Tatlı kriziyle baş etmenin 10 yolu

7’den 70’e herkes, şeker ve şekerli gıdaları severek yer. Ancak kişide yedikçe daha fazla yeme isteği uyandıran bu ürünleri tüketirken aşırıya kaçmak sağlığı tehdit ediyor. Uzmanlardan tatlı kriziyle baş etmenin 10 yolu…

Tatlı kriziyle baş etmenin 10 yolu

Şekerin mutluluk hissi veren endorfin salınımını sağlamasından dolayı kişilerin şeker kullanmadığında kendini mutsuz hissettiğini söyleyen Uzman Diyetisyen Olcay Barış, sağlığımızı riske atacak boyutlarda şeker tüketimini engellemek için tatlı krizleriyle baş etmenin yollarını anlattı.

Şeker günlük beslenme alışkanlığımızın vazgeçilmez besinlerinden… Sabah kahvaltılarında çaya şeker atarak başlanan günlük yaşamımızda şeker tüketimi gün boyu kahve, tatlı, pasta ve atıştırmalıklarla sürmektedir.


Söz konusu şeker veya şekerli besinler olduğunda karşı gelmenin hiç kolay olmadığını söyleyen Uzman Diyetisyen Olcay Barış, “Şeker basit karbonhidrat grubunda yer alıyor ve kan şekerini hızla yükseltip düşürdüğü için kişinin yedikçe yeme isteği artıyor. Sonuçta tatlı krizleri günlük bir rutin halinde süregeliyor. Ancak şeker bizi mutlu etse de tehlikesi maalesef sadece kilo almamızla sınırlı kalmıyor. Şekerin, yani basit karbonhidratın fazla tüketimi; damarları tahrip ederek kalp hastalıklarından karaciğer yağlanmasına, kanser riskinin artmasından unutkanlık ve hatta erken bunamaya, tekrarlayan düşük kan şekeri ataklarından bağışıklık sisteminin zayıflamasına kadar pek çok sağlık sorunlarına neden olabiliyor” dedi.

‘Dengeli Beslen Harekete Geç’ Projesi kapsamında bilinçlendirme çalışmalarına devam eden Şenpiliç, Proje Danışmanı Uzman Diyetisyen Olcay Barış’ın katkıları ile tatlı krizi ile nasıl baş edilebileceğine dikkat çekti.

Sağlığımızı riske atacak boyutlarda tüketime ulaşmamak için tatlı krizleriyle nasıl baş edeceğiz?

1- Güne mutlaka kahvaltı yaparak başlayın

Gün boyu kan şekerinin normal sınırlarda kalmasını sağlamak ve şeker ihtiyacını en aza indirmek için sabahları kahvaltı etmek çok önemlidir. Tüm gece boyunca kan şekeri düşük seyreder ve kahvaltı ile normal değerlere çıkar. Bu nedenle özellikle peynir ve yumurta içeren proteinden zengin bir kahvaltı, vücudun gece boyunca düşük giden kan şekerinin düzenlenmesi ve şeker açlığının bastırılması için olmazsa olmaz bir öğündür.

2- Meyveyi doğru tüketmeye dikkat edin

Meyvelerin suları yüksek oranda şeker içerir. Bu nedenle posalı olduğu için meyvenin tamamını tercih etmek gerekir. Fakat ara öğünlerde özellikle meyveleri tek başına tüketmemek gerekir. Çünkü meyvenin içindeki şeker, kan şekerinin aniden yükselip düşmesine neden olarak yine açlık hissini yaratır. Bu yüzden meyveyi protein kaynağı olan yoğurt veya süt ya da badem, fındık ve ceviz gibi yağlı tohumlarla birlikte tüketmek kan şekeri dengesini sağlamaya yardımcı olur.

3- Öğle yemeğini atlamayın

Sık sık ve azar azar yemek kan şekeri düzeyini normal sınırlarda tutmak ve tatlı krizine yakalanmamak için çok önemlidir. Öğünler arasını çok açmak kan şekerini düşürdüğü için şekerli gıdalara yönelmeye neden olur. Özellikle atlanan öğle yemeği, ikindi vakti tatlılara ve çikolataya yönelmeye sebep olur. 2,5- 3 saatte bir sağlıklı besinlerle yapılan atıştırmalar kan şekerini dengeleyerek, şeker yeme isteğinin azalmasını sağlar.


4- Yemeklerinizi baharatlar ile lezzetlendirin

Tarçın, kişniş, Hindistan cevizi, karanfil ve kakule gibi baharatlar gıdaları doğal yolla tatlandırır ve şeker açlığını giderir. Özellikle gece yatmadan 1-2 saat önce içilecek 1 bardak tarçınlı süt gece boyu kan şekerini dengeler.

