Genelkurmay 2’nci Başkanı Yaşar Güler: Üs bombalanınca rahatladım

Genelkurmay 2’nci Başkanı Orgeneral Yaşar Güler, savcılık ifadesinde emir subayı tarafından rehin alındığını açıkladı. Yaşar Güler, Akıncı Üssü’nde Orgeneral Akın Öztürk’ün darbeci askerlere talimat verdiğini belirtti.

Genelkurmay 2'nci Başkanı Orgeneral Yaşar Güler, savcılık ifadesi 15 temmuz darbe girişimi

Orgeneral Yaşar Güler’in savcılıkta verdiği ifade şöyle:

Odama 10 asker girdi, yere yattı diye bağırdılar

15 Temmuz 2016 saat 21.25 sıralarında makam odamda yalnız başıma çalışmaktaydım. Kapı çalındı. Girmesini söyledim. Birden bir patırtıyla ‘Yere yat yere yat’ sesleri yükseldi. Odamda yaklaşık eğitim kıyafetli silahlı, silahların hepsi üzerime çevrilmiş 10 personeli gördüm. İçlerinden biri tekrar ‘Yere yat’ şeklinde bağırdı. Ben de ‘Siz kimsiniz’ diye sordum. Tekrar ‘Yere yat’ diyerek üzerime saldırdılar.


Ellerimi arkadan bağladılar, ağzımı bantladılar

Ben bunlardan bir tanesini tutarak diğer tarafa fırlattım ve yere düştü. Bunun üzerine daha büyük bir öfkeyle üzerime çullandılar. Yüzükoyun yere yatırdılar, içlerinde bir tanesi kafama ayağıyla bastırdı. Ayaklarımı ve kollarımı ayırıp çekiyorlar. Ellerimi arkadan bağladılar. İlk başta ağzımı bantladılar.

Beni rehin alamaya gelen askerleri emir subayım yönetiyordu

O vaziyetteyken sivil biri sırıtarak omzuma vurdu. ‘Komutanım merak etmeyin bir tatbikat’ diye alaycı ifadelerle konuşunca baktım benim emir subayım Mehmet Akkurt’tu. Ekibin yöneticisi olduğunu anladım. Kafama yüzümü kapatacak şekilde bere geçirdiler. Bu şekilde zorla beni kaldırdılar. Ben bu yapılanlara karşı direniyordum. Beni yerde sürükleyerek koridora çıkardılar.

Sürükleyerek araca bindirdiler

Beni koridorda sağa doğru çevirerek sürüklediler. 3 kat aşağıya sürükleyerek götürdüler. Daha sonra binanın yan tarafında bulunan kapıdan dışarı çıkardılar. Bir araca soktular. Araç hızla hareket etti. Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’nın istikametindeki kapıya doğru götürdüler. Nizamiyeye gelince kapıları aç diyerek bağırıyordu. Bağıran kişi sesinden tanıdığım kadarıyla emir subayım Mehmet Akkurt idi. Kapıya orada bulunan mantar bariyerlerin içeriden indirilmemesi nedeniyle açtırmayınca öndeki Mehmet Akkurt araçtan idi.

İçinde olduğum araca mermiler isabet ediyordu

Oradaki birilerine kapıyı aç yoksa ateş edeceğim diye bağırdı ve ateş etti. Karşı taraftan da mukabil ateşle karşılık verildiğini anladım. İçerisinde olduğum araca mermiler isabet ediyordu. Araçta benim yanımda oturan biri araçtan indi ve ‘Bir şehit’ diyerek bağırdı. O anda araçta solumda bulunan şahsa omuzum ile şiddetli bir şekilde vurdum. Bunun üzerine açık olan arka kapının muhtemelen dışında sol tarafta bulunan diğerleriyle birlikte beni araçtan dışarı çıkardılar ve dizlerimin üzerinde asfalt üzerinde sürüyerek başka bir araca götürdüler. Kışla içinde yere götürdüler uzunca bir süre bekledik. Helikopterle Akıncı Üssü’ne getirildim.


Çok dar bir merdivenden aşağı indik

Yanımda kimse yokken arka koltukta 2-3 dakika beklememin ardından tekrar beni indirdiler ve berenin aralıklarından gördüğüm kadarıyla ambulansa bindirdiler. Genelkurmay kışlası içerisinde araç hareket ettikten bir süre sonra dolaştırarak bir binanın önünde durdular. Beni yaka paça araçtan çıkartarak çok dar bir merdivenden muhtemelen 1 saat aşağıya indik. Orada bir odanın içerisine beni soktular. Daha sonra beni yukarı doğru çıkardılar, tam binadan çıkarken birisi hayır olmadı dedi ve tekrar aynı merdivenden inerek aynı odaya girdik.

Yaşar Güler: Üs bombalanınca rahatladım

Daha sonra uzun bir zaman geçti. Bu arada seslerinden duyduğum F-16 olmadığını ve F4 olduğunu değerlendirdiğim jetlerin uçtuğunu ve manevra yaparak makineli top ile bomba atarak taarruz ettiğini fark ettim. Bunun isyancılara karşı silahlı kuvvetlerin bir karşı hareketi olduğunu değerlendirdim. O anda bir rahatlama hissettim.

