Size sağlık turizmi veya termal tatili desem? Hele ki bu sıcaklarda pek çekici gelmiyor değil mi? Ama iyi bir SPA tatilinin kulağa hoş geldiğinden eminim. Peki, Türkiye’de sağlık turizmi nasıl pazarlanıyor? Dünyada neredeyiz? Terör olaylarından sonra neyi yanlış yaptık?
Dünyada en çok plastik cerrahi bulunan 9. ülkeyiz
Birçok yabancı turist iş ve tatili bir arada çıkarıyor. Türkiye özellikle saç ekimi ve göz hastalıklarında cazip bir destinasyon. Yurtdışında birçok seyahat acentesi yabancı hastalara (otel, uçak, estetik operasyon) paketleri satıyor.
Eminim alışveriş merkezlerinde dolaşan kafalarının yarısı bandajlı Arap erkeklerini görmüşsünüzdür. İşte bu tip turizm ‘Medikal Turizm’ kapsamında yer alıyor. Medikal turizm talebini etkileyen diğer etkenler ise kürtaj, cinsiyet değişimi, uyuşturucu tedavisi gibi gizli tutulması talep edilen ve diğer ülkelerde yasaklanmış olan operasyonlar.
Türkiye’ye sağlık turizmi için gelen turist hasta sayısı 6 yılda 4 kat arttı
Sağlık Bakanlığı verilerine göre, yurt dışından kamu ve özel hastanelerine tedavi amaçlı gelenlerin sayısı 2008 yılında toplam 74 bin 93 kişiydi. Aradan geçen 6 yılda bu rakam 300 bin seviyesine çıkarak rekor kırdı. Bir başka deyişle, gelen hasta sayısı 6 yılda 4 katına çıktı.
Üstelik bu rakam sadece sağlık hizmeti alanlarını kapsıyor. Bu rakama, turistik amaçlı gelip özel hastane ya da sağlık merkezlerinde saç ekimi, estetik müdahale gibi operasyonlar geçirenler de eklendiğinde 2013 itibarıyla 480 bine ulaşıyor. Türkiye’yi en çok hastasını ise Almanya, Libya ve Rusya’dan alıyor. Son siyasi ilişkilerimizden sonra bu tablonun değişeceği ise çok aşikar.
Dünya Sağlık Örgütü’nün sağlık tanımına göre wellness; fiziksel, zihinsel ve sosyal anlamda iyi olma durumunu ifade ediyor. Bu kavramla, bir hastalık veya sakatlıktan ziyade, ileriye dönük bakım, sağlıkta ilerleme ve iyi olma hali vurgulanıyor.
Termal turizmde ise işletmenin oluşumunun ilk unsuru doğal kaynağın varlığıdır. Türkiye’nin önemli bir jeotermal kuşak üzerinde yer aldığını düşünürsek Termal turizminde potansiyelimiz bir hayli yüksek. Genelde 40 yaş üstü sağlık sorunları olanlar tarafından tercih edilen oteller ağırlıklı Afyon, Yalova ve Bursa’da konumlanıyor. Bu oteller yabancı pazara da açık.
Dünyadaki termal turizmine baktığımızda (Karlovy Vary, Baden Baden, Evian-Les-Bains vb) uzunca bir zamandan bu yana kendisini termal, SPA merkezi/destinasyonu olarak pazarlıyor. Ülkemizde de birçok kaplıca destinasyonları oluşmuş ancak ne yazık ki çarpık yapılaşma ve şehirleşme sonucunda dünya örneklerinde gördüğümüz gibi uluslararası bir markalaşma sağlanamamış.
Tarihsel olarak bakıldığında SPA’nın geçmişi Roma İmparatorluğu’na kadar uzanmaktadır. Savaşlardan yorgun ve perişan dönen Romalı askerlerin yaralı bedenlerini iyileştirmek için inşa ettirdikleri banyolardaki tedaviye o dönem “Sanus Per Aquam” (SPA) sudan gelen sağlık adı verilmiştir.
Spa otellerine geri dönersek burada durum biraz farklı. Güncel istatistiklere ulaşmak bir hayli zor. Bilindiği üzere Akdeniz ve Ege bölgesindeki otellerin birçoğunda SPA bölümü mevcut. Ancak bunlardan pek azı sadece SPA amacına yönelik kurulan tesisler. Yani buralara gelen yerli ve yabancı turistin önceliği SPA tatili değil. Ama benim önceliğim SPA diyorsanız ayaklarınızı yerden kesecek oteller de yok değil. Türkiye’nin sağlık turizminde geleceği şimdiden parlıyor. Yerli turistin neredeyse hepsi ülke sınırları içinde tedavi oluyor.
BAKA verilerine göre, sağlık turizmi sektörü her yıl % 6 ile % 12 arasında büyümektedir. Bunun en önemli nedeni ise, tıbbi operasyonların ülkemizde uygun fiyatlarla yapılmasıdır. Ancak Türkiye’de sağlık turizmi için yapılmış milyarlarca dolarlık yatırımlara rağmen talep yeterli ve henüz istenen düzeyde değil. Bunun nedeni de konuyla ilgili olarak yurt dışında tanıtımların az olması ve etkili bir satış ve pazarlama ağının olmaması.
Peki, son yaşanan terör olaylarından sonra ne olacak?
Türkiye’nin terörist olaylarla anılması yabancı turisti bu yıl korkuttu. Birçok yabancı arkadaşımdan hiç duymadığım sorular alıyorum. Türkiye tehlikeli mi? Çocuğumla gidebilir miyim? Sağlık turizmi de bundan etkilenir mi? Sağlık turizmi müşterisi farklı bir düşünce sistemiyle geliyorlar. Ancak belirli bir kesim yaz tatilini sağlık işleriyle birleştiriyor. Muhakkak bir darbe yiyecektir ancak yaz turizmi kadar etkileneceğini düşünmüyorum.
Rusya ile yaşanan kriz, IŞİD ve PKK’nın canlı bombaları yaz turizminde son 17 yılın en sert düşüşünü yaşamamıza sebep oldu. Terör olan bir ülkede tabi ki de ilk etkilenecek ekonomi. Seyahat acenteleri, oteller, hava yolları bir zincirleme kaza gibi birbirini etkileyecek. Kısıtlı sayıda gelen turiste geçen yıllardaki gibi iş gücü gerekli olmayacak. Bu da bu sektörlerde çalışanları ne yazık ki olumsuz etkileyecek.
Sizce yaşanan bu üzücü olaylardan sonra Türkiye gerekli önlemlerini aldı mı? Yurtdışındaki turiste yönelik imajını düzeltebildi mi? Hayır. Kamuoyu ve yurtdışında bir sosyal medya kampanyasıyla en azından bu panik havasını yatıştırabilirdi. Böyle dönemler reklam ve pazarlama faaliyetlerinin durdurulacağı değil tam tersine agresif bir politikayla tam gaz kampanya yapılacak dönemler.
Zaten terörün de yaratmak istediği durum bu değil mi? Sizi yıldırmak. Yılmamak lazım!
Bence devlet bu konuda turizm sektörü emekçilerini çok yalnız bıraktı. Umarım şimdiden 2017 için sıkı bir planları vardır. Yoksa önümüzdeki yıllar içinde çok geç kalmış olabiliriz…
Kaynakça: Baka 2011