Kötü adamlara kara sevdalı ülke: Türkiye

Kötü, kaba ve kavgacı insanların sevildiği ve güçlü kılındığı; ataerkilliği hunharca kullanan; kadın cinayetleri, mahalle baskısı, ötekiye ve karşı fikirlere tahammülsüzlük gibi acı sonuçlara maruz kalan bir ülkeyiz. Sahiden kötü adamlara kara sevdalı bir toplum muyuz?

Kötü Adamlara Karasevdalı Toplum kapak kotu

Kötü adamlara kara sevdalı ülke: Türkiye

1980’lerde Dallas vardı. Millet diziyi kötü adam J.R. için izlerdi. Şimdi mafya dizilerinin asan kesen karakterleri gençlerin gözdesi. Hemen hemen her lisenin önünde bu karakterlere öykünen gençler, kavgaya hazır ve nazır şekilde bekliyorlar rüştlerini ispat etmek için. Üstelik gerçek hayatta da idol bulmakta zorlanmıyorlar. Ne iş yaptığını bilmediği ama geçmişte adam öldürdüğünü ya da öldürttüğünü bildiği bir adama hayranlar. Öyle ki milyonu aşkın takipçisi var. Çoğu da genç…


Malumunuz üzere futbol ülkemizde en popüler spor. Ancak burada da anti kahramanlar revaçta. Centilmen oyuncular yerine rakiple kavga eden, hakaret eden ve olay çıkaran futbolcular seviliyor. Futbol müsabakalarının yorumlandığı televizyon programları için de durum aynı. En çok bağırıp çağrılan ve yapay tartışmaların yaşandığı programlar, en çok izlenen programlar.


Bu tespit sadece televizyon ve sporla sınırlı değil elbette. Günümüzde hangi siyasetçiler, hangi sanatçılar daha çok takip ediliyor, örnek alınıyor, seviliyor ya da konuşuluyor? Üreten sanatçının değeri yok. Türk tiyatro tarihinin gelmiş geçmiş en büyük oyuncularından 77 yaşındaki Genco Erkal’a metroda yer veren yok. Ama dün başka bir iş yaparken bugün sanatçıyım diyenlerin ağız dalaşları ilgiyle takip ediliyor. Bırakın bunları, bir yarışmada yarışan yarışmacının akrabası reklam yıldızı olabiliyor.

Toplumun siyasetçilere bakış açısı da pek farklı değil. Rakibi ya da karşısındakiyle medeni şekilde tartışmak yerine hakaret edip kavga etmeyi seçen siyasetçiler daha fazla tercih ediliyorlar.


Peki ama neden kötü adamlara kara sevdalı bu toplum? Çünkü erkektir yapar diye yetiştirilen bir erkek çocuğu biliyor ki, ne kadar yanlış yapsa da yanlışı başta ebeveynleri tarafından görmezden gelinecek. Böyle büyüyen bir erkek çocuğu, büyüdüğünde de yanlış ya da kötülük yapmaktan çekinmiyor. Hele ki güç, iktidar, rant söz konusuysa…

“Savaşma Seviş” Sloganı Neden Türkiye’de Tutmaz?


Çağrı Gırlangıç
14.03.1985 tarihinde Kadıköy'de dünyaya geldim. Kadıköy'de doğdum, Kadıköy'de büyüdüm. Yazma sevdası içime düşünce önce 2 roman yazdım, sonra da sinemaya dair yazılar yazmaya başladım. 2011'in başından beri bloğum cagrigirlangic.blogspot.com da 500'ü aşkın filme dair yazdım. Hala da devam ediyorum. Sonra metin yazarlığı yapmaya başladım ve yazarlık mesleğim haline geldi. Yazımına devam ettiğim Türk Sinema Tarihi Ansiklopedisi, emek ve zaman isteyen bir proje. Sabırla yazımına devam ediyorum. Bir sinema yazarı olarak yazmaya başladığım, sonrasında ise deneme, gündem, kritik, yaşam ve kişisel gelişim yazıları yazmaya başladığım İndigo Dergisi ise hem beni geliştiren, hem de bir parçası olmaktan haz aldığım yer.