“Kelepçeleri Akın Öztürk çıkardı”

Kapı açıldı Orgeneral Akın Öztürk’ün sesini duydum. ‘Yav Yaşar sen burada ne geziyorsun, senin burada olduğundan hiç haberim yok’ dedi. Gözlerimi bağlayan bezi kendisi açtı. O esnada odada ikimizden başka kimse olmadığını gördüm. Akın Öztürk kapıyı açıp dışarıda bekleyen şahsa “Komutanın neden ellerini ayaklarını bağladınız. Çabuk oradan bir şey getir ve bunları aç” dedi. Akın Öztürk yine bizzat kendisi ellerimdeki ve bacaklarımdaki kelepçeleri kesti. Karşıma oturdu ve kendi astsubayı olduğunu söylediği sivil kişiye çay, su ve bir tabaka da çerez getirtti.

Yaşar Paşa’nın ailesine sağ olduğunu haber ver


Ayrıca o şahsa “Yaşar Paşa’nın evini ara ve kendisinin sağ olduğunu ailesine haber ver” dedi. Akın Öztürk konuşmaya başladı ve bana hitaben ‘bu herifler manyak, sen devlete karşı nasıl böyle bir şey yapabilirsin’ dedi. Dün gece 23.00’ten beri burada olduğunu ve herifleri bu hareketi bırakmaları için ikna etmeye çalıştığını, bir kısmını ikna ettiğini söyledi. Sonra kapıda silahlı nöbetçi olduğunu söyleyerek çıkıp gitti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan Hakan Fidan’a: Çok kötü bir sınav verdiniz

Erdoğan helikopter pilotlarına sordu: Dürüstçe söyleyin, kimden yanasınız?

Marmaris baskınının tanıkları darbe girişimi gecesini anlattı

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın otelinde yaşananları anlattı

Darbe girişimini önceden bilen astrolog

Orgeneral Akar’ın yaveri Levent Türkkan itiraf etti: Evet cemaat üyesiyim!

Tuğgeneral Aydoğdu’nun ifadesi: ‘İnandığım emri uyguladım’

Tutuklanan Tümgeneral Mehmet Dişli’nin ifadesi

İlk OHAL kararnamesi yayımlandı: Fetö’ye ağır darbe!

Kapatılan vakıf üniversiteleri listesi yayınlandı

Kapatılan sağlık kuruluşlarının listesi yayınlandı

OHAL kararnamesiyle kapatılan lise, ortaokul, ilkokul ve anaokulları

OHAL kararnamesiyle kapatılan dernek ve vakıfların listesi


Editor
İndigo Dergisi Haber Merkezi | İndigo Dergisi, 18 yıldır yayın hayatında olan bağımsız bir medya kuruluşudur. İlkelerinden ödün vermeden tarafsız yayıncılık anlayışı ile çalışmaktadır. 2005 yılında kurulan İndigo Dergisi, indigodergisi.com web sitesi üzerinden tamamen dijital ortamda günlük yayın yapmaktadır. Aynı zamanda Türkiye’nin ilk internet haber dergisi olmakla birlikte, tüm yayın kadrosu ve okurlarıyla birlikte sürekli gelişmektedir. İndigo Dergisi’nin amacı; gidişatı ve tabuları sorgulayarak, kamuoyu oluşturarak farkındalık yaratmaktır. Vizyonu; okuyucularında sosyal sorumluluk bilinci geliştirerek toplumun olumlu yönde değişimine katkıda bulunmaktır. Temel değerleri; dürüst, sağduyulu, barışçıl ve sosyal sorumluluklarının bilincinde olmaktır. İndigo Dergisi, Türkiye’nin saygın İnternet yayınlarından biri olarak; iletişim özgürlüğünü halkın gerçekleri öğrenme hakkı olarak kabul etmekte; Basın Meslek İlkeleri ve Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi’ne uymayı taahhüt eder. İlaveten İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ni benimsemekte ve yayın içeriğinde de bu bildiriyi göz önünde bulundurmaktadır. Buradan hareketle herkesin ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasi veya diğer herhangi bir milli veya içtimai menşe, servet, doğuş veya herhangi diğer bir fark gözetilmeksizin eşitliğine ve özgürlüğüne inanmaktadır. İndigo Dergisi, Türkiye Cumhuriyeti çıkarlarına ters düşen; milli haysiyetimizi ve değerlerimizi karalayan, küçümseyen ya da bunlara zarar verebilecek nitelikte hiçbir yazıya yer vermez. İlkelerinden ödün vermeyen şeffaf yayıncılık anlayışını desteklemektedir. Herhangi bir çıkar grubu, örgüt, ideoloji, politik veya dini; hiçbir oluşumun parçası değildir. Köşe yazarlarımızın yazdıkları fikirler, kendi özgür düşünceleridir; İndigo Dergisi yayın politikası dahilinde değerlendirilir ve yayın ilkeleri ile çelişmediği müddetçe, düşünce ve ifade özgürlüğünü teşvik ederek yayına alınır. İndigo Dergisi, sunduğu tüm bilgilerin doğruluğunu teyit ve kontrol eder; bu bilgilerin geçerliliğine son derece önem verir.