Hillary Clinton, ABD’nin ilk kadın başkanı olma şansını kaybetti. ABD Başkanlık Seçimi’nde demokratların adayı Clinton başkanlık yarışını kaybederken Cumhuriyetçilerin adayı Donald Trump ise başkanlık yarışını kazandı. Peki kimdir Hillary Clinton, yaşamına bakalım…
Hillary Clinton’ın ABD Başkanlık seçimleri öncesi seçim tweeti
Demokratların başkanlık adayı Hillary Clinton Twitter’da attığı mesajla gündem oldu. Clinton’ın tweeti sosyal medyada ‘kaybetmeyi kabul etti’ olarak yorumlandı.
ABD’de seçimlerinde kıran kırana bir yarış yaşandı. Başkan adaylarından demokrat Hillary Clinton’ın seçimden önce Twitter üzerinden yayınladığı mesaj dikkat çekmişti. Clinton mesajında ‘Bu ekibin gurur duymak için çok nedeni var. Bu gece ne olursa olsun hepinize çok teşekkür ederim’ ifadeleri yer almıştı. Oylama başlamadan böyle bir mesaj vermesi, sonucun böyle olacağını tahmin ettiği şeklinde yorumlandı.
Hillary Clinton kimdir? Hillary Clinton’ın hayatı
Hillary Rodham Clinton, 26 Ekim 1947 doğumlu. ABD’nin 42’nci başkanı Bill Clinton ile evli olan Hillary Clinton, 1993-2001 yılları arasında eşinin başkanlığı sırasında First Lady olarak görev yapmıştı. Ardından 2001 – 2009 yılları arasında ABD Senatosunda New York eyaletini temsil etti. 20 Ocak 2007 tarihinde “2008 ABD başkanlık seçimlerine” adaylığını koymuş ancak ön seçimleri az farkla Barack Obama’ya kaybetmişti. 2016 ABD başkanlık seçimleri için Demokrat Parti’den başkan adayı olmuştu.
Çocukluk yılları
Hillary Diane Rodham, ABD’nin Illinois eyâletindeki Chicago kentinde doğmuştur. Üç yaşında ailesi ile beraber Park Ridge, Illinois’e taşınmıştır. Babası Hugh Ellsworth Rodham İngiliz ve İrlandalı göçmenlerin bir çocuğudur ve tekstil endüstrisinde küçük ama başarılı bir işe sahiptir. Annesi Dorothy Emma Howell, ise ev hanımıydı. Hugh ve Tony adında iki de küçük kardeşi vardır.
Çocukken, kilisede ve okulda pek çok aktivite de görev almıştır. Tenis ve diğer spor dalları ile uğraşmış, Brownie ve Girl Scout gibi ödüller kazanmıştır. Marine East High School okulunda okumuş, öğrenci konseyi, müzakere takımı ve Ulusal Onur Topluluğu (National Honor Society) gibi gruplara katılmıştır. Daha sonra Marine South High School’a geçmiş ve burada Ulusal Hüner Finalist’i (National Merit Finalist) olmuş ve 1965 yılında da mezun olmuştur. Ailesi istediği alanda kariyer yapması için onu desteklemiştir.
Muhafazakar bir ailede yetişmiş olan Hillary, 13 yaşında 1960 yılının Başkanlık seçimlerini yakından takip etmiş ve 1964 Başkanlık seçimlerinde Cumhuriyetçi aday Barry Goldwater için gönüllü olarak çalışmıştır. Politik kariyerinin başlarında, babası gibi komünist karşıtı olan lisedeki tarih öğretmeni ve annesi gibi sosyal adalet gibi konularla ilgilenen aynı zamanda da bir rahip olan akıl hocası onu çok etkilemiştir. 1962’de akıl hocası ile beraber sosyal haklara sahip çıkan lider Martin Luther King Jr. ile tanışma şansına erişmiştir.
Üniversite yılları
1965’te Rodham Wellesley Koleji’e girmeye hak kazanmış ve burada Siyasal Bilimler üstüne eğitim görmeye başlamıştır. İlk yıllarında üniversitenin “Genç Cumhuriyetçiler” (Young Republicans) organizasyonunun başkanlığını yapmıştır. Amerikan Sivil Haklar Hareketi ve Vietnam Savaşı ile ilgili görüşlerinin değişmesi sebebi ile bu pozisyondan vazgeçmiş ve kendine özgü “bir muhafazakarın aklı ve bir liberalin kalbi” görüşünü benimsemiştir.
