Geçmiş geçmiş midir? Kötü geçmiş iyi gelecek midir?

Geçmiş… Çoğu insanın önüne bakmasını engelleyen yegane sebeptir. Nedir bu geçmiş? İçerisinde neyi barındırır?

geçmiş

Geçmiş geleceğimi ne ölçüde etkiler? Yoksa geçmiş, geçmemiş midir? İyi midir geçmiş, ne gibi bir anlam yükler anımıza? Hayatımıza… Hayatta yer aldığımız andan itibaren geçen zamandır; geçmiş. Hem güzeli içerir, hem kötüyü. Hem sevgiyi içerir, hem nefreti…

Geçmiş… Nasıl ucu bucağı olmayan, nasıl her şeyi barındıran bir kelimedir, düşüneniniz oldu mu hiç? Bu yazıda az biraz geçmişi irdeleyelim istedim. Geçmiş ile gelecek arasındaki köprüye bakalım. İstediklerimize, hayallerimize, ideallerimize göz gezdirelim. Hayatta en çok istediklerimizi düşleyelim. Soluksuzca. Anlarda yaşayalım bu sefer, anıları süsleyelim beraber.


Geçmiş geçmiş midir?

Öncelikle bu konu hakkında düşünelim, nereden bu konuya dair yazma fikrin oluştu diye düşünenlerdenseniz, her günümüzü barındıran kararlarımızı almada, büyük bir faktör olduğu için. İnsan geçmişinden ders alır, sorgular, yeni bir olaya, işe başlamadan önce. Hep bir öncesini düşünür. Nasıldı, peki ya bundan sonra nasıl olur diye, hep endişede olur ruhu. Bizler de bugün, şu an bunu düşünelim.

Geçmiş iyi şeylere neden olabilir mi?

Hatalardan çıkarılan dersler, bizleri güzel huzurlu günlere sürükleyebilir mi? Geçmişteki başarısızlığımız bizlere referans sağlar mı, yahut geçmişteki bir başarı bizi geleceğe daha sağlam adımlarla ulaştırır mı? Hepsini tek tek inceleyelim birlikte…

zaman aşımı hızlandırılmış geçmiş

Neye geçmiş diyoruz?

Neye geçmiş diyoruz? Başımızdan geçen herbir saniye, geçmişimizi oluşturur. Geçmiş, tıpkı en başta da belirttiğim üzere, içinde her şeyi barındırır. Lakin neyi ne kadar barındıracağı kısmı yine bizde bitmektedir. Hüzün bir geçmiştir. Acı bir geçmiştir. Yaşamak istemediğiniz lakin yaşadığınız olaylar birer geçmiştir. Bunun yanı sıra, güzel günleriniz de geçmiştir. Mutlu olduğunuz, huzurlu hissettiğiniz her bir anınız da geçmişe dahildir.

İçerisinde bu denli, zıt kutupları bir arada tutan bu kelime hakkında hep çok düşünmüşümdür. Geçmiş kötü müdür, değil midir? Geçmişim beni ben yapar mı, insanlar geçmişleriyle yargılanır mı, yahut insanları geçmişleriyle yargılamak ne kadar doğrudur şeklinde kendi kafamda belirlediğim sorunları düşündüğüm zamanlarım oldu. Her şeyden öte; insanın geçmişiyle birlikte var olması noktasından başlayalım açıklamaya…

Benim geçmişim, benim geleceğim midir? İnsanlar geçmişleriyle ne kadar özdeşleşir?

Birey, kendi geçmişi hakkındaki kendi düşünceleri varolduğu müddetçe, kendi geçmişinin geleceğini ne ölçüde belirleyeceğini bilir. Bu konuya dair, bireylerin geçmişte yaptıkları hatalar, yanlışlar hep bir seçimdir. Bizler hayatımızda neyin kimin nasıl rol alacağını bilmeden tecrübe halinde yaşıyoruz. Daha sonrasında geçmişimiz oluşuyor.


Şayet beğenmezsek, içindeki anılar hoşumuza gitmezse, unutmak istiyoruz. Ve ileride tüm bu davranışlardan dolayı yargılanmamayı tercih ediyoruz. Fakat her geçmiş kötüdür diye bir genelleme yapılmaz. Yazımızın bilhassa başlarında belirttiğim üzere, güzel de bir geçmiştir. Ve şuanda onunla yargılanmak belki de beni mutlu edecektir. Bu durum, insanların yaşadığı tecrübelere dayanarak farklılık göstermektedir.

korku geçmiş kötü iyi doğru yanlış

Kötü geçmiş iyi gelecek midir?

Kötü geçmişten ne mi anlıyoruz? Sevmediğimiz şeylerle dolu olan anlar ve anılar… Kötü geçmişim beni kötü yapar mı? İnsanlar benim hakkımda neyi nasıl düşünür, soruları da çoğu insanın kafasında yerini hemen alır. Öncelikle, kendinize ait olan, hayatınızın her bir anını, hiç kimseye hesap verdirerek geçirmek zorunda olmadığınızın farkına varın.