5- Tatlı krizlerinde sağlıklı alternatifler tüketin

Yapılan bilimsel çalışmalarda sütlü veya beyaz çikolata yerine yüzde 70-80 kakao içeren bitter çikolata şeker ihtiyacının ciddi oranda azalmasına yardımcı olur. Hazır veya paket dondurma yerine süt, muz veya başka meyveleri blenderden geçirip dondurularak yapılan ev yapımı dondurmalar veya light dondurmalar da iyi birer alternatiftir. Bal, reçel ve marmelat gibi gıdaların yerine taze veya kuru meyveler tercih edilmelidir. Hurma da şeker ihtiyacını en aza indirecek sağlıklı bir alternatif olacaktır.

6- Tatlandırıcı tüketimine dikkat edin

Tatlandırıcılar, özellikle şeker açlığında basit şeker kullanmamak adına sıkça tercih edilir. Ancak kullanılan miktar önemlidir. Her gün tatlı ihtiyacını bastırmak adına tatlandırıcılı tatlılar veya diğer hazır gıdalar şekere daha fazla istek uyandırabilir.

7- Şeker ve muadilleri hakkında bilgi sahibi olun

Agave, mısır şurubu, glikoz şurubu, yüksek fruktozlu mısır şurubu, sükroz, dekstroz, bal, şeker kamışı, meyve suyu konsantreleri de basit şeker grubuna girer. Bu yüzden gıdaları tüketirken içeriğine dikkat etmek gerekir.

8- Etiket okuma alışkanlığı edinin

Light ürünlerin içindekiler listesi ne kadar uzunsa, o kadar şeker bulunma ihtimali var demektir. Bu yüzden light ürün diye adlandırılan gıdaları alırken etiketlerindeki şeker miktarına da mutlaka bakmak gerekir. Bir çay kaşığı, yani 4-5 gramdan az şeker içeren ürünler tercih edilmelidir.

9- Uykunuzu almaya özen gösterin

Düzensiz uyku, vücudun stres hormonlarının artmasına ve salınan insülinin etkili olarak kullanılmamasına yol açar. Kaliteli uyku düzeni, vücudun yağ depolamasını, kilo alımını, özellikle gece atıştırma krizlerini de önleyerek diyabete yakalanma riskinin önlenmesinde önemli bir rol oynar.

10- Sağlık İçin, Dengeli Beslenip Harekete Geçin…


Yapılan araştırmalar Türkiye’de erkeklerin yüzde 25’inin kadınların da yüzde 41’inin obez ya da aşırı kilolu olduğunu gösteriyor. Dünya’daki çocukların yüzde 20-25’inin obez olduğu ve bu çocukların yüzde 70’inin erişkinlikte de obez oldukları biliniyor. Obezite’nin dünyayı olduğu kadar Türkiye’yi de tehdit ettiği gerçeğinden yola çıkan Şenpiliç, 2015 yılında ‘Dengeli Beslen, Harekete Geç’ sloganıyla büyük bir sosyal sorumluluk projesi başlattı. Türkiye’nin en büyük beyaz et üreticisi Şenpiliç tarafından başlattılan ‘Dengeli Beslen Harekete Geç’ Kampanyası, ailelerinin beslenmesi konusunda kilit rol üstlenen kadınların dengeli beslenme ve egzersizin önemi konusunda bilinçlendirilmesini hedefliyor.

Şişmanlık ve şeker hastalığı riski


Editor
Haber Merkezi ▪ İndigo Dergisi, 19 yıldır yayın hayatında olan bağımsız bir medya kuruluşudur. İlkelerinden ödün vermeden tarafsız yayıncılık anlayışı ile çalışmaktadır. Amacı; gidişatı ve tabuları sorgulayarak, kamuoyu oluşturarak farkındalık yaratmaktır. Vizyonu; okuyucularında sosyal sorumluluk bilinci geliştirerek toplumun olumlu yönde değişimine katkıda bulunmaktır. Temel değerleri; dürüst, sağduyulu, barışçıl ve sosyal sorumluluklarının bilincinde olmaktır. İndigo Dergisi, Türkiye’nin saygın İnternet yayınlarından biri olarak; iletişim özgürlüğünü halkın gerçekleri öğrenme hakkı olarak kabul etmekte; Basın Meslek İlkeleri ve Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi’ne uymayı taahhüt eder. Ayrıca İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ni benimsemekte ve yayın içeriğinde de bu bildiriyi göz önünde bulundurmaktadır. Buradan hareketle herkesin ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasi veya diğer herhangi bir milli veya içtimai menşe, servet, doğuş veya herhangi diğer bir fark gözetilmeksizin eşitliğine ve özgürlüğüne inanmaktadır. İndigo Dergisi, Türkiye Cumhuriyeti çıkarlarına ters düşen; milli haysiyetimizi ve değerlerimizi karalayan, küçümseyen ya da bunlara zarar verebilecek nitelikte hiçbir yazıya yer vermez. İndigo Dergisi herhangi bir çıkar grubu, ideolojik veya politik hiçbir oluşumun parçası değildir.