Darbe girişiminin öncesi ve sonrası

Bir zamanların milli eğitim bakanı ne demişti? “Cemaat devlete sızmış, buna kargalar bile güler.” Tüm bu olanlardan sonra kargalar hala gülüyorlar mı bilmem ama ben çok gülüyorum. Bir zamanlar kargalarla beraber gülen bu çapsız ve öngörüsüz adamların siyasi yaşamları bitirilmeli.

Darbe girişiminin öncesi ve sonrası

Olayları analiz ederken tek kriteri türban olan bu kafada bir insan da zaten anca kargaların güldüğü şeye güler. Zamanında güldüklerine de gün gelir ağlar. Kandırılıp sokağa çıkarılan zavallı bir ere bile yaptıklarının bedeli ödetilmeye çalışılırken bu heriflerin bedel ödemeden bu işten sıyrılmaları vicdanımızı rahatsız etmez mi? Asıl sorun devletin içine sızmış bu çapsız ve öngörüsüz adamlardır.

15 Temmuz’da büyük bir uçurumun eşiğinden dönüldü

Türkiye, 15 Temmuz günü büyük bir uçurumun eşiğinden döndü. ABD’de yaşayan, 70’li yıllardan kalma bir cami imamının Türk ordusu içine sızdırdığı müritlerce, Honduras ordusu tarzı kalkışılan çılgınlık hedeflerine ulaşamadan son buldu.


ABD Dışişleri Bakanı John Kerry‘nin darbe teşebbüsünün ilk saatlerinde yaptığı talihsiz açıklamaya bakar mısınız?

“Türkiye’nin barış, istikrar ve devamlılık içinde kalacağını umuyorum.”

Bu o aşamada söylenecek laf mıdır Allah aşkına?

Söylenmesi gereken şey, “Türkiye’nin bu çılgınca girişimden demokrasisini daha da güçlendirerek çıkacağını umuyorum.” Anlaşılan ABD’de de çapsız ve öngörüsüz adamların sayısı oldukça fazlaymış.

Askerliğini “Mehmet Efendi” olarak yapıp sonra da “Yanlış her zaman yanlıştır” diyerek darbeye karışan Mehmetçiklerden bile hesap sorulmasını isteyen ulema sınıfına da birkaç laf etmesem olmaz.


Askerliğin tanımı nedir?

Söze askerliğin tanımı ile başlayayım. Askerlik, kanunlara, nizamlara, emirlere ve amirlere mutlak itaat, astın ve üstün hukukuna riayet etmektir. “Mutlak itaat” bölümü tanımdaki can alıcı kısımdır. İtaat, zaten sorgulamadan uymak ifadesini bünyesinde barındırırken bir de buna “mutlak” sıfatı eklenerek ifadedeki vurgunun daha da kuvvetlendirildiğine dikkatinizi çekerim.

Darbe girişiminin sorumluları kimlerdi?

İllaki sorumlu arıyorsanız bu işin sorumluları kimlerdir ben size söyleyeyim:

Buna meydan veren ve orduda disiplini sağlayamamış üst düzey düğün meraklısı komutanlar, YAŞ kararlarına yaptıkları itirazlarla ordu içinde şeriatçı yapılanmaya zemin hazırlayan siyasi iktidar, ülkede çevrilen dolaplardan bir türlü haberi olmayan istihbarat örgütü, olayları analiz ederken tek kriteri başörtüsü olan halkın ahmak kesimi, devletin ABD uşağı hain bir çete tarafından ele geçirilmesine göz yuman komplocu bürokratlar ve yargı mensuplarıdır. Tek suçu olmayan ise Mehmetçiklerdir.

Darbeye karışan bu zavallı Mehmetçiklerin bir avuç sakallı yobaz tarafından kemer ve sopalarla dövülmesi ise asker düşmanlığının vandallaşmış halidir.

Kimse; istenildiğinde ağaca bile selam verdirtilebilen, 20 yaşında, ana kuzusu, kandırılmış Mehmetçikten verilen emre kanunsuz bile olsa itaat etmemesini beklemesin. Bu, hayalcilik olur. Bu, orduyu tanımamak olur.

Yatın kalkın dua edin! Bu darbe emir komuta zinciri içinde yapılmadı yoksa bugün çok başka bir Türkiye’de yaşıyor olacaktık.


**

Bir ‘darbe’ girişiminin anatomisi: 15 Temmuz 2016

Darbeciler halka ateş emrine itaat etmeyen erleri vurdu

Teslim olan erler konuştu!


Taner Erim
1966 yılında İstanbul'da doğan yazar, Cerrahpaşa Tıp Fakültesi'nden mezun olmuştur. Hava Kuvvetlerinin çeşitli birimlerinde hekim olarak görev yaptıktan sonra 2010 yılında emekli olmuştur. Halen özel sektörde kulak burun boğaz uzmanı ve bir yüksek öğretim kurumunda öğretim görevlisi olarak çalışmakta olan yazarın ilgi alanları siyasi tarih, sinema ve motosiklettir.