Martin Luther King Jr’in ölümünden çok etkilenmiş ve savaş karşıtı Demokrat Eugene McCarthy’nin başkan adayı olmasını desteklemiştir. Üniversitedeki diğer siyahi öğrenciler ile işbirliği yaparak, üniversiteye daha çok siyahi öğrencinin alınması gibi değişiklikler yapabilmek için iki günlük bir kampanya düzenleyerek derslere girmeyi reddetmişlerdir.
Aynı yıl Wellesley Koleji Yönetim Topluluğu’na (Wellesley College Government Association) başkan olarak seçilmiştir. “Wellesley in Washington” adında üniversitenin yaz programına katılmış, ve profesörü Alan Schecter’in da yardımıyla Cumhuriyetçi Konferans Evi’nde (House Republican Conference) stajyer olarak işe başlamıştır. Böylece değişmekte olan politik görüşlerini daha iyi anlayabileceği düşünülmüştür.
Irkçılık sebebiyle Cumhuriyetçi partiyi terk etti
Cumhuriyetçi aday Nelson Rockefeller’in kampanyası için çalışmaya davet edilmiştir. 1968’de Cumhuriyetçi Ulusal Konvansyionu’na (Republican National Convention) katılmış ve burada verilen ırkçı mesajlar yüzünden Cumhuriyetçi partiyi tamamen terk etmiştir.
Wellesley’e geri dönen Rodham bitirme tezini Profesör Schecter’in gözetmenliğinde, Saul Alinsky’nin radikal topluluk organizasyonu üstüne yapmıştır. 1969’da Siyasal Bilimler bölümünden derece ile mezun olmuştur. Bazı öğrencilerin baskısı ile, Wellesley’de mezuniyet töreninde konuşan ilk öğrenci olmuştur. Associated Press’e göre konuşma ayakta alkışlanmıştır. Life isimli dergide, ondan önce konuşan senatör Edward Brooke hakkındaki eleştirileri sayesinden, onunla ilgili bir makale yayınlanmıştır. Bazı yerel televizyon kanallarında ve yerel gazetelerde de adı anılmıştır. O yazını Alaska’da McKinley Dağı Ulusal Parkı’nda bulaşık yıkarak geçirmiştir. Sağlıklı koşullarda çalışılmadığından şikayet edince buradan da kovulmuştur.
Hukuk eğitimi
Rodham daha sonra Yale Üniversitesi’nde hukuk öğrenimi görmeye başlamıştır. Burada “Yale Review of Law and Social Action” isimli okul gazetesinin editör kurulunda yer almıştır. İkinci yılında Yale Çocuk Çalışma Merkezi’nde (Yale Child Study Center) küçük çocuklarda beynin gelişimi üstüne araştırmalara katılmıştır. Aynı zamanda çocuklarında suistimal edilmesi ve fakirlere hukuksal destek sağlayan hayır kurumlarında da çalışmıştır. Göçmenlerin çalışma, yaşama ve eğitim ve sağlık gibi sorunları üstüne Marian Wright Edelman ile beraber yaptığı araştırmalar ile ödül kazanmıştır. Zaman içerisinde Edelman onun akıl hocalığını da yapacaktır.
1971 ilkbaharında, Yale’de bir hukuk öğrencisi olan Bill Clinton ile flört etmeye başlayan Hillary, aynı zamanda sivil özgürlükler, anayasal haklar ve radikal amaçları desteklemesi ile tanınmış bir hukuk bürosunda, çocukların vesayeti ile ilgili davalarla ilgileniyordu. Bu büronun kurucularından ikisi komünist partinin kurucu üyeleriydi. Clinton o yaz kendi ile ilgili işleri iptal ederek onunla Berkley, California’da yaşamaya başlamıştır.
Kendini işine ve hedeflerine atayan Clinton, Bill ile tanıştıktan sonra, kendini onunla yaşamaya adayacaktır. Okula geri dönene kadar da beraber yaşayacaklardır. Takip eden yazda Demokrat aday George McGovern için başarısız olacak bir kampanya yürütmüşlerdir. 1973’te yine derece ile mezun olan Rodham Clinton ile beraber olabilmek için orada bir yıl daha kalmıştır. Clinton mezun olduğu yıl ona evlenme teklif etmiştir ama bu teklif reddedilmiştir. Yale Çocuk Çalışma Merkezi’nde çalışmaya başlamış ve 1973’te yayınladığı “Hukuk Korumasında Çocuk” (Children Under the Law) makalesi “Harvard Educational Review”da yayınlanmış ve ilgili alanda pek çok kez referans olarak gösterilmiştir.
