İstatistiklere göre dünyada genelinde intihar oranlarında gençlerin oranı daha yüksek. Türkiye’de ise daha çok yaşlı nüfusta intihar vakalarına rastlanıyor. En önemli intihar sebebi ise depresyon!..
Psikofarmakoloji Derneği‘nin “Beyin Aklımızda” sloganı ile düzenlediği 8. Uluslararası Psikofarmakoloji Kongresi & 4. Çocuk ve Ergen Psikofarmakolojisi Sempozyumu’nda konuşan Doç. Dr. Sibel Çakır “Dünyada intihar ederek yaşamını kaybedenler arasında, yaşlı nüfusun ilk sıralardaki yeri giderek azalmasına rağmen, ülkemizdeki istatistikler en yüksek yaşa özel intihar hızının erkeklerde 80-84 yaş grubu yaşlı nüfusta olduğunu göstermektedir” dedi.
Doç. Dr. Sibel Çakır intiharların en önemli nedeninin depresyon olduğunu belirtirken şu açıklamalarda bulundu: “Ülkemizde ve dünyada yaşlı nüfus giderek artmakta, giderek yaşlanmaktayız. 2012 yılı nüfus verilerine göre, ülkemizde 60 yaş üzerindeki kişiler toplam nüfusun yüzde 9.6’sını oluşturmaktadır. Bu oranın 2050 yılında yüzde 26’ya ulaşacağı beklenmektedir. Bu hızlı yaşlanmaya hazır mıyız, sağlıklı ve mutlu yaşlanıyor muyuz? Yaşlılarımızın ruh sağlığı nasıl? Dünyada intihar ederek yaşamını kaybedenler arasında, yaşlı nüfusun ilk sıralardaki yeri giderek azalmasına rağmen, ülkemizdeki istatistikler en yüksek yaşa özel intihar hızının erkeklerde 80-84 yaş grubu yaşlı nüfusta olduğunu göstermektedir. Bu veriler yaşlanan nüfusun pek çok sorunu olduğunu, onların problemlerini çözmeye hazır olmadığımızı, yaşlı kişilerimizin yeterli sosyal, tıbbi ve psikiyatrik desteği alamadığını düşündürmektedir.
Depresyon en önemli intihar sebebi!
İntiharların en önemli nedeni depresyondur ve depresyon tedavi edilebilen, tedavi edilmesi gereken bir sağlık sorunudur. Yaşlı nüfusun %10’unda depresif belirtiler görülmektedir. Bu yaştaki depresyonlar genç kuşaktaki hastalardan bazı farklılıklar göstermektedir. Gençler depresyonda iken, mutsuzluk, isteksizlik duygularından daha çok yakınırken yaşlı hastalar daha çok ağrı, yoğun halsizlik gibi bedensel belirtiler, ağır unutkanlık gibi sorunları belirtir. Gençler bunların depresyon olduğunu, tedavi ve yardım alması gerektiğinin daha çok farkındadır. Yaşlılar ve yakınları depresyonu çok tanıyamaz ve yardım alması gerektiğini fark edemez. Uyku problemleri yaşlı hastalarda çok daha yaygın ve şiddetlidir. Uyku bozukluğu, unutkanlık, içe kapanma yaşlanmanın normal bir belirtisi gibi düşünülür. Oysa bunların depresyon kaynaklı olabileceği akla gelmelidir. Yaşlılar psikiyatriste gitme konusunda daha tutucu, utangaç ve isteksizdir. Depresyon eşlik ettiğinde, kalp damar hastalıkları gibi kronik tıbbi sorunların seyri daha kötüye gitmekte, bunlara bağlı ölüm oranları depresyon varlığında artmaktadır. Yaşlı nüfusta depresyon tedavisinde antidepresan ilaç kullanımı genç nüfustan farklı olmalıdır. Yaşlıların diğer tıbbi sorunları için kullandığı ilaçlarla etkileşmeyen, yaşlılardaki yan etkileri az olan ilaçlar seçilmeli ilaç kullanım süresi de yine yaşlı depresyonlarına göre ayarlanmalıdır.