Duygusal ihmal çocuğun ruhunu yaralıyor!

Ülkemizde çocuk ihmal ve istismarı yaygın olmasına rağmen bilinmiyor. Çocuğu yok saymak, birey yerine koymamak, ona değer vermemek ve ondan bir tebessümü esirgemek en önemli ihmal, istismarlardan.

duygusal-ihmal-cocugun-ruhunu-yaraliyor

Duygusal ihmalin çocuğun gelişen ruhunu yaraladığına dikkat çeken psikiyatrist Prof. Dr. Nevzat Tarhan, sıcak aile ortamlarında büyüyen çocukların ancak daha mutlu olabileceğini kaydediyor.

Birleşmiş Milletler, 1954 yılında dünya çocukları arasında ortak duygular oluşmasını, ulusların barış içinde yaşama özlemlerinin pekişmesi amacıyla Ekim ayının ilk pazartesi gününü Dünya Çocuk Günü olarak kabul etti. Bu günde tüm ülkelerde çocukların bakım ve korunmasının gerekliliği üzerinde duruluyor.


Üsküdar Üniversitesi Rektörü, Psikiyatrist Prof. Dr. Nevzat Tarhan, tüm dünyada çocuklara daha iyi yaşam koşulları sağlamanın ülkelerin ve toplumların görevi olduğuna dikkat çekerek özellikle çocuklara yönelik en önemli çocuk hakkı ihlallerinden biri olan ihmal ve istismarların çocukların gelişimi üzerinde çok büyük etkilere yol açtığını söyledi.

Yaşanan ihmal ve istismarın sadece çocuğun bedenine yönelik tehditlerle sınırlı olmadığını belirten Prof. Dr. Tarhan, “Çocuğu yok saymak, birey yerine koymamak, değer vermemek, tebessümü esirgemek duygusal ihmaldir ve çocuğun gelişen ruhunu yaralar” dedi.

Anne ve babanın vereceği eğitim istismarı önler

Çocukluk döneminde yaşanan en kalıcı şokların başında cinsel istismar ve ihmalin geldiğinin altını çizen Prof.Dr. Tarhan, bu durumun çocukta travma etkisine neden olduğunu kaydederek şöyle devam etti:

“Kurşun yarası nasıl tam olarak iyileşmez, izi kalırsa çocuğun yaşadığı cinsel ihmal ve istismar da kişide aynı etkiyi yapar. Travma etkisi oluşturur. İstatistiklere göre istismarı genelde birinci derece yakın yapar. Çocuk ise bu yönelimi sevgi gösterisi olarak algılar. Bu, toplumun içe kanayan yarası. Burada anne ve babaya eğitim konusunda önemli görevler düşüyor. Ebeveyn gerekli eğitimi çocuğuna verebilmeli. Anne babanın yanlış tutumu çocuğunu istismara sürükleyebilir.”

Çocuğu annesiz bırakmak hak ihlalidir!

duygusal-ihmal-cocugu-kotu-yonde-etkiliyor

Çocuk gelişiminde 0-3 yaşın çok önemli olduğuna dikkat çeken Tarhan, bu yaş aralığında annenin yerini hiçbir şeyin tutamayacağını da söyledi.

“0-3 yaş arası annenin yerini hiçbir şey tutmuyor. Anneyle kurulan kararlı, güvenli bir ilişki çocuğun ruhsal ve bedensel gelişiminde çok önemli. Çocuk hayata dair temel bilgileri; sevgi, değer, güvenli bağlanma, kendini ifade edebilme…vs. 0-6 yaş arasında öğreniyor. Yani anneden ve ya onun yerine geçen kişi tarafından öğrenebiliyor. Çocuğa çok iyi bakmak yeterli olmayabiliyor. Örneğin bakımevlerinde çocuklara çok iyi bakıldığı halde güvenli bağlanma sorunu yaşadıkları gözleniyor. O çocuklar ani ölümler yaşayabiliyor. O nedenle bu yaş döneminde annenin çocuğuyla olması çok önemli. Onu annesiz bırakmak hak ihlalidir.”


Duygusal ihmal de hak ihlalidir

“Bir çocuk ‘Babam ya da annem beni sevmiyor’ diyorsa orada duygusal ihmal vardır” diyen Prof. Dr. Nevzat Tarhan, bu şartlarda yetişen çocuklarda özgüven eksikliği olduğunu söyledi. Özgüven eksikliği halinde çocukta öfkeli bir kişiliğin gelişeceğinin altını çizen Prof. Dr. Tarhan,

“Bir çocuğun girişimci olması ve kendini ifade edebilmesi için gerekli olan özgüven bu yönüyle temel bir duygu. Onlara iyi bir gelecek sağlamak, mutlu bir yaşam sunmak isteyen anne-babalar çocuklarının özgüvenini en başından desteklemeli ancak onları kibre götürecek davranışlardan uzak tutmalıdır. Çocuklarını seven fakat onları fazla eleştiren, öfkeli ve değersizleştiren ebeveyn modeli gelişime zarar veriyor. Çocuğun ebeveynle özdeşim kurması için diyalog kurabilmesi çok önemli” diyerek ebeveyn tutumunun önemine vurgu yaptı.

