Ghadi: Bir Melek Yaratmak!

Mahalleli tarafından istenmeyen Down sendromlu evladının evinden koparılmasını engellemek için bir melek yaratan babanın keyifli hikayesi Ghadi, İstanbul Film Festivali’nin akılda kalan filmlerinden biri oldu.

Leba, kekeme olduğu için okulda zorluklar yaşayan, iç içe yaşayan bir Lübnan mahallesinin fertlerinden biridir. Leba’nın hayatı, okula gelen yeni müzik öğretmeni sayesinde değişir. Müzik aşkıyla kekemelikten kurtulan Leba, hayatını değiştiren öğretmeninin izinden gider ve müzik öğretmeni olur. Leba, sevdiği kızla evlenir ve iki kız çocuk sahibi olur. Mutlu aile hayatları, eşinin bir erkek çocuğa hamile olduğunu öğrenmeleriyle daha da artar. Ancak bebeğin anne karnında gelişiminde bir sorun vardır; bebek down sendromludur.

Leba müzik öğretmeniyle görüştükten sonra bebeğin dünyaya gelmesine karar verir. Bebeğe Ghadi ismi verilir. Zamanının büyük bölümünü pencere demirlerinden mahalleyi seyrederek geçiren Ghadi, çıkardığı seslerle mahalleliyi rahatsız etmeye başlar. Örgütlenen mahalleli Ghadi’nin bir kliniğe yatırılması için imza toplar. Oğlunu göndermek istemeyen Leba, mahalleliyi vazgeçirebilmek için Ghadi’nin Tanrı tarafından mahalleye gönderilmiş bir melek olduğu yalanını herkese inandırmaya çalışılır. Ancak mahalleliyi bu yalana inandırabilmek için dileklerini gerçekleştirmek gibi birçok detayın üstesinden gelmek zorundadır…



34. İstanbul Film Festivali kapsamında Türk seyircisiyle buluşan Lübnan yapımı Ghadi, festivalin en çok beğenilen ve akılda kalan yapımlarından biri oldu. Amin Dora tarafından yönetilen filmin keyifli ve dokunaklı senaryosu, aynı zamanda filmin başrolünü de üstlenen Georges Khabbaz’a ait. Filmin çekimleri Lübnan’da Georges Khabbaz’in doğup büyüdüğü mahallede yapıldı. Khabbaz’la filmin bir diğer ortak noktası da Khabbaz’ın piyanist olması. Filmin yapım maliyeti 2.425.000 dolar. Müzik seçiminde filmde sık sık atıfta bulunulan Mozart’ın eserleri kullanıldı.


Down sendromu üzerinden farklılıklara tahammül konusunda ciddi dersler veren Ghadi, bir taraftan da din parodisi yapıyor. Filmdeki mahalle kültürü, bizim toplumumuza pek de yabancı değil. Mizah düzeyi üst seviyede. Film elde ettiği büyük başarının ardından Lübnan’ın “Yabancı Dilde En İyi Film” kategorisinde Oscar adayı olarak da gösterildi. Ghadi için sönük ve olaylı geçen İstanbul Film Festivali’nin ardından en çok iz bırakan ve tat veren filmlerden biri olduğunu söylemek yanlış olmaz.


 

Çağrı Gırlangıç
14.03.1985 tarihinde Kadıköy'de dünyaya geldim. Kadıköy'de doğdum, Kadıköy'de büyüdüm. Yazma sevdası içime düşünce önce 2 roman yazdım, sonra da sinemaya dair yazılar yazmaya başladım. 2011'in başından beri bloğum cagrigirlangic.blogspot.com da 500'ü aşkın filme dair yazdım. Hala da devam ediyorum. Sonra metin yazarlığı yapmaya başladım ve yazarlık mesleğim haline geldi. Yazımına devam ettiğim Türk Sinema Tarihi Ansiklopedisi, emek ve zaman isteyen bir proje. Sabırla yazımına devam ediyorum. Bir sinema yazarı olarak yazmaya başladığım, sonrasında ise deneme, gündem, kritik, yaşam ve kişisel gelişim yazıları yazmaya başladığım İndigo Dergisi ise hem beni geliştiren, hem de bir parçası olmaktan haz aldığım yer.