Türkiye’de lüks, ekonomik statü sembolü!

Türkiye’de yükselen lüks kavramını tartışmak üzere Boğaziçi Üniversitesi’nde Lüks Zirvesi düzenlendi. Boğaziçi Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi’nin düzenlediği zirvede otomotiv, turizm, kozmetik, giyim, mücevherat gibi alanların ekonomideki konum ve geleceği masaya yatırıldı.

Türkiye'de lüks ekonomik statü sembolü

Zirveye, Demsa Yönetim Kurulu Başkanı Demet Sabancı Çetindoğan, İFA Paris İş Geliştirme Müdürü Nicholas Gand, Doğuş Perakende Grubu CEO’su Nur Akgerman, The Estee Lauder Companies Genel Müdürü Ahmet Ramiz, VOGUE Türkiye Genel Yayın Yönetmeni Seda Domaniç, Sunset Grill&Bar Yönetim Kurulu Başkanı Barış Tansever, DRN Danışmanlık Kurucusu Sencer Deren, gazeteci-yazar Demet Cengiz, AIDA Turizm Başkanı Adviye Bergemann ve Ferrari-Maserati Türkiye Şirket Müdürü Sinan Saip Bel katıldı.

Boğaziçi Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ayşegül Toker’in açılış konuşmasıyla başlayan Zirve, Demsa Yönetim Kurulu Başkanı Demet Sabancı Çetindoğan’ın “Türkiye’de Yükselen Lüks” konulu konuşmasıyla devam etti.


Zirve’nin açılış konuşmasını yapan Prof. Dr. Ayşegül Toker, “Lüks tüketim pazarının Türkiye gibi fırsatlar ve sürprizlerle dolu bir ülkede daha da iyi yerlere gelebilmesi adına bugün gerçekleştirmekte olduğumuz Lüks Zirvesi gibi etkinliklerin çok önemli ve değerli olduğuna inanıyorum” dedi. Lüksün tanımının hem kişiden kişiye hem de zamana göre değiştiğini ifade eden Toker, Nassau Senior’un “Birinci kuşak için lüks olan ürünler, ikinci kuşak için erişilebilir ve de üçüncü kuşağın olmazsa olmazlarıdır.” saptamasını örnek göstererek lükse ulaşmanın günümüzde kolay olduğunu ifade etti.

Hepimizin erişebildiği veya erişemediği ürün ve servislerin olduğuna dikkat çeken Toker, “Bir ürün veya hizmet ne kadar zor ve az sayıda kişi tarafından ulaşılabilir ise daha da lüksleşiyor. İşte lüksü biraz sıkıntıya sokan bu görecelik ve erişilebilirlik olguları. Herkesin derdi, isteği, lüksü farklı. Ancak yapılmış araştırmalar incelendiğinde, bir şeyin lüks sayılabilmesi için bazı özellikleri taşıması gerektiğini veya insanlarda böyle bir algının söz konusu olduğunu görüyoruz. Yüksek fiyat, işçilik kalitesi, ürünün kendine has olması, malzemelerin nadirliği ve kalitesi, satış noktalarının eşsiz ve üst düzey olması, servis ve kişiselleştirme bunlardan bazıları” dedi.

Çin lüks marka tüketiminde ilk sırada

Deloitte’un ”Türkiye’de lüks sektörü: Lüksün yükselişi” başlıklı 2015 raporu ve Bain & Company tarafından hazırlanan 14. Küresel Lüks Tüketim Malları Raporu’na dikkat çeken Toker, “Dünyanın en büyük 100 lüks tüketim firması 2013 yılında 214.2 milyar dolar satış geliri elde etmiş. Henüz “gösteriş zamanı” fazını yaşayan Türkiye’de ise, lüks ürünler ekonomik statü sembolü olarak görülüyor. Hazır giyim ile aksesuar, mücevher ve saat kategorilerinin büyük kısmını oluşturduğu Türkiye’nin mevcut 5.3 milyar liralık lüks pazarı; trendler, artan turizm ve Türk dizilerinin etkisi ile 2018’de 7 milyar TL’ye ulaşacak diye tahmin ediliyor” şeklinde konuştu.

Bu rapora göre, Çinli tüketicilerin yüzde 31 ile lüks mallar tüketiminde en büyük harcamayı yapan millet olmaya devam etti. Çinlileri yüzde 24 ile Amerikalılar takip ederken, hemen ardından yüzde 18 ile Avrupalılar geldi.


