Çocuklarda çalma alışkanlığı nasıl önlenir?

Çalma, kişinin kendisine ait olamayan bir eşyayı izinsiz olarak alması eylemi olarak tanımlanabilir. Ancak çocukluk çağında görülen bu tür davranışlar hırsızlık olarak değil çocuğun gelişim sürecinin bir parçası olarak değerlendirilmelidir.

cocuklarda-calma-aliskanligi

Çocukların belli bir yaşa kadar da mülkiyet duyguları tam olarak gelişmediği için bu davranışı hırsızlık olarak tanımlamak yanlış olur. Reem Nöropsikiyatri Merkezi‘nden Uzm. Dr. Mehmet Yavuz, konuyla ilgili görüşlerini paylaşıyor.

Çalma eylemi sıklıkla 2 – 8 yaş arası dönemde görülüyor

Hiçbir çocuk mülkiyet kavramı bilinciyle doğmaz. Çocuk henüz paylaşma konusunda olgunlaşmadığı için her şeyi kendisinin zanneder, izin alması gerektiğinin bilincinde değildir.


Asıl amacı hırsızlık olmayan bu davranışlar aslında her çocuğun anılarında yer alır. Bu dönemde çocuk dünyanın kendi etraflarında döndüğünü zanneder. Bu sebeple hiç sorgulamadan,  benmerkezci bir tutumla beğendiği her oyuncakla oynayabileceğini, hoşuna giden her nesneye sahip olabileceğini düşünür. Bu tarzda bir sahiplenme duygusu bazen çocuğun kendilerine ait olmayan bir varlığa izinsiz sahip olmak istemesine sebep olabilir. 

Mesela anaokuluna giden bir çocuk okulda beğendiği bir oyuncağı öğretmeninden izin alma ihtiyacı duymadan evine götürebilir. Çocuğun bu yaşlarda kendine ait olmayan “ödünç alma” olarak adlandırabileceğimiz bu davranış ileri ki dönemlerde çalma davranışına dönüşebilir mi?

Çocuklarda mülkiyet duygusu 3 – 4 yaşına geldiğinde gelişir. Artık başkasına ait olan bir şeyi izin istemeden almaması gerektiğini bilir. Ancak bu seferde sahip olma isteğine karşı koyamaz. Suçluluk duygusu hissetmesine rağmen okulda arkadaşına ait bir silgi ya da renkli bir kalemi alıp eve getirebilir.  Çalma her zaman her çağda ayıplanan, sıklıkla da cezalandırılan bir durumdur. Böyle bir durumla karşılaşan anne – baba sert tepki gösterirse çocuk korku ve paniğe kapılır. Bunu nereden aldın sorusuna çocuğun verdiği cevap ise genellikle arkadaşımdan ödünç aldım ya da yolda buldum gibi ifadelerdir.

Ebeveynlerin bilmesi gereken belli bir yaşa kadar bunun bir davranış bozukluğu ya da çalma eylemi olmadığıdır. Küçük yaşlardaki çocuklar “senin”, “onun” gibi aitlik kavramlarını ayırt edemediği için beğendiği her şeyi kendininmiş gibi algılar.


cocuklarda-calma-aliskanligi-nasil-onlenir

Çocuklarda çalma alışkanlığının nedenleri

Çalma davranışın altında yatan temel neden sevgi ve ilgi eksikliğidir. Anne babası tarafından yeterince sevilmediğini, onları yitirdiğini düşünen çocuklar genellikle mutsuzdurlar. Çocuğun çok sevdiği birinin kaybetmesi gibi travmatik durumların da çalma davranışa yol açtığı gözlemlenmiştir.

Sevgi deposu yeterince dolu olmayan çocuk başkalarına ait eşyaları çalarak bu açlığını doyurmaya çalışır. Bu arzusu sevdikleri tarafından dışlanmış, şiddet ya da duygusal istismara maruz kalmış çocuklarda da yaygın olarak görülen bir davranıştır.

Ebeveynler bazen farkında olmadan çocuğun böyle bir davranışta bulunmasına etki etmiş olabilirler. Anne babanın aşırı disiplinli olması, çocuğunu başarısızlıklarını onun akranlarıyla kıyaslaması,  fazla eleştirmek,  kırıcı sözler söylemek ve bunu yaparken suçlayıcı bir tavır takınmak, çocuğa hiçbir olumlu geri bildirim vermemek yine bu davranışın oluşmasına zemin hazırlar. Ev içinde eşler arasındaki gerginlik, huzursuzluk ya da fiziksel şiddet varsa çocuğu çalma davranışına itebilir.

Çocuğun dünyasında çaldığı para ya da eşya aslında kendisinden esirgenen sevgi ve ilgiyi sembolize etmektedir. Çocuk sosyal çevresinde arkadaşlarına kıyasla daha az popüler olması da onu çalma eylemine yönlendirebilir.  Bu şekilde içindeki duygusal boşluğu doldurmaya çalışır. Bazen de kendine ait olmayan bir eşyayı alması karşısındaki insana duyduğu intikam duygusu, kırgınlık, kıskançlık, düşmanlık gibi duyguların dışa vurum şekli olabilir.  Tekrar tekrar yapılan çalışmalarının sonucunda çalma hastalığının sevgi yoksunluğundan kaynaklandığı gözlemlenmiştir.

