Anadolu toprakları, Asya ve Orta Doğu’ya açılan bir kapı olduğundan binlerce yıldır turist ve gezginler için geçiş ve duraklama noktası olmuştur. Kültürler arası değişimin ve aktarımın ev sahipliğini de yine bu topraklar yapmıştır. Ancak günümüzdeki tablo vahim durumda…
Geçmişten günümüze hoşgörü
Tarihi kayıtlara dönüp bakıldığında, o dönemin yabancı gezginlerinin Türk insanları ve bu ülke için harika ve hayranlık uyandırıcı sözler söylediğini işitebiliriz. Örneğin; Geuffroy isimli bir gezgin; “Türkler kimseyi Türk usulüne göre yaşamaya zorlamazlar. Herkesin kendi mevzuatı ile yaşamasına izin verirler” demiştir. Busbecg isimli başka bir gezginin notlarında Osmanlı döneminde hayvana eziyet edenlerin kadı huzuruna çıkarıldığını, çıkarılmasa dahi bu duruma herkesin müdahale edeceğini yazar. 1789 yılında yolu Anadolu’dan geçmiş kadın gezgin Lady Graven’in gözlemi ise Türklerin kadınlara muamelelerinin bütün milletlere örnek olacak nitelikte olduğu ve sokaklarda kadının en küçük bir saygısızlık görmediği üzerinedir.
Yüzlerce yıl önce modernlikten ve teknolojiden bihaber olarak, hayat şartlarının en asgaride yaşandığı dönemlerde bile gezginler ve turistler gönül rahatlığı içerisinde bu topraklarda dolaşırken, günümüze dönüp baktığımızda Türkiye’ye gelen turist ve gezginler bıçaklama, tecavüz, soygun ve dolandırılma olaylarına maruz kalıyorlar.
Turizm terörü
Mayıs 2015’te dünyayı yürüyerek gezen 28 yaşındaki Hollandalı Jisko Nino Von Gerner yol sorduğu bir motosikletlinin tacizine uğrayıp, kolu kırılmıştı. Mart 2008’de ise “Barış Gelini” olarak bilinen İtalyan sanatçı Pippa Bacca’nın Gebze’de tecavüz edilip boğularak öldürüldüğü bildirilmişti. Ağustos 2014’te ise Bodrum’da tatil yapan İngiliz kardeşler Danny ve Ben Slade şezlong nedeni ile çıkan kavgada başka tatilcilerin önünde bacak, ayak ve göğüslerinden bıçaklanarak yaralanmışlardı.
Çözüm; Türk insanının hoşgörülü ve misafirperver ruhunu canlandırmak
Bu yaşanan talihsiz durumlar sadece haber olabilmiş olanlardır. Bunların dışında daha nice arka planda kalmış, üstü örtülmüş, duymadığımız bilmediğimiz onlarca hadise Türkiye’nin turizm pazarındaki statüsünü oldukça olumsuz yönde etkilemektedir. Turizm sektörünün önde gelenlerinin milyonlarca liralık yatırımlar yapmasından ziyade, bizim insanımıza bizlere, bu ülkenin içerisinde yaşayan kişilere çok daha fazla görevler düşüyor. Türk insanının hoşgörülü misafirperver ruhunu tekrardan yakalaması aslında en temel başlangıç noktası olarak karşımıza çıkmaktadır.
Bundan yüzlerce yıl önce gezginlerin Türk insanı ile ilgili söylediklerini onaylatan davranış biçimlerini sergilemek belki de binlerce turisti bir anda ülkemize çekmeye fayda sağlamayacaktır fakat tek bir düşen su damlasının yarattığı titreşim nasıl dalgalara sebebiyet veriyor ise, her birimizin ülkemize gelen turistlere karşı sergilemiş olacağı olumlu tutum ve davranışlar da aynı o tek damlanın yarattığı etkiyi yaratacaktır.