Boğaziçi ve Yeditepe Üniversitesi öğrencileriyle lüks tüketimine dair bir anket yaptıklarını belirten Prof. Dr. Toker anket sonuçlarının Deloitte’un Türkiye’yi ”Gösteriş Zamanı” fazına yerleştiren raporu arasında bir eşleşme olduğuna dikkat çekti. Toker şunlar söyledi; ” Gençlerin büyük bir kısmı lüksü ”ihtiyaç dışı, pahalı, sembolik şey” olarak tanımlıyor. Fakat bir yandan da lüks olarak nitelendirdikleri ürünleri almaya çalıştıklarını ve etraflarındaki gençlerin de aynı şekilde davrandıklarını anlıyoruz. Konuştuğumuz gençlerin çoğunun lükse ilgisiz olmadıkları ve lüksü merak ettiklerini gözlemledik. Fakat belli ki lüks, her konuda oldukları gibi, yine bilinçli bir şekilde araştırdıkları bir merak.”

Zirveye ayrıca The Estee Lauder Companies Genel Müdürü Ahmet Ramiz ve VOGUE Türkiye Genel Yayın Yönetmeni Seda Domaniç, “Lüksün Güzelliği”; DRN Danışmanlık Kurucusu Sencer Deren “Dijital Dünya’da Lüks”, Gazeteci – Yazar Demet Cengiz ve AIDA Turizm Başkanı Adviye Bergemann da “Lüksün Gizemi” konulu konuşmaları ile katıldılar.Doğuş Perakende Grubu CEO’su Nur Akgerman’ın “Lükste Strateji Yönetimi” konulu bir sunum yaptığı zirvede, “Lüks Puzzle’ının Büyük Parçaları” konulu oturuma Ferrari-Maserati Türkiye Müdürü Sinan Saip Bel katıldı.

Profesyonellere yönelik sürdürülebilir bir organizasyon olmayı hedefleyen Boğaziçi Üniversitesi Lüks Zirvesi, alanında Türkiye’de bir ilk olarak, ‘lüks’ konusunun geleceğine ışık tutacak ve profesyoneller için buluşma noktası olmaya devam ediyor.

İlgili yazılar

Afrika enerji pazarı yarışını Türkiye kazandı


Uluslararası Af Örgütü 2015 – 2016 Türkiye Raporu


Editor
İndigo Dergisi Haber Merkezi | İndigo Dergisi, 18 yıldır yayın hayatında olan bağımsız bir medya kuruluşudur. İlkelerinden ödün vermeden tarafsız yayıncılık anlayışı ile çalışmaktadır. 2005 yılında kurulan İndigo Dergisi, indigodergisi.com web sitesi üzerinden tamamen dijital ortamda günlük yayın yapmaktadır. Aynı zamanda Türkiye’nin ilk internet haber dergisi olmakla birlikte, tüm yayın kadrosu ve okurlarıyla birlikte sürekli gelişmektedir. İndigo Dergisi’nin amacı; gidişatı ve tabuları sorgulayarak, kamuoyu oluşturarak farkındalık yaratmaktır. Vizyonu; okuyucularında sosyal sorumluluk bilinci geliştirerek toplumun olumlu yönde değişimine katkıda bulunmaktır. Temel değerleri; dürüst, sağduyulu, barışçıl ve sosyal sorumluluklarının bilincinde olmaktır. İndigo Dergisi, Türkiye’nin saygın İnternet yayınlarından biri olarak; iletişim özgürlüğünü halkın gerçekleri öğrenme hakkı olarak kabul etmekte; Basın Meslek İlkeleri ve Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi’ne uymayı taahhüt eder. İlaveten İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ni benimsemekte ve yayın içeriğinde de bu bildiriyi göz önünde bulundurmaktadır. Buradan hareketle herkesin ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasi veya diğer herhangi bir milli veya içtimai menşe, servet, doğuş veya herhangi diğer bir fark gözetilmeksizin eşitliğine ve özgürlüğüne inanmaktadır. İndigo Dergisi, Türkiye Cumhuriyeti çıkarlarına ters düşen; milli haysiyetimizi ve değerlerimizi karalayan, küçümseyen ya da bunlara zarar verebilecek nitelikte hiçbir yazıya yer vermez. İlkelerinden ödün vermeyen şeffaf yayıncılık anlayışını desteklemektedir. Herhangi bir çıkar grubu, örgüt, ideoloji, politik veya dini; hiçbir oluşumun parçası değildir. Köşe yazarlarımızın yazdıkları fikirler, kendi özgür düşünceleridir; İndigo Dergisi yayın politikası dahilinde değerlendirilir ve yayın ilkeleri ile çelişmediği müddetçe, düşünce ve ifade özgürlüğünü teşvik ederek yayına alınır. İndigo Dergisi, sunduğu tüm bilgilerin doğruluğunu teyit ve kontrol eder; bu bilgilerin geçerliliğine son derece önem verir.