Yeni bir işe başlayacaklar için tavsiyeler

Okulu bitirdiniz, stajınızı yaptınız ve bir işe kabul edildiniz. Şimdi ne olacak? Psikolog Gani Eser, iş hayatına atılacak olanlara önemli tüyolar verdi.

Yeni bir işe başlayacaklar için tavsiyeler

Size söylenen gün ve saatte iş yerinde olmanız ve işe başlamanız gerekiyor ama bir gece öncesinde, edindiğiniz tüm mesleki bilgi ve birikimin uçup gittiğini, her şeyi unuttuğunuzu mu düşünüyorsunuz? Bu yazı sizin için.

Eğitim ve staj

Bizim ülkemizde üniversite eğitimi teorik bilgiler içerir. Hangi mesleği yapmak için okuyor olursanız olun üniversitede edineceğiniz bilgiler, pratiğiniz olmadıkça havada kalacaktır.


Staja başladığınızda işveren sizi şöyle bir süzer, sizden yararlanabilme ihtimali varsa; hangi birimde eleman eksikliği nedeniyle iş yükü fazlaysa o birime yönlendirir, hevesinizin olmadığını anlarsa da, staj bitim tarihine bakıp; “falanca gün gel,” diyerek sizi başından savar.

Yani stajlar sizi geliştirmez. Siz zorlarsanız, öğrenme açlığınızı gidermek için ekstra gayret gösterirseniz fayda sağlar.
İstisnaları olmakla beraber durumun özeti budur.

Psikolog Gani Eser
Psikolog Gani Eser

Bilgiler unutulabilir mi?

Eğer okuma yazmayı, bisiklete binmeyi, araba kullanmayı unutabileceğinizi düşünüyorsanız cevabınız evet olabilir.

Korkmayın, mesleki bilgiler kolay kolay unutulmaz. Hafıza kaybı ile sonuçlanan bir travma geçirmediyseniz, bu yönde başka bir tıbbi rahatsızlığınız yoksa; öğrendikleriniz hafızanızın bir köşesindedir ve sizin geri çağırmanızı bekler.

Çocukken meyve toplamak için çıktığınız ağacı, top oynadığınız bahçeyi hatırlayabildiğinizi bilirken, birkaç yıl ya da ay önce, üstelik mesleğinizle ilgili olarak edindiğiniz bilgiyi unuttuğunuzu düşünmek, hafızanıza hakaret etmektir.

Korkmayın, hepsini hatırlayabilirsiniz.

Her başlangıç içinde biraz zorluk barındırır

İlk adımı atmak kolay gelmeyebilir. Geleceğe dair kaygılarınız başlangıç yapmanızı engelleyebilir. Oysa başlayıp da sonuçlandırdıklarınızı aklınıza getirirseniz kendinize haksızlık ettiğinizi de anlarsınız.

Yüz binlerce adayın arasında sıyrılıp üniversiteye girdiğinizi, ya da mesleki eğitimde bir sürü sınavda başarılı olup okulu bitirdiğinizi, diplomanızı aldığınızı unutuyor olmalısınız.

Asıl zor olan kısım geçmişte kalmıştır aslında. Yarın başlayacağınız iş için sizden beklenen donanıma sahipsiniz. Nereden mi biliyorum? Öyle olmasaydı işe kabul edilmezdiniz de ondan.

Başkaları benden daha akıllı

Zihnimizin bize oynadığı öz güven eksiltme oyununa kanarsanız, diğerlerinin sizden daha donanımlı olduğu yanılsamasına inanabilirsiniz.

Sanırsınız ki siz okulu bitirmeye çalışırken onlar durmamış, yeni donanımlar edinmişler, sertifikalar almışlar, sizden çok üst düzeyde bilgi birikimi edinmişler.


Belki de öyledir ama işe siz kabul edildiyseniz tüm bunların bir önemi kalmamıştır. İşveren o pozisyona sizi uygun gördüyse mesele kapanmıştır.

Patronun beklentilerinin yüksek olduğunu, sizin her şeyi bildiğinizi varsaydığını düşünüyorsanız, yanılma olasılığınız yüksek.

Şunu bilmeniz önemlidir; işvereniniz sizin tecrübesizliğinizin ve iş yaşamının bu deneyimleri edinebileceğiniz en uygun ortam olduğunun farkındadır.

Olumsuzu olumluya dönüştürmek

Aslında bilgilerimi unuttum korkusu sizin için bir avantaj dahi olabilir. Biliyorum diyendense bilmiyorum diyen daha değerlidir hemen her meslekte.