Çocuklar arası ayrım da hak ihlali!

Anne babanın gerek kendi çocukları gerekse diğer çocuklar arasında ayrım yapmasının doğru olmadığını ifade eden Prof.Dr. Tarhan, bütün çocukların aynı fıtratta olmadığını hatırlatarak her çocuğun iletişim biçimi ve öğrenme şeklinin farklı olacağını söyledi.

Kötü sıfatlar çocukta özgüveni zedeliyor!

Toplum olarak ailelerin farkında olmadan çocuklarına kötü sıfatlarla seslendiğine vurgu yapan Tarhan, ülkemizde özgüven eksikliğin altında yatan en önemli gerekçelerden birinin de bu olduğunu söyledi. Tarhan şu değerlendirmelerde bulundu:

“Tipsiz, beceriksiz, kapasitesiz, sen adam olmazsın” gibi kişiliği eleştiren sözler çocuklarda duygusal istismara neden oluyor. Özgüvenini zedeliyor. Sonrasında ileri yaşlarda kendine güvenmeyen, korkak, kaçıngan çocuklar, davranış bozukluğu yaşayan, kavga eden çocuklar ortaya çıkıyor.

Sevildiğini hissederek büyüyen çocuk mutlu oluyor!

Prof. Dr. Nevzat Tarhan, çocukların sevgi yuvası evlerde büyümesinin önemine dikkat çekti.


“Çocuk büyürken evde sevildiğini hissederek mi hissetmeyerek mi büyüyor bunu bakılmalı. İlgi, rol paylaşımı iyi ise evde yakın ilişkiler sıcak ilişkiler var ise bu evde ihmal ve istismar çok kolay olmaz. Çocuğun evini sığınak olarak görmesi çok önemli. Modern insanın yalnızlığı içinde ailelerini sıcak bir ortama, sığınağa çevirebilmeleri gerekiyor. Çocuklar ancak bu ortamlarda daha mutlu büyürler.”

Çocuklarda çalma alışkanlığı nasıl önlenir?


Editor
İndigo Dergisi Haber Merkezi | İndigo Dergisi, 18 yıldır yayın hayatında olan bağımsız bir medya kuruluşudur. İlkelerinden ödün vermeden tarafsız yayıncılık anlayışı ile çalışmaktadır. 2005 yılında kurulan İndigo Dergisi, indigodergisi.com web sitesi üzerinden tamamen dijital ortamda günlük yayın yapmaktadır. Aynı zamanda Türkiye’nin ilk internet haber dergisi olmakla birlikte, tüm yayın kadrosu ve okurlarıyla birlikte sürekli gelişmektedir. İndigo Dergisi’nin amacı; gidişatı ve tabuları sorgulayarak, kamuoyu oluşturarak farkındalık yaratmaktır. Vizyonu; okuyucularında sosyal sorumluluk bilinci geliştirerek toplumun olumlu yönde değişimine katkıda bulunmaktır. Temel değerleri; dürüst, sağduyulu, barışçıl ve sosyal sorumluluklarının bilincinde olmaktır. İndigo Dergisi, Türkiye’nin saygın İnternet yayınlarından biri olarak; iletişim özgürlüğünü halkın gerçekleri öğrenme hakkı olarak kabul etmekte; Basın Meslek İlkeleri ve Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi’ne uymayı taahhüt eder. İlaveten İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ni benimsemekte ve yayın içeriğinde de bu bildiriyi göz önünde bulundurmaktadır. Buradan hareketle herkesin ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasi veya diğer herhangi bir milli veya içtimai menşe, servet, doğuş veya herhangi diğer bir fark gözetilmeksizin eşitliğine ve özgürlüğüne inanmaktadır. İndigo Dergisi, Türkiye Cumhuriyeti çıkarlarına ters düşen; milli haysiyetimizi ve değerlerimizi karalayan, küçümseyen ya da bunlara zarar verebilecek nitelikte hiçbir yazıya yer vermez. İlkelerinden ödün vermeyen şeffaf yayıncılık anlayışını desteklemektedir. Herhangi bir çıkar grubu, örgüt, ideoloji, politik veya dini; hiçbir oluşumun parçası değildir. Köşe yazarlarımızın yazdıkları fikirler, kendi özgür düşünceleridir; İndigo Dergisi yayın politikası dahilinde değerlendirilir ve yayın ilkeleri ile çelişmediği müddetçe, düşünce ve ifade özgürlüğünü teşvik ederek yayına alınır. İndigo Dergisi, sunduğu tüm bilgilerin doğruluğunu teyit ve kontrol eder; bu bilgilerin geçerliliğine son derece önem verir.