Petrolde bu seviyelere nasıl gelindi? 20 Dolar senaryosu gerçek olur mu? eski seviyeler hayal mi? ABD üretimi azalıra açığı İran kapatabilir mi?
Destek Menkul Değerler, 2016 Petrol Raporu’nda arz fazlası problemiyle boğuşan petrolde değer kaybının geçtiğimiz yıldan bugüne yaklaşık yüzde 40’a ulaştığını belirtti. Rapora göre: 2016 yılına önemli petrol üreticileri Suudi Arabistan ve İran arasındaki politik gerilim ile başlayan petrol bu gerginlikten bir miktar güç bulsa da etkisinin kısa sürdüğü gözlemlendi. Geldiğimiz noktada jeopolitik gelişmelere tepkinin sınırlı kaldığı petrolde küresel talep yetersizliği ağırlıklı olarak fiyatlara yansıdı.
Ham petrolün son dönemde OPEC ve OPEC dışı önemli üreticilerin petrol üretimini belirli bir seviyede dondurulması üzerine yaptığı görüşmeler ve üretici ülkelerden gelen açıklamalar ile hareketlenmeye devam ediyor. Suudi Arabistan ve Rusya arasındaki görüşmeler ile başlayan süreçte arz fazlasına yönelik alınabilecek politikalar petrolün yükselişini desteklese de sürecin tamamlanması bütün üreticilerin katılımına bağlı olacak. Temkinli yükselişin arkasındaki ana etken ise İran ve ABD gibi potansiyel üreticilerin arzdaki sabitlemeye henüz katılmamış olması.
Petrolde ABD üretimi azaltsa da, açığı İran kapatacak
İran OPEC içerisindeki en büyük üreticilerden biri olmakla birlikte günlük üretimi 2,92 milyon varil/gün düzeyinde ve İran Petrol Bakanı açıklamalarına göre üretim 2016 yılının ilk yarısına kadar 500 bin varil daha artış gösterebilir. Bu da 2016 yılında düşmesi beklenen ABD üretiminin telafisini sağlayacak ve arz fazlası sürecini devam ettirecektir. Uluslararası Enerji Ajansı raporuna göre ABD’de kaya petrolü üretimi günlük 600 bin varil kadar azalacak ki ABD Enerji Bakanlığı da ortalamada 9,3 milyon varile yakın 2015 yılı üretiminin 2016 yılında 8,7 milyon varil/güne kadar azalmasını bekliyor. Küresel büyüme tahminlerinin de aşağı yönlü revize edildiği son Dünya Bankası ve IMF raporları 2016 yılında güçlü talep artışı olmayacağını gösteriyor. Bu da petrol fiyatlarının nihai belirleyicisinin arz tarafı olacağını gösteriyor.
Hem ABD Enerji Bakanlığı hem de Uluslararası Enerji Ajansı öngörülerinin dayandığı nokta da ABD’de düşen petrol fiyatları ile azalan enerji yatırımları. Düşen yatırımlar ABD’de bir önceki yıla göre sondaj kule sayısını %60 kadar düşmesine neden oldu.
ABD 2017’de petrolde 50 Dolar seviyesini öngörüyor
2000’li yılların başında sondaj faaliyetlerinin %5’i kaya petrolü çıkarma yöntemini kullanırken, 2016 yılı başlarında bu oran %80’lere ulaştı ve ABD’deki teknoloji yatırımlarının hızını gösterdi. Düşen fiyatlar ise kaya etkenindeki sabit maliyetleri artırdığından 2016 yılı yatırımlarının ve dolayısıyla üretimin düşeceği beklentisi hakim görülmekte. Bu bağlamda da kurumların fiyat beklentileri de yükseliyor. ABD Enerji Bakanlığı “Kısa Vadeli Petrol Görünüm Raporunda” 2016 için fiyat tahminini 37,59 dolar olarak açıklarken, 2017 yılı tahmini ise 50 dolar olarak açıkladı. Uluslararası Enerji Ajansı ise yayımladığı raporunda 2016 yılı fiyat beklentisini 35 dolar açıklarken, düşen yatırımların ve azalacak stoklar ile birlikte petrol fiyatlarının 2020 yılına kadar yeniden 80 dolara yükseleceğini belirtti.
Cari görünümde OPEC içerisinde İran ve Irak haricinde üretimini artıracak potansiyel bir ülke yer almıyor. Petrol piyasası ilk olarak Mart ayı başında yapılacak arzı sabitleme görüşmelerini izleyecektir. İran’ın bu noktadaki kararı diğer üreticileri destekleyecek nitelikte olmayabilir. Bu da önümüzdeki süreçte petrol fiyatlarının kısa dönemde ABD ve İran’a uzun dönemde ise küresel talep ve küresel üretime odaklanacağını gösteriyor.
Petrolde bu seviyelere nasıl gelindi?
