Merkez Bankası: Dolar yıl sonu 3.08 TL olur

2016 başından itibaren Fed’in temkinli faiz artışıyla TL karşısında değer kaybeden Dolar, yeniden yükselmeye başladı. Peki Dolar neden yükseliyor?

Merkez Bankası 2016 yıl sonu Dolar/TL tahminini 3.08 olarak açıkladı. Fed'in temkinli faiz artırımı ile düşen dolar neden yeniden yükseliyor?

Fed’in 25 baz faiz artırımı ile Türkiye’deki piyasalar rahatlamış, Dolar/TL paritesi faiz artırımından sonra en düşük seviye olan 2,81’in altını görmüştü. Ancak bu hafta yeniden hareketlenmeye başlayan Dolar, 2,87 TL seviyesine çıktı. Yatırımcılar bu yükselişin sürüp sürmeyeceğini merak ederken Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), 2016 sonu dolar kuru beklentisini 3,08 TL olarak açıkladı.

Peki Dolar neden yükseliyor? İşte 5 önemli sebep

1- Dünyanın geri kalanında ekonomiler problemli ve para birimleri değer kazanamıyor. Bunda hem parasal genişleme adımlarının hem de siyasi gelişmelerin etkisi var. Hal böyle olunca Dolar’a karşı bir alternatif oluşamıyor…

Bu hafta Asya’da para birimleri genel olarak zayıfladı. Çin’de Yuan’ın Dolar karşısında işlem görebileceği aralık aşağı çekildi. Singapur Merkez Bankası’nın sürpriz genişleme adımı ile Singapur Doları, Güney Kore’de iktidar partisinin parlamentoda çoğunluğu kaybetmesi ile de Won değer kaybetti. Benzer şekilde negatif faiz uygulanan Japonya’nın para birimi Yen ile Endonezya Rupisi ve Tayland Bahtı da Dolar’a karşı zayıfladı.


Euro, zaten Avrupa ekonomisinde devam eden sorunlar ve Avrupa Merkez Bankası’nın parasal genişleme ve negatif faiz uygulaması nedeni ile baskı altında.

Sterlin de İngiltere’nin Avrupa Birliği’nde kalıp kalmamayı oylayacağı 23 Haziran referandumu öncesi son derece zayıf. Sterlin, yılbaşından bu yana Dolar’a karşı yüzde 5’ten fazla değer kaybetti. Son anketler İngiliz vatandaşlarının %43’ünün AB’de kalmak,%42’sinin bölgeden çıkmak istediğini gösteriyor. Bu durum Sterlin tarafında baskının sürebileceğini gösteriyor.

2- Fed bölgesel başkanlarının açıklamaları ve Çin verilerinin etkisi ile faiz artırım süreci belirsiz de olsa hala masada…

Fed’in güvercin Mart toplantısı sonrası bu yıl için yapılacak faiz artırım beklentileri azalırken bu hafta açıklama yapan banka üyeleri farklı beklentiler ortaya koydu. Richmond Fed Başkanı Lacker enflasyondaki canlanmaya işaret ederek bu yıl 4 faiz artırımı gerekebileceğini söyledi. San Francisco Fed Başkanı Williams bu yıl iki veya üç faiz artırımını mantıklı bulduğunu söylerken enflasyon ve istihdamın iyi göründüğünden bahsetti. Philadelphia Fed Başkanı Harker da dünyadaki risklere rağmen ABD ekonomisinin güçlü olduğuna değindi. Atlanta Fed Başkanı Lockhart bu yıl iki veya üç faiz artırımının mümkün olduğunu söyledi.


Ayrıca bu hafta açıklanan ihracat verileri Çin ekonomisinin toparlandığı yönünde umut verdi. Her ne kadar büyüme verisi %6,7 ile 7 yılın en düşük seviyesinde gelse de sanayi üretimi, kredi büyümesi gibi bazı veriler olumlu seyrediyor. Çin’deki yavaşlama Fed’in faiz artırımlarını yavaşlatan bahanelerin başında geliyor. Bu nedenle olumlu veriler ABD Merkez Bankası’nın normalleşmesinin de önünü açabilir.

3- Yeni Merkez Bankası Başkanı ve Para Politikası Kurulu’nun faiz indirimlerine devam etmesi bekleniyor.

Faiz indirimleri, TL tutmanın cazibesini azaltabilecek bir gelişme. Şu aşamada indirimlerin faiz koridorunun üst bandıyla sınırlı kaldığını görüyoruz ama önümüzdeki dönemde politika faizinde indirimler de gündeme gelebilir. Ayrıca bankaların bu ortamda kredi faizlerini indirmesi de muhtemel gözüküyor.Faiz indirimi beklentileri ve Merkez Bankası’na yönelik “faiz indirimi yapılsın” telkinleri Türk Lirası üzerinde baskı oluşturuyor ve bu baskı bir süre daha devam edecek gibi.

