Kılıçdaroğlu neyi yanlış yapıyor ki CHP yerinde saymaya devam ediyor? CHP neden taşraya gitmiyor, Doğu ve Güneydoğuyu da niye bu kadar etkisiz?
Deniz Baykal’ın genel başkanlıktan istifa etmek zorunda kaldığı ya da zorunda bırakıldığı skandalın ardından CHP tek vücut olmuş ve Kemal Kılıçdaroğlu’nu genel başkanlık koltuğuna oturtmuştu.
Kemal Kılıçdaroğlu,
Tuncelili ve alevi kökenli bir aileden gelmesi, bürokratlığın kitabını yazacak donanımda olması ve dürüst bir siyasetçi imajı sergilemesi nedeniyle seçmeninden kurul üyelerine kadar aranan taze kan olarak göründü. Etnik kökeninin, CHP’nin elitist ve beyaz Türkçü yönetim zihniyetinde yeniliklere neden olacağı düşünülüyordu.
Bağ – kur ve Sosyal Sigortalar Kurumu genel müdürlüğü yapmış olması, 1994 yılında “Yılın Bürokratı” seçilmesi ve müsteşarlık deneyimi de cabasıydı. Bunların ötesinde Kılıçdaroğlu’nun Bülent Ecevit’ten sonra siyasetten hızla yok olan mütevazı ve beyefendi lider ihtiyacını karşılayacağı düşünülüyordu.
CHP’nin 7. genel başkanı seçildi.
Kılıçdaroğlu, 22 Mayıs 2010 tarihinde CHP’nin 7. genel başkanı seçildi. Ancak CHP’nin toplumun genelini kucaklayamamasının temel nedenlerinden biri olarak gösterilen Önder Sav’ın Kılıçdaroğlu’nu sıkı şekilde desteklemesi bir takım soru işaretleri doğurdu. 2007 genel seçimlerinde % 20,88 oranında oy alan CHP, Kılıçdaroğlu’nun genel başkanlığında girdiği ilk genel seçim olan 2011 genel seçimlerinde % 25,98 oranında oy aldı. Kılıçdaroğlu’nun iktidar olmayı bekleyen seçmenine oyumuzu yükselttik, başarılıyız şeklinde açıklama yapması ilk kez ciddi şekilde eleştirilmesine neden oldu.
10 Ağustos 2014’ta yapılan Cumhurbaşkanlığı seçiminde MHP ile ortak hareket etme kararı alan CHP lideri, Devlet Bahçeli’yle belirlediği çatı aday Ekmeleddin İhsanoğlu yüzünden seçmeninden büyük tepki gördü. Çünkü İhsanoğlu, CHP ile örtüşmeyen muhafazakar sağdan gelme bir adaydı. Bu tepki İhsanoğlu’nun % 38,44 oy oranında kalmasıyla sonuçlandı.
Yaşanan büyük sıkıntılar, Gezi olayları, yolsuzluklar ve hukuksuzluktan şikayet eden seçmen Haziran ayında yapılan 2015 genel seçimlerinde iktidar partisine tepkili olduğunu gösterdi. AKP’nin oy oranı % 40,87’ye gerilerken HDP tarihinde ilk kez % 10’luk barajı aşmakla kalmayıp % 13,12 gibi ciddi bir oy aldı. MHP’de oy oranını % 16,29’a yükseltti. Sıçrama yapması beklenen CHP ise % 24,95 oy oranında kaldı. Kılıçdaroğlu bu sefer de oy oranının geçen genel seçime göre düşmesine karşın oy adedinin arttığına yönelik seçmen için hiçbir şey ifade etmeyecek bir açıklama yaptı ve yine tepki topladı.
AKP güç kaybediyorken, erken seçimin CHP için bir zafere dönüşebileceği konuşulurken, MHP ve HDP’nin oylarının düştüğü bir ortamda % 25,31 oy oranında kalan CHP yine hayal kırıklığı yarattı.
Dürüst bir lider imajı
Dürüst bir lider imajı çizen Kılıçdaroğlu’nun CHP ile beklenen sıçramayı yapamayışının temel nedeni, CHP teşkilatlarının çalışma şekli. Başkanların, yöneticilerin, kurulların değiştiği bir ortamda teşkilatların aynı zihniyette çalışmaya devam etmesi, CHP’nin önünü tıkamaya devam ediyor. Taşraya gitmeyen, varoşları görmezden gelen, doğu ve güneydoğu da hiçleri oynayan teşkilat yapısı, partinin bütüne hitap edebilmesini engelliyor. Bu nedenle de Kılıçdaroğlu ile ne uzayan ne kısalan bir CHP görüyoruz.