Dünyadaki önlenebilir körlük nedenlerinin başında yer alan glokom, sadece Türkiye’de yaklaşık 2 milyon insanın göz sağlığını yakından tehdit ediyor.
Glokomun her yaşta görülebilmesinin yanı sıra özellikle 35 yaşından sonra sinsi bir şekilde ilerleyerek körlüğe yol açabildiğini söyleyen Dünyagöz Etiler’den Prof. Dr. Ümit Aykan “Göz içi basıncının yüksek seyretmesi ve göz sinirlerinin zayıflaması sonucu oluşan glokom (göz tansiyonu) hastaları ülkemizde ciddi anlamda artış göstermiş durumda. Ancak ne yazık ki birçok hasta bu hastalığa sahip olduğunun farkında bile değil” diyor.
Belirti vermeden sinsi bir şekilde ilerleyerek gözde geri dönüşü olmayan hasarlar yaratan glokom, Türkiye’de yaklaşık 2 milyon insanı yakından etkiliyor. Rakamın büyüklüğüne rağmen hastaların yalnızca yüzde beşinin hastalığının bilincinde olduğunu söyleyen Dünyagöz Etiler’den Prof. Dr. Ümit Aykan “Glokom, 35 yaşından sonra herkeste ortaya çıkabilen ve sinsice ilerleyerek körlüğe neden olabilen ciddi bir hastalıktır. Dünyada önlenebilir körlüğe neden olan hastalıkların başında yer alan glokomda erken teşhis ve tedavi çok önemlidir. Bunun ana sebebi giden görmenin hiçbir şekilde geri dönmemesidir. Hastalığı hangi düzeyde saptarsak, ancak o seviyede tutabiliyoruz. Bu da ancak çok ciddi bir izleme ve dikkatli tedavi ile mümkün olmaktadır” diyor.
Sessiz hırsız glokomda genetik faktör öne çıkıyor
Belirli bir yaştan sonra herkesin ciddi bir risk taşıdığını belirten Prof. Dr. Ümit Aykan “Göz basıncının artışı göz sinirinde hasara neden olabiliyor, bu nedenle belli aralıklarla göz sinirlerinin ve görme lifleri kalınlığının modern cihazlar ile değerlendirilmesi büyük önem taşıyor. Özellikle aile büyüklerinde ve ailede göz içi basıncı varsa, bu durum daha da önem kazanmaktadır. Görme kaybının sessiz hırsızı olan göz tansiyonu Türkiye’de yaklaşık iki milyon kişide görülüyor. Bu hastaların hepsi de ileride görmelerini kaybetme riskiyle karşı karşıya” diyor.
Tansiyonu düşük olanlar ve uyku sorunu yaşayanlar risk altında!
Glokomda risk grubunun başında ailesinde glokom geçmişi bulunanların, diyabetlilerin ve miyopi rahatsızlığı olanların geldiğini belirten Prof. Dr. Aykan, tansiyonu düşük seyredenlerin ve gece uyku sorunu yaşayanların da risk bakımından dikkatli izlenmeleri gerektiğine dikkat çekiyor. Glokomun oldukça sinsi bir hastalık olduğunun altını çizen Prof. Dr. Aykan, “Glokom hiç ağrı ve sızı yaşatmadan aniden geri dönüşsüz görme kaybına neden olabilen riskli bir hastalıktır. Bu nedenle 40’lı yaşlara gelene kadar yılda iki kez göz tansiyonu muayenesinin asla ihmal edilmemesi gerekiyor” diyor.
İlaçlarla da tedavi edilebiliyor
Glokomun damla gibi ilaçlarla da tedavi edilebildiğini söyleyen Prof. Dr. Ümit Aykan, gerektiği takdirde cerrahi ve lazer girişimlerinin de tedavide uygulanabileceğini belirtiyor. Prof. Dr. Aykan “Hastalığın ilk devrelerinde, ilaç hastalığı tedavi için yeterli olacaktır. Ancak burada erken teşhisin önemi çok büyük. Çünkü giden görme asla geri döndürülemez. Bu nedenle kişilerin belirli yaşlardan sonra mutlaka belli aralıklarla göz muayenesi yaptırması gerekiyor. Gerekli vakalarda tedavide cerrahi ve lazer müdahalelere de başvurabiliriz” diyor.
İlgili yazılar
Gözlere neden pansuman uygulanır?
Katarakt nedir? Nasıl teşhis ve tedavi edilir?
Gözder: Görme engelliyiz ama örme engelli değiliz!