Evliliği
Richard Nixon’ı suçlayan bir komitede çalıştıktan sonra, büyük hukuk firmaları ile çalışmaktan vazgeçip, kalbini izleyerek, Bill Clinton’un peşinden Arkansas’a girmiştir. 1975’te evlendikten sonra 1980’de ilk ve tek çocukları Chelsea doğmuştur. Arkansas’a yerleştikten sonra fakirler için hukuksal destek sağlayan bir klinik kurmuş ve çocukların suistimali ile ilgili davalarla ilgilenmiştir. Arkansas Advocates for Children and Families isimli bir grup kurmuş, otuz yaşına geldiğinde ise, Başkan Jimmy Carter tarafından Birleşmiş Eyaletler Hukuk Servisi Kurumu isimli, fakirlere hukuksal destek sağlayan ve kâr amacı gütmeyen bir kurumun yönetimine atanmıştır.
Bill, Arkansas valisi seçildikten sonra da çocukların korunması, eğitimi ve sağlığı ile ilgili çalışmalara devam etmiş ve çocuk haklarını koruyan pek çok ulusal sivil toplum örgütünde de yer almıştır.
Hukuk kariyerine de devam eden Hillary, Amerikan Barolar Birliği’ne Mensup Kadınlar (American Bar Association’s Commission on Women in the Profession) grubuna liderlik etmiş ve cinsel taciz ve eşit ücret ödenmesi gibi konularda başı çekmiştir. Aynı zamanda iki kez Amerika’nın en etkili 100 avukatından biri olarak seçilmiştir.
Hillary Clinton
1992 yılında Bill Clinton, 1992’de başkan seçildikten sonra Amerika’nın en önde gelen kadın hakları savunucularından biri olan Hillary dünya çapında da tanınmış ve hayranlık uyandırmıştır. Kadın haklarını ve kadının durumunu bütün dünyada savunan Hillary aynı zamanda göğüs kanseri ve Körfez Savaşı sendromuna yakalanmış insanlara terapi uygulanması ile ilgili çalışmalarda da bulunmuştur. 1997’de Adoption and Safe Families Act (Evlat Edinme ve Güvenli Aileler Hareketi) ile evlat edinmeyi kolaylaştırmış ve genç yaşta hamile kalmanın önüne geçmeye çalışmıştır.
Evrensel sağlık ile ilgili çalışmaları başarısız olmasına rağmen, herkesin sağlıklı yaşaması için yaptığı çalışmalar ve bu işe kendini ne kadar adamış olduğunu hiçbir Amerikalı unutmamıştır. Çocukların sağlığı için de çok gayret göstermiş, başlattığı programlar ile her çocuğa sağlık güvencesi kazandırmıştır. Aynı zamanda, ilaç firmalarına baskı yaparak, çıkardıkları ilaçların çocuklar üstündeki etkilerinin de kontrol edilmesini sağlamaya çalışmıştır.
1995’te yayınlanan It Takes A Village (Bir Kasaba Gerekir) isimli kitabı, uluslararası alanda çok satanlar listelerinde yer almıştır. Çocukların başarısı için herkesin sorumlu olduğunu anlatan kitabın gelirlerini çocukların gelişimi için harcamıştır. Living History adlı otobiyografi kitabı da yine çok satanlar listelerinde yer almıştır.
New York Senatörü Hillary Clinton
2000 yılında New York Senatörü olan Hillary Clinton, çocuklarla ilgili konularda avukatlığa devam etmiş aynı zamanda da ülkenin korunması ile ilgili ulusal bir kahraman olmuştur. 11 Eylül saldırılarında zarar gören ailelere yardım etmek, zarar gören KOBİ’lere destek olmak ve kurtarılmada çalışan görevlilere sağlık ile ilgili konularda yardımcı olmak için çalışmalar yürütmüştür. New York veya başka bir yerde benzer bir olayın tekrar yaşanmaması için ülke güvenliğini korumak için çabalarda bulunmaktadır ve bunlar için kaynak sağlamaya çalışmaktadır.