Biliyorum diyen, bildiğini yapar, mevzuatı, gelişmeleri takip etmez. Oysa bilmiyorum diyenin edineceği bilgiler günceldir ve bu birey gelişime açıktır.

Kendinize şu soruları sormalısınız:

– Bu işi gerçekten istiyor muyum?
– Bu işte mutlu olabilecek miyim?
– Bu iş kendimi geliştirmem ve kariyer yapmam için uygun mudur?

Cevaplarınız evetse yarın akşam iş çıkışı bütün kuruntularınızın boşuna olduğunu anlayacak ve yeni işinizi severek yapmanın huzuru içinde evinize gideceksiniz.

Cevaplarınızdan biri olumsuzsa o zaman sorununuzun öz güven eksikliği olmadığını bilin.

Duyduğunuz, bu işin size uygun olmadığına dair iç sesinizin uyarısıdır. Bütün yaşamınızı mevcut düzeninizi bozmaktan korkacağınız için ayrılamayacağınız, size uygun olmayan bir işe hiç başlamamanız için çok önemli bir uyarı.

Unutmayın; başlangıçlar zor olabilir ama başlayıp sürdürdüğünüz ve sevmediğiniz bir işten ayrılmak çok daha zor olacaktır.

Zira insan, değişime kolay kolay evet diyemez ve mevcudu koruma hastalığı maalesef genlerimizde mevcuttur.

Sevgi ile yapılan her iş sizi başarıya ulaştırır; sevmediğiniz bir işi yapmak ise esarete.

Binlerce insan yer altında, tersanelerde, insanlığa yakışmayacak koşullarda neden çalışmayı sürdürür de ölümün kapıyı çalmasını bekler sanırsınız? Başka alternatifleri olmadığına inandıkları için, bir kere başlayıp kanıksadıkları; komşuları, akrabaları aynı işi yapıp şikayetçi olmadıkları için elbette.


Başladığınız iş bir maden ocağında, gökdelende ya da tersanede değilse, “ölüm bu işin fıtratında var,” denilmiyorsa bırakın kaygılanmayı da başlayın işinize. Ucunda ölüm yok ya.


Editor
İndigo Dergisi Haber Merkezi | İndigo Dergisi, 18 yıldır yayın hayatında olan bağımsız bir medya kuruluşudur. İlkelerinden ödün vermeden tarafsız yayıncılık anlayışı ile çalışmaktadır. 2005 yılında kurulan İndigo Dergisi, indigodergisi.com web sitesi üzerinden tamamen dijital ortamda günlük yayın yapmaktadır. Aynı zamanda Türkiye’nin ilk internet haber dergisi olmakla birlikte, tüm yayın kadrosu ve okurlarıyla birlikte sürekli gelişmektedir. İndigo Dergisi’nin amacı; gidişatı ve tabuları sorgulayarak, kamuoyu oluşturarak farkındalık yaratmaktır. Vizyonu; okuyucularında sosyal sorumluluk bilinci geliştirerek toplumun olumlu yönde değişimine katkıda bulunmaktır. Temel değerleri; dürüst, sağduyulu, barışçıl ve sosyal sorumluluklarının bilincinde olmaktır. İndigo Dergisi, Türkiye’nin saygın İnternet yayınlarından biri olarak; iletişim özgürlüğünü halkın gerçekleri öğrenme hakkı olarak kabul etmekte; Basın Meslek İlkeleri ve Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi’ne uymayı taahhüt eder. İlaveten İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ni benimsemekte ve yayın içeriğinde de bu bildiriyi göz önünde bulundurmaktadır. Buradan hareketle herkesin ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasi veya diğer herhangi bir milli veya içtimai menşe, servet, doğuş veya herhangi diğer bir fark gözetilmeksizin eşitliğine ve özgürlüğüne inanmaktadır. İndigo Dergisi, Türkiye Cumhuriyeti çıkarlarına ters düşen; milli haysiyetimizi ve değerlerimizi karalayan, küçümseyen ya da bunlara zarar verebilecek nitelikte hiçbir yazıya yer vermez. İlkelerinden ödün vermeyen şeffaf yayıncılık anlayışını desteklemektedir. Herhangi bir çıkar grubu, örgüt, ideoloji, politik veya dini; hiçbir oluşumun parçası değildir. Köşe yazarlarımızın yazdıkları fikirler, kendi özgür düşünceleridir; İndigo Dergisi yayın politikası dahilinde değerlendirilir ve yayın ilkeleri ile çelişmediği müddetçe, düşünce ve ifade özgürlüğünü teşvik ederek yayına alınır. İndigo Dergisi, sunduğu tüm bilgilerin doğruluğunu teyit ve kontrol eder; bu bilgilerin geçerliliğine son derece önem verir.