4- Jeopolitik riskler, siyasi anlaşmazlıklar ve mülteci krizi nedeni ile rezerv para olan Dolar güvenli liman olmaya devam ediyor…

Ortalık yatışmış gibi gözükse de dünyanın her yerinden ara ara terör, siyasi anlaşmazlık ve çatışma haberleri geliyor. Wall Street Journal bu hafta ABD’nin Suriye’de B planının “muhaliflere uçaksavar vermek” olduğunu yazdı. Diğer yandan Suriyeliler 250 üyeli Halk Meclisi’ni seçmek için dün sandık başına gitti. Seçim sadece Esad rejiminin kontrolündeki bölgelerde gerçekleşirken, ABD sonuçları tanımadığını açıkladı. Öte yandan Irak yönetimi Işid’le mücadele etmeye devam ediyor. Türkiye’nin doğusunda da terörle mücadele sürüyor. Sadece Türkiye’nin komşularında ve Orta Doğu’da değil tüm dünyada her zamankinden farklı bir jeopolitik gerginlik söz konusu.

5- Teknik görünüm…


Dolar endeksi bu yılın ilk çeyreğinde %4’e yakın değer kaybetti. Dolar/TL’deki değer kaybı da %3’ün üzerindeydi. Gündeme bağlı olarak Dolar’a teknik alım gelmesi de şaşırtıcı değil. 12 Nisan tarihinde teknik analize göre aşırı satım bölgesinde olan Dolar endeksi için 92,60-93,60 aralığı uzun süredir geçilemeyen ve alımların geldiği güçlü bir destek seviyeleriydi. Dolar/TL’de de 2,80 seviyesi bir süredir teknik alımların geldiği önemli bir destek. Bu hafta Dolar’daki yükseliş de işte bu seviyelerde başladı. Bu gelişmeleri göz önünde bulundurduğumuzda Dolar’ın dünyadaki görünümü açısından net bir beklenti içine girmek zor. Ama IMF’nin de küresel büyüme beklentilerini indirdiği bir ortamda Fed’in faiz artırımlarında çok agresif olması mümkün görünmüyor. Yurtiçinde faiz indirimi TL’yi baskılayacağı için Türkiye’de TL’nin Dolar’a karşı değer kazancı diğer gelişen ekonomilere göre sınırlı kalabilir.

dolar/tl paritesi nisan 2016 fed merkez bankası faiz investing

Merkez Bankası (TCMB), 2016 yıl sonu beklentileriyle ilgili verileri paylaştı:

  • 2016 yılı Nisan ayı anket döneminde, katılımcıların 12 ay sonrasına ilişkin olasılık tahminleri değerlendirildiğinde, TÜFE’nin ortalama olarak yüzde 22,6 olasılıkla yüzde 7,00-7,49 aralığında, yüzde 31,4 olasılıkla yüzde 7,50-7,99 aralığında, yüzde 17,2 olasılıkla ise yüzde 8,00-8,49 aralığında artış göstereceği öngörülmektedir.
  • Aynı anket döneminde nokta tahminlere göre ise, katılımcıların yüzde 13,1’inin 12 ay sonrası TÜFE enflasyonu beklentilerinin yüzde 7,00-7,49 aralığında, yüzde 32,8’inin beklentilerinin yüzde 7,50-7,99 aralığında, yüzde 27,9’unun beklentilerinin ise yüzde 8,00-8,49 aralığında olduğu gözlenmektedir.
  • 2016 yılı Nisan ayı anket döneminde, katılımcıların 24 ay sonrasına ilişkin olasılık tahminleri değerlendirildiğinde, TÜFE’nin ortalama olarak yüzde 19,3 olasılıkla yüzde 5,50-6,49 aralığında, yüzde 57,5 olasılıkla yüzde 6,50 -7,49 aralığında, yüzde 18,5 olasılıkla ise yüzde 7,50 ve üzerinde artış göstereceği öngörülmektedir.
  • Aynı anket döneminde nokta tahminlere göre 24 ay sonrası TÜFE enflasyonu beklentileri değerlendirildiğinde, katılımcıların yüzde 53,3’ünün beklentilerinin yüzde 6,50-7,49 aralığında, yüzde 31,7’sinin beklentilerinin ise yüzde 7,50 ve üzerinde olduğu gözlenmektedir.
  • BİST Repo ve Ters-Repo Pazarı’nda oluşan cari ay sonu gecelik faiz oranı beklentisi bir önceki anket döneminde yüzde 10,47 iken, bu anket döneminde yüzde 10,03 olmuştur. TCMB Ağırlıklı Ortalama Fonlama Maliyeti beklentisi ise bir önceki anket döneminde yüzde 8,96 iken, bu anket döneminde yüzde 8,65 olarak gerçekleşmiştir.
  • 2016 yılı Nisan ayı anket döneminde, vadesine üç ay ya da üç aya yakın süre kalan Devlet İç Borçlanma Senetleri’nin (DİBS) yıllık bileşik faiz oranı beklentileri cari ay,1,3,6,12 ve 24 ay sonrası için bir önceki anket dönemine göre azalarak sırasıyla yüzde 9,42, 9,33, 9,34, 9,41, 9,45 ve 9,44 olmuştur.
  • Vadesine beş yıl ya da beş yıla yakın süre kalan DİBS’lerin 12 ay sonrası ikincil piyasa yıllık bileşik faiz oranı beklentisi bir önceki anket döneminde yüzde 10,37 iken, bu anket döneminde yüzde 9,67’ye gerilemiştir. Vadesine on yıl ya da on yıla yakın süre kalan DİBS’lerin 12 ay sonrası ikincil piyasa yıllık bileşik faiz oranı beklentisi ise aynı anket dönemlerinde sırasıyla yüzde 10,45 ve yüzde 9,85 olarak gerçekleşmiştir.
  • TCMB bir hafta vadeli repo ihale faiz oranı cari ay ve 3, 6, 12, 24 ay sonrası beklentileri sırasıyla yüzde 7,50, 7,37, 7,50, 7,79 ve 7,78 olarak gerçekleşmiştir.
  • 2016 yıl sonu döviz kuru (ABD Doları/TL) beklentisi bir önceki anket döneminde 3,11 TL iken, bu anket döneminde 3,08 TL’ye gerilemiştir. 12 ay sonrası döviz kuru beklentisi ise aynı anket dönemlerinde sırasıyla 3,20 TL ve 3,18 TL olarak gerçekleşmiştir.
  • 2016 yılı cari işlemler açığı beklentisi, bir önceki anket döneminde 33,5 milyar ABD Doları iken, bu anket döneminde 32,9 milyar ABD Doları olmuştur. 2017 yılı cari işlemler açığı beklentisi ise aynı anket dönemlerinde sırasıyla 37,2 milyar ABD Doları ve 37,0 milyar ABD Doları olarak gerçekleşmiştir.
  • GSYH 2016 ve 2017 yılları büyüme beklentileri bir önceki anket dönemine göre değişmeyerek sırasıyla yüzde 3,6 ve yüzde 3,9 olarak gerçekleşmiştir.

