazı üretimini arttırmasından dolayı yüzde yirmilere düşmüş bulunuyor.
Petrol fiyatlarının ikinci düşme nedeni olarak, küresel ekonomik durgunluğun giderek kalıcı bir duruma dönüşmesini söyleyebiliriz. Petrol ve gaza olan talep, Brezilya, Hindistan ve Çin gibi gelişmekte olan ülkelerin büyümesinin yavaşlamasıyla azaldı! OPEC’in petrol üretimini kısmamasının altında yatan ve ekonomi yazarları tarafından kabul gören bir senaryoya göre; Kuveyt ve Suudi Arabistan başta olmak üzere, temel petrol üreticisi ülkeler kaya gazının piyasalardan silinmesi için üretimi artırıp, fiyatı düşük tutmaktadır; oysa, bu iki ülke ABD’nin en sadık müttefikleridir. Gerçeği başka yerde aramamız gerekiyor!
Şeytanın avukatlığına soyunarak diyebiliriz ki; gıda fiyatlarındaki düşüşte olduğu gibi, enerji fiyatlarındaki düşüş sanıldığı gibi üretim maliyetlerini düşürmeyecek, satın alma gücünü arttırmayacak ya da tüketici taleplerini hızlandırmayacaktır.
Sanıldığı gibi ekonomik büyüme değil, durgunluktur yaklaşmakta olan! Peki neden?
Dünya ülkelerinin ekonomi tarihlerine baktığımızda, petrol fiyatları düşüşe geçtiğinde, Amerika para birimi doların genelde yükselişe geçtiğini görüyoruz.
Kaya Gazı dünya ekonomisini nasıl etkiliyor?
Bu noktadan hareketle, yükselişe geçen dolar karşısında ulusal paraların değer yitimine uğraması, ihracat yapan uluslararası şirketleri ve petrole bağımlı olan ekonomileri zora soktuğu da kabul ediliyor. Dünya ekonomisinin Avrupa ve Japonya’da olduğu gibi bir deflasyon (durgunluk) sürecine girmek üzere olduğu, orta ve uzun vadede yıkıcı özellikler göstereceğini bilmek için falcı olmaya gerek yok! Örneğin: Kırım’ın, Rusya topraklarına katılmasından sonra Ukrayna üzerinden bir ‘Güç gösterisi’ yapmak isteyen ABD, kaya gazı kartını kullanarak, küresel ekonomi üzerinde Rus rublesinin yüzde kırk değer kaybına neden oldu!
Kaya gazı, sanayi ve enerji alanlarında yeni oluşumların kapısını açarken, doğalgaz üreticisi ülkeleri de tedirgin ediyor.
Avrupa doğalgazının yüzde otuzunu tek başına karşılayan Rusya; değişen/ değişecek dengelerin kendini zora sokacağını hissetmekte doğalgaza bağımlı ülkelerin, kaya gazına yönelmesi ve Rusya’ya bağımlılıktan kurtulmaya başlaması bu ülkenin ekonomik geleceğinde yıkımın olacağı gerçeğini ortaya koyuyor. Ukrayna ve Kırım’dan dolayı Avrupa ve ABD’yi karşısına alan Rusya, düşen petrol fiyatlarından dolayı da yakın gelecekte zor günler yaşayacağa benziyor. Yayılan dedikodulara göre Rusya’nın, Avrupa’daki kaya gazı karşıtı çevreci grupların çeşitli şekillerde desteklendiği, bunlarla kamuoyu oluşturup kaya gazı potansiyelini kullanmaya dönük planları önleme yolunda çalıştığı dillendiriliyor.
İstikrarsızlık ve yükselen ekonomi
Durgunluk seyrindeki istikrarsızlığın derinleşmesi, yükselen ekonomilerdeki büyümenin yavaşlamasına neden olması kaçınılmazdır.
Asıl önemli olan tehlikenin, yani petrol fiyatlarının düşmeye devam etmesinin dünya ekonomilerini küresel çapta bir deflasyona sürükleyeceği gerçeğini yukarıda belirttik. Deflasyon, fiyatların belirli bir zaman aralığında sürekli düşme durumudur. Ekonomik istikrarsızlığın sonucunda, alım gücünün azalması para arzının da azalmasına neden olacak, üretim ve istihdam üzerinde olumsuz etkiler kendini gösterecektir! İşsizlik, borçların ödenmemesi, iflaslar gibi yaşanabilecek felaketler kronik duruma gelecektir.
Tek kutuplu güç dengesini korumaya çalışan zengin Kuzey ülkelerinin ve dünya lideri olma savını sürdürmeye çalışan Amerika Birleşik Devletleri’nin karşısında, ütopya olarak küçümsenmeye devam eden, yenilenebilir enerji kaynaklarını alternatif olarak görmek zorundayız; teslim olmadan özgür yaşamanın başka bir yolu yok çünkü! Güneş enerjisi, rüzgar enerjisi, biyokütle enerjisi, jeotermal enerji bir ülkenin darbe ile sömürgeleştirilmesini, ekonomik krizlerin öznesi olmayı ve piyasaların kırılgan bir hisse senedi değerini, insancıl felsefesinden dolayı reddetmektedir!
Alternatif enerji kaynağı olarak kaya gazının seçenek durumuna getirilmesi, dünyaya karşı oluşturulan yıkımın yeni bir cephesidir sadece! OPEC ülkeleri ve ABD’nin dünya üzerinde yeni bir hegemonya kurma projesi, geliştirilen bu ucuz senaryonun, Arap Baharı ile başlatılan ve enerji kaynaklarının ele geçirilmesi ile sonuçlanan savaşların; IŞİD’in (Irak Şam İslam Devleti) yenilgiye uğratılmak istenmemesi; Suriye’deki rejimin yıkılması veya devamı konusundaki bilinçli kararsızlık; Çin ve Rusya’nın petrol fiyatlarındaki düşüşle durağanlığa sürüklenmesi başarıya ulaşması tartışılmaz bir gerçekliktir!
Yeni Türkiye’nin siyasi aktörlerinin bu durumu yeterince analiz ettiğini sanmıyorum; Rusya ve Çin’e yakın durulması, politikaların ve ticari ilişkilerin geliştirilmesinin sonucu refah toplumu olmayabilir!