Marmara fay hattının röntgeni çekildi

Çok küçük depremleri bile saptayabilen MARSite projesi ile son üç yıl içinde Marmara deprem fay hattının röntgeni çekildi. Erken uyarı sistemleri geliştirildi.

Marmara fay hattının röntgeni çekildi

Deprem, tsunami ve heyelan gibi doğal felaketlerin tehlike analizinin son teknolojiler kullanılarak yapılması ve risk azaltımı için Avrupa Birliği desteği ile gerçekleştirilen MARSite (MARmara superSITE) projesi tamamlandı.

Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü’nden Prof. Nurcan Meral Özel koordinatörlüğünde gerçekleştirilen MARSite projesi ile Marmara Bölgesi, Avrupa Birliği nezdinde öncelikli olarak izlenmesi gereken üç bölgeden biri olarak tanımlandı.


Araştırma çerçevesinde Tekirdağ Şarköy’de kurulan Derin Kuyu Sistemi dünyada benzeri olmayan teknoloji ile tasarlanarak Şarköy’de yerin 150 metre altına doğrudan fayın içine yerleştirildi. Bu sistem anlık yer hareketlerini ve faylar üzerindeki gerilmeleri aynı anda hassas olarak sürekli izleyebilecek ve çok küçük depremleri bile saptayabilecek.

Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü'nden Prof. Nurcan Meral Özel
Prof. Nurcan Meral Özel – Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü

Geniş kapsamlı MARSite projesi 3,5 yıl sürdü

Türkiye ve Avrupa’dan 21 kurumun katılımı ile 3,5 senede tamamlanan MARmara superSITE Projesi’ne İstanbul Üniversitesi, İstanbul Teknik Üniversitesi, Kocaeli Üniversitesi ve TÜBİTAK kurumları paydaş olarak; İstanbul Valiliği, AFAD, İstanbul Büyükşehir Belediyesi ise son kullanıcı olarak katıldı. Projeye uzmanlık alanlarında Avrupa’da öncü olan Fransa, Almanya ve İtalya’dan kurumlar da dahil oldu. MARSite projesi ile Marmara Fayı kesintisiz izlendi ve toplanan veriler ile üç yıl içinde 30’dan fazla araştırma yayınlandı.

Boğaziçi Üniversitesi’nde düzenlenen bilgi paylaşım toplantısında konuşan Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Merkezi öğretim üyesi ve MARSite Projesi koordinatörü Prof. Dr. Nurcan Meral Özel, MARSite Projesi ile deprem tehlike analizleri açısından Marmara’nın dünya çapında öncü çalışmaların yapıldığı bir bölge haline geldiğini söyledi. Özel; “Dünyadaki benzer tektonik problemlere sahip bir bölgede olabilecek, bir depremin analizi için kullanılabilecek her türlü gözlemi, teknolojik olarak en etkin donanımla gerçekleştiren bir alt yapı kurulmuştur” dedi.

Tsunami ve Deprem Erken Uyarı Sistemi geliştirildi

Marsite kapsamında erken uyarı sinyali günlük yaklaşık 150.000 yolcu/gün kapasiteli Marmaray ulaşım sistemine ve 5.3 milyon kullanıcılı doğal gaz dağıtım sistemine dahil edildi.


Prof. Dr. Özel, MarSite projesi ile Marmara Bölgesi’ni uzaydan, karadan ve denizaltından yeni teknolojik gözlem noktaları kurarak izlediklerini ve sismolojiden jeokimyaya farklı dallarda araştırma gruplarını koordine ettiklerini ifade etti. Marmara Bölgesi’nde çok disiplinli veriler toplayarak paylaştıklarını ve verilerin yorumlanması sonucunda tutarlı teorik ve pratik modeller oluşturduklarını belirten Özel şu bilgileri verdi: “Proje dahilinde Marmara’da kara ve deniz odaklı gözlemler yapılarak sismik riskin belirlenmesine katkılarda bulunulmuş, Marmara Bölgesi’nde tsunami tehlikesinin daha iyi anlaşılabilmesi amacı ile Marmara Denizi için deprem kaynaklı tsunami senaryo veri tabanı üretilmiştir. Çalışma sonucunda geçmişte Marmara’da gözlemlenmiş olan tsunamilerin salt deprem kaynaklı değil, ancak deprem tarafından tetiklenmiş olan deniz tabanı heyelanları olabileceği gösterilmiş ve bu temelde Deprem Erken Uyarı Sistemi’ne ve dolayısıyla kuvvetli yer hareketine entegre olarak çalışacak bir tsunami erken uyarı sistemi modeli geliştirilmiştir”.

Dünyada benzersiz bir sistem

Nurcan Meral Özel, projenin en önemli yenilikçi çalışmalarından birinin de Tekirdağ Şarköy‘de kurulan Derin Kuyu sistemi olduğunu belirterek, “Büyük depremlerin nerede ve ne zaman olacağını ve büyük bir deprem öncesi depremin kaynağındaki sürecin fiziğini anlamak için, Marmara Denizi’ni boydan boya geçen Kuzey Anadolu Fay Zonu’nun aktif sismik zonlarındaki küçük deformasyonları ve çok küçük deprem dalgası sinyallerini kaydedebilecek ivmeölçer, tiltmetre, gerilim ölçer ve çok-geniş bantlı sismometreden oluşan çok-parametreli iki adet kuyu sistemi kurulmuştur. Dünyada benzeri olmayan bir sistem tasarlanarak yerin 150 metre altına doğrudan fayın içine yerleştirilmiştir. Bu sistem anlık yer hareketlerini ve faylar üzerindeki gerilmeleri aynı anda hassas olarak sürekli izleyebilmekte ve sismometrelerle izlenemeyen çok küçük depremleri bile saptayabilmektedir” bilgisini verdi.