 Dolar TL kuru hangi seviyeyi görecek?


Editor
İndigo Dergisi Haber Merkezi | İndigo Dergisi, 18 yıldır yayın hayatında olan bağımsız bir medya kuruluşudur. İlkelerinden ödün vermeden tarafsız yayıncılık anlayışı ile çalışmaktadır. 2005 yılında kurulan İndigo Dergisi, indigodergisi.com web sitesi üzerinden tamamen dijital ortamda günlük yayın yapmaktadır. Aynı zamanda Türkiye’nin ilk internet haber dergisi olmakla birlikte, tüm yayın kadrosu ve okurlarıyla birlikte sürekli gelişmektedir. İndigo Dergisi’nin amacı; gidişatı ve tabuları sorgulayarak, kamuoyu oluşturarak farkındalık yaratmaktır. Vizyonu; okuyucularında sosyal sorumluluk bilinci geliştirerek toplumun olumlu yönde değişimine katkıda bulunmaktır. Temel değerleri; dürüst, sağduyulu, barışçıl ve sosyal sorumluluklarının bilincinde olmaktır. İndigo Dergisi, Türkiye’nin saygın İnternet yayınlarından biri olarak; iletişim özgürlüğünü halkın gerçekleri öğrenme hakkı olarak kabul etmekte; Basın Meslek İlkeleri ve Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi’ne uymayı taahhüt eder. İlaveten İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ni benimsemekte ve yayın içeriğinde de bu bildiriyi göz önünde bulundurmaktadır. Buradan hareketle herkesin ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasi veya diğer herhangi bir milli veya içtimai menşe, servet, doğuş veya herhangi diğer bir fark gözetilmeksizin eşitliğine ve özgürlüğüne inanmaktadır. İndigo Dergisi, Türkiye Cumhuriyeti çıkarlarına ters düşen; milli haysiyetimizi ve değerlerimizi karalayan, küçümseyen ya da bunlara zarar verebilecek nitelikte hiçbir yazıya yer vermez. İlkelerinden ödün vermeyen şeffaf yayıncılık anlayışını desteklemektedir. Herhangi bir çıkar grubu, örgüt, ideoloji, politik veya dini; hiçbir oluşumun parçası değildir. Köşe yazarlarımızın yazdıkları fikirler, kendi özgür düşünceleridir; İndigo Dergisi yayın politikası dahilinde değerlendirilir ve yayın ilkeleri ile çelişmediği müddetçe, düşünce ve ifade özgürlüğünü teşvik ederek yayına alınır. İndigo Dergisi, sunduğu tüm bilgilerin doğruluğunu teyit ve kontrol eder; bu bilgilerin geçerliliğine son derece önem verir.