Küresel petrol arzında 2013-2016 döneminde yaklaşık yüzde 7,5 civarında bir artış meydana geldi. Arzdaki en anlamlı artış 2008 sonrası ABD’de yaşanan kaya petrolü devrimi nedeniyle gerçekleşmiş olduğunu gördük. Konvansiyonel olmayan yöntemlerle üretilen bu petrol sayesinde ABD, günlük üretimine 4 milyon ekstra varil eklendi. (O tarihteki küresel günlük arzın yaklaşık 75 milyon varil olduğu göz önüne alınırsa rakamın oldukça anlamlı olduğu daha rahat anlaşılabilir.) Ancak bu değişiklik 2014’e kadar, küresel gerilimler nedeniyle fiyatlarda ani ve majör bir değişikliğe neden olmadı. O tarihlerde Libya’da patlak veren iç savaş, Irak’taki DAEŞ oluşumu, İran’a uygulanan yaptırımlar arzın normale göre günlük 3 milyon varil kadar azalmasına neden oldu. Bu da fiyatlarda dengeyi sağlayan bir unsur oldu.
Ancak 2014 ortalarında, Kanada ve ABD’de hızla yükselen üretim, fiyatları nihayet etkilemeye başladı. Bu tabloya Çin ve Almanya’da yaşanan ekonomik yavaşlama, ABD’nin kaynak çeşitlendirmesi gibi talebi etkileyen faktörler de eklenince Temmuz 2014’te varil fiyatı 115 dolar olan petrol 80 dolarla seviyesine geriledi. Ancak bu sadece bir başlangıçtı.
Petrolde 20 Dolar senaryosu gerçek olur mu?
Varil fiyatı şu an için 31 dolar seviyelerinde bulunan petrol yıl içerisinde en son 2003 yılında gördüğü 26 dolar seviyelerini test ederek yılın en düşük seviyelerini görmüştü. Petrol cephesindeki son gelişmelere baktığımızda üretim kotasının düşürülmesine yönelik çabaların sonuçsuz kalması durumunda emtiada düşüşlerin devam etmesi ve hatta 20 dolar seviyelerinin gündeme gelmesi kaçınılmaz olacaktır. Nitekim, yıllar süren yaptırımların kaldırılmasının ardından İran’ın petrol ihracatını artırarak üretimi dondurma önerisini “gülünç” bulması ve son olarak Suudi Arabistan Petrol Bakanı Ali El-Naimi’nin üretimin dondurulmasını desteklediğini ancak, petrol üretiminde kesinti olmayacağını söylemesi petrolde bu senaryonun gerçekleşmesinin önünü açacak gibi görünüyor.
Kısa vadede teknik fiyatlamalara baktığımızda ise, düşüş trendine devam eden petrolün 30 dolar seviyesi üzerinde tutunma çabası gösterdiğini görüyoruz. Bu seviye üzerinde kalınamaması durumunda petrolde ilk olarak 29.36 desteği, bu seviyenin de aşağı yönlü geçilmesi durumunda en son 2003 yılında görülen 25 dolar seviyelerine doğru bir geri çekilme görebiliriz.
Petrolde eski seviyeler hayal mi?
Geçtiğimiz hafta OPEC üyesi ve OPEC üyesi olmayan petrol üreticileri konumunda olan ülkelerin yaptıkları görüşmeler yakından takip edildi. Hatırlamak gerekirse, petrolün aşağı yönlü seyrinin en fazla etkisini hissettirdiği ülke Rusya ile OPEC’in bir araya geldiği görüşmede petrol üretimini kontrol altına alma anlamında ilk adım atılarak üretimin Ocak seviyesinde dondurulması kararı alındı. İlk etapta görüşmeyi olumlu karşılayan piyasalar açıklanan karardan tatmin olmadı. Çünkü talebin yetersiz olduğu bir ortamda üretim kotasının dondurulmasının petrol fiyatlarına olumlu bir yansıması olmayacağı beklentisi oluştu. OPEC ve Rusya görüşmesi sonrası gözler diğer önemli petrol üreticisi konumunda olan ülkelere çevrildi. 1 Mart’ta yapılacak görüşmelerin petrol üretimini dondurma konusunda nihai karara varılması bekleniyor. Beklenen kararın alınmasının ardından petrol fiyatlarında yukarı yönlü tepki alımları gözlenebilir. Ancak bu kararın piyasalar üzerindeki etkisi kalıcı çözüm olmadığı algısıyla kısa süreli olabilir. Teknik olarak incelediğimizde, 30 dolar seviyesi üzerinde petrol fiyatlarının kalıcı bir toparlanmaya işaret edebilmesi için 35 dolar seviyesi üzerinde bir fiyatlama görülmesi gerekmektedir. Bu anlamda söz konusu seviyelerde fiyatlamalar gerçekleşmediği sürece petrolün eski seviyelerine yükselmesi şu an için mümkün görünmüyor.
İlgili yazılar
TİSK: Türkiye’nin ekonomik riskleri artıyor
Rusya’nın doğalgaz boşluğunu İran doldurabilir
Türkiye, OECD’de en yüksek enflasyon oranına sahip ülke