Kurtarın evlatlarınızı tahtadan oyuncakları olsun!

Kızım, Anadolu’nun bozkırlarında büyüsün istiyorum. Yalın ayak koşsun bakir topraklarda. İllaki ayağına bir şey giyecekse kara lastik ile yürüsün. Yanları yırtılınca annesi iple diksin. Kekik kokan dağ havasını çeksin her daim ciğerlerine. Tahtadan oyuncakları olsun.

Kurtarın evlatlarınızı tahtadan oyuncakları olsun!

Allah nasip ederse 5 ay sonra bir kızım olacak. Bu sebeple çok öznel düşünceler içerisindeyim. Bazı kararlar alma arifesindeyim. Alıp başımı gidesim var büyükşehirden. Çirkefleşmiş, çamurlaşmış şehir hayatından aforoz olmak istiyorum. Evladımı bu dünyadan izole etmek istiyorum.

Teknolojiye bulaşmasın, televizyon nedir bilmesin, cep telefonu kullanmasın, tablet hiç istemesin diliyorum. İnsanlar bundan 500 yıl önce nasıl yaşıyorsa ben de kızımla öyle yaşamak istiyorum. Kızım, Anadolu’nun bozkırlarında büyüsün istiyorum. Yalın ayak koşsun bakir topraklarda. İllaki ayağına bir şey giyecekse, kara lastik ile yürüsün. Yanları yırtılınca annesi iple diksin. Kekik kokan dağ havasını çeksin her daim ciğerlerine. Tahtadan oyuncakları olsun.


Beton evlerde değil, ahşap evlerde yaşasın. Tezek yaksın üşüdüğü zaman. Kuzineli sobanın içinde pişirsin aşını. Üstünde mantar kızartsın, kestane çatlatsın. Portakal kabuklarını evinin kokusu yapsın. Sabah güneşi direkt üstüne doğsun ve batana kadar hep üstünde kalsın. Bol bol, boş vakti olsun. Hayatı, dünyayı kendi kendine aklı ile keşfetsin. Algıları ile kimse oynamasın. Saçma sapan düşüncelere dalmasın. Zihni berrak, aklı hür olsun benim kızımın.

Genetiği değiştirilmiş her şeyden uzak, saf şekilde tüketsin tüm ihtiyaçlarını. Kendi yetiştirdiği meyve ve sebzeleri yesin. Kirazlardan küpe yapsın kulaklarına. Kötü insanlar çıkmasın karşısına. İlk dostları hayvanlar olsun. Kaplumbağalar ile emeklemeyi, kuzular ile yürümeyi, tavşanlar ile zıplamayı ve atlar ile koşmayı öğrensin benim kızım. Özgürlüğüne doysun. Beton yığınlarının arasında yıpratmasın çocukluğunu. Yokluğu da görsün, çokluğu da. Her istediğine hemen ulaşmasın. Cefayı, sefaya dönüştürsün benim kızım. Okusun. En iyi mertebelere erişsin. Vatanına, insanlarına hayırlı biri olsun. Allah gönlüne göre versin. Evlensin. Çocukları olsun. Yaşam tarzları aynı annelerininki gibi olsun.

Bu Dünya kısır artık… Farklı, güzel şeyler olacağından hiç ümidim yok. Her geçen gün daha çok batıyoruz günah ve çirkeflik çukuruna. Ruhumuzu kaybediyoruz. Kötülük sayılarımız, iyiliklerimize tur bindirdi. Tecavüz ettiğimiz aslında kendi insanlığımız.


Bari evlatlarımız kurtulsun. Dönsünler köylerine. Ölene kadar, atalarının yaşadığı gibi yaşasınlar. İnsan akıllı telefon, bilgisayar, televizyon, sosyal medya olmadan da yaşar. Ama gerçek anlamda “İNSAN” olmadan yaşayamaz!

Batıyoruz, vallahi batıyoruz. Kıyamet yakın!

YIL 2016 Metropolde bir yaşam: Dikkatli ol!

Hayatın şiddetine rağmen güzel yaşamak


Nazım Hikmet: Öylesine ciddiye alacaksın ki yaşamayı