Çalma alışkanlığı karşısında anne babaların tutumu ne olmalı?

  • Anne baba böyle bir durumla karşılaştığında çocukla doğru bir iletişim kurması gerekir. Çocuğa asla yargılayıcı ve suçlayıcı bir tutum ile yaklaşılmamalı.
  • Yapılması gereken çocuğun mülkiyet kavramını geliştirmektir. Çocuğun kendine ait odası ve oyuncaklarının olması bu sürece yardımcı olur. Bu kavram öğretilirken ev içerisinde  “bu senin”, “bu benim”, “bu kardeşinin” gibi aitlik bildiren cümleler kurulmalıdır.
  • Anne babanın bilmesi gereken, çocuk kaç yaşında olursa olsun onun da bir birey olduğu gerçeğidir. Bu nedenle ona ait bir eşyayı alırken mutlaka izin istemeli, başkalarının eşyalarını alırken de onlardan izin alması gerektiği öğretilmelidir. Aile bireylerinin kendi aralarındaki iletişimde çocuğa doğru rol model olmak için böyle davranmaları gerekir.
  • Başkalarına ait eşyaları habersiz ve izinsiz almanın yanlış bir davranış olduğunu, o kişinin eşyasını bulamayınca üzülebileceğini, suçlayıcı ve utandırıcı bir dil kullanmadan anlatmalı ve o eşyayı geri vermesini sağlamalıyız.
  • Çocuğun temel gereksinimlerini karşılayacak miktarda harçlık verilmelidir. Ailenin maddi durumu ne olursa olsun her istediği alınan ya da yapılan çocuk doyumsuz ve şımarık olur. Bu da çocuğun gelişimine ciddi derecede zarar verir.
  • Çocuk dürüst davrandığında ödüllendirilmelidir.
  • Eğer çocukta bu konuda bir eğilim olduğunu düşünülüyorsa etrafta çanta, cüzdan ya da bozuk para bırakılmamalıdır.
  • Çalma davranışı karşısında aşağılayıcı, küçük düşürücü bir dil kullanmak gerekir. Asla fiziksel şiddete başvurulmamalıdır. Bunun yerine hayal kırıklığına uğradığınızdan bahsedin ancak asla ” bunu bir daha yaparsan seni sevmem” gibi tehditlerde bulunmayın. Yaptığının doğru bir şey olmadığı sakin bir dille anlatılmalıdır.
  • En önemlisi ise çocuğunuzla kaliteli zaman geçirin,  onu sevdiğinizin ifade edin, bunu eylemlerinizle destekleyin. Çünkü pek çok problem sevgiyle aşılır.
  • Bu davranış uzun süre devam eder ve süreklilik kazanırsa profesyonel yardım alınmalıdır.

Çocuklarda 5 adımda duygu kontrolü


Editor
İndigo Dergisi Haber Merkezi | İndigo Dergisi, 18 yıldır yayın hayatında olan bağımsız bir medya kuruluşudur. İlkelerinden ödün vermeden tarafsız yayıncılık anlayışı ile çalışmaktadır. 2005 yılında kurulan İndigo Dergisi, indigodergisi.com web sitesi üzerinden tamamen dijital ortamda günlük yayın yapmaktadır. Aynı zamanda Türkiye’nin ilk internet haber dergisi olmakla birlikte, tüm yayın kadrosu ve okurlarıyla birlikte sürekli gelişmektedir. İndigo Dergisi’nin amacı; gidişatı ve tabuları sorgulayarak, kamuoyu oluşturarak farkındalık yaratmaktır. Vizyonu; okuyucularında sosyal sorumluluk bilinci geliştirerek toplumun olumlu yönde değişimine katkıda bulunmaktır. Temel değerleri; dürüst, sağduyulu, barışçıl ve sosyal sorumluluklarının bilincinde olmaktır. İndigo Dergisi, Türkiye’nin saygın İnternet yayınlarından biri olarak; iletişim özgürlüğünü halkın gerçekleri öğrenme hakkı olarak kabul etmekte; Basın Meslek İlkeleri ve Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi’ne uymayı taahhüt eder. İlaveten İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ni benimsemekte ve yayın içeriğinde de bu bildiriyi göz önünde bulundurmaktadır. Buradan hareketle herkesin ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasi veya diğer herhangi bir milli veya içtimai menşe, servet, doğuş veya herhangi diğer bir fark gözetilmeksizin eşitliğine ve özgürlüğüne inanmaktadır. İndigo Dergisi, Türkiye Cumhuriyeti çıkarlarına ters düşen; milli haysiyetimizi ve değerlerimizi karalayan, küçümseyen ya da bunlara zarar verebilecek nitelikte hiçbir yazıya yer vermez. İlkelerinden ödün vermeyen şeffaf yayıncılık anlayışını desteklemektedir. Herhangi bir çıkar grubu, örgüt, ideoloji, politik veya dini; hiçbir oluşumun parçası değildir. Köşe yazarlarımızın yazdıkları fikirler, kendi özgür düşünceleridir; İndigo Dergisi yayın politikası dahilinde değerlendirilir ve yayın ilkeleri ile çelişmediği müddetçe, düşünce ve ifade özgürlüğünü teşvik ederek yayına alınır. İndigo Dergisi, sunduğu tüm bilgilerin doğruluğunu teyit ve kontrol eder; bu bilgilerin geçerliliğine son derece önem verir.