İlkokula geri dönüyoruz: Konumuz yön tayini

Kıble hangi yönde? Yön doğru değilse dinen bir sakınca var mı bilinmez ama bugüne kadar o camilerde cenaze namazı kılınan kişilerin namazlarını Allah kabul etsin!

kıble hangi yönde 86 bin cami kontrolü
Diyanet!” 86 bin caminin kıblesini tek tek kontrol edecek!..

İlkokula geri dönüyoruz: Konumuz yön tayini!

İlk okuduğumda şaşırdım desem yanlış olmayacak herhalde! İlginç bir haber vardı karşımda…


Habere gelmeden önce hatırlar mısınız bilmiyorum; Kemal Sunal’ın bir filmi vardı “Davaro”…

Haberi okuduğumda bu film geldi hemen aklıma… Kemal Sunal, tabutun içinde yer alan Şener Şen’i yani filmdeki karakter olan Sülo’yu mezara yerleştirirken cenazenin başındaki hoca ile karşılıklı diyaloga giriyor.

Kemal Sunal, hocaya “Cenaze hortuma gelecek” diyor…

Hoca ise “Lan delirdin mi sen, hortum da ne oluyor?!” diyor…

Şimdi habere geçelim, ne mi haber? Durun size söyleyeyim…

Kıble ne yönde?

Cumhurbaşkanı Erdoğan Şırnak’ın Cizre ilçesinde şehit düşen Üsteğmen Uğur Taşçı’nın cenaze törenine katıldı, Taşçı’nın cenazesi ile birlikte bir kişinin daha cenaze namazını kıldı.

Bunda ne var, Cumhurbaşkanı her zaman cenaze törenine katılıyor diyebilirsiniz. Haklısınız hem de çok haklısınız!

kıble ne yönde
Kıble ne yönde?

Öyle ya, daha dün gibi aklımızda 7 Haziran genel seçimlerinden sonra 1 Kasım seçimlerine giderken hani HDP ile karşı karşıya gelen AKP vardı ya; hani AKP, seçimde tek başına iktidar olmak için yeterli sayı olan 276 milletvekili sayısının altına düşmüştü ya; ha işte o durumla karşı karşıya gelinmesinden sonra hatırlarsınız Cumhurbaşkanımız Rize’de tatil yaparken Hakkari’de şehit düşen Özel Harekatçı Komiser Ahmet Çamur’un Trabzon’daki cenaze törenine katılmış ve cenaze başında siyasi söylemlerde bulunmuştu…

Haklısınız Cumhurbaşkanımız cenazelere katılıyor.

Neyse, şimdi biz habere geri dönelim…

Cenazelerde bir tuhaflık vardı, nedir diye sorabilirsiniz. Kemal Sunal’ın filmini anımsatacak şekilde cenaze namazları kılınırken musalla taşındaki yönleri, kıbleye gelmedi; bunu da Sayın Cumhurbaşkanımız düzeltti ve cenazelerin yönleri değiştirildi…

86 bin kıble

Dinen, yönü doğru olmayınca bir sakınca var mı bilmiyorum ama Allah kabul etsin bugüne kadar o camilerde namazı kılınan kişilerin cenaze namazlarını!..

Haber devam ediyor, habere göre bu olayın ardından Erdoğan emir veriyor ve “Muhteşem Diyanet!” 86 bin caminin kıblesini tek tek kontrol edecek!..

Sayıya bak be ne güzel; işte, biz tam bir Müslümanız! Dile kolay 86 bin…

Dahası var! Personeller, yurt dışına çıkacak ve astronomlar; kıble tayini, namaz vakitleri ve hilal gözlemi eğitimi verecek…

Boşuna demiyorum gülüyoruz, ağlanacak halimize diye…


Adamlar uzaya çıkıyor, biz hala minarenin ucunda kuş misali çırpınıyoruz!

Unutmayın, bizim bu ülkede “17 – 25 Aralık” olayından sonra ses kayıtları için “hissediyorum” diyerek teknolojiye meydan okuyan bakanlarımız oldu!

Bizim Müslüman ülkemizde sahte oy kullanan din adamımız oldu!

İlayda Şamilgil

Bizim bu ülkemizde özel bir lise öğrencisi olan İlayda Şamilgil‘in, TUBİTAK tarafından beğenilmeyen, dikkate alınmayan projesi  Nobel Fizik Ödülüne İlk Basamak (First Step To Nobel Prize In Physics) yarışmasında, 70’e yakın ülkeden 5 bin fizik projesini geçerek dünya birincisi oldu!

Biz, bu TUBİTAK’a hayvanat bahçesi müdürünü mü atamıştık?!..

Bizim bu ülkemizde Ateist diye yurt dışına gitmesine neden olan Fazıl Say‘larımız oldu!

Adamlar yurt dışına “robot” yapsın diye adam gönderiyor, biz ise “kıble“yi bulsun diye adam gönderiyoruz!

Bizim, dün NASA için çalışan adamlarımız varken bugün KASA için çalışanlarımız var!

Diyanet’in son zamanlardaki açıklamalarına hiç girmiyorum bile!

Biz sadece kıbleyi değil, kendimizi şaşırmışız!..

Değil 86 bin, 1 milyon 86 bin cami yapsak nafile!

Bu yüzden bugüne kadar din adamlarına kıbleyi öğretemediysek, yurt dışına değil; ilkokula geri gönderelim!

***

Şehidimiz Uğur Taşçı’ya Allah’tan rahmet, yakınlarına başsağlığı diliyorum…

İlgili yazılar

Diyanet’in rotasındaki kurum: TÜBİTAK

Türkleri kandırma el kitabı: Din


Kırmızı çizgiler ve Diyanet: Genç imamlar rahatsız!


Erdal Kişioğlu
Kişioğlu, zıt düşüncelere sahip kişilerle tartışmayı seven ve her olaya bilimsel olarak yaklaşıp, olaylara septik yaklaşmaktan kaçınmayan biridir. Olayları derinlemesine incelemeyi ve yanlışın ortaya çıkarılıp doğruya nasıl ulaşılacağı konusunda fikir üretilip bunun üzerinden felsefe yapılmasını arzulayan biridir. Etik, ahlaki ve hukuki sınırları aşmadan herkesin, her ortamda eleştirilmesi taraftarıdır. Dogmatik düşüncelerden uzak; sormayı, sorgulamayı kendisine görev edinmiş ve bunun çabası içerisindedir… Her türlü bilgi alışverişine açık; farklı görüşlerin çarpıştıkça büyüyebileceğine ve kolektif düşünsel ürünlerin ikamesinin de olabileceğine inanmakta; halk için, halk yararına olan her şeyin de yanındadır…