New York, Irak ve Afganistan’daki askerleri gezerek, güvenliğe ne kadar önem verdiğini gösteren davranışlarda bulunmuş ve amerikan askerinin yaşadığı zorlukları ilk ağızdan öğrenmiştir. Asklerin sağlık sorunlarını da yakından takip etmiş ve ikinci bir Körfez Savaşı Sendromu yaşanmaması için gayret göstermiştir. Aynı zamanda Irak’ta kurulmuş olan hükümete karşıda ciddi eleştirileri bulunmaktadır.
Denizaşırı sorunların bulunmasına rağmen, ülkenin kendi iç sorunlarının görmezden gelinmesine karşı olan Hillary, ülke içinde de pek çok yasanın geçmesi ya da geçmemesi için çalışmalarda bulunmaktadır. Çocukların sağlık güvencilerini artırmak için çalışmalar yapmaktadır, HIV/AIDS virüslerine karşı bir çözümün bulunması için yapılan araştırmaları desteklemekte ve bilişim teknolojilerin kullanılarak sağlık evlerinde yönetim gibi giderlerin kısılması için uğraşmaktadır.
Senato’da çocukların güvenliği ve sağlığı ile ilgili çalışmalarına devam ediyordu
En büyük başarılarından biri, bütün ilaç firmalarını çocukların sağlığına uygun ilaçlar üretilmesi konusunda zorlayan bir yasa çıkarrılmış olmasındadır. Aynı zamanda okullarda verilen eğitimde çevre kirliliğine değinilmesi ve çevrenin korunması ile ilgili çalışmalarda da bulunmuştur.
Kadın haklarının en önde gelen savunucularından biri olan Clinton, bu ünvanını Senato’da da sürdürmekte, aile planlaması ve erken yaşta hamilelik gibi sorunların çözülmesi için çaba göstermektedir.
2005’te her oyun değerli olduğunu söyleyen Hillary, “Count Every Vote Act” (Her Oyu Say Hareketi) adı altında her oyun eşit derecede önemli olduğunu ve hepsinin sayılması gerektiğini söyleyen bir hareket başlatmıştır. 2006’da da yüzde 67 oranıyla tekrar Senato’da New York’u temsil eden kişi olarak seçilmiştir.
2008 ABD başkanlık seçimleri ve Dışişleri Bakanlığı
Hillary Clinton, 20 Ocak 2007’de Demokratik Parti’den ABD başkanlığına adaylığını koydu. Demokratik Parti içinde yapılacak ön seçimlere adaylığı koyan diğer siyasetçiler arasında Barack Obama, John Edwards, Joe Biden, Christopher Dodd ve Bill Richardson bulunmaktaydı. Hillary Clinton 2007 yılı boyunca Demokratik Parti içindeki en şanslı aday olarak görülmekteydi.
Her eyalette değişik tarihlerde yapılan ön seçimlerden ilki Iowa eyaletinde 3 Ocak 2008 tarihinde gerçekleşti. Barack Obama’nın bu eyalette beklenmedik bir başarı elde ederek seçimi kazanması Hillary Clinton’un adaylık şansını olumsuz yönde etkiledi Ancak Clinton 5 gün sonra New Hampshire eyaletindeki seçimleri kazanarak rekabeti sürdürdü.
2008’in Ocak boyunca Demokratik Parti içinde Hillary Clinton ve Barack Obama dışındaki bütün adaylar adaylıktan çekildiklerini ilan ettiler. 5 Şubat 2008 günü 20 eyalette aynı günde yapılacak ön seçimlere kritik gözüyle bakılıyordu. Bu seçimlerde her iki aday da başarılı oldu. Ancak Obama’nın Clinton’a kıyasla az bir farkla öne geçtiği gözlendi.
Haziran ayına kadar Demokratik Parti içindeki yarış başa baş devam etti. Hillary Clinton Obama’yı sonuna kadar az bir farkla takip etti. Ancak 3 Haziran 2008 tarihinde South Dakota ve Montana eyaletlerinde yapılan ön seçimlerden sonra Hillary Clinton’un Obama’nın açtığı küçük farkı kapatamayacağı anlaşılınca Barack Obama Demokratik Parti’nin 2008 ABD başkanlık seçimlerindeki adayı olarak ilan edildi. Böylece Hillary Clinton başkanlık yarışını kaybetmekle birlikte ABD tarihinde başkanlığa en çok yaklaşmış kadın aday olma özelliğini kazanmış oldu.
