Tehlikenin Farkhunda mısınız?

Farkhunda, 27 yaşında İlahiyat Fakültesindeki öğrenimini yeni tamamlamış öğretmen adayı bir Afgan kadınıydı. Tek suçu, muska gibi hurafelere karşı kadınları bilinçlendirmekti…

Farkhunda, 27 yaşında İlahiyat Fakültesindeki öğrenimini yeni tamamlamış öğretmen adayı bir Afgan kadınıydı. Tek suçu, muska gibi hurafelere karşı kadınları bilinçlendirmekti...

Farkhunda, 2015 yılının Mart ayında din eğitimi verdiği Şah Do Şemşire Camii’nin önünde, bir kişinin muska sattığını gördü. Eğitimli bir kadın olarak, din üzerinden kesesini dolduran bu din bezirganına karşı çıktı. Muskalarından medet uman cahil Afgan halkın kadınlarına, İslam’da böyle hurafelerin olmadığını, din üzerinden para kazananlara inanmamalarını söyledi.

Muska satarak cahil halkı kandıran bu yobaz en iyi bildiği şeyi yaptı, Farkunda’ya iftira attı: “Bu kadın Kuran-ı Kerim’i yaktı, gözlerimle gördüm” dedi. Bir anda Farkhunda’nın etrafında öfkeli bir kalabalık toplandı. Kalabalık bu yobazın sözlerinin gerçek olup olmadığını sorgulamadan Farkhunda’ya saldırmaya başladı.


Farkhunda’nın “O adam yalan söylüyor! Ben müslümanım, müslüman Kuran yakmaz! İnanmayın ona!” demesine aldırmadılar. Onlara göre bir erkeğin şahitliği yeterliydi başka bir şahide gerek yoktu. Keza şerri hukukta öyle diyordu.

Yobazların Farkunda’ya ilk darbesi kafasına vurmakla oldu!

Bundan sonrası ise insanı insanlığından utandıracak bir linçle sonuçlandı. Farkunda önce dövülerek bir binanın çatısına çıkarıldı ve binanın çatısından aşağıya fırlatıldı! Öfkesini alamayan kalabalık Farkunda’ya tekmelerle sopalarla saldırmaya devam etti, büyük kaldırım taşlarını sökerek kafasına attılar, arabayla üzerinden geçtiler! Farkunda’nın can çekişen bedenine benzin döken bu insan müsveddeleri, Farkunda’yı ateşe verdiler.


Kısacası Farkunda, 200-300 kadar erkeğin saldırısına uğradı, önce dövüldü… Sonra binanın çatısından atıldı… Taşlandı… Arabayla ezildi… Ve benzinle yakıldı…

Orası Afganistan ne de olsa bize uzak. Bizde öyle şeyler olmaz değil mi? Şimdi bir de 2016 yılının çağdaş Laik Türkiye Cumhuriyeti’ndeki duruma bakalım?

İstanbul’da belediye otobüsünde yolculuk yapan genç bir hemşireye, şort giydiği gerekçesiyle, kendini bilmez bir yobazın saldırısına uğradı. Hemşire Ayşegül Terzi’nin şikayeti üzerine harekete geçen  İstanbul Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şube Müdürlüğü Cinayet Büro Amirliği ekiplerince gözaltına alındı. Abdullah Çakıroğlu, Asayiş Şube Müdürlüğünden çıkarıldığı sırada basın mensuplarının sorularını, “Arkadaşlar her şey kontrol altında… Sıkıntı yok, Her şey İslam hukukuna göre oldu” diyerek cevapladı.

Kartal’daki Anadolu Adalet Sarayına sevk edilen saldırgan Abdullah Çakıroğlu’na, ibretlik bir ceza verilmesi beklenirken, Laik Cumhuriyet’in hukukçuları da sanırım Abdullah Çakıroğlu’nun saldırısını “İslam hukuku“na göre uygun görmüş olacaklar ki, Abdullah Çakıroğlu’nu adliyedeki  işlemlerinin ardından serbest bıraktılar!

Evet yanlış okumadınız İslam Hukukuna göre saldırı yaptığını öne süren bir yobaz, Laik Cumhuriyetin hukukçuları tarafından serbest bırakıldı!


Onun için diyorum ki: “Ey Türk Milleti Tehlikenin FARKHUNDA mısınız?”

İhsan Eliaçık röportajı: Siyaset ve dinde yozlaşma