Para yüzleri satın almış. Para insanlık ayıbıdır artık. Parayla satın alabileceklerinin değeri arttıkça ona sahip olanın da değeri aynı oranda azalıyor.
Avucunda ne kaldı yarım bir sevdadan gayrı? Ellerine ne bulaştı peki bir kaç mutluluk tanesinden başka? Hiç düşünmeden atladın sevdalara. Sonu şelale olan ırmakta yüzmek zevklidir ama ne zaman kıyıdan çıkacağını bilmezsen ne olacak?
Konforsuz bir seyahat
Sevgililerin oldu senin. Çok fazla. Kimisini sadece sevdin, kimiyle seviştin. Tenlerini okşadın. İçlerine girdin, kiminin kalbine, kiminin bacak arasına. Peki, hiç düşündün mü yalnız olduğunu hepsinde?
Arkadaşlarınla gezdin, onlardan para ödünç aldın, vakit ödünç verdin. Bir kaç kıpırtılı mekânınız oldu toplanıp eğlendiğiniz. Sohbetin sınırları yoktu. Bazen ülkeyi kurtardınız bazen kendinizi bile çekip alamadınız karanlığınızdan. Sınırları bilemediniz çünkü kendinizi sınırlamak doğanızda yok. Sınırlar sizi boğdu uçmak istediniz bir kuşun kanadında. Belki bu kuş yazları kuzeye, kışları güneye göç ederdi ve siz de onunla birlikte. Beleş seyahat! Sakın sana hakaret ettiğimi düşünme çünkü sen değilsin bunun böyle olmasına sebep.
Bir balyoz bunun böyle olmasına sebep. Balyoz savaşın tam ortasına indi ve ne savaş kaldı geride ne kavga. Gariptir askerlere bir şey olmadı. Yiğitler kayıplara karıştı. Vücutları dağlanırken canlarını verdiler. Sınırlar çizildi. Sen daha doğmamışken çizildi o hiç görmek veya duymak istemediğin sınırlar.
Sözün özünü, özün safını, insanın hüznünü ne pahaya satarsınız tezgâhlarınızda? Ne eder iki kişinin benliğini satın almak en indirimlisinden? Yüksek topuklarınızın altında alçak hayâlarınızı mı saklarsınız? Gösterin bana sırlarınızı ey davulu çaldıran minareye kılıf uyduran atalarınızın hatırına. Boyalı yüzleriniz gülerken ağlar mı yürekleriniz kunduranızı boyattığınız boyacının ekmeğine? Kravatlı boyunlarınız kalın mı ince mi? Kendi işinizi kendiniz görürsünüz çünkü başkasını ortak edemezsiniz bu kazanca. Ortaklık yok sadece satın almak var. Parasını verin o da sizin bir taşeronunuz olsun. Sırtınızdaki para yüklü çuvalı taşımak için hamala ne gerek! Altından damlayanlar yeter adam olana! Adam demişken gerçekler yüzüne çarpılınca adam bile adamlığını orta yere koyuverir gider. Adam bile bu yüzden adamdır biraz da.
Kamyonlar ne taşıyor? Kilolarca ölüm taşıyor. Her gramı kollarına geçirilen bir köle prangası olan kilo kilo ölüm taşıyor. Şırıngalar eczanelerde satılıyor ve reçetesiz! Para yüzleri satın almış. Para insanlık ayıbıdır artık. Parayla satın alabileceklerinin değeri arttıkça ona sahip olanın da değeri aynı oranda azalıyor. Para! Para! Para! Yani ölüm! Ölüm! Ölüm!
Sen sevgilerin üstüne çıkıp hoplamaya devam et. Bir gün senin de üstünde hoplayacak sevgisiz katırlar gibi insanlar. İntihar etmek yerine gel bir doz mayıştırıcı yak. Ne de olsa baban da bu dertten ölmüştü.
İlgili yazılar
Özgürlük Üzerine Düşünsel Denemeler
Bedeni özgür aklı tutuklu olanlar için hapishane rehberi
Tanrı ve takdire şayan bir yazar
Hayat bize seçimler sunuyor mu?