Alınan sonuçlar ardından 20 Ocak 2009’da 44. ABD başkanı olan Barack Obama’nın kadrosunda ABD’nin yeni Dışişleri bakanı oldu. 2013 yılında ise uluslararası ilişkilerde önemli katkılar veren kişilere verilen Chatham House Ödülü’nü kazandı.
2016 ABD başkanlık seçimleri
Eski Dışişleri bakanı olan Clinton, 12 Nisan 2015 tarihinde Demokrat partiden ABD başkanlığına aday olacağını açıkladı. Clinton İnternet sayfasında video mesaj yöntemini kullanarak yaptığı açıklamada ilk olarak ekonomik düzensizliği düzelteceğini vaat etti. Hazırlanan videoda kendisinin bir şeyler yapmaya hazır olduğunu belirterek, Amerikalıların ekonomik olarak zor günlerden çıkmak için mücadele verdiğini fakat halen daha en üsttekilerin ekonomik anlamda daha avantajlı olduğunu belirtti. Clinton Amerikalıların her gün yeni bir savunucu aradığını da belirterek, “işte ben o savunucu olmak istiyorum” ifadelerini kullandı.
Hillary Clinton seçim kampanyalarına ise Iowa’da başladı. İlk mitingini ise New York’da yaptı. Clinton burada yaptığı açıklamalarda da ekonomi üzerine durarak orta sınıf refahını yükseltmek için çalışacağını söyledi. Buradaki diğer söylemleri ise demokrasinin sadece zenginler için olmadığı yönündeydi.
8 Temmuz 2015 gününde ise Clinton’un daha önceden yayınlanmamış e-postaları kamuoyuna paylaşıldı. Bir gün sonra ise kendisinin özel doktoru Lisa Bardack, Clinton’un fiziksel durumunun mükemmel olduğunu açıklayarak başkanlık için uygun olduğunu belitti.
Gizlilik gerektiren devlet işlerinde kişisel mail hesabını kullandığı için özür diledi
9 Eylül 2015 günü ise özel elektronik posta hesabı ve sunucusu kullanmadığından dolayı ilk kez özür diledi. 5 Ocak 2016 günü Bill Clinton, eşi Hillary Clinton için miting düzenledi. Bill, eşi için “Hillary inanılmaz bir insandır, dokunduğu her şeyi daha iyi yaptı” ifadelerini kullandı.
Seçim çalışmaları devam ederken Cumhuriyetçi partiden Ted Cruz’un da yarışı bırakması sonrası bu partiden tek aday Donald Trump oldu. Trump 26 Mayıs 2016 tarihinde yeterli delegeye ulaşarak Cumhuriyetçi partiden başkan adayı oldu. 7 Haziran 2016 gününde ise Demokrat Parti’de yeterli delege sayısına ulaşan Clinton, ABD tarihindeki ilk kadın başkan adayı oldu.
Daha sonra ise dönemin ABD başkanı Obama seçimlerde Clinton’u destekleyeceğini açıkladı ve Clinton’un mitingine katıldı. Obama Clinton için: “Onun ne kadar zeki ve olaylara hazırlıklı olduğunu biliyorum” ifadelerini kullandı.
7 Temmuz 2016’da ise Clinton e-mail skandalında suçsuz bulundu.
İlerleyen dönemlerde ise daha önceden kendisi gibi Demokrat Parti’den başkan adayı olan ve bazı ön seçimlerde Clinton’u geçen Bernie Sanders’ın da desteğini aldı. Aynı yılın eylül başlarında ise Clinton’un maillerini servis eden “Guccifer” lakaplı Romanyalı internet korsanı 4 yıl 4 ay hapis cezası aldı. Clinton, başkanlık yarışındaki rakibi Trump’un destekçilerine yönelik olarak “‘Yarısı acınacak halde insanlar.’ (…) “ırkçılar, cinsiyetçiler, yabancı düşmanılar, islamofoblar. Daha aklınıza ne gelirse…” şeklinde cümleler kullandı. Ardından da gelen tepkiler üzerine kullandığı ifadeler için özür diledi.