Benim geçmişim kötü olabilir, lakin bu sana bunun hakkında konuşma hakkını vermez, diyebilenlerdenseniz eğer, şanslısınız. Çünkü bu şekilde davranmak gerekiyor artık hayatta! Kimlerin nasıl şekilde yaşadığını bilmeden, sizin hayatınızı beğenmeyip de size laf eden insanlara verebilecek cevaplar, herkesin yerini belirler. Kötü bir geçmişe sahip olanlar için söylüyorum bunu. ‘Ne yapmalıyım?’dan yola çıkarsak eğer, öncelikle kendi hayatınız hakkında hiç kimseye yorum yaptırmayın. Varsın geçmişiniz istemediğiniz anılarla dolsun. Ayrıca kötü bir geçmişe sahip bireylerin, ilerideki hayatlarında başarılara sahip olmayacağı diye bir durum da yok! Ve hatta, çok da inandığım bir cümle kuracağım; kötü izleri barındıran insanlar, hayata daha sıkı tutunup, kendi geleceklerini çok kararlı ve azimli şekilde inşa eder. Bu böyledir. hayat bu şekilde ilerliyor. Azim, kararlılık ve geçmişten yaşanılan tecrübeler sayesinde…

Naçizane fikrim; kötü bir geçmişe sahip olduğunu düşünen insanlar, hiçbir şey sizin güzel bir geleceğe sahip olamayacağınız anlamına gelmiyor. Hem nedir sahi bu kötü geçmiş? Çok mu mühim hayatınızda? Yere göğe sığdıramayacak kadar mı? İnsanın olgunlaşması, yaşadığı olaylarla ilgilidir derler. Bu cümle ne kadar doğru bilinmez ama, benden size tavsiye; ne kadar alçaldıysanız, bir o kadar da yükselebilirsiniz hayatınızda. Bu sizin elinizde! Ha, sonuç itibariyle, geçmiş geçmiştir yahut geçmemiştir beni fazla ilgilendirmez ama, geçmişin geçtiği diye bir gerçeğin olduğu kanısında hemfikiriz. İster iyi bir geçmişe sahip olun, isterseniz berbat bir geçmişe. İster acı, hüzün biriktirmiş olun, ister mutluluk ve huzur…

Bu hayat sizin!

Bu hayat sizin! Bir daha gelme şansınız da yok! Ufak şeyleri bu denli büyütüp, hayatınızı zindan etmeye hiç lüzum yok. Geçmiş, her ne barındırırsa barındırsın, geçmiştir. Ötesi yok. Sizlerden tek isteğim; bunu idrak edebilmeniz… Bunu idrak ettikten sonra, amaçlarınıza, hedeflerinize, ideallerine sımsıkı sarılacaksınız.. Gelin görün ki işte o zaman, belki de üzülerek, düşünerek okuduğunuz bu satırları hatırlayıp gülümseyeceksiniz… Ve umarım en son kurduğum cümleyi yaşarsınız.

Hayatınızda hiçbir negatifliği barındırmaz, barındırsa dahi her negatiften pozitif yaratma çabanız; hayat felsefeniz olmuş olur. Varsın kötü geçmiş yakanızda, paçanızda gezedursun. Siz güzel geleceğinizin kararlarını, bugün ve hatta şu anda düşünedurun. Zaman ilerliyor. Fütursuzca. Olur olmazı düşünmek, düşlemek yerine, geleceğinize yön verin. Geçmiş ister geçmiş, ister geçmemiş olsun, siz bundan sonra önünüze bakın!


Önünüze bakın ki, hayatta aldığınız her bir kararda hırsınız, azminiz ve hevesiniz sizinle olsun… Ve unutmayın lütfen; o çok inandığım cümlemi… ”Kötü izleri barındıran insanlar, hayata daha sıkı tutunup, kendi geleceklerini çok kararlı ve azimli şekilde inşa eder.” Ben size geçmişinizle yargılanmayacağınızı ve yargılansanız dahi, geleceğiniz için yatırım yapmanızı önerdim. Bundan sonraki iş, sizin elinizde. Güzel yaşamlarda, güzel insanlarla, güzel işler yapabilmeniz dileğiyle… Sevgi, saygı, karar, hırs ve azim sizinle olsun…

Mezara kadar: Evlilik ayrışmanın başlangıcı mı?


Beyza Elif Özer
3 Ocak 1995 doğumluyum. Belki de istediğim her şeyi gerçekleştireceğime inandığım yaşlara geldiğim vakit, yazma isteğimin oluştuğunu farkettim. Öncesi/sonrası olmayan hayatımızın sadece bir an'ını dahi yazarak kendimi avuttum. Sadece düşünmek ve düşündüklerini anlamlandırmak adına yazdım hep. İnsanları anlama konusunda güçlük çekip,sırf bu yüzden kişisel gelişime merak sardım. Uzun yıllar basketbol ve voleybol oynadım. Aynı zamanda fotoğraf ve dekorasyon meraklısıyım. Ve özellikle şuanda aldığım eğitimden dolayı yabancı dizi ve film delisiyim. İzlemekten en çok keyif aldığım dizi; House. Bunların haricinde yapmaktan en çok keyif aldığım şey; Kendimden daha bilgili/kültürlü insanlarla konuşup, onların deneyimlerinden faydalanmak. Binevi hayatıma yön verirken her şeyi düşünüp ona göre yol almak... En sevdiğim insan şekli; her açıdan kendini geliştirip, yarın'ını düşünen insan.. Bu arada şuanda eğitimime Celal Bayar Üniversitesi/ İngilizce Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler bölümünde devam ediyorum.. Yazmaya/okumaya olan ihtiyacımızın hiçbir zaman eksilmemesi dileğiyle.. Son olarak,hayat felsefem; ''ya olduğun gibi görün, ya göründüğün gibi ol.''