Faylardaki bütün hareketler izlenecek

Proje kapsamında Marmara Bölgesi’nde konuşlanmış 16 noktada GPS istasyonunun yenilendiğini ve gerçek zamanlı hale getirildiğini belirten Özel, jeodezik ve sismik gözlemler birleştirilerek yeni modellemeler için jeodetik+sismik bir veri tabanı sağlandığını söyledi. Özel, “Marmara’da deprem kaynaklı heyelan tehlikesinin belirlenmesi ve riskinin değerlendirilmesi, deniz dibi cihazları kullanılarak fay yakınındaki deprem ve sıvı aktivitesini izlenmesi, erken uyarı ve gerçek zamanlı sarsıntı ve kayıp bilgisi gelişiminin belirlenmesi gerçekleştirilmiştir” dedi.

Deniz altı izleme ekipmanları yerleştirildi

Marsite dahilinde, fay aktivitesi üzerindeki gazın rolü hakkında bilgiler sağlamak üzere Fransız ve İtalyan ekipleri tarafından deniz altı izleme ekipmanları yerleştirildigi bilgisini veren Özel, araştırma sırasında fay bölgesi boyunca bir kaç kilometre derinlikte bulunan rezervlerdeki gazın hangi yollardan sızdığını anlamak için sıvı örnekleri de alındığını ve bu örnekler ile geçmişte İstanbul’u etkilemiş depremlerin tarihlerini belirlemek için de kullanıldığını belirtti.

Son 1500 yılda Marmara Fayını tetikleyen büyük depremler yeniden değerlendirildi

Nurcan Meral Özel, proje çerçevesinde, Marmara Bölgesi’ndeki oligosenden daha genç olan bütün fayların haritalandığını ve coğrafi bilgi sistemi içerisinde bir fay veri tabanı geliştirildiğini belirterek, “Projede son 1500 yılda Marmara Bölgesi’ni etkileyen tüm büyük depremler bu projede yeniden değerlendirilmiştir. Depremler neden oldukları hasar dağılımlarına göre Kuzey Anadolu Fayı boyunca yaklaşık konumlarına göre sınıflandırılmış ve her bir depremin meydana getirdiği hasar ve bölgenin jeolojisi dikkate alınarak eş şiddet haritaları üretilmiştir” diye konuştu.


Özel, MARSite projesi kapsamında geliştirilen yeni yer-tehlike görüntüleme donanımları sayesinde, yüksek çözünürlüklü yer değiştirme gözlemleri, yeni kuyu içi gözlemleri, deniz-dibi gaz yayılımı ve ısı akışı ölçümleri yapılarak, gözlem kapasitesi ivmelendirerek artırılmış ve deprem tehlike analizleri açısından Marmara’yı dünya çapında öncü çalışmaların yapıldığı bir “Superyer’ haline getirmiştir” dedi.

17 Ağustos Depremi’ni Bir Daha Yaşamayalım!

Suni Yöntemle Deprem Yaratılabilir mi?


Editor
Haber Merkezi ▪ İndigo Dergisi, 19 yıldır yayın hayatında olan bağımsız bir medya kuruluşudur. İlkelerinden ödün vermeden tarafsız yayıncılık anlayışı ile çalışmaktadır. Amacı; gidişatı ve tabuları sorgulayarak, kamuoyu oluşturarak farkındalık yaratmaktır. Vizyonu; okuyucularında sosyal sorumluluk bilinci geliştirerek toplumun olumlu yönde değişimine katkıda bulunmaktır. Temel değerleri; dürüst, sağduyulu, barışçıl ve sosyal sorumluluklarının bilincinde olmaktır. İndigo Dergisi, Türkiye’nin saygın İnternet yayınlarından biri olarak; iletişim özgürlüğünü halkın gerçekleri öğrenme hakkı olarak kabul etmekte; Basın Meslek İlkeleri ve Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi’ne uymayı taahhüt eder. Ayrıca İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ni benimsemekte ve yayın içeriğinde de bu bildiriyi göz önünde bulundurmaktadır. Buradan hareketle herkesin ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasi veya diğer herhangi bir milli veya içtimai menşe, servet, doğuş veya herhangi diğer bir fark gözetilmeksizin eşitliğine ve özgürlüğüne inanmaktadır. İndigo Dergisi, Türkiye Cumhuriyeti çıkarlarına ters düşen; milli haysiyetimizi ve değerlerimizi karalayan, küçümseyen ya da bunlara zarar verebilecek nitelikte hiçbir yazıya yer vermez. İndigo Dergisi herhangi bir çıkar grubu, ideolojik veya politik hiçbir oluşumun parçası değildir.