Kişisel marka olmak, bireyin sahip olduğu hayat duruşu, amacı, özü ve tarzı ile ulaşmak istediği kişilere verdiği mesajla yarattığı farkındalık ve değişim demek…
Kapitalizmin hüküm sürdüğü bu dönmelerde, herkes bir rat race yani sert ve çetin bir mücadele içinde hayatını sürdürüyor. Eskiler ekmeğin aslanın ağzında olduğunu söylerken artık ekmeğin aslanın midesine indiğini hatta oradan sindirim sistemine ulaştığını görüyoruz. Bu iş ve sosyal hayattaki rekabet ortamı bizleri yeni terimler ve hayat duruşu arayışları içerisine itiyor. Artık ne mezun olduğumuz okullar, alınan yurt dışı eğitimleri ne de sertifikalar bizlerin bu yarışta öne geçmemize sebebiyet veriyor. Bundan dolayı da “kişisel marka olabilmek” teriminin son dönemlerin trend yaklaşımları arasında yerini bulmasına yol açıyor.
Kişisel marka olmak ne demek?
Kişisel marka olmak bireyin sahip olduğu her şey ile birlikte; hayat duruşu, amacı, özü ve tarzı ile ulaşmak istediği kişilere verdiği mesaj, yarattığı farkındalık ve değişim demektir. Ayrıca hem özel hem de iş hayatına kattığı değerlere bağlı bir kişi olabilmesidir.
Kişisel marka olabilmek; bireyin sahip olabildiği özelliklerini, değerlerini sunarken izlediği yolların bütününü oluşturmaktadır. Her ne kadar kişisel marka tanımı kişinin kendini ne derece iyi pazarlayabildiği ile ilgilense de böyle bir tanım oldukça yüzeysel ve basite indirgenmiş bir tanım olarak kalacaktır.
Kişisel marka olabilmek için öncelikle kişinin doğru bir hayat duruşu ve rol model olabilmeyi başarabilmesi gerekir. Bunun içinde; kişisel değerlere, doğru iletişim becerilerine, kişisel farkındalığa, olumlu karakteristik özelliklere ve kendisine has bir imaja sahip olması gerekmektedir.
Kişisel değerler
Önemini vurguladığımız, tek kelime ifade edilen, evrensel, kapsayıcı, soyut ve birleştirici olan kavramlardır. Kişisel değerlerinizi belirleyebilmek marka olma yolundaki en temel adımdır. Kişisel değerlerimizin ne olduğunu bulabilmek için kendimize şu iki soruyu sorabiliriz; Yaşamınızda tam tatmin yaşayabilmek için nelere sahip olmalıyız? Kendimizi en iyi hissettiğinizde biz kimiz? Bu iki soru kim olduğumuzu, hayatı hangi değerler üzerinden yaşadığımızı net bir şekilde belirleyecektir.
İletişim becerileri
Kişisel marka olabilmek için iki farklı iletişim tarzını da etkin bir biçimde kullanmak gerekir. Bunlardan birincisi; başkaları ile olan iletişimimizdir, bu da karşındakini anlamaktan geçer. Karşımızdakini anlayabilmek ise etkin dinleme ve empati becerilerimizi geliştirmek demektir. Anlaşılabilmek için ilk önce anlayabilmeyi becerebilmemiz gerekmektedir. Bir diğeri ise kişinin kendisi ile iletişimidir. Bu da kendimizi sevmek, kendimiz hakkında güzel konuşmak, değer vermek, yeteneklerimizi ve özelliklerimizi küçümsememek, zaaflarımızı ve gelişime açık alanlarımızı bilmek demektir. Zira kişi kendisi ile doğru ve etkin iletişim içerisinde olamadıkça dış dünya ile de verimli bir ilişki kuramayacaktır.
Kişisel farkındalık
Kişinin farkındalığını arttırabilmesi kendisini tanıması ve bilmesinden geçer. Şu anki mevcut durumunu analiz edebilmeli ve kendisini geleceğe taşıyabilecek hangi özelliklere sahip olması gerektiğini de çözümleyebilmesine ihtiyacı vardır. Kişinin kendisini analiz edebilmesi için bazı soruların cevabını bulabilmeye ihtiyacı vardır.
- Hayatımda neler yapmak isterim?
- Bunları yapabilmek için nelere ihtiyacım var?
- Hangi kaynaklara nasıl ulaşabilirim?
- Yapmak istediklerimi yapmak için nereden başlayabilirim?
Bu soruların tamamı bizim kişisel farkındalığımızı oluşturmamız için başlangıç noktası olacaktır.
Kişilik özellikleri
Kendimize baktığımızda olmak istediğimiz kişi ve olduğumuz kişi arasında dağlar kadar fark olduğunu görebiliriz. Olumlu kişilik özelliklerine sahip olmak, gelişmeye açık alanlarımız üzerinde çalışmak, hem kişisel farkındalığımızı hem de iletişim becerilerimizi olumlu anlamda arttırmamıza sebebiyet verecektir.
Kişiye has mesajlar
“Ya olduğun gibi görün, ya da göründüğün gibi ol” der Mevlana. Her gün bizlere “daha fazla tüketmelisin!” baskısının yapıldığı bu dünyada kişinin kendine has bir imajı koruyabilmesi ciddi bir meziyettir. Kişisel imaj diğerlerinin üzerinde bıraktığımız izlenim, bulunduğumuz her ortamda yansıttığımız biçimin, kendimizi nasıl gördüğümüzün ya da görünmek istediğimizin toplamıdır. Kişisel imaj olmadığımız bir karaktere bürünmek, bilmediğimiz alanlarda bilgili gibi bir eda ile takılmak, toplum içerisinde kabul görebilmek adına içi boşaltılmış kişisel gelişim tekniklerine başvurmak, yakışmamasına rağmen sırf moda diye modaya uyum sağlamak demek değildir.
“Kimde muhteva (içerik) şekilden ağır basıyorsa o yontulmamıştır, kimde şekil muhtevadan ağır basıyorsa o yüzeysel bir insandır, kimde muhteva ve şekil aynı ağırlıktaysa o seçkin bir insandır” der Konfüçyus. O yüzden kişisel marka olabilmek kendini ne kadar iyi pazarlayabildiğinden ziyade doğru hayat duruşuna sahip olmaktan geçer. Doğru bir hayat duruşu ise; beden, ruh ve zihin olarak sağlıklı ve mütevazi olmaktan ve dengede kalabilmekten ibarettir.
İlgili yazılar
Hikaye mi olmak istersin marka mı?
Markanız için nasıl ritüel yaratırsınız?